İŞ BARIŞ YAŞAM...
Tepe Nautilus’ta saat 13.00’da toplanan İstanbul Kadın Platformu bileşeni kitle örgütleri, siyasi parti ve sendika üyesi emekçi kadınlar, rengarenk kıyafetleri, el emeği göz nuru pankart ve dövizleri ile dikkat çekti.
Kadın örgütleri katliamlara, cinayetlere kurban giden kadınları temsilen bezden yaptıkları bebekleri taşıdılar.
Son günlerde tecavüz ve tacizleri haklı göstermeye çalışan açıklamalar ve köşe yazarları da miting boyunca protesto edildi.
Saat 14.00’de yürüyüşe geçen kadınlar, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Tesadüf değil erkek şiddeti”, “Jin jiyan azadî”, “İş, barış, özgürlük” sloganlarıyla Kadıköy İskele Meydanı’na yürüdüler. Yürüyüşün ardından İstanbul Kadın Platformu adına basın metnini okuyan Rahime İldemir, yaşanan sorunları şöyle sıraladı: “Tarihsel süreç içinde bunlara yeni gündemlerimiz eklendi ama emeğimizi, varlığımızı, kendimizi sahiplenme mücadelemiz hep devam etti. Biz bu çerçevede, kadın cinayetlerini, iyice yaygınlaşan fuhuşa zorlama, taciz ve tecavüz olaylarını, çocuklara yönelik cinsel şiddeti, hükümetin Kürt sorunundaki militarist, inkârcı, tekçi, asimilasyoncu, savaş kışkırtıcı tutumu nedeniyle bir türlü dışına çıkamadığımız savaş halini, kadın siyasetçilerin ve seçilmişlerin siyaset ve kadın mücadelesi yapmasını engelleyen, demokratik siyaset alanını tıkayan tutuklamaları, anadilde savunma hakkının engellenmesini, doğayı ve doğadaki tüm varlıkların yaşam alanlarını yok eden politikaları, tek dil, tek bayrak, tek millet, tek cins, tek kimlik politikalarını, kadının yoksullaşmasını, Torba Yasayı gündemimize ekledik.”
CİNAYETLER ARTTI
Her gün en az 5 kadının öldürüldüğü bir ülkede yaşandığı dile getiren İldemir, kadın katliamlarının cins kırımı gibi sürdüğü ifade etti. “Erkek egemen sistem bu katliamın hem kaynağı, hem de devleti, ordusu, polisi, karakolu, yargısı, zihniyeti ile katillerin koruyucusu ve kollayıcısı” denilen açıklamada, AKP iktidarı sırasında kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığı ve son 10 yılda öldürülen kadın sayısının 5 bini geçtiği bildirildi. Cinayetleri ‘münferit’ olaylar gibi gösteren devletin tüm kurumlarıyla bu katliamın suç ortağıdır” diyen İldemir, kendilerini mutlaka koruyacaklarını 8 Mart kürsüsünden ilan ettiklerini kaydetti.
Mardin’deki N.Ç. davasından, diğer toplu tecavüz vakalarına, Prof. Dr. Orhan Çeker’in dekolte giyen kadınları suçlayan açıklamasından, medya ve siyaset alanında muhalif kadınlara yönelik saldırılara kadar yaşanan olayları hatırlatan İldemir, “Kadına yönelik şiddete karşı örgütleniyor, dayanışma ağları örüyoruz. Bir yandan sistemle mücadele ederken bir yandan da şiddete uğrayan kadınlar için sağaltıcı, güvenli, özgür yaşam alanlarını nitelikli bir biçimde çoğaltmanın ve yaygınlaştırmanın yollarını mutlaka bulmayı önümüze görev olarak koyuyoruz. Tüm toplumu cendereye sokan dayatmacı tek dil, tek bayrak, tek millet, tek kimlik, tek cins politikalarını reddediyoruz” dedi.
“Özgürlüklerimizi, uygulamada cinsiyet eşitliğini güvence altına alacak, yapılmasında kadınların ve tüm kesimlerin söz ve irade sahibi olacağı, katılımcı yöntemlerle hazırlanmış özgürlükçü, demokratik, eşitlikçi yeni bir toplumsal sözleşme yapılmasını istiyoruz. Bu tartışmaların tam bir özgürlük ortamı içinde, cezai bağışıklık sağlanarak yürütülmesini zorunlu görüyoruz” diyen İldemir, savaşı bitirme çağrısı yaptı. Kürt sorununu siyasi, demokratik bir çözüme kavuşturma olanaklarını harcayan hükümeti lanetleyen İldemir, hükümetin Kürt halkının mücadelesine yönelik siyasi ve askeri operesyonlara dur dediklerini dile getirdi.
GÜVENCELİ İŞ
Anadilde eğitim talep ettiklerini ifade eden İldemir, “Ücretli bir işte çalışabilenlerimizin çoğu güvencesiz çalışıyor, sosyal güvence için yine kocaya yada babaya bağımlı oluyoruz. Güvencesiz olmak; hep daha ucuza, daha kötü koşullarda çalışmaya zorlanmamız, emeğimizin karşılığını alamamamız anlamına geliyor. Çalışıyoruz ama emeğimiz görülmüyor, karşılığını alamıyoruz; hakkımız patronların ve erkeklerin cebinde kalıyor. Güvenceli, sendikal ve sosyal haklarla istihdam, teknik mesleki eğitim ve erkek işleri olarak bilinen işlerde kadınlara kota, nitelikli, ücretsiz kreş hakkı, ücretli-devredilemez babalık izni istiyoruz” diye konuştu.
Doğa ve kültür varlıklarının yok edilmesine tepki gösteren İldemir, “8 Mart’ta cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, erkek egemen iktidara, şiddete ve sömürü düzenine karşı; kadının özgürlüğü ve kurtuluşu için, eşitlik ve barış için, doğayla uyum içinde yaşamak için tüm dünya kadınlarıyla birlikte sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İldemir’in ardından direnişteki Ontex işçileri adına Gamze Kayhan, Tepe Klima işçi aileleri adına da Özlem Arslan birer konuşma yaptı. (İstanbul/EVRENSEL)
* 8 Mart mitinginde son günlerde kadınlara yönelik, cinsiyetçi ve saldırgan yazılar yazan bazı köşe yazarları protesto edildi. * Mitingde Emre Akyüz ve Hıncal Uluç gibi gazetecilerin fotorağlarının bulunduğunu “Birkaç sapık var” dövizleri taşındı. * ”Eşitlik, özgürlük, barış için yaşasın 8 Mart” pankartı arkasında yürüyen EMEP’li kadınlar da hazırladıkları renkli pankartlarla dikkat çektiler. * Yürüyüş boyunca Kürt kadınları halaylar çekerken, Karadenizli kadınlarda tulum çalarak horon tepti * Karadenizli kadınlar lazca sloganlar atarak, derelerini işgal eden HES’leri protesto ettiler * Hayat Televizyonu kadın programı Ekmek ve Gül’de pankartı ile mitingde yerini aldı * Mimar ve Mühendis kadınlarda beyaz kasketleri ile geldiler
Evrensel'i Takip Et