Çözüm yerine ANGARYA

"Bir ay daha görüşmeyecek miyiz." Şu sıralar hemen bütün maliye çalışanları çocukları ve eşlerinden bu sitemli sözleri işitiyor. Çünkü, "Vergi Barışı Kanunu" gerekçesiyle, bir aydır cumartesi pazar demeden, geceli gündüzlü çalıştırılan maliye emekçileri, başvuru süresinin uzatılması nedeniyle 21 Nisan'a kadar bu tempoda çalışmaya devam edecekler. İşyerlerinde yemek verilmemesi, angarya çalışma ve servis hakkının gasp edilmek istenmesi de cabası.

Ücret ödenmiyor Maliye emekçilerinin en önemli şikâyeti angarya. Anayasa'ya göre, çalışma süresi 60 saatin üzerine çıkıldığında "angarya" sayılıyor ve bu "suç" olarak tanımlanıyor. Yani 60 saatin üzerindeki çalışma yasal olarak ücretlendirilemiyor. Hükümet ise bu durumu, "60 saat üzeri fazla çalışmanın ücreti ödenmez" şeklinde yorumluyor. "Bu paranın ödenmesinde yetki defterdara verilmiştir" diyen Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Başkanı Bülent Kaya, bu konuda çalışanlarla defterdarlıklar arasında bir anlaşma yapılması ve fazla çalışmanın ücretlendirilmesinin garanti altına alınması gerektiğini belirtiyor.

9 yıllık sorun Maliye emekçileri, "ihale sonuçlanmadı" bahanesiyle yılbaşından beri öğle yemeklerini kendi ceplerinden karşılıyor. "Vergi Barışı Kanunu" çıktıktan sonra bu masrafa bir de akşam yemeği eklendi. Bu durum, ortalama 400 milyon lira maaş alan ve günde en az 5-6 milyon lira yemek masrafı ödemek zorunda kalan çalışanların bütçesini zorluyor. İhaleyi geciktirenler yemek masrafı için ek ödenek vermeye de yanaşmıyorlar. Yemek sorununun tarihi 9 yıl öncesine dayanıyor. Yemek hizmetinin özelleştirilmesi nedeniyle İstanbul'da bu hizmeti 9 yıldır Sodexo veriyor. Ancak ihale sonuçlanmadığı halde Sodexo, çalışanlara 2 milyon lira karşılığında yemek satmayı sürdürüyor. Bülent Kaya, başka illerde aynı işi AKP'ye yakın şirketlerin yaptığını belirterek, bu duruma göz yumulduğunu söylüyor. BES'in yetkililerle yaptıkları görüşmeler de sonuç vermemiş.

Servis hakkı tehlikede BES üyeleri servis hakları için de aylarca eylem yapmışlardı. Eylemler sonucunda üç aylık bir çözüme ulaştılar. Ancak, bu sürenin sonunda "tasarruf" gerekçesiyle servislerin kesilmesi söz konusu. Bülent Kaya, servis haklarının ellerinden alınması halinde hizmet ürtetiminden gelen güçlerini kullanacakları uyarısında bulunuyor.

Gerçekçi değil Hükümetin her fırsatta dile getirdiği "tasarruf" ve "para yok" gerekçeleri, büro çalışanlarına gerçekçi gelmiyor. Hele de toplam verginin üçte birini tahsil eden İstanbul'daki çalışanlara. Çünkü, başvuranların vergi borcunu yüzde 80 oranında azaltan "Vergi Barışı Kanunu"nu ile her gün trilyonlarca liralık borç affediliyor. Üstelik bu borcun büyük kısmı, hükümetin açıkladığı gibi esnaflara değil, isimleri her gün gazete ve televizyonlarda duyulan ünlü işadamı ve medya patronlarına ait. Gelirler Genel Müdürlüğü yetkililerinin açıklamaları da çalışanların söylediklerinin doğruluğuna işaret ediyor: "140 bin kişinin önemli bölümü küçük mükellef olabilir, ama bunların borç tutarı düşük kalır." BES'e üye çalışanlar bu gerçekliğe dikkat çekmek için, "Vergi Haftası"nda "Alternatif Vergi Rekortmenleri Ödülleri" dağıttılar. Ödüller yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen verginin yüzde 58'ini ödeyen memur, işçi, düşük gelirli mükellef, emekli ve öğrenci kesimlerini temsilen birer kişiye verildi.