4 Mart 2003 22:00

Siyanürcü Normandy Narlıca'yı istiyor!

Amerikalı Newmont altın tekeline ait Bergama'daki Normandy Ovacık Altın Madeni İşletmesi, yargı kararlarını hiçe sayarak çalışmayı sürdürürken, madenin işletme sınırlarını genişletmek için bakanlıklar nezdinde yoğun bir lobi çalışması yürüttüğü ortaya çıktı. Newmont Madencilik A.Ş.'nin Ankara'daki Genel Müdürü Sabri Karahan'ın Amerikalı patronu John Nitschke'e, Ovacık Altın Madeni'nde açık ocak çalışmalarının bitmek üzere olduğunu belirterek, yeni açık ocak çalışmalarının Narlıca köyü ile Sağancı köyü arasında bulunan yüksek tenörlü altın sahasında devam edebileceğini bildirdiği öğrenildi. Karahan, bunun için Narlıca yolunun ve derenin yerinin değiştirilmesine çalışıyor. Karahan'ın altın madenciliğini kontrolsüz bir şekilde gerçekleştirebilmesi için diğer bir altın madencisi Tüprag'la ortak hareket ettiği ve Çevre Bakanlığı'nın Tehlikeli Atıklar Yönetmeliği'ne alternatif bir Maden Atıkları Yönetmeliği için Çevre Bakanlığı müsteşarlığı düzeyinde girişimlerde bulunduğu bildiriliyor. Bergama'nın Ovacık, Çamköy, Narlıca köyleri arasında bulunan Ovacık altın madeni, kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen, ruhsatsız ve izinsiz olarak altın ve gümüş üretmeye devam ediyor. Yöre köylülerinin 13 yılı aşkın bir zamandır sürdürdüğü mücadeleye ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen altın ve gümüş üretimine devam eden madenin gerekli izin ve ruhsatlarının bile olmadığı geçtiğimiz aylarda ortaya çıkmıştı.

Devletin sesi çıkmıyor Yıllarca madende çalışmış ve çeşitli nedenlerle işten çıkarılmış üst düzey Türk yöneticilerinin çok önemli açıklamaları ve şirketin atık havuzunda normalden 126 kat fazla siyanür olduğunu ortaya koyan analiz raporlarını yine gazetemiz gündeme getirmişti. Tüm bu gelişmelere rağmen, maden çalışmaya, devlet de karışmamaya devam ediyor. Şirket Genel Müdürü Karahan'ın, son girişimlerini yorumlayan madenin işten çıkarılan eski Kamu İlişkileri Müdürü Hasan Gökvardar, madenin yeraltı işletmesi (Kapalı Ocak) verimli olmadığı için Narlıca köyünün altındaki yüksek tenörlü altın damarlarını işletmek istediğini ve planlarını da o yönde yaptığını söyledi. Çevre Bakanlığı'nın Tehlikeli Atık Yönetmeliği'ne uyulmadan kaçak olarak yapılan madenin atık barajının yüzde 70 oranında dolduğunu belirten Hasan Gökvardar, madenin atık barajını genişletmesi ya da yeni bir baraj yapması gerektiğini, ancak bunun için çeşitli engeller olduğunu belirtti. Hasan Gökvardar, "Barajın genişletilmesi veya yeni bir baraj yapılması için şirketin bir takım izinleri alması ilgili bakanlıkların yönetmelikleri nedeniyle gerekmektedir. Bu izinlerin alınması ise hem teknik olarak, hem de mevcut yönetmelikler ve kesinleşen mahkeme kararları nedeniyle hukuken imkânsız" dedi. Hasan Gökvardar, atık barajında depolanan atıkların yüksek konsantrasyonlarda siyanür ve ağır metaller içerdiğini vurgulayarak, "Şirket, analiz sonuçlarını düşük göstermek için atık deposuna sürekli hipoklorid şarj etmektedir. Atık deposuna gönderilen asitler günlük analizler için ortamın sıvı (su) bazındaki siyanür konsantrasyonunu düşürmekte, çamur fazındaki kararlı siyanür komplekslerini ve siyanür konsantrasyonunu aktif hale getirmektekte" diye konuştu. Tehlikeli Atıklar Yönetmeliğine göre, yapılmayan barajın yeraltı sularını tehdit ettiğine dikkat çeken Gökvardar, bu durumun çevre ve insan sağlığını etkilediğini dile getirdi.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Bölgeye ceza mı kesiliyor? Elif Görgü Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK), temmuz ayında il bazında fiyat tarifesi uygulamasına geçileceği yönündeki açıklamalarına bölgeden tepki geldi. Söz konusu uygulama ile bölge illerindeki elektrik fiyatlarının yükseleceğine dikkat çeken EMO temsilcileri, bölge illeri ile batı arasındaki eşitsizliğin daha da derinleşeceğini söylediler. Kilowatt saati 134 bin olan elektrik, yeni uygulama ile Diyarbakır'da sanayide 189.680, meskende ise 199.210 liraya çıkacak. Zamların kaçak oranını artıracağını ifade eden Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Tarık Öden, "TEDAŞ kaçağın önlenmesi konusunda yapması gerekenleri yapmayarak, bu bölgelerdeki insanları, özellikle de elektriği kaçak yoldan kullanmayanları da cezalandırmaktadır. Enerjinin en büyük tüketicisi sanayidir. Kaçak kullanım da en çok sanayide görülüyor. Fakat bunların üzerine yeteri kadar gidilmiyor" dedi. Enerjinin bir kamu hizmeti olması gerektiğinin altını çizen Öden, TEDAŞ'ın asıl yapması gerekenin yoksul bölgelerde fiyat indirimine gitmek olduğunu vurguladı. Öden ayrıca, fiyatlarda batıda düşüş, doğuda artış olmasının bölgesel eşitsizliği derinleştireceğini söyledi. Diyarbakır'da özellikle son 10-15 yıldır sanayi yatırımı yapılmadığını ve işsizliğinde yüzde 45 dolaylarında olduğunu hatırlatan Öden, "İnsanların doğuda yaşıyor olmaları suç mu?" diye sordu.

Kaçak batıda daha fazla Fiyat artışının TEDAŞ'ın basiretsizliğini gösterdiğini söyleyen EMO Ağrı Temsilcisi Servet Alparslan ise, "Ağrı'da kayıp ve kaçak oranı yüzde 60 görülüyor. Ancak enerji kaybının yüzde 20'si TEDAŞ'ın kendi iletim hattından kaynaklanıyor.Yine de kurum, bunu da vatandaşın kayıp-kaçak hanesine yüklüyor" dedi. Ağrı'nın Türkiye'nin en yoksul üçüncü ili olduğunu ve işşsizliğin ülke ortalamasının çok üzerinde olduğunu da belirten Alpaslan, "Bu fiyat artışı, zaten zor durumda olan sanayiyi etkileyecektir. Yatırım engellenecek. Batı illerinde fiyatların düşürülmesi ve özellikle Doğu ve Güneydoğu gibi yoksul illerde fiyatların daha da yükseltilmesi bölgesel eşetsizliği de arttıracaktır" diye konuştu. Alparslan, Marmara Bölgesi'ndeki kaçağın Doğu Anadolu Bölgesi'nden çok daha fazla olduğunu hatırlatarak, "Buralar hala potansiyel suçlu olarak kabul ediliyor. Burada yaşayan insanlar cezalandırılıyor" dedi.