30 Aralık 2002 22:00

Geç açmış bir çiçek

Dicle Üniversitesi öğrencileri "Kulîlk" adı altında çıkardıkları Kürtçe fanzinle Kürt yazın edebiyatında bir ilke imza atarken, ülkede yayını süren 2000'in üzerindeki Türkçe fanzin içinde de ayrı bir ses olacağa benziyor. Çünkü her şeyden önce kullanılması ve konuşulması yıllarca yasaklı olarak kabul edilen bir dil ilk kez bu yazın türü içinde temsil ediliyor. Ancak belki de bundan daha önemlisi Kulîlk'in kendisine edindiği bakış açısı. 100. yaş yıldönümü nedeniyle Cigerwxin'a ayrılan kapakta, dizeleriyle işaretlenen şu mesajlar "Kulîlk"in yerini belirlenmesinde önemli bir yer tutuyor: "Ditirsim Ey Welat Bimirin/ Nebînim bextiyarî tu/Binivîsin wa li ser qebr im/Welat xemgîn û men xemgîn." Bu dizelerle Cigerwxin ülkesinin mutluluğunu görmeden ölmekten duyduğu kaygıyı dile getiriyor. Kulîlk'in editörü Deşti Rewşen, Cegerxwîn, Ehmedê Xanî, Feqiyê Teyran gibi Kürt edebiyatında söz sahibi olan büyük ustaların kendilerinin yol göstericisi olduğunu söylüyor.

Her üniversiteye bir tane "Madem ki yapılan yasal düzenlemelerle Kürtçe üzerindeki yasaklar kalktı. Biz neden bu alanda üretim de bulunmayalım" diyerek bu işe başladıklarını işaret eden Rewşen, ülkedeki her üniversitenin kendisine özgü bir "Kulîlk"i olması gerektiğini ifade ediyor. Rewşen, bunun da bir çağrı olarak kabul edilmesini istiyor. Kürtçe'nin gelişmesi, yaygınlaşması ve daha geniş bir yaşam alanı bulmasını amaçları olarak özetleyen Rewşen, "Ancak şunu da belirtmek de yarar var. Biz bu yazıları halka ulaştırmak için çabalıyoruz. Bir ikincisi yazmak isteyenleri Kürtçe'ye teşvik etmek, özendirmek. Dilimizi meşrulaştırmak. Örneğin; Diyarbakır'da Kürtçe yazan çok kişi var. Onların yazılarını halka ulaştırmak istedik. Gençliğin dile karşı olan boşluğu doldurmak istiyoruz. Şu anda Kürtçe kitaplar çok çıkıyor ama dergiler sınırlı. Ama fanzin şu an daha çok okunuyor" diyor.

Sade bir dil Bizim sloganımız "geç açmış bir çiçek" üzerinde yaygınlaşmayı hedeflediklerine vurgu yapan Rewşen, "Biz dil olarak bütün okuyucuların anlayabileceği sade bir dil kullandık. Tabii gramer olarak modern Kürtçe'yi de koruduk. Diyarbakır'da Kürtçe'yle ilgilenen çok genç var. Ama bunların yazıları kendilerinde kalıyor. Biz bu gizli potansiyeli açığa çıkarmak istedik" diye konuşuyor. Rewşen, ilk sayılarının Diyarbakır'da büyük ilgi gördüğünü ifade ediyor, "700 tane bastık. Bunun 600 tanesi ilk hafta içinde Diyarbakır'da tüketildi. Gençlerin büyük ilgisi var. En çok da mahalle ve üniversite gençliği talep ediyor. Bize gelen yazılar, içerik olarak çok dolu ve güçlü bir niteliği sahip. Bu özellikle ilk defa yazanlarda da kendisini göstermesi oldukça dikkat çekici. Bizim için bu gençlerin anadillerini kullanmalarındaki rahatlığı da ortaya koyuyor. İlk sayımızda yazan 10 kişiydi. Şimdi yazanlar 20'ye ulaştı."

Burada olması anlamlı Diyarbakır'da böyle bir girişimde bulunmanın anlamlı olduğunu ifade eden Rewşen, şunları dile getiriyor "Diyarbakır'da tek fanzin var. O da Türkçe yazılan Şara'dır. Kürtçe burada yasak. Bir Azadiya Welat var. O da siyasi bir gazete. Edebi olarak şu an çıkan yazılar da az. Bizim için Kulîlk'in Diyarbakır'da çıkması anlamlı. Yazarlarımız arasında eskiden beri uğraşan öğretmenler de var, gazeteci de var. Mesela bu sayıda siyasetçiler de olacak. Bir Ahmed Hüseynî gibi, Sedat Yurttaş, Musa Jindar gibi kişiler de yazacak. Burda yazarken, sürekli yazdıkları Kürtçe isimlerini kullanıyorlar."

Evrensel'i Takip Et