8 Haziran 2003 22:00
Öğretmen adayları tedirgin
DİĞER HABERLER
Geçen hafta açıklanan öğretmenlik atama sayıları, eğitim fakülteleri öğrencileri ve atama bekleyen öğretmen adayları tarafından tepkiyle karşılandı. Birçok öğrenci, atamaları adaletsiz ve yetersiz bulduğunu belirtirken, Çukurova ve Dicle Üniversitesi öğrencileri de yaptıkları eylemlerle tepkilerini dile getirdiler. Burcu Aydın isimli öğrenci, mesleğe olan özlemini şu sözlerle dile getirdi: "Özel ders vermek istemiyorum. Atanmayı ve öğrencilere sınıfta ders anlatmayı istiyorum. Bilgimi satmak istemiyorum. Ben sınıfımı, öğrencilerimi istiyorum."
Gerçeğe uymuyor Marmara Üniversitesi Fransızca ve Matematik Öğretmenliği son sınıf öğrencileri de atama sayısından, branşların adaletsizliğinden ve yarınlarının ne olacağını bilememekten şikâyetçiler. Milli Eğitim Bakanlığı'nın sitesinde, Fransızca Bölümü 6 ilde ihtiyaç olarak gözükürken, hiç atama yapılmaması da tepkinin yersiz olmadığını gösteriyor . Fransızca Öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi Heybet Aksoy, açıklanan 20 bin atama sayısının adaletsiz olduğunu söylerken, branşların eşit dağılımlı olmadığına dikkat çekiyor. 84 yılından bu yana atanan Fransızca öğretmeni sayısının 10 kişi olduğunu ve en son 97'de 3 kişinin atandığını belirten Aksoy, açıklanan sayı içerisinde hiç Fransızca öğretmeni olmadığına vurgu yaptı. Bölümlerine verilen sınıf öğretmenliği sertifikasının da iki sene önce kaldırıldığını hatırlatan Aksoy, atama sayılarının Türkiye gerçeğine uymadığını ve haklarını istediklerini söyledi. Heybet Aksoy sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Örneğin su ürünlerine 1 kişilik atama verilmiş. İngilizce bölümlerinin 5 bin mezunu olacakken 2 bin kişi atanacak. Fransızca öğretmenliği 2 bin mezun verecek. Daha önce mezun olanlar da bekliyor. Bize hiç atama verilmedi. Şimdi biz ne yapacağız? Bize öğretmen olacaksınız dediler. Şimdi de atamamızı yapmıyorlar. 5 senelik öğrenim hayatımızda verdiğimiz emekleri, hocaların bize verdiği emeği nasıl ödeyecekler? Atamalar yapılırken gelecekte diğer öğrencilerin ne yapacağı düşünüldü mü? Daha önce edindiğimiz bilgilere göre atama sayısı 35 bindi. Bu sayı 20 bine niye düşürüldü? Niye bazı bölümlerin sayısı yok oldu? Bunun açıklanmasını istiyoruz. Hadi mezun olanlardan % 5'i özel kuruluşlarda iş bulabilir desek, diğerlerimiz sertifikalı işsiz mi olacağız? Biz, 5 senede öğrendiklerimizi pratiğe yansıtmak zorundayız. Yapabileceğimiz tek şey, bölümün dışında bir iş bulmak olacak. Bu öğrencilerin çoğu alternatifsizlikten yurtdışı hayali kuruyor. Seçmeli dersler İngilizce'nin tekelinde gidiyor. ABD ve İngiltere'nin gücü sayesinde İngilizce, ülkemizde de ön plana çıktı. Diğer yabancı diller geri plana itildi."
