4 Şubat 2004 23:00
Laf değil acil eylem
Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun kararı doğrultusunda satılmasına karar verilen Diyarbakır TEKEL İçki Fabrikası'nda çalışan işçilerin iş akitleri 13 Şubat 2004 tarihinde fesh ediliyor. Kaygılı bekleyişlerini sürdüren TEKEL işçileri, üyesi oldukları Tek Gıda-İş Sendikasının sessiz kalmasına oldukça tepkili. Ancak mücadeleyle işlerini ve işyerlerini koruyabileceklerini söyleyen işçiler, etkili eylem kararlarının alınıp bir an önce hayata geçirilmesini istiyor.
Sendika ise işçilerin mağdur edilmemesi için hükümetin üzerine düşeni yerine getirmesi gerektiğini söylüyor. Bu arada TEKEL Tütün İşletmelerine geçiş için başvuruda bulunan işçilerin oranı ise yüzde 95'i buldu.
Neyi bekleyelim?
"Bu saatten sonra nerede çalışacağız?" diyen Nihal Işık adlı kadın işçi, en güzel günlerini TEKEL'e verdiklerini söylüyor. Üç çocuk okuttuğunu söyleyen Işık, kendi ayakları üstünde durmanın yolunun ekonomik güvenceden geçtiğini ifade ediyor.
Eşinin işsiz olduğunu ve evin geçimini kendisinin sağladığını aktaran Azize Argun, "Genel merkezimizin bize ihanet ettiğini biliyoruz. Bize bekleyin diyorlar. İşsiz kaldıktan sonra neyi bekleyelim? İnsanlarımızın bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz. Hiç kimse 'garanti altındayım' demesin. Herşey yavaş yavaş geliyor. Onlara da sıra gelecektir" diye konuştu.
TEKEL İçki Fabrikası'nda 16 yıldır çalışan Cemal Eker, ücret sendikacılığı yapıldığı için TEKEL'in kapanma noktasına geldiğini, atamaların yapılcağı söylentilerinin işçileri pasifize ettiğini, üretimden gelen güçlerini kullanamadıklarını ifade ediyor.
Eşinin kuma getirdiğini söyleyen Şefika Aksoy, 6 çocuğuyla eşinden ayrı yaşıyor. Bölge kadını olmanın getirmiş olduğu tüm olumsuzlukları yaşamış olan Aksoy, "İşimi kaybedersem çocuklarım ne olacak?" diye soruyor.
Hepimizin sorunu Diyarbakır Tütün İşletmesi İşyeri Temsilcisi Gülşen Tekin, İçki Fabrikası'ndaki arkadaşlarının iş akitlerinin feshedilmesinin tüm TEKEL işçilerinin sorunu olduğunu vurguluyor. "İşsiz insan nasıl sağlklı düşünebilir ve ülke için faydalı şeyler yapabilir ki!" diyen Tekin, işlerine sahip çıkacaklarını belirtiyor. Tekin, "Türkiye'de kadınlar evinin hizmetçisi olarak görülüyor. Biz çalıştığımızdan dolayı ekonomik özgürlüğümüzü kazandık, erkekler gibi oturup arkadaşlarımızla birçok şeyi paylaşma olanağı bulduk" diyerek ellerinden alınmaya çalışılan hakları için mücadale etmeye kararlı olduklarını söylüyor.
Memurlar destek olmalı Yaklaşık 15 yıldır TEKEL'de çalışan Aygül Taşkın, sendikanın 13 Şubat'a kadar bekleme tutumunun işçilerin dayatmalarıyla kırılabil3eceği düşüncesinde. Özelleştirmenin TEKEL'de çalışan memurları da yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken Taşkın, "Bugün bize, yarın onlara. Memurlar aynı sorunları yaşamamak için destek vermeliler. İşçi memur birleşmeli. Tüm halk güçleri birleşmezse sesimizi duyuramayız" diyor. Sendikaların ciddi eylem kararları almasını isteyen Taşkın, "Oturdukları koltuklar bir gün sarsılacak. Bizim yokluğumuz onların yokluğu anlamına geliyor" uyarısında bulunuyor.
