25 Aralık 2003 22:00

Sorgu'dakiler hâlâ direniyor

Sinan Dülger'in Fransız yazar Henri Alleg'in kitabından oyunlaştırdığı ve yönettiği "Sorgu", Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nde her perşembe 20.30'da izleyiciyle buluşuyor. Avam Tiyatro, Ocak ayı boyunca da aynı gün ve saatte Henri Alleg'in hayatının yıkıcı bir kesitini izleyiciye sunmaya devam edecek. Oyunun müzikleri de, Arjantinli annelerin dokunaklı ve bir o kadar reel göndermeler içeren acılı ağıtlarından oluşuyor. Avam Tiyatro, 4. yaşına Sorgu adlı oyunla girerken, Sinan Dülger, oynadıkları oyunların politik mesajlar içermesi nedeniyle izleyicinin fazla ilgi göstermemesinden şikayetçi: "Bizim tiyatromuz anlaşıldığı kadarıyla pek güçlü olamadı. Eğer çok güçlü olabilseydi, bugün burada bunları konuşuyor olmazdık. Birçok tiyatro parasızlıktan kıvranmazdı. Bir sürü tiyatro devletten ödenek almak için para peşinde koşmazdı. Biz ilke olarak devletten yardım talep etmiyoruz. Çok zor durumda olduğumuz halde etik açıdan bu yardımı para olarak talep etmekten yana değiliz. Ben kendi adıma bu şekilde para alırsam kendimi köleleşmiş hissederim. Aç yatılabilir ama bu tarz bir toplu para bize göre değil, biz alan istiyoruz".

Bilinç gerekli "Sorgu"ya ilişkin olarak ise, her konuda azgelişmiş bir toplumun bu tür insanlık suçlarının durdurulabileceğini sanmadığını söyleyen Dülger, "Zamanın frenine tabi tutulabilir herşey, bunun için toplumsal bir gelişim göstermek gerek. Sadece kendi canı yandığı için ya da salt hümanist bir taleple olabilecek şeyler değil. Burada gerçekten bir bilinçten bahsetmek gerekiyor, toplumsal bir gelişim sağlamak zorunlu. Bu tartışmasız çok ciddi bir insanlık suçu. Dünyanın her tarafında böyle adil olmayan uygulamalar var. Sonuçta şiddet dünyanın her tarafında yaşandı, yaşanıyor" diyor. Avam Tiyatro, "Sorgu"yu oyunlaştırarak, insanlara daha güzel, daha adil bir yaşamın mümkün olduğunu göstermeye çalışıyor. Vermek istediği mesajı açıkça ortaya koyuyor. Sinan Dülger, ilginç bir noktaya dikkat çekiyor: "Şu ana kadar aslında çok komik ve dramatik olan şu ki; bizim otoriteyle belirgin bir çatışmamız olmadı. Ama acı olan, bazı tiyatrocu arkadaşların bizim afişimizi ve oyunumuzu çok sert bulmalarıydı. Bu çok daha tehlikeli". Dülger, Sorgu'yu sahneye taşıma nedenlerini ise şöyle açıklıyor: "Sorgu'yu sahnelememizin asıl nedeni bugün bizde ve dünyada benzer birçok durumu teğet geçmesiydi. Salt Fransa'nın Cezayir'e uyguladığı baskıların küllerini ayıklayıp tekrar gün ışığına çıkarmaktan ziyade ortada bir insanlık durumunun ırzına geçilmesi söz konusuydu. Çünkü insanlara yapılan işkenceler mevcuttu salt bir ülkenin halkı olarak değerlendirmedik."

Haklılık ve kararlılık "Sorgu", "faşizmin korkunç maskesiyle oynanan bir komedi" diye tanımlanıyor kitabın önsözünde. Dülger de, Alleg ve benzerlerinin faşizm koşullarındaki ciddi kararlılığına dikkat çekiyor. "Davalarında çok haklı olmanın getirdiği bir direniş sözkonusuydu. Fransızların haksızlığının yüzlerine vurulması önemliydi" diyor Dülger ve ekliyor: "Alleg'in arkasında Sartre vardı ve daha onun gibi birçok insan. Alleg'i alt etmeleri bu anlamda pek kolay olmadı. Yani Fransızlar aydın ve sanatçı dayanışması konusunda pek fire vermediler muhtemelen. Gerçekten sanatçı ve aydın tavrı vardır ve o, o kadardır ve bu ülkede buna gerçekten çok ihtiyaç var".

Gençlere ulaşmak Gençlerin politik oyunlara ilgisini sağlamak ve gençlere ulaşmak konusunda ise tek yolun "hız" olduğunu düşünüyor Sinan Dülger. Yapılan işlerin çok doğal bir hıza sahip olması gerektiğini belirterek, şöyle devam ediyor: "İnsanların duyarsız olması bütün egemenlerin işine gelen birşey. Bunun için afyon tarzında, kültürler, sinema vs.. ürünleri üretiyor. Bu yüzden karşı tarafa kendi silahıyla mukabele etmek gerek. Bazı şeyler çağın hızına uydurulmak zorunda. Çağın bir şiddeti varsa, bu şiddet gençlere en olumsuz yönleriyle gösterilmeli. Başkasının acısı, üzüntüsü insanların umurlarında değil. O yüzden mutlaka izleyiciyi sarsıcı üretimler ortaya çıkarılmak durumunda. Çünkü sanat bir açıdan bir görevdir ve bir misyon üstlenir. Bu anlamıyla sanat karşı bir tavır olmak durumunda".

Evrensel'i Takip Et