1 Mart 2003 22:00

Onbinler savaşa karşı barikat oldu

Meclis, Türkiye'yi ateşe atacak savaş tezkeresini görüştüğü saatlerde, Ankara'da onbinlerce kişi tek yürek halinde "Savaşa hayır. ABD çıkarları için ölmeyeceğiz" dediler. Türkiye'nin dört bir yanından Ankaralı savaş karşıtlarıyla buluşan onbinlerce kişi, halkın ABD'nin dümen suyundaki hükümetin savaş kararına, geçit vermeyeceğini ilan etti. Onbinlerce kişi, dün sabah saatlerinde Hipodrum'da buluştu. Çok sayıda sendika, kitle örgütü, parti, gençlik grupları ve meslek odalarını bir araya getiren "Irak'ta savaşa hayır" mitingine 100 bini aşkın kişi katıldı. Çevik kuvvet polislerinin ve panzerlerin ablukaya aldığı Sıhhiye'deki miting alanına katılımcılar sığmadı. Onbinler, Hipodrum'dan en öndeki "Halk bu savaşı durduracak" pankartı arkasında, yürüyüşe geçti. Yürüyüşün başladığı saatlerde Hipodrum'a insan seli akmaya devam etti. Yürüyüş kolunun önünde, DİSK, KESK, TTB'nin genel başkanları, parti temsilcileri ile sanatçılardan Mehmet Ali Alabora, Edip Akbayram, Melike Demirağ, Ferhat Tunç, Ataol Behramoğlu yer aldı. Savaş karşıtı binlerce pankart ve dövizin sallandığı yürüyüş kolunda, sık sık "Savaşa hayır", "'Biz verelim tezkere Meclis gitsin askere", "Katil ABD işbirlikçi AKP", "Kahrolsun ABD emperyalizmi", "Savaşa değil emekçiye bütçe", "Savaşa karşı genel grev genel direniş", "Şalter inecek savaş bitecek" sloganları atıldı. Mitinge, üniversite öğrencileri, okullarının pankartları ile katılarak, Deniz Gezmiş ve Che Guevera posterlerini taşıdılar. DİSK'e ve KESK'e bağlı sendikaların üyeleri kendi pankartları arkasında yürüyüşe geçerken, Türk Harb-İş Sendikası üyeleri de kortejde yerlerini aldı. Türk-İş'e bağlı sendikalardan TÜMTİS üyeleri "Savaşa karşı şalter indirelim" sloganı ile yürüdü. Bergama Köylüleri'nin "Savaştan utanıyık" pankartı ile katıldığı yürüyüşte, "Şarjörünü boşalt barışa teslim ol" dövizi dikkat çekti. Mazlum-Der'in, "Evet oyu atma şerefini satma" dövizi ile katıldığı yürüyüşte, "Mehmet barışı seviyor" dövizi de dikkat çekti.

Emek Barış ve Demokrasi Bloğu Türk Psikologları Derneği ve Eczacılar Birliği'nin pankartları ile katıldığı kortejde, TTB'nin, devasa boyutlardaki "Savaş öldürür savaşa hayır" yazılı siyah pankartı arkasında hekimler yerini aldı. Mühendisler baretleri, sendika üyesi işçiler de önlükleri ile yürüdü. Emek Barış ve Demokrasi Bloğu'nu oluşturan EMEP, HADEP, DEHAP ve SDP'nin kitlesel katılımı dikkat çekti. Yüyüyüşe, banliyo trenindeki işçiler siren çalarak destek verirken, Zübeydehanım Olgunlaşma Enstitüsü öğrencileri okullarının önünden geçen Eğitim-Sen'lilere sloganlarla destek verdi. Greenpace'cilerin ve tiyatrocuların, davul ve trampetlerle gösteri yaptığı yürüyüş kolunun bir ucu Sıhhiye'deki miting alanına ulaştığında, diğer ucu da Hipodrum'dan hareket etmeye başladı. Kısa bir süre sonra miting alanının tamamen dolması üzerine kürsüden "köprülere çıkılsın, yer kalmadı. Miting başlatamıyoruz, alana sığmıyoruz" anonsları yapıldı. Miting alanında, kürsüden çeşitli dillerden savaşa karşı barış sloganları atıldı. Kürsüden, "Savaşa bu halk geçit vermeyecek. Savaş ölüm, gözyaşı ve kan demek. Biz bu savaşı durdurabiliriz" sözleri sık sık tekrarlandı.

