4 Kasım 2002 22:00
Önce korktular sonra rahatladılar!
Dünya medyası, Türkiye'deki seçimlere ve AKP'nin oy patlaması yapmasına geniş yer verdi. Gazetelerde yer alan yorumlarda, "Tayyip Erdoğan'ın İslamcı kökeni" ve "Türk ordusunun alacağı tutum" gibi, artık klişeleşmiş değerlendirme ve spekülasyonlar göze çarptı. Seçimlere katılımın oldukça düşük olmasına değinilmezken; MHP, DYP, ANAP, DSP ve SP gibi partilerin çöküşünün "hayret" ile karşılandığı görüldü.
BBC: İki partili meclis İngiliz yayın kuruluşu BBC, sonuçları "AKP heyelanı" şeklinde yorumladı. Bu başarının, uzun yıllardır ilk kez tek partili bir hükümet getirdiğini kaydeden BBC, mecliste sadece iki partinin temsil edileceğini hatırlattı. Yayın kuruluşu, AKP'nin hukuki sorunları nedeniyle başbakanın kim olacağının bile henüz bilinmediğine dikkat çekerek, halen hükümette olan partilerin hepsinin de barajın altında kaldığını kaydetti. Başbakan Ecevit'in, AKP ile ilgili "rejim kaygıları" taşıdığını belirten yayın kuruluşu, bu kaygının "laikliğin bekçisi olarak görülen ordu tarafından da hissedilmiş olabileceğini" öne sürdü.
'Denenmemiş parti' Batılı sermaye gruplarına hitap eden İngiliz Financial Times (FT) gazetesi, seçim sonuçlarını manşetinden verdi. Leyla Boulton imzalı haberde, AKP, "denenmemiş bir reformcu parti" olarak nitelendi ve "laik yapılanma"nın, bu partiye şüpheyle baktığı belirtildi. FT haberinde, "NATO üyesi ve yakın bir ABD müttefiki olan Türkiye, ABD'nin tartışılan Irak saldırısı ve Avrupa Birliği konusunda kritik kararlarla karşı karşıya" denilerek, AKP'nin "kucağına düşecek" olan sorunlara dikkat çekti. FT, Tayyip Erdoğan'ın önceki gece yaptığı ilk açıklamalarda IMF programını uygulayacağını ilan ettiğini hatırlattı, ancak Erdoğan'ın, bu programda bazı değişikliklerin "gerekli olabileceğini" söylemesini vurguladı.
İsrail'de endişe İsrail'de yayınlanan Ha'aretz ve Jerusalem Post gazetelerinin internet siteleri ise, AKP'nin "İslamcı kökeni"ne vurgu yapıyordu. Ha'aretz sitesinde, "AKP lideri, BM tarafından onaylanmadığı sürece Irak'a saldırılmasına karşı çıktığını söyledi. Bu tutum, Başbakan Ecevit'in tutumu ile aynı" denildi. Gazete, seçimin kurbanları olarak Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ı gösterdi. Başbakan Şaron'un politikalarını destekleyen Jerusalem Post ise, AKP'nin başarısının "stratejik bir ülke olan Türkiye'nin ne yönde ilerleyeceği sorusu nedeniyle, Batı'da ve İsrail'de heyecan yaratacağını" yazdı. Haberde, "Türkiye'nin İsrail ile yaygın ilişkileri kampanyada bir rol oynamadı. AKP yetkilileri de, Türkiye'nin ikili ilişkilerini değiştirmeyi düşünmediklerini söylüyorlar. Türkiye, İsrail'in dış kenar stratejisinde bir mihenk taşı. İsrail, Türkiye sayesinde, iç kenarındaki Arap ülkelerinin düşmanca tutumuna karşı, periferindeki Arap olmayan ülkeler ile yakın ilişki kurabiliyor. İki ülke; savunma, istihbarat ve ticari alanlarda yakın bağlara sahip" denildi.
Hepsi 'ordu' diyor Jerusalem Post da, ordunun Türk siyasetindeki yerine dikkat çekerek, "Yaygın kanı o ki, ordu, ülkenin laik niteliğinin riske girdiğini düşünürse yeniden harekete geçebilir" iddiasında bulundu. Herald Tribune gazetesinin AP'ye dayanarak verdiği haberde ise, AKP'nin "laiklik, AB üyeliği ve IMF programına destek vererek, kamuoyunu ve piyasaları yatıştırmaya giriştiği" belirtildi. Herald Tribune, Tayyip Erdoğan'ın Dow Jones ajansına verdiği önemli bir demece de dikkat çekti. Erdoğan, ABD borsasının ajansı olan Dow Jones'a, "Dünyaya meydan okumaya niyetimiz yok. Bizim hükümetimiz, dünyayla uyum içinde olacaktır" diyordu. Gazetede, "AKP, kampanyası sırasında sosyal güvenliğe önem vereceğini, IMF destekli ekonomik programı destekleyeceğini söyledi. Ayrıca, eğer BM onayı olursa ABD'nin Irak operasyonuna destek vereceğini ima etti. Ancak laik yapılanma içindeki pek çok unsur, partinin ordu ile çatışabileceği endişesini taşıyor. ABD'nin Irak'a savaş açmaya hazırlandığı, Türkiye'nin ise 2 milyon işsiz yaratan ekonomik krizden çıkmaya başladığı bir dönemde bu istikrarsızlık olumsuz olacaktır" denildi.
BATI MEDYASINDA SEÇİM SONUÇLARI
The Guardian (İngiltere)
İslamcı Parti Sildi Süpürdü Kendilerinin dinsel temellere dayandığını reddeden AKP'nin politikacıları, "muhafazakâr demokrat" olduklarını söylüyorlar. Türkiye'nin müttefiklerine; Batı yanlısı oldukları, NATO'yu benimsedikleri ve AB üyeliği için çalışacakları mesajını veriyorlar... Sonuçlar; onyıllar boyunca, koalisyon manevraları ile iktidara tutunan merkez politikacılara yönelik büyüyen öfkeyi de yansıtıyor.
Christian Science Monitor (ABD)
Dindar Türk İktidara Sıçradı Ekonomi derecesi olan Abdullah Gül, akıcı bir İngilizce ile konuşuyor. Gül, İslami eğilimli bir siyasi kampın ılımlı yüzü olarak tanınmakta. Perşembe günü verdiği bir röportajda, "AKP hükümeti dünya barışına katkıda bulunacaktır. Müslüman kimlikli bir ülkenin şeffaf ve demokratik olabileceğini kanıtlayabiliriz" diyordu... Gül, iktisat alanında master yaptı, araştırma için İngiltere'ye gitti ve sonra İstanbul'a döndü. İslami Kalkınma Bankası'na girdi ve yıllar boyunca yurtdışına gidip geldi. En uzun yurtdışı adresi, 1983-91 ile Suudi Arabistan'ın Cidde kenti oldu. 12 yıl önce ABD'ye yaptığı bir iş gezisinde, Erkan Topal ile çalıştı. Topal, şimdi Gül'ün mali danışmanı. Topal'a göre Gül, Amerikan bakış açısını kavramaya hevesliydi... Gül başbakan olsa bile, Tayyip Erdoğan perde arkasında olabilecek. Ama başka bir teoriye göre, Gül'ün kendi taraftarları, laik çevrelerde ve dünyada daha iyi bir saygınlığı var. Bu nedenle Erdoğan, onu başbakanlıktan uzak tutarak, daha kolaylıkla kontrol edebileceği birini koltuğa oturtabilir... Gül, AKP hükümetinin faiz oranlarını düşüreceğini, yapısal reformlara girişeceğini ve IMF ile işbirliği yapacağını söylüyor... Ancak diğer dış politika konuları biraz karışık. Gül, "İnançlarımızı bir kenara atamayız. İslam ülkeleriyle daha iyi ilişkiler kurmaya çalışacağız. İran ile daha iyi ticari ilişkilerimiz olmalı." Abdullah Gül, Irak krizinin farklı yollardan çözülebileceğini söyledikten sonra, Saddam Hüseyin'i ima ederek ekliyor: "Eğer Müslümanlar yanlış bir iş yaparsa, biz bunu haklı çıkarıp doğru demeyiz. Yanlış, yanlıştır."
New York Times (ABD)
Türk Seçmen Liderleri Kovdu Tayyip Erdoğan; Avrupa'ya girmek ve ABD ile güçlü ilişkileri sürdürmek konusunda kararlı olduklarını belirtti. Bir zamanlar AB'ye girmeye karşı olan Erdoğan, seçim gecesi, öncelikli işinin AB üyeliği müzakereleri olduğunu belirtti.
The Times (İngiltere)
İslamcılar Büyük Zaferi Kutluyor ... Laik medya; sevilmeyen lideri Deniz Baykal'a rağmen, seçmenin CHP'yi desteklemesini istiyordu. Ama yeterli olmadı. CHP, yüzde 19.2 oy ve 182 sandalye aldı... AKP ve CHP dışında hiçbir parti varlık gösteremedi. Bunlar arasında, milyarder medya patronu Cem Uzan'ın Genç Parti'si ve DEHAP da bulunuyor. Böylece, seçmenin yüzde 35'ten fazlası Meclis'te temsil bulamadı. Medyanın, İslamcıların iktidara gelmesine dair yazdığı felaket senaryosuna rağmen, ılımlı yorumcular farklı düşünüyor. Bu çevreler; yeni hükümetin Irak savaşı, AB üyeliği ve IMF programının uygulanması konularında gerekeni yapacağını söylüyorlar.
Washington Post (ABD)
İslami Partinin Büyük Zaferi Kökleri siyasi İslam'da olan bir parti, Türk seçimlerinde kesin bir zafer kazandı. Bu, ABD'nin kilit bir stratejik müttefiki olan ve Washington'un, İslam dünyasına demokratik örnek olarak gösterdiği bir ülkedeki köklü laik geleneğe olası bir meydan okuma... Tayyip Erdoğan, Amerikalı muhabirlerin sorularını yanıtlarken, birçok Türk tarafından Irak konusunda paylaşılan endişeleri dile getirdi. Ama aynı zamanda, ABD'nin "Türkiye'nin doğal müttefiki" olduğunu söyledi ve bu ilişkinin "güçlenerek ilerleyeceğini" belirtti.
Belçika medyası
Ilımlı İslamcılar Kazandı Türkiye'deki seçim sonuçlarının AB tarafından "büyüteç altına alındığını" belirten Belçika radyo ve televizyonları, "Aşırı dinci bir partinin küllerinden doğan AKP'nin verdiği sözleri tutup tutmayacağını görmek gerekeceğini" ifade ettiler. Seçim sonuçlarının "Türkiye'de istikrarı garanti etmekten uzak olduğu" ileri sürülen radyo ve televizyon haberlerinde, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin laiklik ilkesine bağlı kaldığı" üzerinde duruldu. Brüksel'deki ilk gözlemlere göre, AB çevreleri ve Belçika kamuoyu, Fransa, Lüksemburg ve Belçika televizyonlarının haberlerinden olumsuz etkileniyorlar. Bu televizyonlar, "Türkiye'de İslamcı bir partinin iktidara geldiğini" duyurdular ve haberlerinde kullandıkları görüntülerde, çarşaflı kadınlar, sakallı erkekler gösterdiler. Brüksel'deki yabancı gazeteciler de, "AKP'yi yeteri kadar tanımamaktan" yakınarak, AB Komisyonu'nun bugün yapması beklenen ilk değerlendirmeyi merakla beklediklerini ifade ediyorlar.
İtalyan medyası
Tek Başına İktidar İtalya'nın yüksek tirajlı merkez sağ görüşlü gazetesi Corriere della Sera, internetteki sitesinde, Türkiye'deki seçimleri ana sayfasından duyurdu ve "Türkiye: İslami Partinin Zaferine Doğru" başlığını attı. Corriere della Sera, "Türk politikasında deprem" ifadesini kullandı. Gazete, "AK Parti'nin parlamentoda mutlak çoğunluğu elde etmesi durumunda, Türk Devleti'nin laikliği krize girebilecek" yorumunda bulundu. Sol görüşlü La Repubblica gazetesinin sitesinde, "Türkiye: İslamcıların zaferi", merkez sağ görüşlü La Stampa'nın internet sitesinde de, "Türkiye: İslami partinin açık zaferi" başlığını kullanıldı. İtalyan devlet televizyonu Rai1, "İslami partinin zaferi" ifadesiyle haberine girdi.
Alman medyası
AKP Avrupa yanlısı Alman gazeteleri, AKP'nin Türkiye'nin AB üyeliğinden yana olduğuna dikkat çekti. Frankfurter Allgemeine gazetesi, "Erdoğan'ın partisi salt çoğunluğu sağladı" başlığıyla verdiği haberde, koalisyon ortağı iktidar partilerinin hiçbirinin yüzde 10'luk barajı aşamadığına dikkat çekti ve 1983 yılından bu yana ilk kez bir partinin tek başına iktidara geleceğini yazdı. Gazete, halkın, ekonomik krizin faturasını Başbakan Ecevit'e çıkardığı görüşüne de yer verdi. Yorumda, AKP'yi Kıbrıs, AB, Irak ve IMF gibi önemli konuların beklediği belirtildi. Die Welt gazetesi "Ilımlı dinciler Türkiye'deki seçimleri kazandı" başlığıyla verdiği haberde, AKP'nin Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğine dikkat çekti. Gazete, Erdoğan'ın IMF ile işbirliğini sürdüreceğini ve Türkiye'nin yabancı yatırımcılara her zaman açık olduğunu belirttiğini yazdı. Frankfurter Rundschau gazetesinin, seçim sonuçlarına ilişkin haberinde, birinci sayfada iki çarşaflı kadının fotoğrafına yer verdiği görüldü.
Fransız medyası
Bekleyip görelim Liberation gazetesinin "Laboratuvar" başlıklı başyazısında, "AKP iktidarını bekleyip görmek gerekir" ve "Ekonomik krizin getirdiği sıkıntılar AKP'nin zaferinde önemli rol oynadı" gibi ifadelere yer verildi. "Sonuçların sadece İslamcıların zaferi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini" yazan gazete, Tayyip Erdoğan'ın seçim zaferinde, İstanbul'da Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde elde ettiği başarının da rol oynadığını yazdı. Gazete, "Bakalım, görelim... Avrupa'da Hristiyan demokrasi olduğu gibi, Türkiye'de İslamcı demokrasi mi olacak? İslamcılar ile ordu arasında riskli bir satranç oyunu oynanacak. Avrupalılar hem İslamcılara, hem orduya AB'ye girmek için demokrasi ve hoşgörünün şart olduğunu hatırlatmak zorunda" ifadelerine yer verdi. Le Figaro gazetesi ise "geleneksel partilerin çöktüğü" ifadesini kullandı. Gazete, Kıbrıs ve Irak gibi hassas konularda AK Parti hükümetinin yeni bir politika izlemesinin mümkün olmadığını belirtti.
