12 Kasım 2002 22:00
MHP'yi IMF'cilik ve AB'cilik eritti
GÜNÜN YAZILARI
Milliyetçi ve AB karşıtı bir söylemden vazgeçmeyen MHP, hükümette olduğu süre boyunca IMF, AB, DB isteklerini harfiyen yerine getirerek sonunu hazırladı. Elinde bulundurduğu Tarım Bakanlığı'nda 3.5 yıl içinde üreticiye değil, uluslararası kuruluşlara çalışan MHP, hem Türkiye tarımını, hem de kendisini yıkıma sürükledi.
Sözde AB karşıtlığı ile hükümet krizine neden olan, milliyetçi söylemleri ile bilenen MHP, sonunu uluslararası kurumların ortak dayatmalarını hayata geçirerek getirdi. MHP'nin elinde olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 3.5 yıl içinde uluslararası kurumların isteklerini en fazla hayata geçiren bakanlık oldu. Bu dayatmalar ile Türkiye'de destekleme sistemini değiştiren, Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri'ni özerkleştiren, TMO başta olmak üzere tarımsal KİT'lerin piyasadan çekilmesinin, Ziraat Bankası'nın özelleştirilmesinin önünü açan MHP, bu politikalar ile Türkiye tarımı kadar kendi sonunu da hazırladı. Son üç yıl içinde büyük bir değişim geçiren ve Cumhuriyet tarihinin en zor günlerini yaşayan üretici ise MHP'ye oy vermedi.
DB'nin kabul edilen dayatmaları 1990'lı yıllarda 33 anlaşma, 2000 ve 2001 yıllarında 7 kredi anlaşması imzalanan DB'nin tarımla ilgili istekleri de IMF ve AB'den farklı değil. Dünya Bankası, 1980'den bu yana açtığı yapısal uyarlama kredileri için yapılan anlaşmalarla tarımda kamu yönetiminin tamamen tasfiyesini dayattı.
DB, 2000 yılında imzalanan Ekonomik Reform Kredi Anlaşması ile tarım sektöründe devlet desteğinin tamamen ortadan kaldırılmasını istedi. Bu anlaşma kapsamında istenenler:
Devlet, her türlü desteklemeden geri çekilecek, tarımsal üretim ile tarımsal sanayi alanında hiçbir etkinlik göstermeyecek.
TZDK, ÇAY-KUR, TEKEL ve Şeker Fabrikaları'ndan geriye kalanların özelleştirmesi ya da tasfiyesi tümüyle gerçekleştirilecek, Tarım Satış Kooperatifleri Yasası Banka'nın uygun bulacağı bir biçimde yeniden düzenlenecek.
Tarımsal kredi sübvansiyonları aşamalı olarak kaldırılacak.
IMF'nin tarıma yönelik dayatmaları Mevcut destekleme politikalarından vazgeçilerek DGD sistemine geçilecek. Bunun için 2000 yılında bir pilot proje uygulaması, 2001 yılı Mart ayına kadar Çiftçi Kayıt Sistemi'nin tamamlanacak.
DGD ödemelerinin arazi üzerinden, sadece tapu kayıtlarına bakılarak verilecek.
2000 yılı hububat destekleme fiyatları, tahmin edilen dünya piyasa fiyatlarının yüzde 35'ini geçmeyecek şekilde açıklanacak.
2001 yılında buğday destekleme fiyatları hedeflenen enflasyon oranı kadar artırılarak, dünya fiyatlarından, en fazla yüzde 20 daha yüksek olacak.
Devlet, 2002 yılında hububat fiyatı açıklamayacak.
Hükümet, çiftçilere verilen kredi sübvansiyonunu aşamalı olarak kaldıracak.
Hükümet adına bazı tarımsal ürünlerde destekleme alımı yapan Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri'nin özerk yapıya kavuşturulması doğrultusunda yasa çıkarılacak.
Şeker ve Tütün Yasaları çıkartılarak, TEKEL'in ve Şeker şirketinin fabrikaları özelleştirilecek.
Fındık ve tütün üretiminden vazgeçilip yerine alternatif ürün projesi geliştirilecek.
AB dayatmaları AB, DB ve IMF ortak hedefe ulaşmak için aynı isteklerde bulundu. AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan Ulusal Programa aktarılan taahhütler Tarım Bakanlığı tarafından harfiyen yerine getirildi. AB, tarımda işlevsel arazi kayıt sisteminin oluşturulmasını istedi. Bu istek, DGD kapsamında ele alınarak, 2002 yılında 2 milyon 185 üretici kayıt altına alındı. Üretici için aciliyeti olmayan çok sayıda mevzuat, yönetmelik düzenlenerek AB'ye uyum için çalışıldı. Yıllardır çıkarılmayan yönetmelikler, hayata geçirilmeyen uygulamalar sırf AB istedi diye hızla yerine getirildi. Bu kapsamda, hayvan kimlik sistemi, bitki sertifikası sistemi geliştirilerek, AB'nin ortak balıkçılık politikasına uyum amacı ile Su Ürünleri Toptan Perakande Satış Yerleri Yönetmeliği hazırlanarak, yayınlandı.