'Gelecek belirsizleşti' Fransızca Öğretmenliği 4.sınıf öğrencisi Emre Temiz, üniversitenin işsiz yetiştirdiğini düşünüyor. "Ben bir yıl da hazırlık okudum. 5 senedir kaportacılık yapsaydım en azından bir mesleğim olurdu" diye konuşan Temiz, şimdi geleceğinin iyice belirsizleştiğini ve sayısal loto oynamaya başladığını belirtti. Fransızca 4. sınıf öğrencisi Serkan Güngörmez, içlerine düştükleri çıkmazın yanlış eğitim politikaları yüzünden yaşandığını düşünüyor. "Bu soruna çözüm yolu bulamazlarsa atamalarımızı yapsınlar. Biz de bundan sonraki öğrencileri sıkıntıya düşürmemek için çözüm bulalım" diyor Güngörmez. Matematik Öğretmenliği 5. sınıf öğrencisi Gülsemin Yılmaz da, atamaların az olmasından şikâyetçi. Ataması yapılmadığı takdirde mecburen dershanede çalışacak, eğer bir dershane onu kabul ederse. Tesadüf sonucu girdiği Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirenYılmaz ataması nereye çıkarsa çıksın gidecek.
'Öğrencilerimi istiyorum' Matematik Öğretmenliği 5. sınıf öğrencisi Burcu Aydın, atamaların dengesizliğini sistemin eksik olmasıyla açıklıyor. Yapılan hatanın, hiçbir araştırma yapmadan kontenjan açılarak üniversiteye alınmaları olduğunu düşünen Aydın, sözlerini "Kaç öğretmene ihtiyaçları varsa bölüme o kadar öğrenci alsınlar. Bir sene fazla okuduk, tezsiz yüksek lisans yaptık. Matematik öğretmenliğinin beş seneye çıkarılması da tamamen öğrenciden para koparmak için yapıldı. Öğrenciler para kaynakları olarak görülüyor. 5.senenin tek avantajı var; bir sene çalışmış sayılıyoruz. Öğretmenlik derecemiz işe başlayınca öyle kabul ediliyor ama önce çalışacak yer bulmak gerekiyor. Özel ders vermek istemiyorum. Atamamın yapılmasını sınıfta öğrencilere ders anlatmayı istiyorum. Bilgimi satmak istemiyorum. Ben sınıfımı, öğrencilerimi istiyorum" şeklinde sürdürdü. Açıkların, norm kadrodan dolayı tespit edilemediğini düşünen Sevilay Girgiç, Matematik 5. sınıf öğrencisi. İdealinin öğretmen olmak olduğunu ve 5 yıldır verdiği emeğin sonunun riskli olmasına üzüldüğünü belirten Girgiç, atamaların garanti altına alınmasını ve açık yoksa bölümlere öğrenci alınmamasını istiyor. Atanıp atanmayacağını düşünen Girgiç, ataması yapılana kadar geçici işlerde çalışacak.
açık ne kadar? Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) "Öğretmen İhtiyaç Projeksiyonu"na göre 1998-2003 yılları arasındaki Okul öncesi eğitim kurumlarında 35.465 İlköğretim sınıf öğretmenliğinde 69.087 İlköğretim okullarının 6-7-8. sınıflarıyla ortaöğretim (lise) branş öğretmenliği alanında 139.543 ve mesleki ortaöğretim kurumlarında 155.169 öğretmen açığı var! Yani toplam ihtiyaç, 399.264 olarak tespit edilmiş.
AÇIK DEVAM EDECEK Eğitim-Sen Genel Sekreteri Emir Ali Şimşek: Bakanlığın açıklaması atamaların 20 bin sayısı ile sınırlı olduğu yönünde. Bu sayılara baktığımızda bazı branşların çok ciddi açıklar içerdiğini söyleyebiliriz. Bizim tespitlerimize göre Türkiye'deki öğretmen açığı 135 bini aşıyor. Yapılan atamalarla bu sayı 115 bine de düşmeyecek. Çünkü her sene 10 bin öğretmen emekli oluyor. Bu atama sayısı eğitimde 10 bin gibi hissedilecek. MEB'in kendi hesabında bile açık 77 bin. Açıkların farklılığı bizim ve MEB'in eğitim konusuna yaklaşımından kaynaklı. 11 bin okulda ikili eğitim ve 17 bin okulda birleştirilmiş sınflar gibi eğitim sisteminin önemli bir bölümünü etkileyen sorunlar, bu atamalarla devam edecek. Yani önümüzdeki sene de 10 bin kişinin atanmasından kaynaklı açık devam edecek, dersler boş geçecek. Bu yaklaşım devam ederse 9-10 seneye kadar bu sorun çözülmeyecek. Hükümetin yaklaşımı bunu gösteriyor. Biz bu yanlış politikaların değişmesini talep ediyoruz.