Halk tezkereye ret oyu verdi Meclis'de tezkere görüşmeye başlanırken, yapılan anonslarla tüm pankartlar indirildi ve "Siz bu tezkereye, bu savaşa hayır mı diyorsunuz?" sorusuna karşılık tüm eller havaya kaldırılarak, "evet" yanıtı verildi. Ardından konuşan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, dünyanın her yerinde bu savaşa petrol savaşı olarak bakıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını kaydederek, bu savaşın uzun vadeli bir planının ürünü olduğuna dikkat çekti. Çelebi, "Önümüzdeki süreç çok büyük tehlikelere zemin hazırlıyor. Savaşı durduralım. Sıranın bize gelmesini beklemeyelim. Savaş gerekçesiyle haklarımıza, ekmeğimize el uzatılmasına izin vermeyelim" dedi. KESK Başkanı Sami Evren ise, mitinge katılanların kendi geleceklerine sahip çıkma kararlığını gösterdiğini dile getirerek, "Dünyaya ilan ediyoruz ki bu savaşı durduracağız. Halkın sesine kulak vermeyenler halkın temsilcileri olamaz. Halk burada, savaşa hayır diyor. Iraklı çocuk ölmeyecek, Kürt çocuk ölmeyecek, Türkmen-Arap ölmeyecek, biz bu savaşı durduracağız" diye konuştu. Londra'da yapılan Uluslararası Barış Konferası'ndan bir mesaj olduğunu ifade eden Evren, "Milyonlarca insan genel grev çağrısı yapıyor. Bu savaşı ancak genel grev, genel direniş durdurabilir" diye konuştu. Hazırlanan ortak açıklamayı ise, aydın ve sanatçılar adına Görkem Yeldan ile Orhan Alkaya okudu.

Bu memleket bizim "Bir kent kuşatma altında/Orada/Irak'ta/Namlunun ucunda bir ana/Yavrusu kollarında/taraf olmalı/taraf olmalı" dizeleri ile başlayan metinde, savaşın insanlığa karşı bir savaş olduğu vurgulandı. Metinde, "Dünyanın; yağmacılığı reddetmesinden duyulan korkunun. Başka bir dünyanın mümkün olduğuna inancından duyulan korkunun. Bu korku, ABD emperyalizminin bu denli pervasızca, utanmazca, hiçbir yasa tanımadan saldırmak istemesinin asıl nedenidir" denildi. Çıkacak savaşta en büyük zararı Türk-Kürt-Arap halklarının kardeşliğinin göreceğinin vurgulandığı metinde, yer yüzünü kan gölüne çevirmek isteyen ABD'ye izin verilmeyeceği ilan edildi. Meclis'deki tezkerenin Türk-Kürt-Arap halklarının kardeşliğini dinamitleyen bir tezkere olduğu ifade edilen metinde, "Orada bir ülke kuşatma altında. Ambargo ve namluların gölgesinde bir ülke. Kuşatma altında Kürt, Filistin, Arap tüm Ortadoğu halkları. İzin verecek miyiz yok edilmelerine. Haykırmalıyız, silah tüccarlarına, savaş çığırtkanlarına. İzin vermeyeceğiz" denildi. Konuşmaların ardından Melike Demirağ, Edip Akbayram, Rojin, Ferhat Tunç, Koma Azad, Savaşa Hiç Gerek Yok grubu, barış türküleri söylerken, Rutkay Aziz ve Atol Behramoğlu şiirleriyle barış çağrısı yaptı.

