17 Ocak 2003 22:00
Üniversitelerde cadı avı
GÜNÜN YAZILARI
Sağcı gazeteci Daniel Pipes tarafından eylül ayında kurulan bir internet sitesi, Bush'un "terörizmle savaşına" karşı oluşan tepkileri bastırma çabalarının sonuncusu. Kampus Gözlem (Campus Watch) adlı site, başlangıçta, kendi alanlarında öne çıkan sekiz demokrat öğretim üyesi hakkında dosyalar yayınladı. Bu kişilerin derslerinde ve dışarıda yaptığı konuşmalarında "önyargılı" davrandıkları iddia edildi.
Öğretim üyelerinin suçu; ABD dış politikalarının, El Kaide gibi terörist grupların gelişimine katkıda bulunabileceğini, ya da İsrail'in Filistin halkına baskı uyguladığını ifade etmek. ABD politikalarını eleştiren herkesi "vatan haini" olarak karalamaya eğilimli site, bu politikasını şöyle açıklıyor: "Akademisyenler genellikle kendi ülkelerini sevmezler, hatta Amerikan müttefiklerini çok daha az severler. ABD politikalarını dostça olmayan bir şekilde tanımlarlar."
Hedef gösterdi Sitenin kendi uydurduğu "Amerikan karşıtlığına" gösterilen ikinci ırkçı sebep ise şöyle: "İkincisi, ABD'deki Ortadoğu araştırmaları, kendi bakış açılarını beraberlerinde getiren Arapların elinde. Genelde burslu öğrenci kabul eden Ortadoğu Çalışmaları Birliği'nin (MESA) yarısı, Ortadoğu'dan gelen öğrenciler. Amerikan vatandaşı bile olsalar, burslu öğrencilerin çoğu kendilerini ABD'den soyutluyorlar." Sitenin e-posta adresleri, telefon numaraları ve hatta profesörlerin fotoğraflarını yayınlamasıyla beraber, hedef tahtasına konulan sekiz kişiye ölüm tehdidi de içeren binlerce e-posta ve telefon yağdı. Birçoğunun bilgisayarı korsanlar tarafından çökertildi ve onların adına başkalarına iğrenç mesajlar gönderildi.
Kara listeye destek Kampus Gözlem, McCarthy dönemini andıran bir "kara liste" hazırlamakla suçlandı. Hemen ardından 200 akademisyen, sekiz profesörü desteklediklerini yazdılar ve kendi isimlerinin de kara listeye eklenmesini istediler. Kısa bir süre sonra, dosyaların internet sitesinde ayrı bir madde olarak yayınlanması için "sitenin formatının değiştirileceği" açıklandı. Ancak sekiz profesörün profilleri, "Amerikan karşıtları araştırmaları" bölümünde tutulmaya devam edildi. Aynı zamanda, kara listeye alınan profesörleri destekleyen 180 isim, sitenin başka bir bölümüne "itirafçıların desteği" adı altında eklendi. Bu kişilerin 'intihar eylemcileri' ve 'İslami militan' oldukları yazılırken, ne tür bir "terör" eylemine karıştıkları hakkında bilgi verilmedi!
Ya İsrail destekçileri? Daniel Pipes, İsrail'in saldırganlığıyla Filistinlilerin intihar eylemlerini aynı kefeye koyuyor. "Kara listeye" alınan akademisyenleri destekleyen Concordia Üniversitesi'nden emekli profesör Zalman Amit ise, çok haklı bir noktaya dikkat çekiyor: Kampus Gözlem sitesinde, İsrail savaş suçlarının ve katliamlarının savunucularını teşhir eden bir liste yok. McCarthyizm suçlamalarını reddetme çabaları içinde Pipes, muhaliflerin eylemlerini ve açıklamaları eleştirmenin yanlış olmadığını iddia ediyor. Ama burada; rakiplerle bir tartışmaya girme çabası ya da suçlamalarını sıralamak gibi bir çaba yok. O sadece, çoğu bağlamından koparılmış olan seçilmiş sözleri ve cümleleri, Amerikan karşıtlığına kanıt olarak kullanmak üzere yayınlıyor.