Sendikalar görevini yapmıyor
Hacı Erdemir (13 yılllık işçi): Türkiye'de sendikalar gerçekten görevini yapmadı. İşçinin sendikaya kazanılması ve eğitimi için ciddi bir çaba içerisine girilmedi. Bu işçinin sınıf bilinciyle hareket etmemesine, ekonomik taleplerle sınırlı kalmasına neden oldu. Sendikalar ciddi anlamda bir eylemlilik ortaya koymadı. Ücret sendikacılığı yapılıyor. Üretimden gelen güçlerini kullanmıyorlar. Geçmişte şalter indiriliyordu. İstenilen elde ediliyordu. Son süreçte üretimin aksamaması yönünde yaklaşım vardı. Sen üretimi aksatmazsan karşındakine de bir şeyler yaptıramazsın. Tek Gıda-İş'in yaptığı eylemler ciddi anlamda ses getirmedi. Eskiden Türk-İş yüzbinlerce kişiyle, kamu emekçileriyle alanlara dökülüp istediği hakları elde ediyordu. Bugün Türk-İş tamamiyle pasifize edilmiş durumda. Şu anda çalışanlar olarak çok kötü bir psikoloji içerisindeyiz. İşimizi kaybetme durumuyla karşı karşıyayız ve bu tüm yaşamımızı etkiliyor. TEKEL'in diğer kurumlarına atamalar yapılacak şeklinde söylentiler yayılıyor. Bu; 'ayın 13'üne kadar bekleyin atamalar olacak, mücadele olmayacak' anlamına gelir.
Bu mu işsizliği önleme projesi?
Yüksel Türker (İçki fabrikası işçisi): Kadın ikinci sınıf olarak görülüyor. Ekonomik özgürlüğümüzü kazanmak, bireysel olarak bize birçok avantaj sundu. 35 yaşındayım 15-16 yıldır çalışıyorum. Eşime ne verebilirim? Maddi şeyler üzerine kurulmuş bir dünyada yaşıyoruz ve sevmek yetmiyor. Şimdi ben tezgâhtarlık için iş arasam binlerce işsiz genç var. Onları mı, beni mi alırlar? Binlerce üniversite mezunu işsiz. Bu saatten sonra bizim durumumuz ne olacak? Hükümet kadınlarda işsizliği önlemek için Diyarbakır'ı pilot bölge olarak seçmiş. Üç bini aşkın insan işten çıkarıldı. Bu mu işsizliği önleme projesi? Özelleştirmeler işsiz bırakıyor. Deri koltuklarında oturan millettvekillerimiz bizim yaşadıklarımızı anlayabilirler mi? Biz hayat denilen merdivenleri tırmana tırmana çıktık. Yapılacak her türlü eylemin içinde yer alırım.
Protokole uyan kim! Tek Gıda-İş Sendikası Diyarbakır 1 No'lu Şube Sekreteri Cemal Damar, Türk-İş ile hükümet arasında imzalanan protokol gereği özelleştirme kapsamındaki fabrikalarda çalışan işçilerin mağdur edilmeyeceğini savundu. Damar, içki fabrikalarında çalışan 3100 iş akdinin feshedilmesinden doğacak mağduriyetin, Tütün İşletmeleri'ne yapılacak atamalarla giderileceğini ileri sürdü. "Görüşmelerden sonuç alınamazsa, bayram sonrasında ciddi eylemliliklerde bulunacağız" diyen Damar, Tek Gıda-İş'in üzerine düşeni yaptığını savunurken, diğer sendikaları kendilerine destek vermemekle suçladı.
Hepimizin sorunu Diyarbakır Tütün İşletmesi İşyeri Temsilcisi Gülşen Tekin, İçki Fabrikası'ndaki arkadaşlarının iş akitlerinin feshedilmesinin tüm TEKEL işçilerinin sorunu olduğunu vurguluyor. "İşsiz insan nasıl sağlklı düşünebilir ve ülke için faydalı şeyler yapabilir ki!" diyen Tekin, işlerine sahip çıkacaklarını belirtiyor. Tekin, "Türkiye'de kadınlar evinin hizmetçisi olarak görülüyor. Biz çalıştığımızdan dolayı ekonomik özgürlüğümüzü kazandık, erkekler gibi oturup arkadaşlarımızla birçok şeyi paylaşma olanağı bulduk" diyerek ellerinden alınmaya çalışılan hakları için mücadale etmeye kararlı olduklarını söylüyor.
