03 Ekim 2011 08:03

Kadın için doğal ve kaçınılmaz dönem: Menopoz

Pek çok kız çocuğu için unutulmaz bir an olan, ilk görülen adet kanaması (menarş), nasıl ki doğal, sağlıklı, normal bir sürecin parçasıysa, adet görmenin sonlanması (menopoz) da aynı şekilde doğal ve normal sürecin bir parçasıdır. Uzmanlar, kadınların bu süreci hayatlarının bir parçası olarak görer

Kadın için doğal ve kaçınılmaz dönem: Menopoz
Paylaş
Çiğdem Tezel

MENOPOZ SÜRECİ

Uzmanlar, menopozun üç evrede geliştiğini belirtiyor. Menopoza girilmeden önceki dönem (premenopoz), menopoz dönemi (perimenopoz) ve menopoz sonrası dönem (postmenopoz) olarak adlandırılan bu dönemlerde kadın, hormonal olarak büyük değişiklikler yaşıyor. “Kadınların doğurganlığını ve gençliğini yitirmesi” olarak algılanan hormonal değişikliklerin elbette biyolojik ve psikolojik yansımaları da oluyor.

Premenopoz; menopoza girilmeden önceki dönem ve menopoz öncesi yaklaşık 3 - 5 yıl boyunca adetlerin sık sık ve/veya aralıklarla olması gibi düzensizlikler yaşanıyor.

Perimenopoz; son adet döneminden yaklaşık bir yıl önce başlıyor ve bir yıl sonra sona eriyor. Postmenopoz ise menopoza girildikten sonra kadınlık hormonu olan östrojen düzeyinin düşmesiyle ortaya çıkan adet kesilmesini takip eden dönem oluyor.

Menopozla birlikte tüm vücutta yoğun hormonal değişik yaşanıyor ve kadının hormon metabolizması alt üst oluyor. Östrojen azalıyor ve tüm organlar bu durumdan olumsuz etkileniyor. Çünkü östrojen hormonu sadece doğurganlığı düzenleyen bir hormon değil, kemikleri sağlamlaştırma, damarları sertliğe karşı koruma, cildi esnek tutma, bağışıklık sistemini güçlendirme ve genel sıhhati arttırma gibi etkilerinin yanı sıra, kadını kalp hastalıkları, kolesterol yüksekliği (hiperkolesterolemi), kan basıncında yükselme (hipertansiyon), kemik erimesi (osteoporoz) gibi hastalıklardan da koruyan bir yönü var.

VÜCUTTA NELER OLUYOR

Menopozun, bazı etkileri tüm dünya kadınlarında ortak ve yaygın olarak görülüyor. Sıcak (ateş) basması, nedensiz terleme, gece terlemesi en yaygın görülen belirtiler. Çarpıntı, uykusuzluk, baş ağrısı, nedensiz bir endişe hali, çabuk öfkelenme, cinsel istekte azalma, vajinal kuruluk, kan basıncında oynama, kilo artışı, ciltte esneklik kaybı, lokalize kaşıntılar, tüylenme ve kıllanma, kemik erimesi, el ve kollarda uyuşma, hazımsızlık, mide ekşimesi, idrar yollarında gerileme ve kabızlık da görülebiliyor.

Sıcak basması ya da ateş basması denilen en yaygın menopoz semptomu, ciltte hissedilen ani ve rahatsız edici bir sıcaklık duygusu, yüzün kızarması, terleme ve çarpıntı ile gece boyunca devam ederse aynı zamanda uykusuzluk nedeni olabiliyor.

Sıcak basmasını; ortamın sıcak olması, stres, sıcak içecekler, kahve, alkol ve baharatlı gıdalar gibi sebeplerin tetikleyebileceği uyarısı yapan uzmanlar, bunlardan kaçınarak sıcak basması sayısını azaltmanın mümkün olabileceğini belirtiyor.

VÜCUTTA GERİLEME

Menopoz döneminde artan risk olarak osteoporoz (kemik erimesi) sessiz ve sinsi bir hastalık olarak ifade ediliyor ve kemik kitlesi kaybı ilaç tedavisi ile durdurulabiliyor. Yitirilmiş kemik dokusunun yeniden oluşması olanaklı olmadığı için hastalığın başlamadan önlenmesinin önemi artıyor.

Östrojenin kemik dokusuna olumlu etkisinin dışında, kadınların genital organları ve idrar yolları da östrojenler sayesinde kanla besleniyor ve işlevlerini sürdürmesi olanaklı oluyor. Östrojen hormonuna bağımlı olan vajina ile idrar yollarının vajinaya komşu olan kısımlarında (idrar torbası-mesane ve idrar borusu-uretra) hormonun desteği ortadan kalkınca gerileme (atrofi) başlıyor, gerileme dokuların incelmesine ve “zayıflamasına” neden oluyor.