Fonlar casus eğitimine Pipes'in tipik yazılarından biri, 12 Kasım tarihinde New York Post'da yayımlanan ve "Amerika'dan nefret eden profesörler" başlığını taşıyan yazıydı. Yazıda ABD saldırganlığının asıl amacının Irak petrolü olduğunu söyleyen dilbilimci Noam Chomsky'den, Bush yönetiminin "savunma savaşını" Japonya'nın Pearl Harbor'a saldırmasıyla karşılaştıran Columbia Üniversitesi profesörü Eric Foner'den ve "Eğer Saddam diktatörse onu Washington yarattı" diyen Yale Profesörü Mazin Qumsiyeh'den bahsediliyordu. Pipes'ın sitesi, bu öğretim üyelerinin çalıştığı "suçlu" üniversitelere ayrılan fonların kesilmesi çağrısında bulundu. Sitenin resmi sponsoru olan bir "düşünce kuruluşu"nun yöneticisi olan Martin Kramer de aynı görüşte. Kramer, Federal Eğitim Departmanı'nın Ortadoğu araştırmalarını desteklememesini, bunun yerine Güvenlik Departmanı'nın şu an görev yapan ve gelecekte görev alacak Amerikan casuslarının "dil eğitimi" için fon ayrılması gerektiğini ileri sürdü. Kampus Gözlem'in "incelediği" Michigan Üniversitesi gibi birçok kurum Güvenlik Departmanı'nın bu tür programlarını reddetti. Arap Kültürü ve Edebiyatı'ndan Carol Bardenstein şu yorumda bulunuyordu: "Biz öğrencilerimizin eğitim gören casuslar olarak bilinmelerini istemiyoruz."
Öğrenciler muhbirliğe! 11 Eylül'den sonra Kramer, ülkedeki Ortadoğu araştırmalarının "terörist saldırı olasılığına karşı hazırlanmakta yetersiz kaldığının anlaşıldığını" öne sürdü. Bu, dikkatleri ABD hükümetinin 11 Eylül saldırılarına çanak tutan rolünden uzaklaştırmak için bir hamleydi. Kampus Gözlem'in uğursuz özelliklerinden biri de "Bizi Haberdar Edin" adlı bölüm. Bu bölüm üniversite öğrencilerini, isimlerini belirtmeden profesörleri hakkında "bilgi vermeye" davet ediyor. Pipes, sitenin böylece "kampusün bakış açısını genişlettiğini" öne sürüyor.
Yabancı düşmanlığı Pipes, sağcı akademisyenlerin ya da hükümetin ve medyanın propagandasına güç vermekte uzmanlaşmış olan sahte akademisyenlerin tarafında. Babası antikomünistliğiyle ünlü Richard Pipes, medyanın, özellikle yıkım döneminde Sovyet Rusya'da meydana gelen her değişimi yorumlattığı bir "Sovyet uzmanı" idi. 1990'da faşist National Review dergisinde Pipes bir uyarıda bulunmaktaydı: "Garip yemek pişiren ve değişik hijyen standartları olan koyu tenli kişilerin kitlesel göçü....Tüm göçmenler, ülkemize yabancı töreler ve tavırlar getirecek ama Müslümanların gelenekleri hepsinden daha sorunludur." Son kitabı "Militan Müslümanlar Amerika'ya Ulaştı", Müslüman nüfusun ABD'yi Suriye kanunlarına dayalı İslami teokrasiye çevirmeyi planldığını öne sürerek, önyargıları besliyor. Küçük Pipes da, babası gibi Ronald Reagan'ın yönetiminde çalıştı ve Güvenlik Departmanı terörle mücadele gücünün üyesi. Richard Perle ve Paul Wolfowitz gibi hükümetin güçlü isimleriyle İsrail yanlısı düşünce kuruluşu Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü aracılığıyla bağlantıları var.
