7 Ocak 2003 22:00
ABD Başkanı'nın 'gizli' hükümeti
GÜNÜN YAZILARI
ABD Başkanı George W. Bush yönetiminin, ülke tarihinin "en gizli kapaklı hükümeti" olduğu belirtiliyor. Yurttaş hakları grupları ve bazı kongre üyeleri, Bush'un bilgi edinme ve basın özgürlüğüne karşı adeta savaş açtığını dile getirdiler. Bush'un döneminde "gizli" ilan edilen belge ve işlemlerde olağanüstü büyük bir artış yaşanırken, hükümetin siyasi ve hukuki işlemleriyle ilgili olarak halka iletilen bilgi de kısıldı. Son olarak, Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası budanmaya başlandı.
Söz konusu yasa nedeniyle, ABD hükümetlerinin özellikle Soğuk Savaş dönemi boyunca çeşitli ülkelerde izlediği insanlık dışı politikalara dair önemli kanıtlar ortaya çıkarılmıştı.
1974'ten bu yana Senato'da bulunan Demokrat Parti'li Patrick Leahy, o tarihten bu yana "bilgi edinmenin bu kadar güç olduğu bir yönetim görmediğini" dile getirdi.
Cheney emirleri ABD yönetiminin bu gizlilik politikasının başında, kimi zaman "gölge başkan"olarak da adlandırılan başkan yardımcısı Dick Cheney bulunuyor. Cheney'in, iktidarın işleyişine dair "yeni bir felsefe" getirdiğini yazan The Observer gazetesi, Enron iflası gibi mali skandalların ardında hep Cheney adının yer almasına dikkat çekti. Bu skandal nedeniyle ABD Kongresi, tarihte ilk kez Beyaz Saray hakkında dava açmanın eşiğine geldi. Ancak Cheney, "Kongre'nin böyle bir hakkı olmadığı" iddiasında bulundu. Yetkili yargıç John Bates, Cheney'i haklı bulunca skandalın üzeri örtüldü. Bates, göreve Bush tarafından getirilmişti.
Gerekçe hep aynı Hükümetin işleyişinin halktan gizlenmesi, genellikle 11 Eylül saldırıları ile gerekçelendirdi. Ancak gazeteciler, uygulamanın bu tarihten çok öncesine gittiğini belirtiyorlar. Nitekim, Bush'un göreve geldiği Ocak 2001'den 30 Eylül 2001 tarihine dek, gizlilik damgası vurulan resmi belge sayısı 260 bine çıktı. Bu da, Clinton dönemine oranla yüzde 18'lik bir artışa tekabül ediyor. Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası'ndaki kısıtlamalar ise, 11 Eylül'ün ardından Adalet Bakanı John Ashcroft tarafından yürürlüğe sokuldu. Ancak bu kısıtlamalar da, saldırılardan çok önce planlanmıştı. Ashcroft, federal kuruluşlara, "hukuki bir neden olduğu sürece, dışarıdan gelebilecek belge taleplerinin olabildiğince reddedilmesi" yönünde emir göndermişti.
Kanunsuz tutuklamalar 11 Eylül'ün ardından, Ortadoğu kökenli binlerce insan da kanunsuz bir biçimde tutuklandı. En az 750 kişinin hakkındaki davalar; akrabaları, dostları ve kamuoyunun bilgisi olmadan görüldü. Bu kişilerin isimleri bile gizli tutuldu. Diğer yandan, resmi ABD kuruluşlarının faaliyetlerini ve belgelerini internet aracılığıyla kamuoyuna açma süreci de durduruldu. Bu arada, kimyasal veya zehirli madde ile çalışan fabrikalar hakkında bilgi edinme hakkı da askıya alındı. Böylelikle, Bush ailesine para yağdıran kimya ve enerji şirketleri, haklarında açılabilecek birçok çevre ve insan sağlığı davasından kurtulmuş oldu.
Cheney emirleri ABD yönetiminin bu gizlilik politikasının başında, kimi zaman "gölge başkan"olarak da adlandırılan başkan yardımcısı Dick Cheney bulunuyor. Cheney'in, iktidarın işleyişine dair "yeni bir felsefe" getirdiğini yazan The Observer gazetesi, Enron iflası gibi mali skandalların ardında hep Cheney adının yer almasına dikkat çekti. Bu skandal nedeniyle ABD Kongresi, tarihte ilk kez Beyaz Saray hakkında dava açmanın eşiğine geldi. Ancak Cheney, "Kongre'nin böyle bir hakkı olmadığı" iddiasında bulundu. Yetkili yargıç John Bates, Cheney'i haklı bulunca skandalın üzeri örtüldü. Bates, göreve Bush tarafından getirilmişti.
Gerekçe hep aynı Hükümetin işleyişinin halktan gizlenmesi, genellikle 11 Eylül saldırıları ile gerekçelendirdi. Ancak gazeteciler, uygulamanın bu tarihten çok öncesine gittiğini belirtiyorlar. Nitekim, Bush'un göreve geldiği Ocak 2001'den 30 Eylül 2001 tarihine dek, gizlilik damgası vurulan resmi belge sayısı 260 bine çıktı. Bu da, Clinton dönemine oranla yüzde 18'lik bir artışa tekabül ediyor. Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası'ndaki kısıtlamalar ise, 11 Eylül'ün ardından Adalet Bakanı John Ashcroft tarafından yürürlüğe sokuldu. Ancak bu kısıtlamalar da, saldırılardan çok önce planlanmıştı. Ashcroft, federal kuruluşlara, "hukuki bir neden olduğu sürece, dışarıdan gelebilecek belge taleplerinin olabildiğince reddedilmesi" yönünde emir göndermişti.
Kanunsuz tutuklamalar 11 Eylül'ün ardından, Ortadoğu kökenli binlerce insan da kanunsuz bir biçimde tutuklandı. En az 750 kişinin hakkındaki davalar; akrabaları, dostları ve kamuoyunun bilgisi olmadan görüldü. Bu kişilerin isimleri bile gizli tutuldu. Diğer yandan, resmi ABD kuruluşlarının faaliyetlerini ve belgelerini internet aracılığıyla kamuoyuna açma süreci de durduruldu. Bu arada, kimyasal veya zehirli madde ile çalışan fabrikalar hakkında bilgi edinme hakkı da askıya alındı. Böylelikle, Bush ailesine para yağdıran kimya ve enerji şirketleri, haklarında açılabilecek birçok çevre ve insan sağlığı davasından kurtulmuş oldu.
Evrensel'i Takip Et