Premenopoz döneminde östrojen seviyesindeki azalmayla vajinanın iç tabakasının incelmesi ve kuruması sonucu, vajina kızarabilir, tahriş olabilir, kaşıntı geliştirebilir ve dokular daha kolay hasar görebilir hale geliyor. İdrar yakınmaları başlıyor, sık idrara gitme, tuvalete zor yetişme, tam boşaltamama ve idrarını tutamama gibi problemlerden şikayetçi olunabiliniyor.

Östrojen eksikliği, ciltteki esneklik ve sağlamlıktan sorumlu olan liflerin (kollajen ve elastin) azalmasına da yol açıyor, bu da cildin kuruması, kaşınması ve ışığa karşı duyarlılığının artması anlamına geliyor.

Genellikle, menopoz döneminde saçlar da inceliyor ve parlaklıklarını yitiriyor. Kasıklardaki ve koltuk altındaki kıllar azalırken, erkeklik hormonu (androjen) etkisinin güçlenebileceği bu dönemde, çenede, göğüslerde ve bacakların iç kısımlarında kıllar (hirsutizm) çıkabiliyor. Erkek tipi saç dökülmesi de (kelleşme) görülebiliyor.

Doktor önerisi ile menopoz döneminde uygulanabilen hormon tedavisi ile cilt ve saçlarda yaşanan olumsuzlukları en aza indirdiği gibi, hirsutizm de engellenebiliyor. Azalan östrojenin beyin fonksiyonlarındaki etkisi ve sıcak basmaları sonucu oluşabilen uykusuzluk için de doktorlar hormon replasman tedavisine karar verebiliyor. Egzersiz ve ilaç tedavisi ile atrofi etkileri azaltılabiliyor.

KİLO ALMA

Uzmanlara göre, menopoz sonrası yaşanan en büyük şikayetlerden biri de azalan hormonların etkisiyle yavaşlayan metabolizmaya bağlı olarak “kilo alma” oluyor. Kadınların vücudunda genel yağ birikimi kalça ve uyluklarda iken, menopoz sonrasında vücutta bel ve göbek çevresinde yağlanma eğilimi (erkeklik hormonunun-androjen daha fazla olması nedeniyle erkek vücut tipine yönelme) gözleniyor. Bu da menopoz dönemindeki kadının kilo artışı yaşamasına ve vücut şeklinin değişmesine neden oluyor. Ayrıca, göbek ve kalça yağ oranındaki artış, kalp damar hastalıkları açısından da risk faktörü oluşturuyor. (Ankara/EVRENSEL)


YAŞAMA SARILMAK ÖNEMLİ

Genellikle, çocukların evlendiği, çalışma hayatının emeklilikle sonlandığı, ilerleyen yaşın etkisiyle bazı hastalıkların ortaya çıktığı, aile bireyleri veya arkadaş ölümlerinin yaşandığı, ebeveynin bakıma muhtaç hale geldiği bir dönemde yaşanan menopoz sürecinde yaşam kalitesini arttırmak, hayatın diğer dönemlerinden daha çok önem kazanıyor. Uzmanlara göre, her kadın yaşayacağı bu dönemi en az zararla geçirebilir, topluma katılarak, aile bireyleriyle çatışmaları en aza indirip, beden sağlığını da olabilecek en üst seviyeye çekerek yaşam kalitesini arttırabilir. Çünkü, yılların verdiği deneyim ile hayatın her alanında aktif ve etkin olmanın yolu yaşamdan geçmektedir. Beden sağlığını gözeten ve toplumda aktif rol almaya devam ederek kaliteli yaşayan kadın, menopozu “Bir dönemin sonu olarak gören ve kabuğuna çekilen” kadından daha sağlıklıdır.
Uzman doktorlar, menopoz döneminde tedavinin bireye göre şekillendirilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Menopozun standart bir tedavisinin olmadığını vurgulayan doktorlar, kadının sosyo-ekonomik durumunun, yaş, medeni hal, eğitim düzeyi gibi etkenlerle, tedaviyi algılayış, menopozu yaşama biçimi gibi durumların da tedavi metodunu ve süresini etkilediğini belirtiyor.
Erken teşhis olanaklarını kullanma, sağlık kurumlarına başvurma ve doktorların gerekli gördüğü tedavileri uygulamanın yanı sıra menopoz sürecini yaşayan kadına da görev düşüyor. Öncelikle yaşama sarılmak, hayat tarzını menopoza göre ayarlamak, kalsiyum alımını artırmak, düzenli egzersiz yapmak, kalp sağlığını korumak ve dönemi kadınlığın ve üretkenliğin kaybı olarak tanımlamamak, hayatın devam ettiği gerçeğini unutmamak gerekiyor.

ÖNCEKİ HABER

Tüketici derneklerinin zam tepkisi

SONRAKİ HABER

Bakırçay’da ‘ölüm’ kol geziyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa