6 Şubat 2004 23:00
Neruda100 yaşında
Latin ülkeleri tarih boyunca hep sömürgecilerin iştahını kabartmıştır. Medeniyeti götürme adına kıta toprakları bir uçtan diğer uca talan edilmiş, nice uygarlıklar yağmalanmıştır. İşte bunlardan biri, Şili. Muhteşem maya uygarlıklarının beşiği...Görkemli And dağlarını bir inci gerdan misali boynuna dolamış, kendini kollarına alan okyanuslarla çevrelenmiş, büyük ozan Neruda'nın sevgili ülkesi. Bu yıl o güzel ülkenin topraklarında doğmuş, o halkın içinde yetişmiş dünya şairleri arasında ilk sıralarda yer alan Pablo Neruda'nın 100.doğum yılı. Hani şöyle bir soru yönetildiğinde; "Bir antoloji kitabı hazırlayacak olsanız ve sadece 10 tane şair alacak olsanız bu kitaba Nâzım Hikmet'i alır mıydınız?" sorusuna "Bir tane şairde koyacak olsam kesinlikle Nâzım Hikmeti koyardım" diyecek kadar mütavazi olan Neruda.
Yazı yazmayı öğrenince Ricardo Neftali Reyes yada bilinen ismiyle Pablo Neruda 12 Temmuz 1904 de (Parral) Şili'de doğdu ve daha henüz bir aylık bebek iken annesini kaybetti. Annesiz büyüyen her çocuk gibi oda gözyaşı dökerek şili ormanlarının derinliklerinde doğanın bütün zenginliklerini içselleştirerek büyüdü. Babası ülkenin en ağır iş dalı olan demiryolu işçisiydi. 1910 da ilkokula başlayan Neruda daha küçük yaşta insanlara ve doğaya sevgiyle, özenle yaklaşır ve giderek edebiyata ilgi duymaya başlar. Hangi tür kitap bulursa okur, araştırır ve kendini geliştirmeyi elden bırakmaz. "İlk şiirimi ne zaman yazdığımı bana çok defa sormuşlar. Ne zaman doğmuştu benim ruhumda şairlik? Çocukluğumun ilk yıllarında daha yazı yazmayı öğrendiğim zamanlardaydı, birden geliveren duyguyla kafiyesi, ölçüsü birbirini tutmayan kimi sözler yazmıştım. Bu ilk yapıtım beğenip beğenmiyeciğini bilmeden babama gösterdim. Babam nereden kopya ettin bunu? diye sordu" Nasıl şiir yazdığını böyle belirtiyor 'Yaşadığımı itiraf ediyorum' adlı anı kitabında.
Durmadan akan nehir Yoksulluk içinde geçen okul yıllarında onaltı yaşına girdiğinde değişik çevrelerde artık yavaş yavaş şairliği duyulur oluyor. "Şiir durmadan akan bir nehirdir" diyen ozan çocuk denecek yaşta düz yazı ve şiir denemelerini yoğunlaştırır. Temuco dayken öğrenci birliğinin yayın organı olan Claridad dergisinde yazılar yazar. Derginin aynı zamanda gönüllü dağıtıcısıdır. Ne yazık ki öğrenci birliği odası rejim yanlılarınca basılıp yağma edilir. Egemen sınıfların çıkarlarında yana olan yasalar suçluları değil suçsuz gençlerin (dergiyi çıkaranları) tutuklanmasına neden olur. Öyleki Şili'nin umut vaad eden genç kalemlerinden Gomez Rojas gördüğü işkence sonucu çıldırarak ölür. Bu durum genç şairi derinden yaralar. Ortaöğrenimini Temecu'da tamamlayıp, 1921 de başkent Santiago'ya gider. Ve üniversite yılları... Fransız dili ve edebiyatını okur. Öğrenci birliğinin açtığı bir yarışmada birinciliği kazanır. Peşinde babasında kalma saati ve elindeki üç beş parça eşyasını satarak 1923 de yayınladığı 'Akşam Alacası, Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz bir şarkı' kitaplarıyla kısa zamanda ünü bütün ülkeye yayılır. Öğrencilik yıllarının tertemiz aşkları ve acılarla dolu bir bildirgeyi çağrıştıran 'Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı' adlı kitabının satış rekoru ikimilyonu aşmıştır. 1925'lere gelindiğinde tam anlamıyla gençlik çağının coşkunluğuyla politika ve edebiyatta saygınlık kazanmış bir kişiliğe tanık oluyoruz. Sömürge ülkelerde olsun geri kalmış ülkelerde olsun ülkenin aydınları arasında batıya öykünme eğilimi oldukça güçlüdür. 1927'den sonra Colombo, Batavia, Barcelona, Madrid, Mexico ve Paris de Şili konsolosu olarak görev yapar.