Rus medyası
Sorunlar kapıda bekliyor Rus basını, AKP'yi, "ekonomik kriz, Türkiye'nin AB'ye üyeliği, Kıbrıs sorunu ve Irak bunalımı" gibi önemli sorunların beklediğine dikkat çekti. Ülkenin en çok dinlenen haber radyosu Eho Moskova, AKP'nin, "BM Güvenlik Konseyi'nden karar çıksa bile ABD'nin Irak'a müdahale etmesine karşı çıkacağını" savundu. RIA ajansı, "seçim sonucunun, ülkeyi krize sokan hükümete karşı seçmenin tavrını ortaya koyduğunu" ifade etti. RIA ve İtar-Tass, AKP'yi "İslamcı parti" olarak nitelediler. Vremya Novostey gazetesi de AKP'nin "değişen İslamcıların partisi" olduğunu belirtti ve "İslamcılar, Avrupa Birliği'ni tercih ediyor" başlığıyla verdiği haberde, "Erdoğan, Batı'ya yönelik siyaset güdeceğini ve Türkiye'nin AB'ye girmesi için çaba göstereceğini vaat ediyor" denildi. İş çevrelerine hitap eden Kommersant gazetesi, "Türk İslamcılar, Alman Hristiyan Demokratlar gibi olduklarını belirtiyorlar" görüşünü dile getirdiği yorumda, AK Parti'nin Türkiye'de siyaseti "İslamlaştıracağı" suçlamalarını reddettiğini belirterek, "seçmen de verdiği destekle buna inanmış görünüyor" ifadesini kullandı.
Yunan ve Rum basını tedirgin Yunan basını, genel seçimlerin Türkiye'de tek partiyi iktidara getirdiği, "ancak istikrar getirip getirmeyeceğinin bilinmediği" yorumunu yaptı. "İslamcı" olarak niteledikleri AKP'nin büyük zafer kazandığını kaydeden gazeteler, AB-Türkiye ilişkileri, Kıbrıs Rum kesiminin AB üyeliği, Türk-Yunan ilişkileri ve Türk ordusunun tepkisinin ne olacağının merak konusu olduğunu yazdılar. "Türk seçmenlerin fakirliğe ve yozlaşmış kurulu düzene isyan ettikleri" yorumunu yapan Apoyevmatini gazetesi, AKP'nin halkın hoşnutsuzluğundan yararlanarak tek başına iktidara gelmesinin, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs'a nasıl yansıyacağının merak edildiğini belirtti.
Eskiler emekliye sevk edildi "İslam'ın zaferi" başlığını kullanan Elefteros Tipos gazetesi ise, haberine ikinci başlık olarak "Başbakan arıyorlar" ifadesini seçti. Ekonomik krizin "yasaklı lideri iktidara getirdiği" yorumunu yapan gazete, "Türk halkı ekonomik krizin sorumlusu olarak gördüğü tüm eski partileri emekliye sevk etti ve ortaya yeni çıkan partilerin de ihtiraslarının kanatlarını kesti" ifadesini kullandı. "Atina'nın Yeni Türkiye Partisi (YTP) Başkanı İsmail Cem'e büyük yatırım yapmakla hata ettiğinin de ortaya çıktığını" belirten Elefteros Tipos, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın seçimlerden önce Başbakan Kostas Simitis'e mektup göndererek Atina'ya gelmek istediğini belirttiğini hatırlattı ve "Başbakan Simitis ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu bu ziyaret talebini hoş karşıladılar, ancak AKP ideolojisinin kökeninin siyasi İslam olması, Yunan siyasi düzeni açısından bir şok oluşturuyor" görüşünü savundu.
Geleneksel düzen 'ezildi' Ethnos gazetesi, "Eski kurulu düzeni gömdüler" başlıklı haberinde, Türkiye'deki geleneksel siyasi düzenin "tam anlamıyla ezildiği" yorumunu yaptı. "İslamcıların zaferi belirsizlik yaratıyor" diyen Ta Nea gazetesi ise Avrupa'nın Türk ordusunun tepkisini beklediğini öne sürdü. Ta Nea, Erdoğan'ın Atina'dan başlamak üzere AB başkentlerini ziyaret edecek olmasının "güven mektubu" sunmak olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Kıbrıs Rum basını, genel seçimlerde, "Avrupa taraftarlarının hezimete uğradığı" görüşünü savundu. Alithia gazetesi, AKP'nin tek başına iktidar olacağını, Türkiye'nin AB'ye yönelmesini isteyen partilerin ise "hezimete uğradığını" yazdı. Simerini gazetesi de oyunu kullanan kara çarşaflı bir seçmenin foroğrafını kullandığı haberine, "Yeni Türkiye'nin yüzü" başlığını attı.