Polisin barikat eziyeti Mitingin bitmesinin ardından alanda bulunanlar değişik yönlere doğru dağılırken, polisin Meclis'e giden ana yollara barikat kurması, katılımcılara eziyetli anlar yaşattı. Polisin tutumu uzun süre protesto edildi. Polisin Mithatpaşa Caddesi'ndeki barikatı açmasıyla binlerce kişi sloganlar atarak bir süre yürüdü. Bu arada 30 kişilik "Kara Kedi" Tiyatro Grubu, "Savaşa karşı ses çıkar" sloganlarıyla yürüyerek, Yüksel Caddesi'nde oturma eylemi yapan Greenpeace üyelerini ziyaret etti. Kara Kedi grubu burada müzikli sloganlar atıp, Greenpeace'lilere destek verdiler. Yüksel Caddesi'ndeki gruba, daha sonra sanatçı Mehmet Ali Alabora, TMMOB Genel Başkanı Kaya Güvenç ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de katıldı.

Sakarya'da gece eylemi Savaşa karşı mitingin ardından Sakarya Caddesi'nde de gece eylemi yapıldı. Mumlar, meşaleler ve trampetlerle biraraya gelen topluluk, sık sık "Savaşa karşı genel grev genel direniş", "Savaşa hayır" sloganlarını attılar. Eylemde, halkın istemediği savaş kararı alınmasının ihanet anlamına geleceği belirtilerek, "Savaşa karşı çıkan onbinlerin sesine kulak verilmezse, o Meclis'i korumaya panzer de top tüfek de yetişmez" denildi.


NOTLAR... NOTLAR...
  • 'Savaşa Hayır' şiarını güçlü bir şekilde dile getirmek için Türkiye'nin dörtbir yanından Ankara'ya gelen gruplar, sabahın erken saatlerinden itibaren Hipodrum Alanı'nda Ankaralı gruplarla buluştular. Savaş tezkeresinin görüşüldüğü Meclis'e ve milletvekillerine "Barıştan yana olun" çağrısını eylem boyunca seslendiren topluluk, birbirinden ilginç görüntülere de sahne oldu.
  • Miting için dışardan Ankara'ya gelenler, 450 kadar otobüs ve 20 minibüs tarafından taşındı. İstanbul'dan gelenlerin bir bölümü ile kimi illerden gelenlerin rağbet ettiği ulaşım aracı ise tren oldu.

