14 Kasım 2002 22:00
İnfaz soruşturulamıyor
Mazot kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla vurularak öldürülen Mümtaz Özdemir olayında ortaya çıkan deliller, yargısız infaz iddiasını güçlendiriyor. Olay hakkında hazırlanan son rapor, Özdemir'in 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle 280 metre mesafeden vurulduğu yönündeki iddiaların gerçekdışı olduğunu ortaya çıkardı. Van Jandarma Bölge Komutanlığı Kriminal Laboratuvarı Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda, Özdemir'in yakın mesafeden açılan ateş sonucu vurulduğu belirtildi. Raporda, Özdemir'in vücudunda barut parçacıkları bulunduğu, böylesi bir durumun ancak yakın mesafeden ateş açılması sonucu oluşabileceği ifade edildi.
Özdemir, yaralı olan sağ bacağı yerine sol bacağı sarıldığı ve olay yerinde 4 saat bekletildiği için kan kaybından yaşamını yitirmişti.
Sorumlular korunuyor Ortadaki delillere karşın, ölüme sebebiyet verenler yargı önüne çıkarılmıyor Çünkü, Van Valiliği ile Başkale Kaymakamlığı, öldürme olayının 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Kanunu çerçevesinde gerçekleştiğini öne sürerek, soruşturmaya izin vermiyorlar. Mümtaz Özdemir, 24 Mayıs 2002 tarihinde, Van ili Başkale ilçesine bağlı Kızılca köyü ile Güleçler köyü arasında aracıyla kaçak mazot naklederken jandarma tarafından vurularak öldürüldü. Ancak Özdemir'i ölüme götüren olay, iddia edildiği gibi "dur" ihtarına uymadığı için ateş etmekten başka bir çarenin kalmaması değil. Çünkü, olayın bir dizi ihmal sonucu gerçekleşen infaz olduğu raporlarla da belgelendi. Hazırlanan bu raporlardan ilki olan, "Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı"na göre vücuduna dört kurşun isabet eden Özdemir, bacağındaki yaralanmadan dolayı anadamarın parçalanmasına bağlı dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu öldü. Olayın ardından Özdemir'in ailesinin başvurduğu Van Bölge Barosu tarafından hazırlanan rapor ise tüyleri ürpertici ifadelerle dolu. Raporda, sağ bacağından vurulan ve anadamarı parçalanan Özdemir'e ilk müdahaleyi yapan jandarmaların, sağ bacak yerine sağlam olan sol bacağı sardıkları belirtiliyor.
Hastane çok yakın Albayrak Jandarma Karakolu'ndaki görevlilerin beyanları ise, Özdemir'in yaralı bir halde 4 saat boyunca olay yerinde bekletildiğini gözler önüne serdi. Karakol görev yapanların ifadelerine göre, olay gece saat bir ila bir buçuk arasında meydana geldi. Ancak Özdemir, sabaha karşı saat beşte Başkale Hastanesi'ne götürüldü. Olayın gerçekleştiği yer ile hastane arasındaki mesafenin 25 kilometre gibi kısa bir mesafe olması ise ihmalkârlığın boyutlarını gözler önüne seriyor. Van Barosu tarafından hazırlanan raporda, bu duruma tepki gösterilerek, şu soru yöneltiliyor: "Yaralının saatler sonra hastaneye götürülmesi ve sonuçta kan kaybından dolayı ölmesinin doğuracağı sorumluluktan mı kurtulmak istemektedirler?"
Koruma zırhı Bütün bu delillere rağmen Van Valiliği ile Başkale Kaymakamlığı sorumlular hakkında soruşturma açılmasına izin vermiyor. Van Valiliği tarafından 17 Ekim 2002 tarihinde kaleme alınan yazıda, Özdemir'in, sözlü ve el feneri ile yapılan 'dur' ihtarına uymadığı ileri sürüldü. Yazıda, Özdemir'in hastaneye kaldırılmadığı ve yapılan yanlış müdahale sonucu hayatını kaybettiği gerçeğine ise yer verilmedi. Özdemir ailesinin avukatı Nejdet Edemen, karara karşı Van İdare Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Başkale Kaymakanlığı'nın soruşturma yapılmasına izin vermeyen kararını bozan Van İdare Mahkemesi'nin, Van Valiliği'nin soruşturma izni vermeyen kararı konusunda nasıl bir tavır takınacağı merak konusu.