Gerçeğe uymuyor Marmara Üniversitesi Fransızca ve Matematik Öğretmenliği son sınıf öğrencileri de atama sayısından, branşların adaletsizliğinden ve yarınlarının ne olacağını bilememekten şikâyetçiler. Milli Eğitim Bakanlığı'nın sitesinde, Fransızca Bölümü 6 ilde ihtiyaç olarak gözükürken, hiç atama yapılmaması da tepkinin yersiz olmadığını gösteriyor . Fransızca Öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi Heybet Aksoy, açıklanan 20 bin atama sayısının adaletsiz olduğunu söylerken, branşların eşit dağılımlı olmadığına dikkat çekiyor. 84 yılından bu yana atanan Fransızca öğretmeni sayısının 10 kişi olduğunu ve en son 97'de 3 kişinin atandığını belirten Aksoy, açıklanan sayı içerisinde hiç Fransızca öğretmeni olmadığına vurgu yaptı. Bölümlerine verilen sınıf öğretmenliği sertifikasının da iki sene önce kaldırıldığını hatırlatan Aksoy, atama sayılarının Türkiye gerçeğine uymadığını ve haklarını istediklerini söyledi. Heybet Aksoy sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Örneğin su ürünlerine 1 kişilik atama verilmiş. İngilizce bölümlerinin 5 bin mezunu olacakken 2 bin kişi atanacak. Fransızca öğretmenliği 2 bin mezun verecek. Daha önce mezun olanlar da bekliyor. Bize hiç atama verilmedi. Şimdi biz ne yapacağız? Bize öğretmen olacaksınız dediler. Şimdi de atamamızı yapmıyorlar. 5 senelik öğrenim hayatımızda verdiğimiz emekleri, hocaların bize verdiği emeği nasıl ödeyecekler? Atamalar yapılırken gelecekte diğer öğrencilerin ne yapacağı düşünüldü mü? Daha önce edindiğimiz bilgilere göre atama sayısı 35 bindi. Bu sayı 20 bine niye düşürüldü? Niye bazı bölümlerin sayısı yok oldu? Bunun açıklanmasını istiyoruz. Hadi mezun olanlardan % 5'i özel kuruluşlarda iş bulabilir desek, diğerlerimiz sertifikalı işsiz mi olacağız? Biz, 5 senede öğrendiklerimizi pratiğe yansıtmak zorundayız. Yapabileceğimiz tek şey, bölümün dışında bir iş bulmak olacak. Bu öğrencilerin çoğu alternatifsizlikten yurtdışı hayali kuruyor. Seçmeli dersler İngilizce'nin tekelinde gidiyor. ABD ve İngiltere'nin gücü sayesinde İngilizce, ülkemizde de ön plana çıktı. Diğer yabancı diller geri plana itildi."
'Gelecek belirsizleşti' Fransızca Öğretmenliği 4.sınıf öğrencisi Emre Temiz, üniversitenin işsiz yetiştirdiğini düşünüyor. "Ben bir yıl da hazırlık okudum. 5 senedir kaportacılık yapsaydım en azından bir mesleğim olurdu" diye konuşan Temiz, şimdi geleceğinin iyice belirsizleştiğini ve sayısal loto oynamaya başladığını belirtti. Fransızca 4. sınıf öğrencisi Serkan Güngörmez, içlerine düştükleri çıkmazın yanlış eğitim politikaları yüzünden yaşandığını düşünüyor. "Bu soruna çözüm yolu bulamazlarsa atamalarımızı yapsınlar. Biz de bundan sonraki öğrencileri sıkıntıya düşürmemek için çözüm bulalım" diyor Güngörmez. Matematik Öğretmenliği 5. sınıf öğrencisi Gülsemin Yılmaz da, atamaların az olmasından şikâyetçi. Ataması yapılmadığı takdirde mecburen dershanede çalışacak, eğer bir dershane onu kabul ederse. Tesadüf sonucu girdiği Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirenYılmaz ataması nereye çıkarsa çıksın gidecek.