BBC: İki partili meclis İngiliz yayın kuruluşu BBC, sonuçları "AKP heyelanı" şeklinde yorumladı. Bu başarının, uzun yıllardır ilk kez tek partili bir hükümet getirdiğini kaydeden BBC, mecliste sadece iki partinin temsil edileceğini hatırlattı. Yayın kuruluşu, AKP'nin hukuki sorunları nedeniyle başbakanın kim olacağının bile henüz bilinmediğine dikkat çekerek, halen hükümette olan partilerin hepsinin de barajın altında kaldığını kaydetti. Başbakan Ecevit'in, AKP ile ilgili "rejim kaygıları" taşıdığını belirten yayın kuruluşu, bu kaygının "laikliğin bekçisi olarak görülen ordu tarafından da hissedilmiş olabileceğini" öne sürdü.
'Denenmemiş parti' Batılı sermaye gruplarına hitap eden İngiliz Financial Times (FT) gazetesi, seçim sonuçlarını manşetinden verdi. Leyla Boulton imzalı haberde, AKP, "denenmemiş bir reformcu parti" olarak nitelendi ve "laik yapılanma"nın, bu partiye şüpheyle baktığı belirtildi. FT haberinde, "NATO üyesi ve yakın bir ABD müttefiki olan Türkiye, ABD'nin tartışılan Irak saldırısı ve Avrupa Birliği konusunda kritik kararlarla karşı karşıya" denilerek, AKP'nin "kucağına düşecek" olan sorunlara dikkat çekti. FT, Tayyip Erdoğan'ın önceki gece yaptığı ilk açıklamalarda IMF programını uygulayacağını ilan ettiğini hatırlattı, ancak Erdoğan'ın, bu programda bazı değişikliklerin "gerekli olabileceğini" söylemesini vurguladı.
İsrail'de endişe İsrail'de yayınlanan Ha'aretz ve Jerusalem Post gazetelerinin internet siteleri ise, AKP'nin "İslamcı kökeni"ne vurgu yapıyordu. Ha'aretz sitesinde, "AKP lideri, BM tarafından onaylanmadığı sürece Irak'a saldırılmasına karşı çıktığını söyledi. Bu tutum, Başbakan Ecevit'in tutumu ile aynı" denildi. Gazete, seçimin kurbanları olarak Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ı gösterdi. Başbakan Şaron'un politikalarını destekleyen Jerusalem Post ise, AKP'nin başarısının "stratejik bir ülke olan Türkiye'nin ne yönde ilerleyeceği sorusu nedeniyle, Batı'da ve İsrail'de heyecan yaratacağını" yazdı. Haberde, "Türkiye'nin İsrail ile yaygın ilişkileri kampanyada bir rol oynamadı. AKP yetkilileri de, Türkiye'nin ikili ilişkilerini değiştirmeyi düşünmediklerini söylüyorlar. Türkiye, İsrail'in dış kenar stratejisinde bir mihenk taşı. İsrail, Türkiye sayesinde, iç kenarındaki Arap ülkelerinin düşmanca tutumuna karşı, periferindeki Arap olmayan ülkeler ile yakın ilişki kurabiliyor. İki ülke; savunma, istihbarat ve ticari alanlarda yakın bağlara sahip" denildi.
Hepsi 'ordu' diyor Jerusalem Post da, ordunun Türk siyasetindeki yerine dikkat çekerek, "Yaygın kanı o ki, ordu, ülkenin laik niteliğinin riske girdiğini düşünürse yeniden harekete geçebilir" iddiasında bulundu. Herald Tribune gazetesinin AP'ye dayanarak verdiği haberde ise, AKP'nin "laiklik, AB üyeliği ve IMF programına destek vererek, kamuoyunu ve piyasaları yatıştırmaya giriştiği" belirtildi. Herald Tribune, Tayyip Erdoğan'ın Dow Jones ajansına verdiği önemli bir demece de dikkat çekti. Erdoğan, ABD borsasının ajansı olan Dow Jones'a, "Dünyaya meydan okumaya niyetimiz yok. Bizim hükümetimiz, dünyayla uyum içinde olacaktır" diyordu. Gazetede, "AKP, kampanyası sırasında sosyal güvenliğe önem vereceğini, IMF destekli ekonomik programı destekleyeceğini söyledi. Ayrıca, eğer BM onayı olursa ABD'nin Irak operasyonuna destek vereceğini ima etti. Ancak laik yapılanma içindeki pek çok unsur, partinin ordu ile çatışabileceği endişesini taşıyor. ABD'nin Irak'a savaş açmaya hazırlandığı, Türkiye'nin ise 2 milyon işsiz yaratan ekonomik krizden çıkmaya başladığı bir dönemde bu istikrarsızlık olumsuz olacaktır" denildi.