Faşizme karşı Yıl 1936 İspanya Franco rejimine karşı direniyor. Halk bir uctan diğer uca iç savaş girdabında özgürlük mücadeleside ölümüne mücadele etmekte. İspanyanın kurtuluşu mucadalesinde diktatör Franco'nun haydutları tarafında kurşuna dizilen, 20.yüzyılın tanınmış şairlerinde Lorca ile yakın dostluğu vardır Neruda'nın. PEN Kulübü'nün Buones Aires de Ruben Dario anısına düzenlediği etkinlikte İspanyolca'nın iki dil ustası Lorca ile Neruda dinleyicilerin beğenisini alan düet yaparlar. Neruda ikirciksiz İspanyol halkının yanında saf tutar. O yalnız hayelleriyle yaşamayı değil gerçekle iç içe olmayı yoksulların bereketli sofrasında bulunmayı elden bırakmaz. Kaldıki şiirleri incelediğinde İspanya'nın da sevgili ülkesi kadar yüreğinde yer tuttuğu rahatlıkla görülebilinir. Savaşın ortasındaki bu kardeş halk büyük şairin uzattığı dostluk elini sımsıkı tutar. Bunun sonucu 'Yürekte İspanya' kitabı kimbilir belkide dünyada eşi benzeri bulunmayan ilginç bir ortamda halkın yaratıcı dehasıyla basılıyor. Franco diktatörlüğüne karşı Cumhuriyetçilere destek verdiğinden dolayı konsolosluk görevine son verilince Paris'e geçerek mücadelesini orada dahada boyutlandırarak sürdürür. Ülkesinin ormanlarını, okyanusların maviliğini, eksilmiyen yağmurları ve en önemliside halkına duyduğu özleme daha fazla dayanmaz ve Şiliye döner.
Bir çok ödül Yıl 1938 büyük ozan Neruda üvey annesini ve peşinde aynı yıl babasını kaybeder. Sevdiklerini kaybetmesi ozanı sarsar;
'göçüp gittiler içimde
bir yanım artık öksüzdür
diğer yanım Şili halk cephesidir' der ve aynı yıl Halk cephesine üye olur. Şili halk cephesinin seçimlerde galip gelmesiyle yeniden Paris ve ardında Mexico City konsolosu olarak görevde bulunur. Meksika'da bulunduğu yıllarda fırsat buldukça ülkeyi baştan aşağı gezmeye ve gözlemlemeye çalışır.1943 te yeniden ülkesine döner ve bu kez aktif siyasete atılır. Şili'nin yoksul semtlerini kendine mekân eyler. Etle tırnak misali onlardan kopmaz. Bunun sonucu en yoksul insanlar tarafından 1945'de senatörlüğe getirilir ve Kominist Partisine üye olur. Partisi yasaklanınca 1948'de tekrar çok sevdiği ülkesini ve insanlarını terketmek zorunda kalır. Meksika, İtalya, Fransa, SSCB ve Çin Halk Cumhuriyeti'nde toplantıdan toplantıya koşturur.1950 de Picasso ile birlikte Dünya Barış ödülü, 1953 de Stalin ödülü ve 1971 de ise Nobel edebiyat ödülünü kazanır ve aynı yıl yeniden Paris büyükelçiliğine atanır.
Bir şair hayatı 'Benim anılarım, hayaletlerle dolu bir gemidir. Belki ben kendi hayatımı değil de başkalarının hayatını yaşadım. Bazı anılarım zamanla yeniden canlanacak, yeniden hayat bulacaktır. Benim hayatım, bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır...Bir şair hayatıdır' diyor Neruda. Ve bu sözler bugün de anlamında hiçbir şey kaybetmedi. Bu yıl büyük ozanın yüzüncü doğum yılı ve bu vesileyle bir kez yaşamı ve yapıtları gözden geçirilip ders çıkarılacak. Bir zamanlar kitaplarını bastırmak için binbir türlü engele takılan şairin eserlerini günümüzde istediğimiz dilde bulmak mümkün. Onun şiirleri kimi zaman okyanusun suları kadar derin ve dingin, kimi zaman and dağlarının yüceliği kadar yüce, tertemiz ve kimi zamanda Şili ormanlarına düşen bereket yağmuru gibi toprak ve doğa kokar. Mücadelenin içindeki işçiler, gençler ve kadınlar dünya şiirinin bereket ırmağına kol olan Neruda'yı bir kez daha okumalıdırlar.