57. HÜKÜMET DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞENLER Tarımda Yeniden Yapılandırma Üst Kurulu oluşturuldu. DGD için 4 pilot bölge seçildi. Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ödemeleri ilk olarak 2001 yılında başlatıldı. Türkiye koşulları ile uzaktan yakından ilgisi olmayan uygulama ilk günden itibaren skandallarla, aksalıklarla başlayıp öyle devam etti. Üreticiye dekar başına verilen 10 milyon lira, üreticinin ekim masraflarını bile karşılamadı. Üretim zamanına denk getirilemeyen ödemeler yüzünden dağıtılan paralar üretime gitmedi.
DGD ödemeleri tapu üzerinden yapıldı. Üreticinin arazi üzerinde üretim yapıp, yapmadığı kontrol edilmeden, para üreticiye değil, eczacıya, doktora, öğretmene gitti.
2000 yılında buğday fiyat artışı, dünya fiyatlarının yüzde 35'in altında gerçekleştirildi. Buğday alım fiyatları üreticinin maliyetinin altında 102 bin lira olarak açıklandı. Ancak üretici, buğdayını 80 bin liranın altında sattı.
2001 buğday fiyatları hedeflenen enflasyon oranına (yüzde 57.6) çok yakın belirlendi (yüzde 60). Üretici maliyetini en az 200 bin lira olarak hesapladı, ancak IMF dayatması sonucu fiyat, 165 bin olarak açıklandı.
2002 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alım fiyatı açıklamadı. Böylece tüccarın, sanayicinin istediği gibi fiyatlarla spekülasyon yaratmasına, ekmek ve un fiyatlarının artmasına neden oldu. Üretici maliyetinin altında fiyatlara mahkûm olurken, yaratılan spekülasyonları önlemek için yapılan buğday ithalatı ile ülkeye AB'nin hastalıklı buğdayları sokuldu.
2000 yılının Mart ayından itibaren tarımsal kredilerden sübvansiyon kaldırıldı. Krediler konusunda verilen taahhütlerin de ilerisinde uygulama yapılarak, 2000 yılında üreticiye verilmesi gereken 300 trilyonluk kredi sübvansiyonu verilmedi. 2001 yılında yaşanan kriz nedeniyle Ziraat Bankası aracılığıyla üreticiye verilen kredilerin faiz oranları piyasa faiz oranlarına (Yüzde 100'e yakın) yaklaştı.
Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri Hakkında Kanun 2001'de yürürlüğe girdi. Stratejik ürünlerden, pamuk, üzüm, zeytin, fındık, kayısı gibi ürünler için üreticiyi ve tüketiciyi mağdur etmeyecek bir fiyat açıklayan ve piyasayı regüle eden birliklerden devlet desteği ortadan kaldırıldı.
Her iki yasa da çıkarıldı. AB ve ABD'nin şeker stokları ve sigara tekelleri için çıkarılan yasalar ile tütün ve şeker üreticisine kotalar getirilerek, üretim kısıtlandı. Şeker Fabrikaları özelleştirme kapsamına alındı. TEKEL'in de yeni hükümet döneminde özelleştirilmesi bekleniyor.
Tütün ve Fındık'ta Alternatif Ürün Projesi hazırlanarak, Bakanlar Kurulu kararları ve uygulama tebliğleri yayınlandı.
IMF'nin tarıma yönelik dayatmaları
AB dayatmaları AB, DB ve IMF ortak hedefe ulaşmak için aynı isteklerde bulundu. AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan Ulusal Programa aktarılan taahhütler Tarım Bakanlığı tarafından harfiyen yerine getirildi. AB, tarımda işlevsel arazi kayıt sisteminin oluşturulmasını istedi. Bu istek, DGD kapsamında ele alınarak, 2002 yılında 2 milyon 185 üretici kayıt altına alındı. Üretici için aciliyeti olmayan çok sayıda mevzuat, yönetmelik düzenlenerek AB'ye uyum için çalışıldı. Yıllardır çıkarılmayan yönetmelikler, hayata geçirilmeyen uygulamalar sırf AB istedi diye hızla yerine getirildi. Bu kapsamda, hayvan kimlik sistemi, bitki sertifikası sistemi geliştirilerek, AB'nin ortak balıkçılık politikasına uyum amacı ile Su Ürünleri Toptan Perakande Satış Yerleri Yönetmeliği hazırlanarak, yayınlandı.
57. HÜKÜMET DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞENLER
Evrensel'i Takip Et