Akademinin rolü Önemli noktalardan biri de, Pipes'in akademinin rolüne bakışı. Bir röportajında, Pipes, "Vietnam Savaşı'na kadar Harvard, yurtsever bir rol oynadı. Vietnam sırasında Harvard, diğer kurumlar gibi yurtsever olmaktan çıkıp düşman bir kuruma dönüştü... Ülkenin büyük üniversitelerinin, özellikle savaş zamanlarında ülkesiyle arasının açık olmasının doğal bir sebebi yoktur. Beklenen, kişinin ülkesiyle aynı tarafta olmasıdır" diyordu. "Ülke" kavramı altında Pipes, çoğunluğu yöneten azınlığın çıkarlarını tanımlıyor. Zenginle yoksul arasındaki uçurumun Vietnam Savaşı döneminden daha derin olduğu koşullarda, iktidardaki azınlık, halkın tepkisinin bastırılması gerektiğinin farkında. Onlar, babalarının 1960'larda uyguladığı savaş politikalarından daha pervasız politikalar uyguluyorlar.
(World Socialist'ten çeviren Özge Kuru)
BAŞKA MARİFETLERİ DE VAR... Kampus Gözlem sitesi, kara listesini yayınlamak için interneti ve resmi olmayan (Pipes'in adını açıklamayı reddettiği) bir düşünce kuruluşu yoluyla akademik özgürlüğe yapılan saldırıların en kapsamlısını gerçekleştiriyor. Profesörlerden hiçbiri işini kaybetmese de, bunun, özellikle mesleğinde kalma konusunda sorun yaşayan akademisyenlerin, kendi haklarında rapor yazılması korkusuyla konuşmakta tereddüt etmesi gibi etkilerinin boyutunu ölçmenin yolu yok. New York Devlet Üniversitesi'ndeki Kadın Araştırmaları Konferansı, Filistin'i destekleyen konuşmacıların konferansa katılması üzerine ayrılan fonu geri çekti. Bu konuşmacıları üniversite yönetimine "ihbar eden" ise, yine aynı siteydi. Dahası var... Güney Florida Üniversitesi'nde kadrolu Filistinli Profesör Sami El-Arian, Fox News'in asılsız iddiası üzerine 15 ay açığa alındı. Kampus Gözlem'in hedef aldığı akademisyenlere yaptığı gibi, Fox News de profesörün "terörü desteklediğini" iddia etmişti. Pipes, El-Arian'ın açığa alınmasını büyük bir sevinçle karşıladı. Bundan bir yıl önce ise, sağcı akademik grup "American Council of Trustees and Alumni", 40 profesörün ve bir rektörün adı bulunan bir liste yayınladı. Listede adı geçen akademisyenlerin "vatansever olmadıkları" öne sürülüyordu. Bu grubun kurucusu tanıdık bir isim: ABD'nin gölge başkanı, Dick Cheney'in eşi Lynne Cheney!
Hedef gösterdi Sitenin kendi uydurduğu "Amerikan karşıtlığına" gösterilen ikinci ırkçı sebep ise şöyle: "İkincisi, ABD'deki Ortadoğu araştırmaları, kendi bakış açılarını beraberlerinde getiren Arapların elinde. Genelde burslu öğrenci kabul eden Ortadoğu Çalışmaları Birliği'nin (MESA) yarısı, Ortadoğu'dan gelen öğrenciler. Amerikan vatandaşı bile olsalar, burslu öğrencilerin çoğu kendilerini ABD'den soyutluyorlar." Sitenin e-posta adresleri, telefon numaraları ve hatta profesörlerin fotoğraflarını yayınlamasıyla beraber, hedef tahtasına konulan sekiz kişiye ölüm tehdidi de içeren binlerce e-posta ve telefon yağdı. Birçoğunun bilgisayarı korsanlar tarafından çökertildi ve onların adına başkalarına iğrenç mesajlar gönderildi.
Kara listeye destek Kampus Gözlem, McCarthy dönemini andıran bir "kara liste" hazırlamakla suçlandı. Hemen ardından 200 akademisyen, sekiz profesörü desteklediklerini yazdılar ve kendi isimlerinin de kara listeye eklenmesini istediler. Kısa bir süre sonra, dosyaların internet sitesinde ayrı bir madde olarak yayınlanması için "sitenin formatının değiştirileceği" açıklandı. Ancak sekiz profesörün profilleri, "Amerikan karşıtları araştırmaları" bölümünde tutulmaya devam edildi. Aynı zamanda, kara listeye alınan profesörleri destekleyen 180 isim, sitenin başka bir bölümüne "itirafçıların desteği" adı altında eklendi. Bu kişilerin 'intihar eylemcileri' ve 'İslami militan' oldukları yazılırken, ne tür bir "terör" eylemine karıştıkları hakkında bilgi verilmedi!
