30 Ocak 2003 22:00

Barınma sorunu sürüyor

Tunceli'nin Pülümür ilçesinde, 27 Ocak'ta meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremin ardından, evleri hasar gören depremzedeler için en büşük sorun hâlâ barınma.

Paylaş
Tunceli'nin Pülümür ilçesinde, 27 Ocak'ta meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremin ardından, evleri hasar gören depremzedeler için en büşük sorun hâlâ barınma. Pülümür'de mevsimlik çadırlar kurulurken, depremzedelerin büyük bölümü, ısınamayacakları endişesiyle kar üzerinde kurulu çadırlara yerleşmiyor. Meydanlar Mahallesi'nde 89 mevsimlik çadır bulunuyor. Ancak sadece 3 aile önceki gün geceyi çadırlarda geçirdi. Diğer depremzedeler ise akraba ve komşularının evlerinde kaldı. Çadırsız kalacakları korkusuna kapılan bazı depremzeler ise kurulan çadırların yanında bekliyorlar. Bölgede kar yağışı ise sürüyor. Deprem bölgesinde günde üç kez yemek dağıtımı da yapılıyor. Sabahları çorba, diğer öğünler sulu yemekler veriliyor. Zeynel Cinkılıç adlı depremzede 3 geceyi dışarda geçirmiş. Hasar gören evlere "sağlam" denilmesine tepki gösteriyor. 70 yaşındaki Musa Can, depremden önce araba garajı olarak kullanılan barakada kalıyor ve barınma sorunun çözülmesini istiyor. Şadiye Altun ise karlar üzerinde kalmalarından dolayı çocuklarının hastalanmasından korkuyor.

Borçlular kapıya dayandı 1999 yılında aldıkları zirai kredi borçlarını ekonomik krizlerden dolayı ödemede güçlük çeken Pülümür köylülerinin depremle birlikte mağduriyetleri daha da arttı. Öte yandan Munzur Vadisi ve Doğal Yaşamı Koruma Derneği tarafından Munzur Vadisi'nde yapılmak istenen barajlara karşı 7 Şubat'ta düzenlenecek şölen deprem nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Bu arada, Pülümür'e bağlı Kayırlar köyünden bir kişinin enkaz altında kaldığı ihbarı geldi. Tunceli Valisi Mustafa Erkal, iddianın doğru olmadığını ancak, her ihtimale karşı köye ekip gönderdiklerini açıkladı.

Hasar tespiti tamamlandı Erkal, deprem bölgesi Pülümür'de hasar tespit çalışmalarının tamamlandığını bildirdi. Erkal, Meydanlar Mahallesi'nde bir çadırda düzenlediği basın toplantısında, Tunceli ile çevre illerden görevlendirilen, inşaat mühendisleri ve teknikerlerden oluşan 15 hasar tespit komisyonunun, ilçe merkezinin tamamıyla 38 köyden 28'i ve mezralarda hasar tespit çalışmalarını tamamlandığını söyledi. Erkal, yapılan ilk tespitlere göre 12 özel, 6 resmi binanın ağır, 46 özel, 83 resmi binanın orta, 75 özel, 48 resmi binanın da az hasarlı olduğunun belirlendiğini kaydetti.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yücel Sayman'ın 'casusluk' isyanı DGM eski savcısı Nuh Mete Yüksel'in Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun ihbarları sonucunda açtığı "Almanya adına casusluk" davasında yargılanan yılların hukukçusu Yücel Sayman, casusluk iddialarına isyan etti. Davada tanık olarak dinlenen Normandy Şirketi'nin eski mühendisi Hasan Gökvardar da, Hablemitoğlu kitabının ve davaya konu olan ididaların şirket tarafından hazırlatıldığını söyledi. "Almanya adına casusluk yaptıkları" iddiasıyla haklarında dava açılan İstanbul Barosu eski Başkanı Yüksel Sayman, Bergama köylüleri sözcüsü Oktay Konyar ve Manisa eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın ile Alman vakıflarının bazı yöneticilerinin yargılandığı davaya dün Ankara DGM'de devam edildi. Duruşmada, sanıklardan Wolfang Sechanröder, Yücel Sayman, Oktay Konyar ve Semih Özay ile 70'i aşkın avukat hazır bulundu. Duruşmayı Bergama köylüleri de izledi. Önceki duruşmada bulunmayan Sechangörder yaptığı savunmada, iddiaların asılsız olduğunu ve artık vakfın başkanı olmadığını bildirdi.

