27 Aralık 2002 22:00

Süleyman Yeter davasında
   karar çıkmadı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından gözaltına alınan Limter-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Süleymen Yeter'in gözaltındayken ölümüne sebebiyet verdikleri gerekçesiyle 1'i gıyabi tutuklu 3 polisin yargılandığı davada karar çıkmadı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmada, mahkeme heyeti eksik belgelerin tamamlanmadığı gerekçesiyle duruşmayı bir kez daha erteledi. EMEP eski Genel Başkanı Levent Tüzel, Gazeteci Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe, İHD Genel Başkan Yardımcısı Eren Keskin, İHD İstanbul Şube Başkanı Kiraz Biçiçi ve sinema sanatçısı Yusuf Çetin ve birçok sendika temsilcisinin izlediği duruşma sonrası, Yeter'in yakınları adliye koridorunda sloganlar eşliğinde Yeter'in işkence ile öldürülmesini protesto etti.

Soruşturma beklenecek Tutuksuz sanıklar Erol Erşan ve Mehmet Yutar'ın katılmadığı duruşmaya sanık avukatı İlhami Yelekçi de hastanede tedavi gördüğü gerekçesiyle duruşmaya gelmedi. 17 müdahil avukat hazır bulunduğu duruşmada konuşan müdahil avukatlarından Öztürk, bir önceki celsede, Süleyman Yeter'in ölümüne ilişkin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan idari soruşturmanın dosyasının istenmesini talep ettiklerini,ancak bu isteklerinin mahkeme tarafından reddedildiğini hatırlattı. Öztürk, idari soruşturmanın yargılamayı etkilemeyeceğini, ancak bu soruşturmada elde edilen delillerin mahkemece incelenmesi gerektiğine inandıklarını söyledi. İdari soruşturma dosyasının İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden istenmesine ve Avukat İlhami Yelekçi'ye davetiye gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 26 Şubat 2003 tarihine erteledi. Duruşma çıkışı, Yeter'in yakınlarından oluşan yaklaşık 60 kişilik bir grup "Süleyman Yeter ölümsüzdür", "Süleyman Yeter kavgamızda yaşıyor" sloganları atarak adliyeden çıktılar.

Savcı işkence demişti Davanın bir önceki duruşmasında esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Seyit Ömer Aslan, 5 Mart 1999 tarihinde gözlem altına alınan Süleyman Yeter'in, 7 Mart 1999 tarihinde sorgusu sırasında öldüğünü bildirmişti. Yeter hakkındaki Adli Tıp raporlarında vücudunda darp ve cebir izine rastlandığının belirtildiğini, otopsi raporunda da gözlem altında bulunduğu dönem içinde genel vücut travmasına maruz kaldığı ve "mekanik asfiksi'' sonucu öldüğünün anlatıldığını kaydeden Savcı Aslan, bu durumun Tokyo Bildirgesi'nde yer alan ''işkence" tanımına uyduğunu söylemişti. Yeter'in, Ahmet Okuducu ve Mehmet Yutar tarafından sorgulandığının belirlendiğini dile getiren Savcı Aslan, ölüme neden olan boyuna yönelik eylemin hangi sanık tarafından yapıldığının ise tespit edilemediğini belirtmişti. Bu nedenle sanık Mehmet Yutar'ın ''Kastı aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek'' suçundan 8 yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına çarptırılmasını isteyen Savcı Aslan, gıyabi tutuklu sanık Ahmet Okuducu'nun dosyasının da ayrılmasını talep etmişti. Savcı Aslan, Yeter'in sorgusuna katılmadığı anlaşılan Erol Erşan'ın ise beraatına karar verilmesini istemişti.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Eczacılar hükümeti uyardı Kamu kurumlarının ilaç bedellerini ödememesi nedeniyle eczacılar güçlükle ayakta durmaya çalışıyor. Adana Eczacılar Odası, AKP, CHP, Sağlık Bakanlığı ve hükümet yetkililerine sunmak üzere ilaç ve eczacılığa ilişkin bir rapor hazırladı. Oda Başkanı Erdoğan Çolak, dün düzenlediği basın toplantısı ile ilaç ve eczacılıkla ilgili raporu kamuoyuna sundu. 57. Hükümet döneminde ilaçta ve kamu kurumlarının borç ödemelerinde yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle toplu eylem yapan eczacılar yine zor durumda. Ülkedeki sorunların çözümünün eczacılık mesleğini de etkilediğini belirten Adana Eczacılar Odası Başkanı Erdoğan Çolak, Osman Durmuş döneminde haksızlıklara uğradıklarını ve rencide edici tutumlara maruz kaldıklarını hatırlattı. Hazırladıkları raporu yeni hükümete ve Meclis'teki muhalefet partisi CHP'ye sunacaklarıın söyleyen Çolak, ilaç sektöründe reklam ve promosyon gibi yöntemlerle yönetmeliğe aykırı olarak yönlendirme yapıldığını belirtti. Bu yolla bazı firmaların öne çıkarıldığına dikkat çeken Çolak, ilaç tanıtımının yönetmeliğe uygun yapılmasının sağlanmasını istedi.

Sağlıktan vergi alınmamalı Yeni eczacılık fakültelerine ihtiyaç olmadığını ve eczacılık eğitiminin 5 yıla çıkarılması gerektiğini, eczane sayılarının dengesiz olarak artmasının önlenmesini isteyen Çolak, "Sağlık hizmetlerinin vatandaşa eşit biçimde verilmesi, eczanalerin ancak planlı bir dağılım içinde olmasıyla mümkündür" dedi. 6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanun'un bugünün ihtiyaçlarını karşılamadığını ve yenilenmesi gerektiğini ekleyen Çolak, bütçe hazırlanırken ilacın insan sağlığı için vazgeçilmez olduğu düşünülerek, çalışanların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderlerinin ilave edilmesini istedi. Hasta katılım payının kaynağından kesilmesi, eczacıların kâr oranının yüzde 30'a çıkarılması, ilaçtan KDV alınmaması gibi taleplerini de sıralayan Çolak, "Halkın sağlığından vergi alınması durdurulmalı ve ilaçtan KDV alınmasına son verilmelidir" dedi.