19 Eylül 2011 10:22

Aygan, Musa Anter cinayetini anlattı

Murat Kuseyri

Musa Anter bundan 20 yıl önce öldürüldü. O geceyi anlatabilirmisin? Kimler örgütledi bu işi? Neler oldu o gece?

Olay günü; mesai bitimine doğru JİTEM Diyarbakır Grup Komutanlığına vekalet eden amirimiz J.Kd.Yüzbaşı Savaş Gevrekçi bana ve Ali Ozansoy’a mesai bitiminde eve gitmeyin. İşimiz var diye emir ve talimat verdi. Ankara’dan Yeşil (Mahmut Yıldırım), Hogir ve Şırnaklı Hamit, Land Rower’le, Cem Ersever, Neval Boz ve Mustafa Deniz ise sivil JİTEM aracıyla gelmişlerdi. Mesai bitimine yakın, Cem Ersever yanındaki Neval Boz ile “Biz Adıyaman’daki Nemrut Dağı’na gideceğiz, orada telsiz dinlemesi yapacağız” diyerek JİTEM’den ayrıldılar. Mustafa Deniz, Hogir (Cemil Işık) ve Şırnaklı Hamit ise Yeşil’in emrine verilmişlerdi. Savaş Gevrekçi, “Benim işim var ben gidiyorum çocuklar,Yeşil’e yardımcı olun, galiba bir işi varmış” dedi. Bana da ayrıca; “Sen Hogir’le birlikte olacaksın, yanından ayrılmayacaksın. Şayet polisler Hogir’i yakalamaya çalışırsa müdahale edip resmi kimliğini göster ve Hogir’in bizimle çalıştığını söyle” diyerek Saraykapı’daki JİTEM Grup Komutanlığı binasından ayrıldı.Yeşil, Hogir ve Şırnaklı Hamit harekat merkezindeki telefondan bir yerleri arıyorlardı.  Daha doğrusu telefon başında Hogir vardı. Daha sonra, Hogir’in  Musa Anter’in kalmakta olduğu oteli aradığını öğrendik. O ana kadar Yeşil ve Hogir’in ne işler çevirdiğini bilmiyordum. Hogir’in oteli telefonla aramasından bir süre sonra, Yeşil ve Hogir Hamit’i otele gönderdiler. Birinci gidişinde Hamit Musa Anter’le görüşememişti. İkinci defa gönderdiler. Yeşil Hamit’e  “Musa Anter’i otelden taksiyle al. Silvan yolundaki Dicle köprüsünü geçince ‘Hogir’le buluşacağınız ev burada’ diyerek taksiden indirip yanımıza getirceksin” diyerek talimat verdi. Hamit otele gidince Yeşil, Ali Ozansoy’u JİTEM karargahındaki ana telsizin başında beklemekle görevlendirdi. Yeşil Hogir’i, beni ve Mustafa Deniz’i de kendisinin kullandığı Land Rowerle Silvan yoluna götürdü. Dicle Köprüsü’nü geçince Hogir ve benden arabadan inip yol kenarında gizlenerek Ape Musa’nın gelmesini beklememizi istedi. Yeşil ve Mustafa Deniz ise Diyarbakır Silvan karayolunun kuzey tarafındaki tepede bekleyeceklerdi. Şayet Hamit, Ape Musa’yı yanımıza getirirse biz de Yeşil’in yanına götürecektik. Ape Musa ile neyi konuşacaklar, O’na ne yapacaklar bilmiyordum. Bu konuda bana herhangi bir bilgi verilmedi. Hogir ile ben yolun yakınındaki tarlanın içerisinde (gece karanlıktı) gizlendik ve Hamit’i beklemeye başladık.  Aradan, yaklaşık olarak 45 dakika, bir saat geçmişti. Hamit gelmeyince huzursuzlandık. Polis devriyelerine yakalanırız diye endişelenip tarlanın içinden, tepede Land Rowerle bekleyen Yeşil ve Mustafa Deniz’in yanına gittik. Henüz oraya varmıştık ki, yakınımızdaki Seyrantepe Mahallesi’nden polis araçlarının siren sesleri  gelmeye başladı. Yeşil, elindeki telsizi polis kanalına ayarladı. Polislerin telsizinden ‘Bir kişi eks olmuş’ diye anons edildi. Bu anons üzerine, Yeşil bize dönerek “Haydi karargaha (JİTEM binası) dönelim. Galiba Hamit Ape Musa’yı vurmuş” dedi. JİTEM’e geldiğimizde,telsiz başındaki Ali Ozansoy, “Galiba Hamit Musa Anter’i vurmuş, polis telsiz konuşmalarından anlaşılıyor” dedi. JİTEM’de beklemeye başladık.Yaklaşık bir saat sonra Şırnaklı Hamit JİTEM binasına, yanımıza geldi. Yeşil ve Hogir “Niye kendin yaptın bu işi, senin görevin O’nu yanımıza getirmekti?​” diye Hamit’e çıkıştılar. Hamit ise “Otelden çıkardım, yanında yeğeni vardı. Taksi ile yanınıza getirirken yolu şaşırdım. Yanlışlıkla Ergani yoluna girmişiz. Geri döndük fakat şüphelendiler ve ben de mecbur kaldım vurdum. Tabancayı da olay yerinden kaçarken, bir sokakta çöp tenekesine attım” dedi.Olaydan ağır yaralı olarak kurtulan Orhan Miroğlu da cinayet öncesinde, Musa Anter’in kaldığı otelde ve cinayet anında olup bitenlere başka bir cepheden tanıktır. Olayın canlı tanığı olmayanların anlatımları gerçeği yansıtmamaktadır.