BATI MEDYASINDA SEÇİM SONUÇLARI
The Guardian (İngiltere)
İslamcı Parti Sildi Süpürdü Kendilerinin dinsel temellere dayandığını reddeden AKP'nin politikacıları, "muhafazakâr demokrat" olduklarını söylüyorlar. Türkiye'nin müttefiklerine; Batı yanlısı oldukları, NATO'yu benimsedikleri ve AB üyeliği için çalışacakları mesajını veriyorlar... Sonuçlar; onyıllar boyunca, koalisyon manevraları ile iktidara tutunan merkez politikacılara yönelik büyüyen öfkeyi de yansıtıyor.
Christian Science Monitor (ABD)
Dindar Türk İktidara Sıçradı Ekonomi derecesi olan Abdullah Gül, akıcı bir İngilizce ile konuşuyor. Gül, İslami eğilimli bir siyasi kampın ılımlı yüzü olarak tanınmakta. Perşembe günü verdiği bir röportajda, "AKP hükümeti dünya barışına katkıda bulunacaktır. Müslüman kimlikli bir ülkenin şeffaf ve demokratik olabileceğini kanıtlayabiliriz" diyordu... Gül, iktisat alanında master yaptı, araştırma için İngiltere'ye gitti ve sonra İstanbul'a döndü. İslami Kalkınma Bankası'na girdi ve yıllar boyunca yurtdışına gidip geldi. En uzun yurtdışı adresi, 1983-91 ile Suudi Arabistan'ın Cidde kenti oldu. 12 yıl önce ABD'ye yaptığı bir iş gezisinde, Erkan Topal ile çalıştı. Topal, şimdi Gül'ün mali danışmanı. Topal'a göre Gül, Amerikan bakış açısını kavramaya hevesliydi... Gül başbakan olsa bile, Tayyip Erdoğan perde arkasında olabilecek. Ama başka bir teoriye göre, Gül'ün kendi taraftarları, laik çevrelerde ve dünyada daha iyi bir saygınlığı var. Bu nedenle Erdoğan, onu başbakanlıktan uzak tutarak, daha kolaylıkla kontrol edebileceği birini koltuğa oturtabilir... Gül, AKP hükümetinin faiz oranlarını düşüreceğini, yapısal reformlara girişeceğini ve IMF ile işbirliği yapacağını söylüyor... Ancak diğer dış politika konuları biraz karışık. Gül, "İnançlarımızı bir kenara atamayız. İslam ülkeleriyle daha iyi ilişkiler kurmaya çalışacağız. İran ile daha iyi ticari ilişkilerimiz olmalı." Abdullah Gül, Irak krizinin farklı yollardan çözülebileceğini söyledikten sonra, Saddam Hüseyin'i ima ederek ekliyor: "Eğer Müslümanlar yanlış bir iş yaparsa, biz bunu haklı çıkarıp doğru demeyiz. Yanlış, yanlıştır."
New York Times (ABD)
Türk Seçmen Liderleri Kovdu Tayyip Erdoğan; Avrupa'ya girmek ve ABD ile güçlü ilişkileri sürdürmek konusunda kararlı olduklarını belirtti. Bir zamanlar AB'ye girmeye karşı olan Erdoğan, seçim gecesi, öncelikli işinin AB üyeliği müzakereleri olduğunu belirtti.
The Times (İngiltere)
İslamcılar Büyük Zaferi Kutluyor ... Laik medya; sevilmeyen lideri Deniz Baykal'a rağmen, seçmenin CHP'yi desteklemesini istiyordu. Ama yeterli olmadı. CHP, yüzde 19.2 oy ve 182 sandalye aldı... AKP ve CHP dışında hiçbir parti varlık gösteremedi. Bunlar arasında, milyarder medya patronu Cem Uzan'ın Genç Parti'si ve DEHAP da bulunuyor. Böylece, seçmenin yüzde 35'ten fazlası Meclis'te temsil bulamadı. Medyanın, İslamcıların iktidara gelmesine dair yazdığı felaket senaryosuna rağmen, ılımlı yorumcular farklı düşünüyor. Bu çevreler; yeni hükümetin Irak savaşı, AB üyeliği ve IMF programının uygulanması konularında gerekeni yapacağını söylüyorlar.
Washington Post (ABD)
İslami Partinin Büyük Zaferi Kökleri siyasi İslam'da olan bir parti, Türk seçimlerinde kesin bir zafer kazandı. Bu, ABD'nin kilit bir stratejik müttefiki olan ve Washington'un, İslam dünyasına demokratik örnek olarak gösterdiği bir ülkedeki köklü laik geleneğe olası bir meydan okuma... Tayyip Erdoğan, Amerikalı muhabirlerin sorularını yanıtlarken, birçok Türk tarafından Irak konusunda paylaşılan endişeleri dile getirdi. Ama aynı zamanda, ABD'nin "Türkiye'nin doğal müttefiki" olduğunu söyledi ve bu ilişkinin "güçlenerek ilerleyeceğini" belirtti.