Ya İsrail destekçileri? Daniel Pipes, İsrail'in saldırganlığıyla Filistinlilerin intihar eylemlerini aynı kefeye koyuyor. "Kara listeye" alınan akademisyenleri destekleyen Concordia Üniversitesi'nden emekli profesör Zalman Amit ise, çok haklı bir noktaya dikkat çekiyor: Kampus Gözlem sitesinde, İsrail savaş suçlarının ve katliamlarının savunucularını teşhir eden bir liste yok. McCarthyizm suçlamalarını reddetme çabaları içinde Pipes, muhaliflerin eylemlerini ve açıklamaları eleştirmenin yanlış olmadığını iddia ediyor. Ama burada; rakiplerle bir tartışmaya girme çabası ya da suçlamalarını sıralamak gibi bir çaba yok. O sadece, çoğu bağlamından koparılmış olan seçilmiş sözleri ve cümleleri, Amerikan karşıtlığına kanıt olarak kullanmak üzere yayınlıyor.
Fonlar casus eğitimine Pipes'in tipik yazılarından biri, 12 Kasım tarihinde New York Post'da yayımlanan ve "Amerika'dan nefret eden profesörler" başlığını taşıyan yazıydı. Yazıda ABD saldırganlığının asıl amacının Irak petrolü olduğunu söyleyen dilbilimci Noam Chomsky'den, Bush yönetiminin "savunma savaşını" Japonya'nın Pearl Harbor'a saldırmasıyla karşılaştıran Columbia Üniversitesi profesörü Eric Foner'den ve "Eğer Saddam diktatörse onu Washington yarattı" diyen Yale Profesörü Mazin Qumsiyeh'den bahsediliyordu. Pipes'ın sitesi, bu öğretim üyelerinin çalıştığı "suçlu" üniversitelere ayrılan fonların kesilmesi çağrısında bulundu. Sitenin resmi sponsoru olan bir "düşünce kuruluşu"nun yöneticisi olan Martin Kramer de aynı görüşte. Kramer, Federal Eğitim Departmanı'nın Ortadoğu araştırmalarını desteklememesini, bunun yerine Güvenlik Departmanı'nın şu an görev yapan ve gelecekte görev alacak Amerikan casuslarının "dil eğitimi" için fon ayrılması gerektiğini ileri sürdü. Kampus Gözlem'in "incelediği" Michigan Üniversitesi gibi birçok kurum Güvenlik Departmanı'nın bu tür programlarını reddetti. Arap Kültürü ve Edebiyatı'ndan Carol Bardenstein şu yorumda bulunuyordu: "Biz öğrencilerimizin eğitim gören casuslar olarak bilinmelerini istemiyoruz."
Öğrenciler muhbirliğe! 11 Eylül'den sonra Kramer, ülkedeki Ortadoğu araştırmalarının "terörist saldırı olasılığına karşı hazırlanmakta yetersiz kaldığının anlaşıldığını" öne sürdü. Bu, dikkatleri ABD hükümetinin 11 Eylül saldırılarına çanak tutan rolünden uzaklaştırmak için bir hamleydi. Kampus Gözlem'in uğursuz özelliklerinden biri de "Bizi Haberdar Edin" adlı bölüm. Bu bölüm üniversite öğrencilerini, isimlerini belirtmeden profesörleri hakkında "bilgi vermeye" davet ediyor. Pipes, sitenin böylece "kampusün bakış açısını genişlettiğini" öne sürüyor.