Memurlar destek olmalı Yaklaşık 15 yıldır TEKEL'de çalışan Aygül Taşkın, sendikanın 13 Şubat'a kadar bekleme tutumunun işçilerin dayatmalarıyla kırılabil3eceği düşüncesinde. Özelleştirmenin TEKEL'de çalışan memurları da yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken Taşkın, "Bugün bize, yarın onlara. Memurlar aynı sorunları yaşamamak için destek vermeliler. İşçi memur birleşmeli. Tüm halk güçleri birleşmezse sesimizi duyuramayız" diyor. Sendikaların ciddi eylem kararları almasını isteyen Taşkın, "Oturdukları koltuklar bir gün sarsılacak. Bizim yokluğumuz onların yokluğu anlamına geliyor" uyarısında bulunuyor.
Sendikalar görevini yapmıyor
Hacı Erdemir (13 yılllık işçi): Türkiye'de sendikalar gerçekten görevini yapmadı. İşçinin sendikaya kazanılması ve eğitimi için ciddi bir çaba içerisine girilmedi. Bu işçinin sınıf bilinciyle hareket etmemesine, ekonomik taleplerle sınırlı kalmasına neden oldu. Sendikalar ciddi anlamda bir eylemlilik ortaya koymadı. Ücret sendikacılığı yapılıyor. Üretimden gelen güçlerini kullanmıyorlar. Geçmişte şalter indiriliyordu. İstenilen elde ediliyordu. Son süreçte üretimin aksamaması yönünde yaklaşım vardı. Sen üretimi aksatmazsan karşındakine de bir şeyler yaptıramazsın. Tek Gıda-İş'in yaptığı eylemler ciddi anlamda ses getirmedi. Eskiden Türk-İş yüzbinlerce kişiyle, kamu emekçileriyle alanlara dökülüp istediği hakları elde ediyordu. Bugün Türk-İş tamamiyle pasifize edilmiş durumda. Şu anda çalışanlar olarak çok kötü bir psikoloji içerisindeyiz. İşimizi kaybetme durumuyla karşı karşıyayız ve bu tüm yaşamımızı etkiliyor. TEKEL'in diğer kurumlarına atamalar yapılacak şeklinde söylentiler yayılıyor. Bu; 'ayın 13'üne kadar bekleyin atamalar olacak, mücadele olmayacak' anlamına gelir.
Bu mu işsizliği önleme projesi?
Yüksel Türker (İçki fabrikası işçisi): Kadın ikinci sınıf olarak görülüyor. Ekonomik özgürlüğümüzü kazanmak, bireysel olarak bize birçok avantaj sundu. 35 yaşındayım 15-16 yıldır çalışıyorum. Eşime ne verebilirim? Maddi şeyler üzerine kurulmuş bir dünyada yaşıyoruz ve sevmek yetmiyor. Şimdi ben tezgâhtarlık için iş arasam binlerce işsiz genç var. Onları mı, beni mi alırlar? Binlerce üniversite mezunu işsiz. Bu saatten sonra bizim durumumuz ne olacak? Hükümet kadınlarda işsizliği önlemek için Diyarbakır'ı pilot bölge olarak seçmiş. Üç bini aşkın insan işten çıkarıldı. Bu mu işsizliği önleme projesi? Özelleştirmeler işsiz bırakıyor. Deri koltuklarında oturan millettvekillerimiz bizim yaşadıklarımızı anlayabilirler mi? Biz hayat denilen merdivenleri tırmana tırmana çıktık. Yapılacak her türlü eylemin içinde yer alırım.
Protokole uyan kim! Tek Gıda-İş Sendikası Diyarbakır 1 No'lu Şube Sekreteri Cemal Damar, Türk-İş ile hükümet arasında imzalanan protokol gereği özelleştirme kapsamındaki fabrikalarda çalışan işçilerin mağdur edilmeyeceğini savundu. Damar, içki fabrikalarında çalışan 3100 iş akdinin feshedilmesinden doğacak mağduriyetin, Tütün İşletmeleri'ne yapılacak atamalarla giderileceğini ileri sürdü. "Görüşmelerden sonuç alınamazsa, bayram sonrasında ciddi eylemliliklerde bulunacağız" diyen Damar, Tek Gıda-İş'in üzerine düşeni yaptığını savunurken, diğer sendikaları kendilerine destek vermemekle suçladı.
Evrensel'i Takip Et