Kitabı Normandy yazdırdı Duruşmada dinlenen tanık Hasan Gökvardar ise Normandy Şirketi'nde 13 yıl maden mühendisi olarak çalıştığnı ve 3 ay önce görevinden ayrıldığını anlatarak, Hablemitoğlu'nun kitabının Normandy Şirketi tarafından köylüleri etkisiz hale getirmek için hazırlatıldığını kaydetti. Hablemitoğlu'na şirket tarafından kitap çıkartıldığını aktaran Gökvardar, kitabın da kamu görevlilerine posta yoluyla dağıtıldığını söyledi. Gökvardar, şirketin yönetim kurulu üyelerinden İsmet Sivrioğlu ve Orhan Üçkan'ın bu yöndeki konuşmalarına da tanık olduğunu belirterek, Nuh Mete Yüksel'in de araştırmayı şirkette yaptığını, tanıkları şirkette işçi olarak çalışanlardan belirlediğini kaydetti. Madenle ticari ilişkileri olanların tanık olarak belirlendiğine dikkat çeken Gökvardar, Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz'in sorusu üzerine de, "Hablemitoğlu ile 4-5 saat görüştüm. Klasörleri bizzat teslim ettim. Teknik raporlar da istedi. İstediği bilgileri kendisine teslim ettim" dedi. Gökvardar, madenin ruhsatı bulunmadığını vurgulayarak, "atık barajının" da herhangi bir su atığı barajı gibi yapıldığını kaydetti. Siyanür gibi çok zehirli bir maddenin normal su gibi atık işlemine tabi tutulduğunu aktaran Gökvardar, yurtdışına haftada bir işleme yapılmak üzere altın gönderildiğini aktardı. Duruşmada, DGM savcısı Dilaver Kahveci, "Savcı Yüksel'in yaptığı işlemler dava açısından aydınlatıcı değildir. Tanık anlatımları bu yönde olmamalıdır. Bu yöndeki anlatımların zabıtlardan çıkarılmasını talep ediyorum" dedi. Sanık avukatları ise Hablemitoğlu'nun kitabının nasıl hazırlandığının dava açısından önemli bulduklarına dikkat çekerek, savcı soruşturmasının nasıl hazırlandığının tazminat hukuku açısından da önemi olduğunu ve bu nedenle tanığın soruşturmaya ilişkin beyanlarının zabıtlardan çıkarılmamasını istediler. Savcı Kahveci'nin isteği bir sonraki duruşmada karara bağlanacak. Bu arada, Tanık Gökvardar yerine oturmadan söz alan Oktay Konyar, "Tanığa sormak istiyorum. 13 yıl önce karşı taraftaydı, şimdi bizim yanımızda. Bunun nedenlerini açıklasın" dedi. Hakim Karadeniz, Konyar'ın sorusunu reddettti.

Sayman'ın isyanı Duruşmada söz alan Yücel Sayman, kişisel haklarının bu dava ile ihlal edildiğini belirterek, "Bu beyanlarım tutanaklara geçsin. Beni televizyonlardan casusluk davası ile ilgili konuşmaya çağırıyorlar. Bu dava ittifak ile ilgili" diye konuştu. Sayman, kamuoyunda bu davanın konuşulmasının mağduriyetini artırdığını belirterek, yargılanmasının aynı zamanda AHİM'in 6. maddesinin ihlalini doğurduğunu vurguladı. Duruşma eksikliklerin giderilmesi ve savcılık tarafından mütaalanın hazırlanması için 27 Şubat 2002 tarihine erteledi.

"Savaştan utanıyık" pankartı Duruşmayı izlemek üzere Ankara'ya gelen bir grup Bergamalı, duruşma öncesi DGM önünde, "Savaştan utanıyık" pankartı açarak, "Türkiye Afrika olmayacak" sloganını attılar. Bergama köylüleri Sözcüsü Oktay Konyar, duruşma sonrası ülkesine sahip çıkanların yargılandığını belirterek, "Biz 10 bin Bergamalı casusluk yapmaya devam edeceğiz" dedi. Tanık Hasan Gökvardar ise madende üretim öncesi çalıştığını belirterek, "Şirketin siyanürü zararsız bir şekilde atık haline getirmek gibi vaatleri vardı. Üretim sonrası bu sözleri yerine getirmedi. Üstelik şirket sürekli el değiştirdi. Şirkette tamamen yabancılar çalışmaya başladı. Türk çalışanların aşağılandı. Bütün bu nedenlerden ötürü duyarlı bir mühendis olduğum için ayrıldım" diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Kürtçe davaların hukuki dayanağı yok

SONRAKİ HABER

Operada türkü büyüsü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...