8 Şubat 2003 22:00

Rahatsız etmenin müziği

Küreselleşmeye, popüler kültüre, tektipleşmeye, yozlaşmış medyaya...Ülke gençliğini çevreleyen, esaret altına sokan her şeye. Bunların toplamına "sinir" oluyor Rashit adlı 25 yaş ortalamalı punk grubu. "Rahatsız etmenin müziği" ifadesi o yüzden kendilerini tanımladıkları en güzel önerme oluyor haliyle. Karşı oldukları çeperlerin içinde hayatını süren "sistem insanları"na "adam olanlar" diyor grup üyeleri. Bu nedenle çiçeği burnunda ikinci albümlerinin ismi ile de buna bir gönderme içeriyor"Adam olmak istemiyorum"..!

80'li yılların İstanbulluları Oğuz Taktak, Tolga Özbey, Orkun Tunç ve Bülent Kabaş'ı, her zaman disipline giden öğrenci, gerek okulla, gerekse devletle ama sürekli otorite ile bir didişme vaziyetinde olmanın serüveni birleştirmiş Rashit adlı punk grubunda. Bir de "Özal gençliği" formülasyonuna duyulan öfke var tabii. "80'li yıllarda İstanbul'da büyüdük biz ve aslında Özal Gençliği denilen kuşağa aitiz. Üzerinde denenmeye çalışılan her şeyin, Amerika'nın küçük kopyasının yapılmaya çalışılan her şeyin ortasında büyüdük. Her zaman disipline giden öğrenciydik, haylazdık her zaman otorite ile; gerek okulla, gerekse devletle sorunları olan adamlardık. Bunun müzikal ifadesini en fazla punk'ta bulduk. Özellikle Türkiye'de 80'li yıllardan itibaren dünyada ve Türkiye'de kolektif bilinç yok olmaya başladı. Dolayısıyla çözüm öneren politik duruşlar geçerliliğini yitirmeye başladılar. Punk'ın da bu duruma alternatif olma özelliği olduğunu söylüyoruz."

Adam olmak? Rashit adlı grubun "Telaşa mahal yok" albümünden sonra ikinci çalışması bu. Albüm içerik bakımından üç açıdan değerlendirebilir. Birincisi Kısır Döngü, Küreselleşme Dehşeti, Sansür, Özgür Basın gibi tepkisel parçalar, ikincisi Sakın İnanma, Aç gözlerini, Gerçeğe hazır mısın? gibi tepkisel durumun bir adım ötesinde belli somut mesajlar barındıran parçalar ve son olarak tek şarkı da olsa grubun ne kadar "sinirli" olursa olsun hayata dair güzel şeylerin de farkına varılması gerektiği üzerine verdiği mesajdan ötürü ayrı bir yerde değerlendirebilecek cover parça "Ağlama değmez hayat"... Müzikal açıdan ise Rashit, punk köklerinden kopmadan çeşitli düzenlemelere de açık olduğunu gösteriyor bu albümünde. Albümdeki çalışmalarda ska, surf gibi türlerin müzikal öğeleriyle Anadolu enstürümanlarının da kullanıldığı gözleniyor. Punk türü için beklenmedik bir sürpriz de yaylı ve üflemeli çalgıların kullanılması. Bu da albümün punk dinleyicisinin dışına taşma amacını gösteriyor. Grubun tepkisel mesajlarını popüler kültür, küreselleşme ve medya alt başlıklarıyla inceleyebiliriz. Ama önce "Adam olmak istemiyorum" diyen Rashit 'adam olma'yı nasıl tanımlıyor bir bakalım; "Adam olmak derken kastettiğimiz birçok temel şey var aslında. Diploma sahibi olup, askerliğinizi yapıp ondan sonra da evlenip çoluk çocuk sahibi olmak. Sistemin adamı olmak tanımları söylenebilir. Ama adam olmak istemiyoruz derken; popüler kültüre ait olmak istemiyoruz, kendimiz olmak istiyoruz. Belli bir şekle sokulmak istemiyoruz, tektipleşmek istemiyoruz şeklinde ifade edebiliriz."

