31 Ocak 2004 23:00

Hem üretimde hem yönetimde...

Biraz teknolojinin ilerlemesi ama en çok da artan nüfusun artık defterlere sığmaması bilgisayar kullanımını dayatsa da, muhtar denince bir çoğumuzun zihninde "bir takım kağıtlara, itinayla mühür basan yaşlıca erkekler" fotoğrafı canlanır hala. Yerel yönetimin bu ilk basamakları, uzunca bir süre mahalle ya da köylerin ileri gelenlerine sunulduysa da, artan nüfus ve değişen ihtiyaçlar muhtarlıkların da rant alanlarından biri olarak kullanımını beraberinde getirdi. Halk, düne kadar yönetenler kategorisinde kendine en yakın hissettiği muhtarlık makamına da güvenini yitirdi.

Fabrikanın adayı Metal işçisi Hülya Özsarıkamış'ın Kartal Karlıktepe'deki evindeyiz. Odalardan mutfağa her yerde bildiri, broşür ya da afişler; susmayan telefonlar, not edilen toplantı yer ve saatleri... Çocukların da dahil olduğu bu trafik, 10 gün sonra yerel seçim olacağını düşündürecek kadar yoğun. Seçim çalışmaları pek çok yerde henüz başlamazken, Hülya Özsarıkamış, muhtarlık için son üç aydır da çalıştıklarını ifade ediyor. "Neden muhtarlık?" İki çocuk annesi Özsarıkamış, şunları söylüyor: "Bugüne kadar şehirler ve mahalleler yanlış yönetildi. Ülkenin gittiği yeri görüyoruz. Bizlere bu gidişata müdahale şansı verilmiyor. Bir yerlerden başlamak gerektiğini düşündüm." Bu düşüncesini fabrikadaki arkadaşlarıyla paylaşmış. Önce aynı bölümde çalıştığı 50 arkadaşı Hülya'nın adaylığını yürekten desteklemiş, ardından da fabrikada çalışan diğer 500 işçi. Hülya, kısa sürede fabrikasının "muhtar adayı" ilan edilmiş. Bu destek ve güvenle yola çıkmışlar. Hülya bu destek sayesinde, kadın olmaktan dolayı taşıdığı kaygılardan arındığını belirtiyor. "Etnik kökenler, mezhep ayırımları Karlıktepe'de de var. Ama ben ne sağ ne sol, ne şu aşiret ne bu aşiretin adayı olmadığım, işçi ve kadın kimliği ile çıktığım için işin bu yanı beni ürkütmüyor. Biz bu topraklarda birlikte yaşıyor, aynı fabrikada, aynı bantta üretiyor, aynı sömürü çarkından geçiyorsak mesele burda. Ne yapmak istediğimizi anlatabilirsek, yönetenlerin bu sunni ayırımları da işlevsiz kalacak. Çankırı'dan ya da Erzincan'dan gelmiş olabiliriz. Ama bugün Karlıktepe'de yaşayan halkız. Ve yaşadığımız yeri yaşanabilir yerler kılmalıyız."

'Adil olun' Dikkat çeken bir şey de çalışmaların belkemiğinin kadınlardan oluşması. İşi planlama ve örgütleme ayağında 6 kadınla başlamışlar; şu an bu sayı 15. Eşi de işçi olan Hülya Özsarıkamış, doğup büyüdüğü Karlıktepe'nin İstanbul'un bir çok mahallesiyle benzeşen sorun ve ihtiyaçlarını mahalleliyle birlikte tespit ettiklerini ifade ediyor. Geçen üç ay içinde 100'e yakın ev toplantısı yapılırken, 50 bin nüfuslu Karlıktepe'nin bütün esnafları dolaşılmış. Bugüne kadar adaylığını duyurduğu 2 bin 500 cep takvimi, 3 bin de bildiri dağıttıklarını söyleyen Özsarıkamış, çalışmaların bayramda da süreceğini belirtiyor: "Fabrika ve mahalleden aralarında gençlerin, kadınların hatta çocukların da olduğu en az 50 kişiyle bayramı değerlendirmek üzere bir planlama yaptık. Hazırladığımız 3 bin afiş ve 10 bin seçim bildirgesi ile çalınmadık kapı, afişlenmemiş sokak bırakmamayı düşünüyoruz." "Birlikte yönetme" sloganını öne çıkaran Hülya Özsarıkamış, "Yerel yönetim merkezleri, rant kapısı olmaktan ancak böyle çıkabilir ve halkın yerel yöneticisine olan güvensizliği ancak böyle giderilebilir."

Evrensel'i Takip Et