  • Ankara Emniyeti, miting nedeniyle tüm izinleri iptal ederek büro ve karakollarda çalışanlar da dahil 5 bini aşkın polisi miting için görevlendirdi. Ankara'ya, Kayseri ve Konya'dan da polis getirildi. Ayrıca, Jandarma Alay Komutanlığı'na bağlı askerler de gün boyu "olası olaylara" karşı hazır bekletildi. Polislerden büyük bölümü, mitingin yapıldığı alandan Meclis'e giden caddelerin üzerinde yoğunlaştı.
  • Emeğin Partisi 3'ncü Genel Kongresi'nin delegeleri de topluca eyleme katıldı. EMEP'li delegelerin konferans salonuna gidişleri ise polislere, yaklaşık 10 dakika, tam anlamıyla panik yaşattı. "Kalabalık bir grup, Kızılay'a gidiyor" anonsları üzerine çevik kuvvet grupları ve panzerler alarma geçirildi. Polis amirlerinin paniği, durumu anlatan uyarılar sonrasında geçti.
  • Evlerinden, işyerlerinden çoluk çocuk çok sayıdaki Ankaralı mitinge katılırken, Kızılay'a gezmeye çıkan birçok kişi de savaş karşıtı sloganları duyar duymaz kendini miting alanına attı. Mitinge katılımın üzerine birçok sokakta polisler tarafından yeni arama noktası kuruldu.
  • Mitinge, İslamcı çevreden de çok sayıda katılım oldu. Örgütlü olarak Mazlum-Der pankartı altında yürümelerinin dışında, bu çevrelerden üçerli beşerli gruplar oluşturarak katılanlar da azımsanmayacak sayıda idi. İslamcı çevrelerin dövizlerinde ise, ABD emperyalizmi ve AKP karşıtlığı göze çarptı.
  • Birçok yabancı televizyon ve gazete temsilcisi de mitingi izlemek için Ankara'daydı. Görüntü alan ve çekim yapan televizyonlar, miting alanında İngilizce bilen arayışına girdiler. Mehmet Ali Alabora'nın İngilizce konuşabildiğinin öğrenilmesi üzerine, bazı televizyon kanalları Alabora'dan demeç aldılar.
  • Miting alanındaki seyyar satıcılar da yaratıcılıklarını konuşturdular. "Savaşa hayır" simitleri ve "ABD defol" suları rağbet gördü.
  • Can Şenliği oyuncuları alanda kısa sokak tiyatroları sergilerken, bir savaş karşıtı da "Kefenimi giyip bombaları beklerken AKP'den son duam Allah sizden razı olsun" yazılı kefen giyip miting alanını dolaştı.
  • ODTÜ öğrencileri, kitlesel bir şekilde Öğrenci Temsilcileri Konseyi pankartı arkasında yürürken, öğretim üyeleri de ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği pankartı açarak, savaşa karşı tepkilerini dile getirdiler. Üniversite öğrencileri de ayrı ayrı okul pankartı açarak "Savaşa değil eğitime bütçe" "YÖK'e de YEK'e de hayır" sloganlarını attılar.
  • KESK'in kitleselliğinin dikkat çektiği mitinge Eğitim-Sen damgasını vurdu. Gazetecilerin arasında bile Eğitim-Sen'in üyelerinin kalabalıklığı sohbet konusu oldu. Öte yandan Türk-İş'in eyleme desteğinin az olması da gözden kaçmadı.
  • Mitinge halk ozanları sazlarıyla birlikte katılırken, savaş karşıtları sık sık "Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız ya siz" sloganlarıya milletvekillerine uyarıda bulundular.
  • Mitingde, Türkiye Gazeteciler Sendikası pankart açarken, gazetecilerin taşıdığı "Savaş haberi yapmak istemiyoruz" dövizi dikkat çekti. Mitingde görev alan gazeteciler de pankart arkasında bir süre yürüdü.


    Bu iş burada bitmez!

    İZLENİM/ Şenay Aydemir Ankara, belki de Kurtuluş Savaşı yıllarından sonra ilk kez tüm dünyanın gözünü çevirdiği bir kentti dün. Bozkırın ayazına aldırmadan otobüslerle, trenlerle, özel araçlarla bu kente, savaş istemeyen çoğunluğun temsilcileri akarken, bir yandan da dünyanın birçok ülkesinden yayın organları gelişmeleri ülkelerine aktarmak için hazırlık yapıyordu. Şurası bir gerçek ki, Türkiye 'hayır' derse, Amerika, Irak'a saldırmaya olanak bulamayacak. Ankara bu bakımdan tüm dünyanın gözlerini üzerine çevirdi. Bir yanda, Meclis çatısı altında 'reel politika' uğruna sonu belirsiz bir maceraya atılmaya hazırlanan iktidar; diğer yanda savaşa karşı seslerini yükselten onbinler. Bu iki taraftan hangisinin baskın geleceği, kimin dediğinin olacağı merak konusuydu. Dün, Meclis'te tezkereyi görüşenler, Ankara'da alanları dolduranların seslerinin tedirginliğini duyarak geçirdiler günlerini. Ankara'nın, dün birleştiği tek bir slogan vardı: "Savaşa Hayır!" Özellikle gençlerin katılımının yoğunluğu dikkat çekerken, günün en anlamlı ve yaratıcı sloganı da onlardan geldi: "Geçerse Tezkere, Tayyip/Meclis Gitsin Askere" Bu yazı yazıldığı saatlerde Meclis görüşmeleri daha tamamlanmış olacak. Eğer tezkere geçmemişse tüm dünya halklarıyla birlikte Türkiye halkları önemli bir zafere imza atmış olacaklar. Ama görülen o ki, tezkere Meclis'ten 'zor da' olsa geçecek. Ama, Ankara'da dün bir araya gelenlerin iradesi, toplamından çok daha fazlasını gösterdi. Eğer savaş çıkarsa, bu irade savaşı da durduracak güçtedir. Eğer savaş durdurulamazsa aynı irade suçluların yakasına yapışmak zorundadır. Ankara, daha önce dün yapılandan çok daha kitlesel eylemlere ev sahipliği yapmıştı. Ama dün araba kornaları, trenlerin sirenleri ve dersane pencerelerinden sarkan gençlerin sesleri karıştı eylemcilerin seslerine. Emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşı iradesinin konulduğu bu kent, şimdi bütün ulusal değerlerini bir yana bırakanların ve emperyalizme karşı bayrak açanların yeniden buluştuğu alan oldu. Ankara'daki 'Küçük Türkiye', dün tüm dünyaya şunu gösterdi: Tezkere geçse de geçmese de, bu iş burada bitmez.


