27 Mayıs 2003 21:00
Başkaya'ya destek
Aralarında İHD, TİHV, Mazlum-Der, KESK, DİSK, TMMOB, ÇGD, TTB ve ÇHD'nin de bulunduğu 27 kitle örgütü "Paragidmanın İflası" adlı kitabından dolayı hakkında dava açılan Fikret Başkaya ile dayanışma içinde olduklarını açıkladılar .
Aralarında İHD, TİHV, Mazlum-Der, KESK, DİSK, TMMOB, ÇGD, TTB ve ÇHD'nin de bulunduğu 27 kitle örgütü "Paragidmanın İflası" adlı kitabından dolayı hakkında dava açılan Fikret Başkaya ile dayanışma içinde olduklarını açıkladılar . İHD, Mazlum-Der ve İnsan Hakları Vakfı'nın çağrısı üzerine Ankara'da bir araya gelen kitle örgütlerinin yöneticileri, Fikret Başkaya'ya "Paragidmanın İflası" adlı kitabından dolayı açılan davayı kınadıklarını belirttiler. Toplantıda ortak basın metnini okuyan İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, demokratikleşme adı altında gerçekleştirilen uygulamalarla daha baskıcı düzenlemelerin hedeflendiğini vurguladı. Öndül, davanın ilk duruşmasının 3 Haziran 2003 tarihinde Ankara 1 No'lu DGM'de yapılacağını bildirdi. Öndül, Başkaya'nın 1993 yılında basılmış bir makalesi için de dava açıldığını söyleyerek, davanın 10 Eylül 2003 tarihinde görüleceğini bildirdi. Öndül, kitle örgütleri olarak en geniş katılımla davaları izleyeceklerini ve Başkaya'nın yanında olacaklarını vurguladı. Toplantıda konuşan Fikret Başkaya ise "Bir kitap yazıyorum terörist ilan ediliyorum" diyerek hukukçulardan davaya itiraz etmelerini ve kamuoyunu bilgilendirmelerini istedi. TMMOB Genel Başkanı Kaya Güvenç de, Türkiye'de insan hakları ve demokrasi kavramlarının soyut bir kavram olarak algılandığını ifade ederek, özgürlüğün varolması için emekçilere büyük görevler düştüğünün altını çizdi.
ULUDAĞ UNİVERSİTESİ: 8. MADDE KALDIRILMASIN Uludağ Üniversitesi (UÜ) Senatosu ve Yönetim Kurulu, Meclisin gündeminde olan "Ulusal mevzuatın Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyumlaştırılması" çalışmaları kapsamında, Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesinin kaldırılmasının "Son derece tehlikeli" olduğunu bildirdi. Rektör Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran başkanlığında olağanüstü toplanan UÜ Senatosu ve Yönetim Kurulu bildirisinde şöyle değnildi: bildiriyle açıkladı. "Hükümetin gündeminde olan kanunun 8. maddesinin kaldırılmasının, AB hukukunun uyum çerçevesinde değerlendirilmesi, devletimizin üniter yapısının korunması, ulusal birliğin ve güvencenin sürekli kılınması görevi ile bağdaşık değildir. Bu girişim Anayasamıza aykırıdır."
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Gündüz evde gece çadırda Bingöl'de 1 Mayıs'ta meydana gelen depremin ardından kentte yaşam normale dönmesine rağmen, depremin bıraktığı izler ağırlığını koruyor. Kentte, evleri ağır hasar gören depremzedeler, çadırkent yaşamına alışmaya başlarken, evleri oturulacak durumda olanlar da geceyi çadırlarda geçirmeyi tercih ediyor. Evleri hasarsız olan halkın önemli bölümü, gün içinde tüm ihtiyaçlarını evlerinde karşılıyor, ancak güneşin batmasıyla birlikte evlerini terk edip geceyi geçirmek üzere çadırlarına yerleşiyor. Deprem korkusunu üzerlerinden atamayan vatandaşların özellikle gece deprem olabileceği ve hazırlıksız yakalanabilecekleri yönündeki tedirginlikleri sürüyor.
Hasarlı binalara girmeyin uyarısı Depremin ardından, özellikle evleri oturulamayacak duruma gelen vatandaşlar, evlerindeki eşyaların tamamını boşalttı. Ancak vatandaşların tüm tehlikeyi göze alıp ev ve işyerlerindeki kapı ve pencereleri sökmeye başlaması valiliği harekete geçirdi. Bu durumun önüne geçmeye çalışan Bingöl Valiliği, kent genelinde, belediyeye ait hoparlörlerle vatandaşlara ağır hasarlı ev ve işyerlerine girmemeleri yönünde uyarılarda bulunuyor. Bunun yanında söz konusu ev ve işyerlerine aynı yönde uyarı levhaları asıldı. Öte yandan, hasar tespit çalışmalarının ardından başlatılan itiraz süresi dün bitmesine rağmen, binlerce vatandaşın tespitlere itiraz etmesi üzerine bu süre 3 gün daha uzatıldı. Özellikle ev ve işyerlerine orta hasar tespiti yapılan vatandaşların büyük kısmı evlerinin ağır hasarlı olduğu yönünde Bayındırlık İl Müdürlüğü'ne başvuruda bulundukları öğrenildi.