Belçika medyası
Ilımlı İslamcılar Kazandı Türkiye'deki seçim sonuçlarının AB tarafından "büyüteç altına alındığını" belirten Belçika radyo ve televizyonları, "Aşırı dinci bir partinin küllerinden doğan AKP'nin verdiği sözleri tutup tutmayacağını görmek gerekeceğini" ifade ettiler. Seçim sonuçlarının "Türkiye'de istikrarı garanti etmekten uzak olduğu" ileri sürülen radyo ve televizyon haberlerinde, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin laiklik ilkesine bağlı kaldığı" üzerinde duruldu. Brüksel'deki ilk gözlemlere göre, AB çevreleri ve Belçika kamuoyu, Fransa, Lüksemburg ve Belçika televizyonlarının haberlerinden olumsuz etkileniyorlar. Bu televizyonlar, "Türkiye'de İslamcı bir partinin iktidara geldiğini" duyurdular ve haberlerinde kullandıkları görüntülerde, çarşaflı kadınlar, sakallı erkekler gösterdiler. Brüksel'deki yabancı gazeteciler de, "AKP'yi yeteri kadar tanımamaktan" yakınarak, AB Komisyonu'nun bugün yapması beklenen ilk değerlendirmeyi merakla beklediklerini ifade ediyorlar.
İtalyan medyası
Tek Başına İktidar İtalya'nın yüksek tirajlı merkez sağ görüşlü gazetesi Corriere della Sera, internetteki sitesinde, Türkiye'deki seçimleri ana sayfasından duyurdu ve "Türkiye: İslami Partinin Zaferine Doğru" başlığını attı. Corriere della Sera, "Türk politikasında deprem" ifadesini kullandı. Gazete, "AK Parti'nin parlamentoda mutlak çoğunluğu elde etmesi durumunda, Türk Devleti'nin laikliği krize girebilecek" yorumunda bulundu. Sol görüşlü La Repubblica gazetesinin sitesinde, "Türkiye: İslamcıların zaferi", merkez sağ görüşlü La Stampa'nın internet sitesinde de, "Türkiye: İslami partinin açık zaferi" başlığını kullanıldı. İtalyan devlet televizyonu Rai1, "İslami partinin zaferi" ifadesiyle haberine girdi.
Alman medyası
AKP Avrupa yanlısı Alman gazeteleri, AKP'nin Türkiye'nin AB üyeliğinden yana olduğuna dikkat çekti. Frankfurter Allgemeine gazetesi, "Erdoğan'ın partisi salt çoğunluğu sağladı" başlığıyla verdiği haberde, koalisyon ortağı iktidar partilerinin hiçbirinin yüzde 10'luk barajı aşamadığına dikkat çekti ve 1983 yılından bu yana ilk kez bir partinin tek başına iktidara geleceğini yazdı. Gazete, halkın, ekonomik krizin faturasını Başbakan Ecevit'e çıkardığı görüşüne de yer verdi. Yorumda, AKP'yi Kıbrıs, AB, Irak ve IMF gibi önemli konuların beklediği belirtildi. Die Welt gazetesi "Ilımlı dinciler Türkiye'deki seçimleri kazandı" başlığıyla verdiği haberde, AKP'nin Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğine dikkat çekti. Gazete, Erdoğan'ın IMF ile işbirliğini sürdüreceğini ve Türkiye'nin yabancı yatırımcılara her zaman açık olduğunu belirttiğini yazdı. Frankfurter Rundschau gazetesinin, seçim sonuçlarına ilişkin haberinde, birinci sayfada iki çarşaflı kadının fotoğrafına yer verdiği görüldü.
Fransız medyası
Bekleyip görelim Liberation gazetesinin "Laboratuvar" başlıklı başyazısında, "AKP iktidarını bekleyip görmek gerekir" ve "Ekonomik krizin getirdiği sıkıntılar AKP'nin zaferinde önemli rol oynadı" gibi ifadelere yer verildi. "Sonuçların sadece İslamcıların zaferi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini" yazan gazete, Tayyip Erdoğan'ın seçim zaferinde, İstanbul'da Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde elde ettiği başarının da rol oynadığını yazdı. Gazete, "Bakalım, görelim... Avrupa'da Hristiyan demokrasi olduğu gibi, Türkiye'de İslamcı demokrasi mi olacak? İslamcılar ile ordu arasında riskli bir satranç oyunu oynanacak. Avrupalılar hem İslamcılara, hem orduya AB'ye girmek için demokrasi ve hoşgörünün şart olduğunu hatırlatmak zorunda" ifadelerine yer verdi. Le Figaro gazetesi ise "geleneksel partilerin çöktüğü" ifadesini kullandı. Gazete, Kıbrıs ve Irak gibi hassas konularda AK Parti hükümetinin yeni bir politika izlemesinin mümkün olmadığını belirtti.