1918 SAYILI KANUN Van Valiği ile Başkale Kaymakanlığı'nın soruşturma açılmamasına dayanak yaptıkları 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine İlişkin Kanunun 11. maddesinin 3. fıkrası aynen şöyle: Madde 11: "Dur" ihtarına itaat etmeyen şahıslar hakkında evvela havaya ateş etmek suretiyle bu ihtar tekrar edilir. Bu ihtara da riayet edilmezse salahiyetli memurlar silah kullanmaya yetkilidir. Ancak silahla mukabeleye yeltenilmesi veya meşru müdafaa durumuna düşülmesi veya Bakanlar Kurulu'nca ihdas edilen emniyet bölgelerinde dur ihtarına itaat edilmemesi hallerinde salahiyetli memurlar doğruca hedefe ateş edebilirler."
Sorumlular korunuyor Ortadaki delillere karşın, ölüme sebebiyet verenler yargı önüne çıkarılmıyor Çünkü, Van Valiliği ile Başkale Kaymakamlığı, öldürme olayının 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Kanunu çerçevesinde gerçekleştiğini öne sürerek, soruşturmaya izin vermiyorlar. Mümtaz Özdemir, 24 Mayıs 2002 tarihinde, Van ili Başkale ilçesine bağlı Kızılca köyü ile Güleçler köyü arasında aracıyla kaçak mazot naklederken jandarma tarafından vurularak öldürüldü. Ancak Özdemir'i ölüme götüren olay, iddia edildiği gibi "dur" ihtarına uymadığı için ateş etmekten başka bir çarenin kalmaması değil. Çünkü, olayın bir dizi ihmal sonucu gerçekleşen infaz olduğu raporlarla da belgelendi. Hazırlanan bu raporlardan ilki olan, "Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı"na göre vücuduna dört kurşun isabet eden Özdemir, bacağındaki yaralanmadan dolayı anadamarın parçalanmasına bağlı dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu öldü. Olayın ardından Özdemir'in ailesinin başvurduğu Van Bölge Barosu tarafından hazırlanan rapor ise tüyleri ürpertici ifadelerle dolu. Raporda, sağ bacağından vurulan ve anadamarı parçalanan Özdemir'e ilk müdahaleyi yapan jandarmaların, sağ bacak yerine sağlam olan sol bacağı sardıkları belirtiliyor.
Hastane çok yakın Albayrak Jandarma Karakolu'ndaki görevlilerin beyanları ise, Özdemir'in yaralı bir halde 4 saat boyunca olay yerinde bekletildiğini gözler önüne serdi. Karakol görev yapanların ifadelerine göre, olay gece saat bir ila bir buçuk arasında meydana geldi. Ancak Özdemir, sabaha karşı saat beşte Başkale Hastanesi'ne götürüldü. Olayın gerçekleştiği yer ile hastane arasındaki mesafenin 25 kilometre gibi kısa bir mesafe olması ise ihmalkârlığın boyutlarını gözler önüne seriyor. Van Barosu tarafından hazırlanan raporda, bu duruma tepki gösterilerek, şu soru yöneltiliyor: "Yaralının saatler sonra hastaneye götürülmesi ve sonuçta kan kaybından dolayı ölmesinin doğuracağı sorumluluktan mı kurtulmak istemektedirler?"
Koruma zırhı Bütün bu delillere rağmen Van Valiliği ile Başkale Kaymakamlığı sorumlular hakkında soruşturma açılmasına izin vermiyor. Van Valiliği tarafından 17 Ekim 2002 tarihinde kaleme alınan yazıda, Özdemir'in, sözlü ve el feneri ile yapılan 'dur' ihtarına uymadığı ileri sürüldü. Yazıda, Özdemir'in hastaneye kaldırılmadığı ve yapılan yanlış müdahale sonucu hayatını kaybettiği gerçeğine ise yer verilmedi. Özdemir ailesinin avukatı Nejdet Edemen, karara karşı Van İdare Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Başkale Kaymakanlığı'nın soruşturma yapılmasına izin vermeyen kararını bozan Van İdare Mahkemesi'nin, Van Valiliği'nin soruşturma izni vermeyen kararı konusunda nasıl bir tavır takınacağı merak konusu.
1918 SAYILI KANUN Van Valiği ile Başkale Kaymakanlığı'nın soruşturma açılmamasına dayanak yaptıkları 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine İlişkin Kanunun 11. maddesinin 3. fıkrası aynen şöyle: Madde 11: "Dur" ihtarına itaat etmeyen şahıslar hakkında evvela havaya ateş etmek suretiyle bu ihtar tekrar edilir. Bu ihtara da riayet edilmezse salahiyetli memurlar silah kullanmaya yetkilidir. Ancak silahla mukabeleye yeltenilmesi veya meşru müdafaa durumuna düşülmesi veya Bakanlar Kurulu'nca ihdas edilen emniyet bölgelerinde dur ihtarına itaat edilmemesi hallerinde salahiyetli memurlar doğruca hedefe ateş edebilirler."
Evrensel'i Takip Et