Yabancı düşmanlığı Pipes, sağcı akademisyenlerin ya da hükümetin ve medyanın propagandasına güç vermekte uzmanlaşmış olan sahte akademisyenlerin tarafında. Babası antikomünistliğiyle ünlü Richard Pipes, medyanın, özellikle yıkım döneminde Sovyet Rusya'da meydana gelen her değişimi yorumlattığı bir "Sovyet uzmanı" idi. 1990'da faşist National Review dergisinde Pipes bir uyarıda bulunmaktaydı: "Garip yemek pişiren ve değişik hijyen standartları olan koyu tenli kişilerin kitlesel göçü....Tüm göçmenler, ülkemize yabancı töreler ve tavırlar getirecek ama Müslümanların gelenekleri hepsinden daha sorunludur." Son kitabı "Militan Müslümanlar Amerika'ya Ulaştı", Müslüman nüfusun ABD'yi Suriye kanunlarına dayalı İslami teokrasiye çevirmeyi planldığını öne sürerek, önyargıları besliyor. Küçük Pipes da, babası gibi Ronald Reagan'ın yönetiminde çalıştı ve Güvenlik Departmanı terörle mücadele gücünün üyesi. Richard Perle ve Paul Wolfowitz gibi hükümetin güçlü isimleriyle İsrail yanlısı düşünce kuruluşu Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü aracılığıyla bağlantıları var.
Akademinin rolü Önemli noktalardan biri de, Pipes'in akademinin rolüne bakışı. Bir röportajında, Pipes, "Vietnam Savaşı'na kadar Harvard, yurtsever bir rol oynadı. Vietnam sırasında Harvard, diğer kurumlar gibi yurtsever olmaktan çıkıp düşman bir kuruma dönüştü... Ülkenin büyük üniversitelerinin, özellikle savaş zamanlarında ülkesiyle arasının açık olmasının doğal bir sebebi yoktur. Beklenen, kişinin ülkesiyle aynı tarafta olmasıdır" diyordu. "Ülke" kavramı altında Pipes, çoğunluğu yöneten azınlığın çıkarlarını tanımlıyor. Zenginle yoksul arasındaki uçurumun Vietnam Savaşı döneminden daha derin olduğu koşullarda, iktidardaki azınlık, halkın tepkisinin bastırılması gerektiğinin farkında. Onlar, babalarının 1960'larda uyguladığı savaş politikalarından daha pervasız politikalar uyguluyorlar.
(World Socialist'ten çeviren Özge Kuru)
BAŞKA MARİFETLERİ DE VAR... Kampus Gözlem sitesi, kara listesini yayınlamak için interneti ve resmi olmayan (Pipes'in adını açıklamayı reddettiği) bir düşünce kuruluşu yoluyla akademik özgürlüğe yapılan saldırıların en kapsamlısını gerçekleştiriyor. Profesörlerden hiçbiri işini kaybetmese de, bunun, özellikle mesleğinde kalma konusunda sorun yaşayan akademisyenlerin, kendi haklarında rapor yazılması korkusuyla konuşmakta tereddüt etmesi gibi etkilerinin boyutunu ölçmenin yolu yok. New York Devlet Üniversitesi'ndeki Kadın Araştırmaları Konferansı, Filistin'i destekleyen konuşmacıların konferansa katılması üzerine ayrılan fonu geri çekti. Bu konuşmacıları üniversite yönetimine "ihbar eden" ise, yine aynı siteydi. Dahası var... Güney Florida Üniversitesi'nde kadrolu Filistinli Profesör Sami El-Arian, Fox News'in asılsız iddiası üzerine 15 ay açığa alındı. Kampus Gözlem'in hedef aldığı akademisyenlere yaptığı gibi, Fox News de profesörün "terörü desteklediğini" iddia etmişti. Pipes, El-Arian'ın açığa alınmasını büyük bir sevinçle karşıladı. Bundan bir yıl önce ise, sağcı akademik grup "American Council of Trustees and Alumni", 40 profesörün ve bir rektörün adı bulunan bir liste yayınladı. Listede adı geçen akademisyenlerin "vatansever olmadıkları" öne sürülüyordu. Bu grubun kurucusu tanıdık bir isim: ABD'nin gölge başkanı, Dick Cheney'in eşi Lynne Cheney!
Evrensel'i Takip Et