Rus medyası
Sorunlar kapıda bekliyor Rus basını, AKP'yi, "ekonomik kriz, Türkiye'nin AB'ye üyeliği, Kıbrıs sorunu ve Irak bunalımı" gibi önemli sorunların beklediğine dikkat çekti. Ülkenin en çok dinlenen haber radyosu Eho Moskova, AKP'nin, "BM Güvenlik Konseyi'nden karar çıksa bile ABD'nin Irak'a müdahale etmesine karşı çıkacağını" savundu. RIA ajansı, "seçim sonucunun, ülkeyi krize sokan hükümete karşı seçmenin tavrını ortaya koyduğunu" ifade etti. RIA ve İtar-Tass, AKP'yi "İslamcı parti" olarak nitelediler. Vremya Novostey gazetesi de AKP'nin "değişen İslamcıların partisi" olduğunu belirtti ve "İslamcılar, Avrupa Birliği'ni tercih ediyor" başlığıyla verdiği haberde, "Erdoğan, Batı'ya yönelik siyaset güdeceğini ve Türkiye'nin AB'ye girmesi için çaba göstereceğini vaat ediyor" denildi. İş çevrelerine hitap eden Kommersant gazetesi, "Türk İslamcılar, Alman Hristiyan Demokratlar gibi olduklarını belirtiyorlar" görüşünü dile getirdiği yorumda, AK Parti'nin Türkiye'de siyaseti "İslamlaştıracağı" suçlamalarını reddettiğini belirterek, "seçmen de verdiği destekle buna inanmış görünüyor" ifadesini kullandı.
Yunan ve Rum basını tedirgin Yunan basını, genel seçimlerin Türkiye'de tek partiyi iktidara getirdiği, "ancak istikrar getirip getirmeyeceğinin bilinmediği" yorumunu yaptı. "İslamcı" olarak niteledikleri AKP'nin büyük zafer kazandığını kaydeden gazeteler, AB-Türkiye ilişkileri, Kıbrıs Rum kesiminin AB üyeliği, Türk-Yunan ilişkileri ve Türk ordusunun tepkisinin ne olacağının merak konusu olduğunu yazdılar. "Türk seçmenlerin fakirliğe ve yozlaşmış kurulu düzene isyan ettikleri" yorumunu yapan Apoyevmatini gazetesi, AKP'nin halkın hoşnutsuzluğundan yararlanarak tek başına iktidara gelmesinin, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs'a nasıl yansıyacağının merak edildiğini belirtti.
Eskiler emekliye sevk edildi "İslam'ın zaferi" başlığını kullanan Elefteros Tipos gazetesi ise, haberine ikinci başlık olarak "Başbakan arıyorlar" ifadesini seçti. Ekonomik krizin "yasaklı lideri iktidara getirdiği" yorumunu yapan gazete, "Türk halkı ekonomik krizin sorumlusu olarak gördüğü tüm eski partileri emekliye sevk etti ve ortaya yeni çıkan partilerin de ihtiraslarının kanatlarını kesti" ifadesini kullandı. "Atina'nın Yeni Türkiye Partisi (YTP) Başkanı İsmail Cem'e büyük yatırım yapmakla hata ettiğinin de ortaya çıktığını" belirten Elefteros Tipos, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın seçimlerden önce Başbakan Kostas Simitis'e mektup göndererek Atina'ya gelmek istediğini belirttiğini hatırlattı ve "Başbakan Simitis ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu bu ziyaret talebini hoş karşıladılar, ancak AKP ideolojisinin kökeninin siyasi İslam olması, Yunan siyasi düzeni açısından bir şok oluşturuyor" görüşünü savundu.
Geleneksel düzen 'ezildi' Ethnos gazetesi, "Eski kurulu düzeni gömdüler" başlıklı haberinde, Türkiye'deki geleneksel siyasi düzenin "tam anlamıyla ezildiği" yorumunu yaptı. "İslamcıların zaferi belirsizlik yaratıyor" diyen Ta Nea gazetesi ise Avrupa'nın Türk ordusunun tepkisini beklediğini öne sürdü. Ta Nea, Erdoğan'ın Atina'dan başlamak üzere AB başkentlerini ziyaret edecek olmasının "güven mektubu" sunmak olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Kıbrıs Rum basını, genel seçimlerde, "Avrupa taraftarlarının hezimete uğradığı" görüşünü savundu. Alithia gazetesi, AKP'nin tek başına iktidar olacağını, Türkiye'nin AB'ye yönelmesini isteyen partilerin ise "hezimete uğradığını" yazdı. Simerini gazetesi de oyunu kullanan kara çarşaflı bir seçmenin foroğrafını kullandığı haberine, "Yeni Türkiye'nin yüzü" başlığını attı.
Evrensel'i Takip Et