8 Ocak 2003 22:00
Blok'tan demokrasi için start
GÜNÜN YAZILARI
Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu oluşturarak 3 Kasım seçimlerine DEHAP çatısı altında giren HADEP, EMEP ve SDP'nin yöneticileri dün Ankara'da biraraya geldi. Parti başkanları ve yöneticileri, savaşa, cezaevlerindeki tecrite ve demokrasi sorunlarına karşı Bloğu genişletme ve ülke çapında mücadeleyi birleştirip, yükseltme kararı aldılar.
SDP Genel Merkezi'nde gerçekleşen toplantıya, HADEP Genel Başkan yardımcıları, Ahmet Turan Demir, Hamit Geylani, Genel Sekreter Yardımcısı Ferhat Yeğin, DEHAP Genel Başkanı Mehmet Abbasoğlu, Genel Sekreter Nurettin Sönmez, EMEP eski Genel Başkanı Levent Tüzel, GYK üyeleri Kamil Tekin Sürek, Nedim Köroğlu, SDP Genel Başkanı Akın Birdal ile yardımcıları Mustafa Kahya, Filiz Koçali katıldı.
Toplantıda, seçimlerden sonra bloğun devamının Kürt ve Türk emekçileri tarafından beklendiği dile getirilerek, ülkedeki demokrasi sorunlarına karşı güçbirliğinin genişletilmesi gerektiği vurgulandı. Bloğun, emek ve kitle örgütleri ile demokrasi ve emekten yana partilerin katılımı ile genişletilmesi gerektiğinin altı çizildiği toplantıda, Meclis'te anamuhalefet görevinin yerine getirilmediği hatırlatıldı. Toplantıda, savaşa, yoksulluğa, cezaevlerindeki tecrite karşı hükümetin seçim öncesinde dağıttığı vaatlerin hiçbirini yerine getirmediğine dikkat çekilerek, halkın bütünüyle savaşa karşı olduğu vurgulandı. Seçimler öncesinde bloğun yarattığı umudun bugün de devam ettiğinin kaydedildiği toplantıda, emekçileri heyecanlandıran güç birliğinin sürmesinin hayati bir öneme sahip olduğu kaydedildi. Toplantıda, ezilenlerin ortak talepleri ve özlemlerinin bloğun genişletilmesi ve mücadele kararlılığı ile karşılanacağı ifade edildi.
Toplantıda, savaş, cezaevlerindeki tecrit ve demokrasi sorunlarına karşı acil güç birliği karar altına alındı. Bloğun kararları ve mücadelesi yarın Ankara'da yapılacak basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulacak. Toplantıda, halkın taleplerini formüle eden bir demokrasi paketi hazırlanmasına ve bu paketin Meclis'e ve hükümete sunulmasına karar verildi.