Yazı yazmayı öğrenince Ricardo Neftali Reyes yada bilinen ismiyle Pablo Neruda 12 Temmuz 1904 de (Parral) Şili'de doğdu ve daha henüz bir aylık bebek iken annesini kaybetti. Annesiz büyüyen her çocuk gibi oda gözyaşı dökerek şili ormanlarının derinliklerinde doğanın bütün zenginliklerini içselleştirerek büyüdü. Babası ülkenin en ağır iş dalı olan demiryolu işçisiydi. 1910 da ilkokula başlayan Neruda daha küçük yaşta insanlara ve doğaya sevgiyle, özenle yaklaşır ve giderek edebiyata ilgi duymaya başlar. Hangi tür kitap bulursa okur, araştırır ve kendini geliştirmeyi elden bırakmaz. "İlk şiirimi ne zaman yazdığımı bana çok defa sormuşlar. Ne zaman doğmuştu benim ruhumda şairlik? Çocukluğumun ilk yıllarında daha yazı yazmayı öğrendiğim zamanlardaydı, birden geliveren duyguyla kafiyesi, ölçüsü birbirini tutmayan kimi sözler yazmıştım. Bu ilk yapıtım beğenip beğenmiyeciğini bilmeden babama gösterdim. Babam nereden kopya ettin bunu? diye sordu" Nasıl şiir yazdığını böyle belirtiyor 'Yaşadığımı itiraf ediyorum' adlı anı kitabında.
Durmadan akan nehir Yoksulluk içinde geçen okul yıllarında onaltı yaşına girdiğinde değişik çevrelerde artık yavaş yavaş şairliği duyulur oluyor. "Şiir durmadan akan bir nehirdir" diyen ozan çocuk denecek yaşta düz yazı ve şiir denemelerini yoğunlaştırır. Temuco dayken öğrenci birliğinin yayın organı olan Claridad dergisinde yazılar yazar. Derginin aynı zamanda gönüllü dağıtıcısıdır. Ne yazık ki öğrenci birliği odası rejim yanlılarınca basılıp yağma edilir. Egemen sınıfların çıkarlarında yana olan yasalar suçluları değil suçsuz gençlerin (dergiyi çıkaranları) tutuklanmasına neden olur. Öyleki Şili'nin umut vaad eden genç kalemlerinden Gomez Rojas gördüğü işkence sonucu çıldırarak ölür. Bu durum genç şairi derinden yaralar. Ortaöğrenimini Temecu'da tamamlayıp, 1921 de başkent Santiago'ya gider. Ve üniversite yılları... Fransız dili ve edebiyatını okur. Öğrenci birliğinin açtığı bir yarışmada birinciliği kazanır. Peşinde babasında kalma saati ve elindeki üç beş parça eşyasını satarak 1923 de yayınladığı 'Akşam Alacası, Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz bir şarkı' kitaplarıyla kısa zamanda ünü bütün ülkeye yayılır. Öğrencilik yıllarının tertemiz aşkları ve acılarla dolu bir bildirgeyi çağrıştıran 'Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı' adlı kitabının satış rekoru ikimilyonu aşmıştır. 1925'lere gelindiğinde tam anlamıyla gençlik çağının coşkunluğuyla politika ve edebiyatta saygınlık kazanmış bir kişiliğe tanık oluyoruz. Sömürge ülkelerde olsun geri kalmış ülkelerde olsun ülkenin aydınları arasında batıya öykünme eğilimi oldukça güçlüdür. 1927'den sonra Colombo, Batavia, Barcelona, Madrid, Mexico ve Paris de Şili konsolosu olarak görev yapar.