Popüler kültür Rashit'in popüler kültüre 'kızgın' tutumu bu albümde Kısır Döngü, Aç gözlerini, Yumurta adlı şarkılarında somutlanıyor. "Eğlence sektöründe sen de yerini al / Haydi otur ekran başına / ceplerindeki paraları boşalt / seyrettiğin reklamlara / Haydi tüket deli gibi..... / İşte bu yüzyılın hastalığıdır" sözleri bu tepkiyi dolaysız ifade ediyor. Topluluğun söz yazarı ve elektro gitaristi Tolga Özbey bu özel vurguyu şöyle ifade ediyor; "Eğlence sektörüne bir şekilde herkes katılıyor. Televizyon karşına geçmek bile yeterli oluyor. Bundan rahatsız oluyoruz. İçinde bulunduğumuz yüzyılda tüm sektörler artık imaj üretme derdindeler. Artık imaj üreten ülkeler en güçlüler. Biz de buna olan tepkimizi paylaşmak istedik ve popüler kültür karşıtlığımıza özel yer verdik. Bizi barlara çağırıyorlar. Ama biz teklifleri kabul etmiyoruz. Biz insanları niye eğlendirelim ki, aksine biz insanları rahatsız etmek istiyoruz."

Küreselleşme Rashit'in kendini tanımladığı bir başka temel eksen ise küreselleşme karşıtlığı. Bu konuda çeşitli uluslararası etkinliklerde de yer almışlar. Yine bildik politik dozları ve imgesel olanı tercih etmeyip direkt anlatımları "Küreselleşme Dehşeti" şarkılarında yer buluyor. "Al bir tarafında bunu küreselleşme / Kanmıyoruz palavralarına" diyorlar bu çalışmada Rashit grubu. "Genel olarak dünyada herkes bir dibe vuruş aşamasını hissediyor. Buradan bir çıkış olacaksa popüler kültürden arınmak gerekiyor. G8 karşıtlarının konserine çağrıldık, konser verdik. Küreselleşme bizim hedef tahtalarımızda önemli bir yer tutuyor." Yozlaşmış medya yine Rashit'in önemli bir diğer hedef tahtası. "Sansür" ve "Özgür Basın" adlı şarkılar tam da bu hedefi vurmaya yönelik çalışmalar.

'Dışardan ithal etmiyoruz' Grubun Türkiye'deki punk müziğine yanlış bakış ve punk müziğini icra ettiğini söyleyen grupların bu tanıma uyması konusunda da eleştirileri var. "Punk müzikle ilgilenen insanlar bunu dışardan ithal ediyorlar. Zengin aile çocukları uğraşıyorlar bu işle' gibi bir yaşklaşım var genel olarak. Duman, Athena gibi gruplar bu tabirlere uyuyorlar. Biz bunlardan farklı olarak duruşumuz punk'ın gerçek muhalif kimliği ile kendimizi var ediyoruz. Gençliğe alternatif sunabilmek istiyoruz. Karamsar da değiliz bir umut var tabii. Sistem dibe vurdu, bunu genele intikal edelim istiyoruz. Hayattaki güzel şeyleri de ifade etmek için Ağlama Değmez hayat adlı cover çalışmamız uygun göründü."

Toplum da tepkili Rashit'in tepkisel yaklaştığı birçok konunun toplumsal bir karşılığı da var aslında. Grubun vokalisti Oğuz Taktak da bu durumun kendi üretimleriyle birebir uyuştuğunun altını çiziyor, "Toplum gerçekten uyuz oluyor. Bunu son seçimlerde gördük aslında. Kaynıyor her şey insanların bir derdi var bu dertlerini nasıl açıklayacaklarını nasıl yansıtacaklarını bilmiyorlar. Bu albüm de bu uyuz olma durumunun bizdeki yansıması. Böyle kaynayan bir ülkede nasıl böyle aşk meşk albümleri çıkıyor anlamıyoruz."

'Ödün vermeyeceğiz' Popüler kültürü, küreselleşmeyi her fırsatta eleştiriyor grup üyeleri. Peki ya beğenmedikleri sistem ve onun aygıtları grubu kendi malzemesi yaparsa? Punk, rock gruplarının aslında daha önce başına gelen bir durum aslında bu. Metallica gibi sistemi sorgulayarak serüvenine başlamış birçok grup daha sonra sistemin ihraç malzemesi haline gelmişti. Rashit bu sorunu şöyle cevaplandırıyor; " Öyle bir tehlike var tabii. Ama hiçbir şekilde yabancılaşmayacağız. Bir performans grubuyuz. Belli şeyleri kırabilmek için direkt saldırı yapmak istiyoruz. Çok satsak da bunu yapacağız. Ödün vermeyeceğiz. Tabii ki kredi kartıyla alanlar da olacaktır bu albümü. insanlara da ulaşmamız lazım."

Evrensel'i Takip Et