Önümüzdeki hafta bloğu oluşturan partilerin genel başkanları Meclis Başkanı ve Başbakan'dan randevu isteyecek. Ayrıca, önümüzdeki hafta Bloğu oluşturan partilerin başkanları, güç birliğini Amekiran askerlerinin koşullandığı Diyarbakır'da bir basın toplantısı düzenleyerek, ilan edecek.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Göç yaşamı tahrip ediyor Ahmet Ün Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Erhan Özel, göç olgusunun insan yaşamını tahrip ettiğini belirtti. Savaş ve sonrası oluşan göç sorunu hakkında sorularımızı yanıtlayan Erhan Özel, göçün en vahim nedeninin; savaş olduğunu söyledi. Özel, ABD'nin olası Irak müdahalesi sırasında yaşanacak göç dalgasına ilişkin alınması gereken tedbirleri de anlattı: Göçün temel nedenleri nelerdir? Göç hareketine yol açan temel nedenleri şöyle sıralayabiliriz: Savaş, insan hakları ihlalleri, uluslararası gerginlik ve düşmanlık, yabancı işgal, ekonomik zorluklar ve doğal afetler. Göçün en vahim nedeni ise savaştır. Son 30 yılda savaşlar nedeniyle gerçekleşen nüfus hareketleri incelendiğinde çok çarpıcı rakamlar göze çarpmaktadır: Afrika'da 11 milyon 225 bin 800 kişi, Asya'da 9 milyon 644 bin 524 kişi, Ortadoğu'da 4 milyon 418 bin 600 kişi. Yani dünyada toplam 26 milyon 415 bin 424 kişi, savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalmış. Son 15 yılda yaşanan şiddet ortamı nedeniyle, Kürt illerinde zorunlu göçler yaşanmış. OHAL Bölge Valiliği'nin 1997 yılı verilerine göre; toplam 3428 yerleşim yerinin boşaltılması sonucu bölgede 450 bin kişi göç etmiş. Ancak resmi ağızlar dışında kitle örgütlerinin verilerine göre; '85-'95 yılları arasında yaşanan savaş ortamı nedeniyle 4.5 milyon insan zorunlu göç etmiş ve 4 bine yakın köy boşaltılmış. Göç şimdiye dek nasıl sonuçlar doğurdu? Bölgede, koruculuk dayatması, yayla yasağı hayvancılığı yok etmiştir. Çatışmalar nedeniyle ekonomik yapı tahrip olmuştur. Bölgede yaşanan kayıplar, faili meçhul cinayetlerin yaşanması ve can güvenliğinin sağlanamaması da göç nedenlerinden. Köyünden göç ederek kente gelen ve sosyal ekonomik nedenlerle yabancısı olduğu yeni yaşam alanına adapte olamayan insanlar, sağlık, kültür ve hatta eşitlik haklarını dahi kullanamamaktadır. Son on yılda yaşadığı coğrafyasından, tarihinden, kültüründen ve doğasından uzaklaştırılan 4.5 milyon insan, bulunduğu yerdeki üretim faaliyetlerinden yani tarım ve hayvancılık ticaretlerinden koparıldı, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi. Gittikleri yerlerde aç ve işsiz kaldılar. Sağlık ve eğitim hakkından mahrum oldular. Bireysel, toplumsal, ruhsal ve fiziksel bozukluluklara maruz kaldılar. Geçim sıkıntısı nedeniyle sokakta çalışan çocuk sayısında büyük bir artış var. Zorunlu göçe maruz kalanlarda, psikolojik bozukluklar alkol ve uyuşturucu kullanımı daha da arttı. Yaşanan travmatik süreç karşısında kendini çaresiz hisseden insanlar, özellikle genç kız ve kadınlar intihar ediyor. Göçten en fazla etkilenenler kadınlar ve çocuklar. Savaşın ve göçün yaşandığı bu coğrafyada 20 yıldan beridir kronik yoğunlaşmış bir stres sendromu yaşanıyor. Alınması gereken tedbirler neler? Göçün olduğu illerde yetkilileri, göçzedeleri bilgilendirmek, uluslararası örgütlerden demografik sağlık verilerini elde etmek gerekir. Toplam göç edenlerin sayısını belirlemek gerekir. Barınak başına düşen kadın sayısını da önceden tahmin etmek gerekir. Göç edenlerin sağlık bilgilerini elde etmek, göç edilen yerlerin temel sağlık sorunlarını önceden belirlemek gerekir. Bölgesel ve ulusal gıda stoklarının dağıtım sistemini, beslenme programlarını değerlendirmek mutlak olarak gerekiyor. Ulaşım ve haberleşme için gereken tedbirleri de almak gerekiyor.
