13 Aralık 2002 22:00

El Kaide ABD'yi ilkellikle alt ediyor

Amerikalılar onları zincirlenmiş ve gözleri bağlanmış bir şekilde, uçakla Kandahar'a götürdüler. 10 ya da 8 kişilik gruplar halinde yaşıyorlar. Bir kulübeleri ve battaniyeleri var ama mahremiyet gibi bir lüksleri yok. Tuvalet ihtiyaçlarını aleni bir şekilde gidermeye zorlanıyorlar, çünkü Amerikalılar mahkûmlarını her an gözetlemek istiyor. Irak saldırısına hazırlanan ABD, halen Usame Bin Ladin'i ele geçirebilmiş değil. Dahası, ABD El Kaide ağını bir türlü çözemedi, çünkü Bin Ladin'in adamları çareyi ilkel iletişim yollarına baş vurmakta buldu. Böylece El Kaide üyeleri, tüm bilgiden yoksun bırakılıyor. Aktaracağımız sıradışı, dehşetli senaryo, Afganistan'dan yeni dönen bir ABD istihbarat görevlisi tarafından dile getirildi.

İki taraflı oyun Yetkilinin tahmihleri kasvetli, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in neşeli brifingleriyle çelişiyor. Buna göre orta düzey Pakistanlı subaylar, El Kaide üyelerine Amerikan baskınlarını önceden haber veriyor: "Yakalamamamız gereken kişileri yakalayamadık. Biz, teknolojinin bundan daha iyisini yapacağını umuyorduk. El Kaide gerçekten çok zeki. İlk önce bizim onları nasıl tuzağa düşürdüğümüzü buldular. Ve şunun farkına vardılar: Eğer teknolojiyi kullanarak haberleşirlerse üzerlerine çullanırız. Bu nedenle mesajları el notlarıyla iletecek ya da ezbere tekrarlayacak kuryeler buldular. Bu da bizim sistemimizi çökertti. Bizim istihbarat ağımız yüksek teknolojiye dayalı, onlar ise Amerikalılar'ın uyum sağlayamayacağı ilkel metodlara döndüler."

Türkiye'nin 'dostu' ABD'li yetkili, ilk başta "önemli isimlerin" tutuklandığını söylüyor. Ancak El Kaide hücreleri, diğer hücrelerden haberdar değiller. "Yeni koşullara çok hızlı uyum sağladılar ve adem-i merkeziyetçiliği benimsediler. Gerçekten önemli bazı El Kaide liderlerini yakaladık, ama bunlar ne tür operasyonların gerçekleştirileceğini anlatamadılar. Büyük bir eylemin planladığını biliyorlar, ama ne olduğu konusunda bilgileri yok." Bu yıl Afganistan'da en az altı ay kalan yetkili, Özbek savaş ağası General Abdül Raşit Dostum'a yönelik sert suçlamalarda bulunuyor. Dostum'un, binlerce Taliban üyesinin çöp konteynerlerinde boğularak öldürülmesinde parmağı var. "Dostum, suçlamaları tamamen hak ediyor. ABD de onun suçlu olduğunu biliyor ama o bizim adamımız; bu nedenle suçlu olduğunu söylemiyoruz."

Pakistan bilgi sızdırıyor General Dostum, Türk askeri istihbaratını koruma olarak kullanıyor. Amerikalı, bu konuda şöyle konuşuyor: "ISAF'ın komutasını yürüten Türkler'in etnik problemler çıkaracağı yönünde düşünceler hakimdi. Bu nedenle Türk ordusu, diğer ISAF birlikleriyle beraber Kâbil'deki ISAF tesislerini kullanmıyor. Bizim başarısızlıklarımızdan biri de, gerçek bir hükümet kuramamak oldu. Savaş ağalarının koltuklarına sıkı sıkı yapışmasına izin verdik ve şimdi onları söküp atamıyoruz." Aynı yetkiliye göre, Pakistan'ın Karaçi kentindeki Amerikan güvenlik birimleri, ABD'li gazeteci Daniel Pearl'ün katillerini arıyorlar ama, birçok başka davada olduğu gibi, "hedeflerini" Pakistan ordusunun orta düzey subaylarının gizli tüyoları nedeniyle kaçırmış bulunuyorlar. "Pakistan'la ortak bir plan yapıp bir yere gidebiliriz, ama oraya gittiğimizde hiç kimseyi bulamayız. Çünkü Pakistan ordusunun orta rütbeli askerleri bizim planlarımızı öğrendiğinde bilgileri sızdırıyorlar. Kuzeybatı sınır bölgesinde sınır askerleri ikinci derece ordudur. Bunlar, Pakistan ordusundan daha da fazla Batı karşıtıdırlar. Sonuçta, her şeyi başkent İslamabad üzerinden yönetmek zorundayız." Afganistan'da tutulan binlerce mahkûma gelince... ABD'li yetkili, bunlardan hiçbirinin, en azından "şimdilik" dövülmediğini söylüyor. Kandahar'da askerlerin, tutukladıkları kişilerin kemiklerini kırması olayından haberdar değilmiş. "Sadece vahşi ya da işbirliğine yanaşmayanların gözleri ve elleri bağlanıyor. Bazen helikopterlerle yolculuk yaparken mahkûmların gözlerini açıyoruz, bazen açmıyoruz."

Mahremiyet de ne! "Kandahar'da mahkûmlara battaniyeli kulübeler, Adidas eşofmanlar ve spor ayakkabılar veriliyor ama mahremiyetleri yok. Yaşadıkları yerde duvar yok, çünkü onları sürekli görmek zorundayız. Banyo da açık alanda. Sorgulama sırasında oturmalarına izin veriyoruz. Sorduğumuz sorular hakkında detaylı bilgi veremem..." ABD'li yetkili, Bagram'da karşılaştığı gazeteciler hakkında ise pek iyi şeyler düşünmüyor. "Bütün günleri bizim merkezimizde geçiyor. Ne zaman bir operasyona çıksak, gazetecilere, 'özel kuvvetlerimizle' birlikte devriyeye çıkmalarını öneriyoruz. Hep bu zokayı yutuyorlar, onlar gezerken biz de operasyonlarımızı gerçekleştiriyoruz."

(The Independent)

Evrensel'i Takip Et