'Öğrencilerimi istiyorum' Matematik Öğretmenliği 5. sınıf öğrencisi Burcu Aydın, atamaların dengesizliğini sistemin eksik olmasıyla açıklıyor. Yapılan hatanın, hiçbir araştırma yapmadan kontenjan açılarak üniversiteye alınmaları olduğunu düşünen Aydın, sözlerini "Kaç öğretmene ihtiyaçları varsa bölüme o kadar öğrenci alsınlar. Bir sene fazla okuduk, tezsiz yüksek lisans yaptık. Matematik öğretmenliğinin beş seneye çıkarılması da tamamen öğrenciden para koparmak için yapıldı. Öğrenciler para kaynakları olarak görülüyor. 5.senenin tek avantajı var; bir sene çalışmış sayılıyoruz. Öğretmenlik derecemiz işe başlayınca öyle kabul ediliyor ama önce çalışacak yer bulmak gerekiyor. Özel ders vermek istemiyorum. Atamamın yapılmasını sınıfta öğrencilere ders anlatmayı istiyorum. Bilgimi satmak istemiyorum. Ben sınıfımı, öğrencilerimi istiyorum" şeklinde sürdürdü. Açıkların, norm kadrodan dolayı tespit edilemediğini düşünen Sevilay Girgiç, Matematik 5. sınıf öğrencisi. İdealinin öğretmen olmak olduğunu ve 5 yıldır verdiği emeğin sonunun riskli olmasına üzüldüğünü belirten Girgiç, atamaların garanti altına alınmasını ve açık yoksa bölümlere öğrenci alınmamasını istiyor. Atanıp atanmayacağını düşünen Girgiç, ataması yapılana kadar geçici işlerde çalışacak.
açık ne kadar? Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) "Öğretmen İhtiyaç Projeksiyonu"na göre 1998-2003 yılları arasındaki Okul öncesi eğitim kurumlarında 35.465 İlköğretim sınıf öğretmenliğinde 69.087 İlköğretim okullarının 6-7-8. sınıflarıyla ortaöğretim (lise) branş öğretmenliği alanında 139.543 ve mesleki ortaöğretim kurumlarında 155.169 öğretmen açığı var! Yani toplam ihtiyaç, 399.264 olarak tespit edilmiş.
AÇIK DEVAM EDECEK Eğitim-Sen Genel Sekreteri Emir Ali Şimşek: Bakanlığın açıklaması atamaların 20 bin sayısı ile sınırlı olduğu yönünde. Bu sayılara baktığımızda bazı branşların çok ciddi açıklar içerdiğini söyleyebiliriz. Bizim tespitlerimize göre Türkiye'deki öğretmen açığı 135 bini aşıyor. Yapılan atamalarla bu sayı 115 bine de düşmeyecek. Çünkü her sene 10 bin öğretmen emekli oluyor. Bu atama sayısı eğitimde 10 bin gibi hissedilecek. MEB'in kendi hesabında bile açık 77 bin. Açıkların farklılığı bizim ve MEB'in eğitim konusuna yaklaşımından kaynaklı. 11 bin okulda ikili eğitim ve 17 bin okulda birleştirilmiş sınflar gibi eğitim sisteminin önemli bir bölümünü etkileyen sorunlar, bu atamalarla devam edecek. Yani önümüzdeki sene de 10 bin kişinin atanmasından kaynaklı açık devam edecek, dersler boş geçecek. Bu yaklaşım devam ederse 9-10 seneye kadar bu sorun çözülmeyecek. Hükümetin yaklaşımı bunu gösteriyor. Biz bu yanlış politikaların değişmesini talep ediyoruz.
Evrensel'i Takip Et