12 Aralık 2002 22:00

Hepsi gitmeli!

2001 yılı başlarında ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in merkezinde bulunan Casa Rosada'nın (Başkanlık Sarayı) telefonunu çaldırdı. Birkaç başarısız denemeden sonra, bu kez 'daha özel bir numarayı' çevirdi ve daha alt düzeyde bir görevliden "Şu anda bir başkanımız yok" bilgisini aldı. Bu olay, 10 gün içinde Casa Rosada'dan üç başkanın ayrıldığı dönemden kısa bir süre önce gerçekleşmişti. Başkanlardan ikisi, yüzbinlerce orta sınıf Arjantinli'in balkonlardan tencere tava çaldığı yoğun halk protestosunun sonucunda görevi bırakmıştı.

Bin bir surat politikacılar Buenos Aires sokaklarındaki en güçlü duygu, herkesin politikacılardan nefret ettiği. Politikacılar düzenli olarak aşağılanıyor; sokaklarda, lokantalarda, havaalanlarında ve hatta golf sahalarında fiziksel saldırılara uğruyorlar. Eski Devlet Başkanı Menem, Buenos Aires'e gelemiyor bile. Vali Aníbal Ibarra tanınmamak için sakalını keserken, silah kaçakçılığından tutuklanan eski "süper ekonomi bakanı" Domingo Cavallo, tanınmamak için aylarca, o dönem pek moda olan "Cavallo maskeleri"nden taktı! Arjantin'i terk etmek bile, güvenliği garanti altına almaya yetmiyor. Eski Devlet Başkanı'nın kızı Zulemita Menem, Miami'de sık gittiği bir spor salonundan kızgın Arjantinli göçmenler tarafından dışarı atıldı. Dışişleri Bakanı Ruckauf'un çevresi ise, Madrid havaalanında kızgın bir kalabalık tarafından sarılmıştı.

Demokrasi komedyası Ülkenin temel kurumları durumu daha az hasarla atlattılar. Yüksek Mahkeme, iki meclis binası ve sağlık ve sosyal güvenlik servisleri, merkezi işçi sendikaları federasyonları. Hepsi, suçlulara kıyasla daha masum görünüyorlar. Seçim süreci kötü bir şaka gibiydi. Ocak ayında yapılan genel parlamento ve valilik seçimlerinde seçmenlerin yüzde 22'si ya boş oy kullandı, ya da hiç kullanmadı. Birçoğu, oy pusulalarının içine Usame Bin Ladin'in resmini koydu, veya şarbonu temsil eden beyaz pudra döktü. Bugün hiçbir politikacı büyük bir çoğunluğu temsil etmiyor. En iyi durumda olanlardan biri, hükümet ve bankacılık sistemindeki skandalları ortaya çıkarmasıyla tanınan, eski Radikal Parti üyesi Elisa Carrió. Diğeri ise anarşist fikirlerden etkilenmiş, başkentin dışında pek de tanınmayan eski bir Troçkist olan Luis Zamora.

Eskilerden umut yok Arjantin demokrasisine ne oldu? Bir taraftan, muhafazakâr eleştirmenler 'anarşinin ya da Venezüella'daki Hugo Chavez gibi birinin, hatta faşizmin' geleceğini söylüyorlar. Hem sağ, hem de sol kanatlar, 1960 ve 1970'deki askeri rejimin karanlık günlerine geri dönüleceğini ya da Peru'nun eski başkanı Alberto Fuijmori'ninki gibi 'fiili cunta' tarzı bir yönetimin başlayacağını öne sürüyor. Ama görünen o ki, şimdilerde otoriter bir rejime çok az destek var. 1980'lerde Alfonsin rejimine karşı düzenlenen askeri darbeleri gerçekleştiren orta kademedeki komutanlar (Carapintada'lar), kamuoyu yoklamalarında politikacılardan da geride. Eski cunta şefi Mohamed Seineldín'in hapisten çıkarılması için yürütülen kampanya, şimdilik başarısızlıkla sonuçlandı.

Mahalle komiteleri Halkın, çok farklı, ama kolay çözümler önermeyen bir demokrasi istediğine dair işaretler var. Aralık krizi döneminde Buenos Aires'te binlerce "mahalle komitesi" kuruldu. Kimse bu işin ilk nerede başladığını bilmiyor, fakat birçok bölgede mekanizma benzer bir biçimde işledi. Almagro'da elektrik teknisyeni olan Ricardo, "De la Rua'nın 19 Aralık'ta yaptığı konuşmadan sonra birçok insanı tencere ya da tava çalarken görebilirdiniz. Aşağıya inip neler olup bittiğini görmek istiyorum. Orada altı ya da yedi komşumla karşılaştım. Apartmandaki tüm zillere basıp insanlara aşağıya inmelerini söylüyorduk. 20 dakika sonra 100 kişi olmuştuk. Bir süre konuştuk ve Plaza de Mayo'ya gitmeye karar verdik. Ve sonraları her hafta toplandık" diye anlatıyor.

