19 Şubat 2003 22:00

Depremzededen para istiyorlar

Depremin ardından afet bölgesi kapsamına alınmayan Pülümür'de sorunlar bitmek bilmiyor. Verilen konteynırlar için 3.5-5 milyar lira arası senet imzatılıyor; elektrik ve su aboneliği için para isteniyor.

Paylaş
Depremin yaralarını sarmak isteyen Pülümür hâlâ sıkıntılı. Meydanlar Mahallesi'ndeki depremzedeler, soğuk hava koşulları nedeniyle mağdur durumda. Bu mahalle, köyleri boşaltılanların yoğunlukla oturduğu bir yer. Kar yağışı aralıklarla devam ederken, depremzedeler halen çadırlarda kalıyor. Üst solunum yolları enfeksiyonu, tansiyon gibi hastalıklarda artış yaşanıyor. İlçede bulunan sivil savunma ekipleri, Kızılay ve Tugay Komutanlığı'nın ilçeden ayrılmasının ardından, faaliyetleri kaymakamlıkla koordinasyon halinde çalışan belediye yürütüyor. Konteynırlara depremzedeleri yerleştirmek için önceki gün yapılması beklenen kura çekimi dün yapıldı. Ancak depremzedeler, 3.5 ila 5 milyar arasında değişen miktarda imzalayacakları kontrattan sonra konteynırlara yerleşebilecekler. Şu ana kadar ilçeye 100 konteynır geldi. Bunların 13'ü kamu kurumları tarafından kullanılıyor. 87 taneye de depremzedeler yerleştirilirken 6 konteynıra daha ihtiyaç var. Elektrik ve su aboneliği için yeniden başvuruda bulunmak zorunda olan depremzedeler, eski sayaçların devam ettirilmesini istiyorlar. Su sayacı aboneliği için ise 80 milyon, elektrik aboneliği içinde 110 milyon isteniyor. Ekonomik durumları kötü olan depremzeler 190 milyonu nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünmeye başladılar. Pülümür'e 30 milyar afet fonundan, 40 milyar sosyal yardımlaşma fonundan 100 milyar acil destekleme fonundan olmak üzere toplam 170 milyar lira para yardımı geldi. Yetkililer, deprem için gelen 30 milyarının İl Bayındırlık Müdürlüğü tarafından bekletildiğini ve deprem bölgesine ulaştırılmadığını söylüyor. Gelen paranın deprem bölgesine gönderilmesi durumunda elektrik ve su abone masraflarının da karşılanabileceğini söylüyorlar.

Konteynır istiyorlar Depremzede Mehmet Demirbilek, bir an önce konteynırlara yerleşmek istediğini söylüyor. Elektrik ve su abonmanlığının eski sayaçlardan devam edilmesini isteyen Demirbilek, kimsenin yeni abone masrafını verecek durumda olmadığını belirtiyor. Demirbilek, geceleri soğuk olduğunu ve çadırlarda kalınacak durumda olmadığını da ekliyor. Balpayam köyünden Dursun Şen, köylerinin 1993 yılında boşaltıldığı için Pülümür'e yerleştiğini ifade ediyor. 1992 yılında yaşanan depremde 60 toplu konuttun yapılacağı söylenmesine karşın hâlâ yapılmadığını ifade ediyor. Şen, konutların bir an önce yapılmasını istiyor. Pülümür Belediye Başkanı Mesut Coşkun da, belediyenin sıkıntı içinde olduğunu ifade ediyor. İlçenin afet kapsamına alınmadığını anlatan Coşkun, Afyon Dinar'da 5.8 şiddetinde deprem olduğunu ve afet kapsamına alındığını ama, Pülümür'de daha büyük şiddette deprem olmasına karşın afet kapsamına alınmamasının siyasi bir karar olduğunu belirtiyor. "Afet kapsamına alınması için can kaybının çok olması mı gerekiyor" diye soran Coşkun, "Deprem için gelen paranın 30 milyarı il bayındırlığında tutuluyor. Bu para deprem bölgesine aktarılması durumunda elektrik ve su abone masrafları için kullanılabilir" diyor. Eğitim-Sen uyarmıştı! Deprem sonrası ikinci eğitim dönemi de sorunlarla başladı. Özellikle YİBO'lara yerleşmek zorunda kalan öğrenciler ve depremzede öğretmenler hayli mağdur olmuşlardı. Eğitim-Sen Tunceli Şube yöneticisi Mustafa Taşkale, sendika olarak, Pülümür'deki YİBO ile ilgi daha önce yaptıkları açıklamada okulun yerinin fay hattı üzerinde olduğunu açıkladıklarını söylüyor. Taşkale, Kırmızıköprü'de bulunan YİBO'nun askeriyeye verilmesinden dolayı, öğrencilerin Akpazar YİBO'ya aktarıldığı ve bunun da sıkıntılar yarattığını belirtiyor. Halen okulun dört lojmanında askerlerin kaldığını belirten Taşkale, buranın bir an önce boşaltılarak eğitim ve öğretime tahsis edilmesini istiyor.

ÖNCEKİ HABER

Barış için büyük buluşma

SONRAKİ HABER

Kar yaşamı engelliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...