BİNGÖL'DE TRAMVA YAŞANIYOR Bingöl depreminin ardından bölgeye giden ve incelemeler yapan KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin hazırladığı raporda, depremzedelerin halen evlerine giremedikleri ve salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya kaldıkları vurgulandı. SES Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Güleşe ve Yüksel Tekin'in, Bingöl'de yaptığı incelemeler sonucunda hazırlanan raporda, vatandaşların özellikle büyük bir psikolojik çöküntü içinde olduklarına dikkat çekilerek, evlerine girmek istemeyen vatandaşların su sıkıntısı çektiği ve salgın hastalıkların ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtildi. Raporda, vatandaşların çadır kentlere gitmeyip evlerine yakın yerlerde ikâmet ettikleri bildirilirken, bu durumun tuvalet, su ihtiyacını arttırdığı gibi çevre kirliliğine yol açtığı da vurgulandı. Vatandaşların salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya olduğu ifade edilen raporda, temizlik hizmeti verilemediğinin altı çizildi. Suları klorlama, çöpleri toplama ve ilaçlama çalışmalarının, yeterli düzeyde gerçekleşmediği vurgulanan raporda, valilik ve belediyenin koordineli çalışması istenildi.
ULUDAĞ UNİVERSİTESİ: 8. MADDE KALDIRILMASIN Uludağ Üniversitesi (UÜ) Senatosu ve Yönetim Kurulu, Meclisin gündeminde olan "Ulusal mevzuatın Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyumlaştırılması" çalışmaları kapsamında, Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesinin kaldırılmasının "Son derece tehlikeli" olduğunu bildirdi. Rektör Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran başkanlığında olağanüstü toplanan UÜ Senatosu ve Yönetim Kurulu bildirisinde şöyle değnildi: bildiriyle açıkladı. "Hükümetin gündeminde olan kanunun 8. maddesinin kaldırılmasının, AB hukukunun uyum çerçevesinde değerlendirilmesi, devletimizin üniter yapısının korunması, ulusal birliğin ve güvencenin sürekli kılınması görevi ile bağdaşık değildir. Bu girişim Anayasamıza aykırıdır."
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dönGündüz evde gece çadırda Bingöl'de 1 Mayıs'ta meydana gelen depremin ardından kentte yaşam normale dönmesine rağmen, depremin bıraktığı izler ağırlığını koruyor. Kentte, evleri ağır hasar gören depremzedeler, çadırkent yaşamına alışmaya başlarken, evleri oturulacak durumda olanlar da geceyi çadırlarda geçirmeyi tercih ediyor. Evleri hasarsız olan halkın önemli bölümü, gün içinde tüm ihtiyaçlarını evlerinde karşılıyor, ancak güneşin batmasıyla birlikte evlerini terk edip geceyi geçirmek üzere çadırlarına yerleşiyor. Deprem korkusunu üzerlerinden atamayan vatandaşların özellikle gece deprem olabileceği ve hazırlıksız yakalanabilecekleri yönündeki tedirginlikleri sürüyor.
Hasarlı binalara girmeyin uyarısı Depremin ardından, özellikle evleri oturulamayacak duruma gelen vatandaşlar, evlerindeki eşyaların tamamını boşalttı. Ancak vatandaşların tüm tehlikeyi göze alıp ev ve işyerlerindeki kapı ve pencereleri sökmeye başlaması valiliği harekete geçirdi. Bu durumun önüne geçmeye çalışan Bingöl Valiliği, kent genelinde, belediyeye ait hoparlörlerle vatandaşlara ağır hasarlı ev ve işyerlerine girmemeleri yönünde uyarılarda bulunuyor. Bunun yanında söz konusu ev ve işyerlerine aynı yönde uyarı levhaları asıldı. Öte yandan, hasar tespit çalışmalarının ardından başlatılan itiraz süresi dün bitmesine rağmen, binlerce vatandaşın tespitlere itiraz etmesi üzerine bu süre 3 gün daha uzatıldı. Özellikle ev ve işyerlerine orta hasar tespiti yapılan vatandaşların büyük kısmı evlerinin ağır hasarlı olduğu yönünde Bayındırlık İl Müdürlüğü'ne başvuruda bulundukları öğrenildi.
BİNGÖL'DE TRAMVA YAŞANIYOR Bingöl depreminin ardından bölgeye giden ve incelemeler yapan KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin hazırladığı raporda, depremzedelerin halen evlerine giremedikleri ve salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya kaldıkları vurgulandı. SES Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Güleşe ve Yüksel Tekin'in, Bingöl'de yaptığı incelemeler sonucunda hazırlanan raporda, vatandaşların özellikle büyük bir psikolojik çöküntü içinde olduklarına dikkat çekilerek, evlerine girmek istemeyen vatandaşların su sıkıntısı çektiği ve salgın hastalıkların ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtildi. Raporda, vatandaşların çadır kentlere gitmeyip evlerine yakın yerlerde ikâmet ettikleri bildirilirken, bu durumun tuvalet, su ihtiyacını arttırdığı gibi çevre kirliliğine yol açtığı da vurgulandı. Vatandaşların salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya olduğu ifade edilen raporda, temizlik hizmeti verilemediğinin altı çizildi. Suları klorlama, çöpleri toplama ve ilaçlama çalışmalarının, yeterli düzeyde gerçekleşmediği vurgulanan raporda, valilik ve belediyenin koordineli çalışması istenildi.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