Faşizme karşı Yıl 1936 İspanya Franco rejimine karşı direniyor. Halk bir uctan diğer uca iç savaş girdabında özgürlük mücadeleside ölümüne mücadele etmekte. İspanyanın kurtuluşu mucadalesinde diktatör Franco'nun haydutları tarafında kurşuna dizilen, 20.yüzyılın tanınmış şairlerinde Lorca ile yakın dostluğu vardır Neruda'nın. PEN Kulübü'nün Buones Aires de Ruben Dario anısına düzenlediği etkinlikte İspanyolca'nın iki dil ustası Lorca ile Neruda dinleyicilerin beğenisini alan düet yaparlar. Neruda ikirciksiz İspanyol halkının yanında saf tutar. O yalnız hayelleriyle yaşamayı değil gerçekle iç içe olmayı yoksulların bereketli sofrasında bulunmayı elden bırakmaz. Kaldıki şiirleri incelediğinde İspanya'nın da sevgili ülkesi kadar yüreğinde yer tuttuğu rahatlıkla görülebilinir. Savaşın ortasındaki bu kardeş halk büyük şairin uzattığı dostluk elini sımsıkı tutar. Bunun sonucu 'Yürekte İspanya' kitabı kimbilir belkide dünyada eşi benzeri bulunmayan ilginç bir ortamda halkın yaratıcı dehasıyla basılıyor. Franco diktatörlüğüne karşı Cumhuriyetçilere destek verdiğinden dolayı konsolosluk görevine son verilince Paris'e geçerek mücadelesini orada dahada boyutlandırarak sürdürür. Ülkesinin ormanlarını, okyanusların maviliğini, eksilmiyen yağmurları ve en önemliside halkına duyduğu özleme daha fazla dayanmaz ve Şiliye döner.
Bir çok ödül Yıl 1938 büyük ozan Neruda üvey annesini ve peşinde aynı yıl babasını kaybeder. Sevdiklerini kaybetmesi ozanı sarsar;
'göçüp gittiler içimde
bir yanım artık öksüzdür
diğer yanım Şili halk cephesidir' der ve aynı yıl Halk cephesine üye olur. Şili halk cephesinin seçimlerde galip gelmesiyle yeniden Paris ve ardında Mexico City konsolosu olarak görevde bulunur. Meksika'da bulunduğu yıllarda fırsat buldukça ülkeyi baştan aşağı gezmeye ve gözlemlemeye çalışır.1943 te yeniden ülkesine döner ve bu kez aktif siyasete atılır. Şili'nin yoksul semtlerini kendine mekân eyler. Etle tırnak misali onlardan kopmaz. Bunun sonucu en yoksul insanlar tarafından 1945'de senatörlüğe getirilir ve Kominist Partisine üye olur. Partisi yasaklanınca 1948'de tekrar çok sevdiği ülkesini ve insanlarını terketmek zorunda kalır. Meksika, İtalya, Fransa, SSCB ve Çin Halk Cumhuriyeti'nde toplantıdan toplantıya koşturur.1950 de Picasso ile birlikte Dünya Barış ödülü, 1953 de Stalin ödülü ve 1971 de ise Nobel edebiyat ödülünü kazanır ve aynı yıl yeniden Paris büyükelçiliğine atanır.
Bir şair hayatı 'Benim anılarım, hayaletlerle dolu bir gemidir. Belki ben kendi hayatımı değil de başkalarının hayatını yaşadım. Bazı anılarım zamanla yeniden canlanacak, yeniden hayat bulacaktır. Benim hayatım, bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır...Bir şair hayatıdır' diyor Neruda. Ve bu sözler bugün de anlamında hiçbir şey kaybetmedi. Bu yıl büyük ozanın yüzüncü doğum yılı ve bu vesileyle bir kez yaşamı ve yapıtları gözden geçirilip ders çıkarılacak. Bir zamanlar kitaplarını bastırmak için binbir türlü engele takılan şairin eserlerini günümüzde istediğimiz dilde bulmak mümkün. Onun şiirleri kimi zaman okyanusun suları kadar derin ve dingin, kimi zaman and dağlarının yüceliği kadar yüce, tertemiz ve kimi zamanda Şili ormanlarına düşen bereket yağmuru gibi toprak ve doğa kokar. Mücadelenin içindeki işçiler, gençler ve kadınlar dünya şiirinin bereket ırmağına kol olan Neruda'yı bir kez daha okumalıdırlar.
Evrensel'i Takip Et