2 Mart 2003 22:00
Kılıç, iş güvencesi için uyardı
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, işveren kesiminin 15 Mart tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak İş Güvencesi Yasası'nı erteleme girişimlerine tepki göstererek, bu girişimlere izin vermeyeceklerini söyledi.
Geçtiğimiz yıl ağustos ayında kabul edilen "İş Güvencesi Yasası"nın yürürlüğe gireceği 15 Mart tarihine az bir süre kala, işçi ve işveren kesimleri arasındaki gerginlik de artıyor. İşçi kesimi yasanın yürürlüğe girmesi için bastırırken, patronlar ise bu yasanın İş Yasası Tasarısı ile çıkmaması halinde işçi kıyımına gitmekle tehdit edip, işçilerin kazanılmış haklarını gasp etmeye ve yasayı ertelemeye çalışıyorlar.
Patronların erteleme girişimlerine tepki gösteren Türk-İş Başkanı Salih Kılıç yaptığı açıklamada, bu girişimlere izin vermeyeceklerini bildirdi.
Doğru değil İş Güvencesi Yasası'nın ileri çağdaş ülkeler gibi Türkiye'de de uygulanmasının çalışma barışısı açısından önemli yararlar getireceğine inandığını belirten Kılıç, işverenlerin yasanın uygulanmasına az bir süre kala, hükümet nezdinde yaptıkları erteleme girişimlerini doğru bulmadıklarını söyledi."İş Güvencesi Yasası'nın hazırlandığı dönemde işçi ve işveren kesimleri arasında yaşanan sorunların hortlamasını istemiyoruz" diyen Kılıç, Irak konusu öne sürülerek, bu yasanın uygulanmasının engellenmesi girişimlerinin her zaman karşısında olacaklarını belirtti.
Kitapçık hazırlandı Bu arada, Türk-İş tarafından 15 Mart'ta uygulamaya girecek İş Güvencesi Yasası'na ilişkin hazırlanan bilgilendirme amaçlı kitapçık, işçilere dağıtılmak üzere sendikalara gönderildi.
İŞ GÜVENCESİ YASASI'NIN GETİRDİKLERİ Ağustos 2002 tarihinde kabul edilen yasa ile 10 veya daha fazla işçi çalışan işyerlerinde, işverene en az 6 ay kıdemi olan işçinin iş akdinin feshi için ispat yükümlülüğü getiriyor. İşveren, sendika üyeliği, sendikal faaliyetler, ırk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, din, siyasi görüş, etnik veya sosyal kökenler, kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek, hastalık veya kaza nedeniyle öngörülen bekleme süresinde işe geçici olarak devam etmemek gibi nedenlerden ötürü işçinin iş akdini feshedemeyecek. İşçi, işverenin iş akdini feshetmesini geçerli bir nedene dayandırmadığını belirtmesi halinde, 1 ay içinde iş mahkemesine dava açabilecek ve dava 2 ay içinde sonuçlandırılacak. Mahkeme kararının temyizi halinde ise Yargıtay 1 ay içinde karar verecek. Yasaya göre; mahkeme kararı açıklanana kadar işveren işçiye 4 aylık ücreti geçmemek üzere para ödeyecek. Mahkemenin iş akdinin feshinde geçerli bir neden görmemesi veya işveren tarafından mahkemeye geçerli bir neden gösterilmemesi durumunda, işveren işçiyi 1 ay içinde işe başlatacak. Aksi halde, işveren mahkeme tarafından saptanacak olan ve işçinin 6 ay ile 1 yıl arasındaki ücreti tutarındaki tazminatı işçiye ödeyecek. Yasaya göre, işveren işyerinde çalıştırdığı 10 veya daha fazla işçiyi ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri nedenler, işletme ve işyeri ile işin gerekleri gibi nedenlerden dolayı işten çıkarmak istemesi halinde, bunu en az 30 gün önceden işyeri sendika temsilcilerine veya işçi temsilcilerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ile Türkiye İş Kurumu'na bildirecek.
Doğru değil İş Güvencesi Yasası'nın ileri çağdaş ülkeler gibi Türkiye'de de uygulanmasının çalışma barışısı açısından önemli yararlar getireceğine inandığını belirten Kılıç, işverenlerin yasanın uygulanmasına az bir süre kala, hükümet nezdinde yaptıkları erteleme girişimlerini doğru bulmadıklarını söyledi."İş Güvencesi Yasası'nın hazırlandığı dönemde işçi ve işveren kesimleri arasında yaşanan sorunların hortlamasını istemiyoruz" diyen Kılıç, Irak konusu öne sürülerek, bu yasanın uygulanmasının engellenmesi girişimlerinin her zaman karşısında olacaklarını belirtti.
Kitapçık hazırlandı Bu arada, Türk-İş tarafından 15 Mart'ta uygulamaya girecek İş Güvencesi Yasası'na ilişkin hazırlanan bilgilendirme amaçlı kitapçık, işçilere dağıtılmak üzere sendikalara gönderildi.
İŞ GÜVENCESİ YASASI'NIN GETİRDİKLERİ Ağustos 2002 tarihinde kabul edilen yasa ile 10 veya daha fazla işçi çalışan işyerlerinde, işverene en az 6 ay kıdemi olan işçinin iş akdinin feshi için ispat yükümlülüğü getiriyor. İşveren, sendika üyeliği, sendikal faaliyetler, ırk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, din, siyasi görüş, etnik veya sosyal kökenler, kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek, hastalık veya kaza nedeniyle öngörülen bekleme süresinde işe geçici olarak devam etmemek gibi nedenlerden ötürü işçinin iş akdini feshedemeyecek. İşçi, işverenin iş akdini feshetmesini geçerli bir nedene dayandırmadığını belirtmesi halinde, 1 ay içinde iş mahkemesine dava açabilecek ve dava 2 ay içinde sonuçlandırılacak. Mahkeme kararının temyizi halinde ise Yargıtay 1 ay içinde karar verecek. Yasaya göre; mahkeme kararı açıklanana kadar işveren işçiye 4 aylık ücreti geçmemek üzere para ödeyecek. Mahkemenin iş akdinin feshinde geçerli bir neden görmemesi veya işveren tarafından mahkemeye geçerli bir neden gösterilmemesi durumunda, işveren işçiyi 1 ay içinde işe başlatacak. Aksi halde, işveren mahkeme tarafından saptanacak olan ve işçinin 6 ay ile 1 yıl arasındaki ücreti tutarındaki tazminatı işçiye ödeyecek. Yasaya göre, işveren işyerinde çalıştırdığı 10 veya daha fazla işçiyi ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri nedenler, işletme ve işyeri ile işin gerekleri gibi nedenlerden dolayı işten çıkarmak istemesi halinde, bunu en az 30 gün önceden işyeri sendika temsilcilerine veya işçi temsilcilerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ile Türkiye İş Kurumu'na bildirecek.
Evrensel'i Takip Et