src=/resim/b1.gif width=5>



Göç yaşamı tahrip ediyor Ahmet Ün Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Erhan Özel, göç olgusunun insan yaşamını tahrip ettiğini belirtti. Savaş ve sonrası oluşan göç sorunu hakkında sorularımızı yanıtlayan Erhan Özel, göçün en vahim nedeninin; savaş olduğunu söyledi. Özel, ABD'nin olası Irak müdahalesi sırasında yaşanacak göç dalgasına ilişkin alınması gereken tedbirleri de anlattı: Göçün temel nedenleri nelerdir? Göç hareketine yol açan temel nedenleri şöyle sıralayabiliriz: Savaş, insan hakları ihlalleri, uluslararası gerginlik ve düşmanlık, yabancı işgal, ekonomik zorluklar ve doğal afetler. Göçün en vahim nedeni ise savaştır. Son 30 yılda savaşlar nedeniyle gerçekleşen nüfus hareketleri incelendiğinde çok çarpıcı rakamlar göze çarpmaktadır: Afrika'da 11 milyon 225 bin 800 kişi, Asya'da 9 milyon 644 bin 524 kişi, Ortadoğu'da 4 milyon 418 bin 600 kişi. Yani dünyada toplam 26 milyon 415 bin 424 kişi, savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalmış. Son 15 yılda yaşanan şiddet ortamı nedeniyle, Kürt illerinde zorunlu göçler yaşanmış. OHAL Bölge Valiliği'nin 1997 yılı verilerine göre; toplam 3428 yerleşim yerinin boşaltılması sonucu bölgede 450 bin kişi göç etmiş. Ancak resmi ağızlar dışında kitle örgütlerinin verilerine göre; '85-'95 yılları arasında yaşanan savaş ortamı nedeniyle 4.5 milyon insan zorunlu göç etmiş ve 4 bine yakın köy boşaltılmış. Göç şimdiye dek nasıl sonuçlar doğurdu? Bölgede, koruculuk dayatması, yayla yasağı hayvancılığı yok etmiştir. Çatışmalar nedeniyle ekonomik yapı tahrip olmuştur. Bölgede yaşanan kayıplar, faili meçhul cinayetlerin yaşanması ve can güvenliğinin sağlanamaması da göç nedenlerinden. Köyünden göç ederek kente gelen ve sosyal ekonomik nedenlerle yabancısı olduğu yeni yaşam alanına adapte olamayan insanlar, sağlık, kültür ve hatta eşitlik haklarını dahi kullanamamaktadır. Son on yılda yaşadığı coğrafyasından, tarihinden, kültüründen ve doğasından uzaklaştırılan 4.5 milyon insan, bulunduğu yerdeki üretim faaliyetlerinden yani tarım ve hayvancılık ticaretlerinden koparıldı, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi. Gittikleri yerlerde aç ve işsiz kaldılar. Sağlık ve eğitim hakkından mahrum oldular. Bireysel, toplumsal, ruhsal ve fiziksel bozukluluklara maruz kaldılar. Geçim sıkıntısı nedeniyle sokakta çalışan çocuk sayısında büyük bir artış var. Zorunlu göçe maruz kalanlarda, psikolojik bozukluklar alkol ve uyuşturucu kullanımı daha da arttı. Yaşanan travmatik süreç karşısında kendini çaresiz hisseden insanlar, özellikle genç kız ve kadınlar intihar ediyor. Göçten en fazla etkilenenler kadınlar ve çocuklar. Savaşın ve göçün yaşandığı bu coğrafyada 20 yıldan beridir kronik yoğunlaşmış bir stres sendromu yaşanıyor. Alınması gereken tedbirler neler? Göçün olduğu illerde yetkilileri, göçzedeleri bilgilendirmek, uluslararası örgütlerden demografik sağlık verilerini elde etmek gerekir. Toplam göç edenlerin sayısını belirlemek gerekir. Barınak başına düşen kadın sayısını da önceden tahmin etmek gerekir. Göç edenlerin sağlık bilgilerini elde etmek, göç edilen yerlerin temel sağlık sorunlarını önceden belirlemek gerekir. Bölgesel ve ulusal gıda stoklarının dağıtım sistemini, beslenme programlarını değerlendirmek mutlak olarak gerekiyor. Ulaşım ve haberleşme için gereken tedbirleri de almak gerekiyor.
Evrensel'i Takip Et