Halk gücünü keşfediyor "Página 12" adlı bir günlük gazetenin yaptığı araştırmaya göre, üç milyon nüfusa sahip olan başkentte her üç kişiden biri, bir şekilde protesto eylemlerine katılmış. "Mahalle komiteleri" toplantıları çoğunlukla gürültülü oluyor, hatta sonunda sol gruplar arasında kavgalar çıkıyor. Yine de bu birimler, dağılmış sosyal yapının toparlanmasında eşi benzeri görülmemiş bir rol oynadılar. Ve bazılarına göre bu birimler, temsili demokrasi düşüncesine dayanmayan yeni bir politik bilinç doğmasına neden oldu. Sosyolog Oscar Landi'ye göre; komite hareketi ve politik kriz, bir geçiş sürecinin son halkası: 1983'deki "vatandaş ve parti üyesi" tipinden 1990'ların "tüketici-vatandaşına", oradan ise son krizle birlikte, "siyasi liderlikle tüm bağlarını koparmış sosyal vatandaş"a.

Parasız toplum Bu yeniliğin kökeni siyasette değil, ekonomik krizin ta kendisinde. İşsizlik oranının yüzde 25 olduğu, özel sektörde binlerce kişinin işinden edildiği, yerel ve merkezi yönetiminlerin iflasın eşiğinde olduğu bir durumda insanları genel ekonomik sisteme bağlayacak çok az şey vardır. Maaşlar ve yevmiyeler budandı ve birçok devlet organı, ödemelerini bir çeşit "kalp para" olan hazine senetleriyle yapıyor. Ülkede yüzbinlerce insan, düzenli olarak 'trueque'lere gidiyor. (Trueque, insanların para kullanmadan, kağıt "senet"ler yoluyla alış veriş yaptıkları yer.) Özel ulaşım masraflarını karşılayamayanlar, eski bisikletlere dönüyor.

Merkezi toplantılar Parque Patricios mahallesinde oturan Malena, "Hükümetin en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamadığı ortada. Bunu hem bir problem hem de yepyeni bir tarzda yaşamak için bir fırsat olarak görmeliyiz" diyor. Haftada bir kez, tüm Buenos Aires mahalle komiteleri ortak toplantı yapmak üzere Parque Centenario'da buluşuyor. Tartışılan konular; ABD ve IMF'den bankacılık sisteminin millileştirilmesine kadar uzanıyor. Tüm birimlerin toplantısından belki de daha önemli olan bir şey var: Şehrin farklı bölgelerinde beraber hareket eden yerel komiteler. Bu komiteler, fiyatları artıran süpermarketler zincirlerine ya da elektrik şirketlerine karşı protestolar örgütlüyor.

Nefret büyüyor Peki, bu tür bir hareketin geleceği var mı? Pratikte birimlerin tüm üyelerini bir arada tutan slogan, "que se vayan todos" (Hepsi gitmeli!). Bunun ötesinde, yerel konseylerde dahil olmak üzere tüm hükümet organlarına, siyasi kurumlara ve "temsili demokrasi" ilkesine karşı büyük bir nefret var... Buenos Aires Gazeteciler Sendikası'na bağlı olarak çalışan Sosyolog Jorge, "Bu tamamen farklı bir hareket. Kimse bu harekete bir plan dayatamaz. Hareket insanlar bir araya gelmek istediği zaman belli bir durumda büyük bir güçle ortaya çıkıyor. Ama kimse ya da hiçbir grup ne zaman olacağına karar veremiyor" diyor.

Harekete geçmeli Birçok insan komitelerin, Devlet Başkanı Duhalde'yi koruyan anayasa duvarıyla yüzleşince sürekli bir seferberlik hareketi sağlayıp sağlayamayacağından şüpheli. Bazıları ise, hükümetin düşürülmesi durumunda yerine ne koyulacağına kimsenin karar veremeyeceğini savunuyor. Toplumun büyük bir kesimi, özellikle de başkentin dışındakiler, "bekle ve gör" tavrını takınmış durumdalar. Gazeteci yazar Benjamin Backwell, kitabında şöyle yazıyor: "Ülkede belirsizlikten korkan çok kişi var. Bir alternatif bulana kadar Duhalde'yi devirmeyelim diyenler. Ama belirsizlik, üzerinde yeni şeyler inşa edilebilecek bir arazi olabilir. Böyle bir anda, neden daha azıyla yetinelim ki?"

(The New Internationalist'ten çeviren Özge Kuru)


ÇÖZÜMÜ KENDİLERİNDE ARIYORLAR Suratına tükürülmesinden korkmadan insanların arasına karışabilecek olan tek Meclis üyesi, herhalde Luis Zamora. O, mahalle komiteleri hareketini şöyle tarif ediyor: "Milyonlarca insanın kafasında oluşan kalıcı bir devrim... Aşağıdan başlayan yeni bir kültür oluşumu... Toplumu yukarıdan dönüştürmeyi deneyen kapitalizmin aksine, tabandan gelen pratiklerden oluşuyor." Birçok bölgede komiteler, sonu gelmeyen politik protestoların yanı sıra temel ihtiyaç maddelerini satın alıyor, kreşleri yönetiyor, kirasını ödeyemeyen kiracıların evlerinden atılmasını önlüyor, elektrik ya da doğalgaz şirketleriyle görüşüyor, hatta ulusal parklarda sebze bahçeleri kuruyor. Mahalle komiteleri düzenli olarak "Krizden nasıl çıkarız" gibi konular üzerine tartışmak için toplanıyor. Bu toplantılar, çoğu daha önce hiçbir tartışmaya katılmamış kişileri bile çekiyor.

Evrensel'i Takip Et