    Savaş olmasın, çocuklar ölmesin!

    İZLENİM/ Sennur Sezer Beş çocuktular. En büyüğü dokuz yaşında var yok. Birinin dökülen dişlerinden, yedisine bastığı belli. Platformun flamasının önüne el ele dizilmişler, oyun coşkusuyla ama bütün oyunlardan daha ciddi bir yüzle haykırıyorlar: "Savaşlar olmasın, çocuklar ölmesin!" Biz büyükler sesimizi onların sesine katmayınca hiç kızmıyor, biraz daha yükseltiyorlar seslerini "Savaşlar olmasın! Çocuklar ölmesin!" Resmi sloganların arasında yok muydu bu cümleler bilmem, bir iki kişiden başka katılan olmadı onların haykırışlarına. Onlar da hem büyüklerin sloganlarına katılmayı sürdürdüler hem susmalarda kendi sloganlarını attılar. Çocukların savaşta ölmemelerini dileyen bir afiş de süslüyordu Ankara'daki bilboardları: Dikkat bu bir ilan değildir: Çocuklar öldürülmesin, şekerde yiyebilsinler. İmza Çankaya Marketler grubunun. Yazım yanlışı da aynen. Bu afişte A B D harfleri dağıtılarak Burası ABD Değil cümlesi de yer alıyor. Bu afiş, mağaza zincirine kaça mal olmuş bilmiyorum. Ama bir başka markette indirim bildirimlerinin arasında "Savaşa Hayır" yazılı bir karton da yer alıyor. Ben cumartesi kalabalığı yüzünden izin alamayan çalışanları düşünüyorum. Onlar aramızda. Ankara'da 1 Martta alanlarda olacakların kimilerini Ankara Ekspresinde kahvaltıda gördüm sabah: Mustafa Alabora, Rutkay Aziz. Daha uyuyanlar da vardı kompartımanlarında... Sonra yazarları gördüm Adnan Özyalçıner, Gülsüm Cengiz. Gazeteden "izinli oluşunu değerlendiren" Şenay Aydemir. Adana'dan, Mersin'den, Urfa'dan, Trakya'dan öğretmenler, EMEP delegeleri. Elbet sarılmalar, öpüşmeler. Alanda renk renk gruplar. Bayraklar. Anarşistlerin kara bayraklarının arasında gökkuşağı gibi bir bayrak ortasında ingilizce "barış" yazıyor. Belki de o anda uydurulmuş bir slogan çınlamaya başlıyor: Çıkarsa tezkere meclis gitsin askere. Galiba bugünden Ankara'ya armağan oldu bu. Ayak üstü bir şeyler yemek için uğradığımız pidecide iki delikanlı tekrarlıyor sloganı gülerek. Tezkere geldi mi? Merak ediyorum. Uğultu sürüyor.

  • Evrensel'i Takip Et