Anter’in  öldürülmesi emrini sizce Cem Ersever mi verdi? Yoksa emir Ankara’dan veya daha başka yerlerden mi geldi?

Musa Anter’in katledilmesi gibi bir cinayeti Cem Ersever veya Yeşil’in kendi başlarına karar verip gerçekleştirdiklerine inanmıyorum. Emir Ankara’dan verilmiştir. Aslında hiçbir ‘faili meçhul’ cinayetin askeri ve siyasi iradeden habersiz olarak yapılması mümkün değildir. Tahminimce Cem Ersever ve ekibi ile Yeşil, Hogir ve Hamit bu olay için Diyarbakır’a gelmişlerdi. Cem Ersever o sıralar Ankara’da JİTEM Gruplar Komutanlığı görevindeydi. Mustafa Deniz ise onun emrinde çalışan bir sivil memurdu. Bu insanlar yukarıdan (Jandarma Gn. Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı) emir ve onay almadan Diyarbakır’a gelemez ve bu olayla ilişkili olamazlardı. Yeşil ise direkt olarak Özel Harp Dairesi’ne (Özel Kuvvetler Komutanlığı) bağlı çalışıyordu. Olayda Şırnaklı Hamit’in kullandığı 14’lü, 9 mm. çapındaki Parabellum tabancayı da, Yeşil JİTEM’den emanet olarak alıp Hamit’e verdi. Kullandığı Land Rower ise MİT Diyarbakır Bölge Başkanlığına aitti. Fakat OHAL Valiliği emrine verilmişti.

Hürriyet bir zamanlar sizle Rahşan Anter’i bir araya getirdi? Orada tetiği sizin çektiğiniz iddia edildi...

Ne yazık ki Musa Anter cinayetinin planlayıcılarını ve tetikçiyi açıklamış olmama rağmen, ailesi ve Hürriyet gibi gazeteler olayı benim üzerime yıkmaya çalıştılar. Esas suçlulara değil, olayı açığa çıkarana saldırdılar. Hürriyet gazetesinin yalan yanlış haber yapmakla asli failleri gizlemeye ve beni hedef haline getirmeye yönelik çirkin bir oyunuydu bu.

Siz Anter cinayetini uzun yıllar önce açıkladınız. Ancak dosya raflardan 2009 yılında indirildi ve soruşturma başlatıldı. Bunu nasıl yorumluyor sunuz?

Olayda devlet görevlilerinin kastı ve kabahati var da ondan. Hem devlet hem de devlete karşıymış gibi görünen kesimler ‘faili meçhul’ cinayetlere ilgisiz ve tepkisiz kaldılar.

Bu davada yargılanıyorsunuz. İsveç savcılığı kanalı ile ifadeniz alındı mı? Alındıysa neler söylediniz?

Bu davada, hem sanık hem de tanık olarak iki kez ifadem alındı. Size şimdi söylediklerimi, kendi düşüncelerimi ve tahminleri de İsveç başsavcısına açıkladım. Davanın yeniden açılmış olması sevindiricidir. Ancak hiçbir ‘faili meçhul cinayet’ davası ve Musa Anter davasının adaletle sonuçlanacağına inancım yoktur.

Bu davada yargılananlar ya öldürüldü ya da kayıplar. Başka kimlerin bu davada yargılanmaları gerekir sizce?

Şu an sanık olarak sadece ‘itirafçılar’ yargılanmaktadır. Yapılan tüm hukuk dışılıklar ‘itirafçı’lara mal edilerek gerçek suçlular korunmaktadır. Mesela Musa Anter cinayeti esnasında görevli olan Jandarma Subayı Savaş Gevrekçi yargılanıyor mu? Sanmıyorum... O dönemde görev yapan hükümet ve devlet yetkilileri Musa Anter’in katledilmesinin sorumlularıdır. Onların onayı veya göz yumması olmadan bu cinayet gerçekleştirilemezdi. (Stockholm/EVRENSEL)


Olayın üzerinden tam 20 yıl geçti? Keşke bu cinayeti durdurabilseydim diye düşündüğünüz oldu mu hiç?

Siz galiba o dönemdeki devlet konseptini ve o günün şartlarını hesaba katmıyorsunuz. Hiçbir babayiğit bu cinayeti ve başka cinayetleri engelleyemzdi. Engellemeye çalışanı da ortadan kaldırırlardı. Eşref Bitlis, Rıdvan Özden, A.Gaffar Okan, Kazım Çillioğlu ve daha nice subaylar niçin ortadan kaldırıldılar? O dönemki konsepte karşı çıktıkları için, siyasi ve gladiocu askeri zihniyetle ters düştükleri için... Musa Anter cinayetini ve diğer cinayetleri insani ve vicdanı bir görev olarak açıkladım. Fakat mağdur edilen ve halen olmaya devam eden ben oldum. Keşke hiçbir şeyi açıklamasaydım.

Evrensel'i Takip Et