Savaşa karşı yürüdüler

Özelleştirmeye karşı kararlı tutumuyla tanınan Bakırköy Sümerbank işçisi, bu kez savaşa karşı yürüdü. Fabrika içinde toplanan işçilere özel sektörde çalışan sendika üyeleri de katıldı. Bakırköy Özgürlük Meydanı'na kadar yürüyen işçiler, tüm emekçileri ve halkı savaşa karşı mücadeleye çağırdılar. Başlarına "Savaşa hayır bantları" bağlayan işçiler, hükümet ve Meclis'in savaşa alet olmamasını istediler. "Kahrolsun ABD emperyalizmi", "Mehmetçiğin kanı satılık değil", "Savaşa hayır", "Saddam bahane petrol şahane", "Katil Amerika katil Bush", "Bu ülke bu halk satılık değil", "Amerikan askeri olmayacağız" sloganlarıyla Bakırköy'e yürüyen işçilere çevreden de alkışlarla destek verildi.

Gelecek için Özgürlük Meydanı'nda işçilere seslenen TEKSİF Bakırköy Şube Başkanı Çetin Yelken, ABD ve diğer emperyalist güçlerin petrol ve bölgenin kontrolü için başlatmak istedikleri savaşa karşı çıkmanın herkesin görevi olduğunu ifade etti. ABD'nin Irak'a saldırarak, Türkiye'yi kan ve barutun içine itmek istediğini belirten Yelken, savaş çıkması durumunda işçilerin, ücret, asgari ücret, zorunlu tasaruf, kıdem tazminatı gibi tüm sosyal haklarının gasp edileceğine işaret etti. Yelken, Sümerbank işçisi için savaşa karşı çıkmanın, Sümerbank'ın kapatılmasına karşı 1999 yılında verdiği ekmek kavgasından on kat daha önemli olduğunu vurgularken, "Savaş başlarsa, işyerlerimiz fabrikalar kapanır, işimizi kaybederiz. Haklarımızı ve geleceğimizi kaybetmemek için, özgürlüğümüz için buradayız" şeklinde konuştu.

Hükümete uyarı Başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok ülkede savaşa karşı yüzbinlerce insanın yürüdüğünü, savaştan en çok etkilenecek Türkiye'de ise gereken tepkinin henüz gösterilmediğini belirten Yelken, sendikaları, kitle örgütlerini ve demokrasi güçlerini eleştirdi. Hükümete de seslenen Yelken, "Olayın gerçek faili olan ABD ve İngiltere dururken, 'tek suçlu Saddam'dır' diyerek ABD sözcülüğü değil, oy aldığın, refah ve huzur vaat ettiğin insanını düşünerek davran, ABD askerine TBMM'den geçiş izni verme" dedi.