29 Ekim 2002 22:00
Gizli silah programı
Moskova'daki kanlı "rehine kurtarma" operasyonunda kullanılan kimyasal gazı bahane eden ABD, Rus hükümeti üzerindeki baskısını artırıyor. Oysa Amerikan hükümetinin kendi kimyasal silah planları, hiç de masum değil.
Avrupa ve Amerikalı bilimciler; Washington yönetiminin, uluslararası anlaşmalara aykırı olan yeni nesil ve ölümcül silahlar geliştirdiğini duyurdu.
ABD-İngiltere işbirliği Biyolojik ve kimyasal savaş konularında uzman olan araştırmacıların açıklamasına göre; ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve İngiliz ordusu, bu konuda işbirliği içinde. İki devlet, Rusya tarafından Çeçenlere karşı kullanılan tipte, sözde "ölümcül olmayan" gazlar gibi silahlar üzerinde duruyor. Bilimciler, ABD'nin Irak'a saldırı düzenleme gerekçesinin, "kitle imha silahları" olduğunu hatırlatarak, ortada bir ikiyüzlülük olduğuna dikkat çektiler.
Halklara karşı İngiltere'deki Bradford Üniversitesi'nden uluslararası güvenlik profesörü Malcolm Dando ile ABD'deki California Üniversitesi'nden mikrobiyoloji uzmanı Mark Wheelis'in açıklamaları, yankı yarattı. İki bilimci, ABD'nin "biyolojik salkım bombaları, şarbon, halk kitlelerine karşı kullanılacak ölümcül olmayan silahlar" geliştirmeye çalıştığını ve bu faaliyetin, uluslararası silahsızlanma anlaşmalarına tamamen aykırı olduğunu dile getirdiler. İki akademisyenin raporu, önümüzdeki günlerde Atom Bilimcileri Bülteni'nde yayımlanacak. Rapor, 1972 tarihli Biyolojik Silahlar Konvansiyonu'nu geçersiz kılmaya yönelik son hamlelere odaklanıyor. ABD, geçen temmuz ayında bu konvansiyonun güçlendirilmesine karşı çıkarak büyük tepkiye sebep olmuştu.
Akıl almaz projeler Prof. Dando, Washing-ton'un bu tutumunun sebebinin, "ABD'nin biyolojik silah araştırmaları üzerindeki gizlilik perdesini korumak" olduğunu dile getirdi. Dando'nun açıklamalarına göre, araştırmalar şu konularda yoğunlaşıyor: Biyolojik silah yaymak için tasarlanmış bir Sovyet salkım bombasının CIA tarafından taklit edilmesi.
Serbestçe satılan ticari malzemeler kullanarak, bir biyolojik silah tesisi inşa etmek. Böylece, "teröristlerin de aynı şeyi yapabileceği" kanıtlanmış olacak.
Savunma İstihbarat Ajansı'nın antibiyotiğe dirençli şarbon geliştirme çabası.
Resmi olarak "ABD biyolojik savunmasının sınanması" amacıyla, kurutulmuş ve silah haline getirilmiş şarbon sporlarının üretilmesi. Ancak iddialara göre, bu amaca ulaşmak için yeterli miktardan çok fazla şarbon üretildi. Bu zehirli maddenin imha edilip edilmediği bilinmiyor.
Yasalara aykırı ABD hükümeti, bugüne dek bütün bu projelerin "savunma" amacını taşıdığını öne sürdü. Ancak bu gerekçe, araştırmaların Biyolojik Silah Konvansiyonu'na aykırılığını değiştirmiyor.
Moskova ilk örnek Moskova'daki kanlı operasyon ile ilgili gelişmeleri "takip ettiğini" söyleyen Washington yönetimi, Rus timlerinin kullandığına benzer zehirli gazlar geliştirmekte de sakınca görmüyor. Bu silahlar arasında, "öldürmeden" etkisiz kılan ve halk kitlelerine karşı kullanılmak üzere üretilen "sakinleştiriciler" de var. Prof. Dando, "Moskova'da yaşananlar, yaklaşan felaketin habercisi. Yaşam bilimlerindeki devrim, savaş yöntemi haline getirilebiliyor. Moskova, belanın ilk örneklerinden biri" diye konuştu. Merkezi Washington'da bulunan Barış Enstitüsü'nden kimyasal silah uzmanı Jonathan Tucker ise, gizli araştırmaların ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı bir enstitü tarafından yürütüldüğünü, paranın da Pentagon'dan geldiğini kaydetti.
WASHINGTON'UN KİMYASAL GAZ BASKISI Moskova'daki tiyatroda rehine krizini sona erdirmek için düzenlenen kanlı operasyonu "kutlayan" ABD, yavaş yavaş tutum değiştirmeye başladı. Amerikalı yetkililer, Rus özel timlerinin kullandığı zehirli gazın mahiyetiyle ilgili Rusya'dan bilgi istedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, yine de, uluslararası anlaşmalara aykırı şekilde kimyasal silah niteliği taşıyan bir gazı kullandığı şüphelerini üzerine çeken Rusya'ya yüklenmekten kaçınarak, söz konusu gazın mahiyeti konusunda bilgi istediklerini söylemekle yetindi. Boucher, bu bilgi kendilerine ulaşana kadar yorum yapmasının doğru olmayacağını belirtti. Boucher ayrıca, Çeçen sorununun askeri yöntemlerle çözülemediğinin görüldüğünü belirterek, "siyasi uzlaşma" çağrısı yaptı. Diğer yandan, Moscow Times'ın dünkü haberine göre ABD'nin Moskova Büyükelçiliği, kullanılan gazın sinir gazları sınıfına girmeyen "opiat" olduğunu düşünüyor. Bu maddenin insan duyularını körelttiği veya öldürdüğü, ancak bununla da kalmayabileceği, solunum ve dolaşım sistemini çökerterek koma ve ölümlere neden olabileceği de kaydedildi. Doktorlar da, operasyon sonrasında rehineler üzerinde bu tür etkiler saptamıştı. Rusya'nın NTV televizyonunun da, operasyon bölgesinde çalışan ilk yardım ekiplerine, "gaz etkisinde bulunan rehinelere Nalaxone adlı ilacın enjekte edilmesi emri verildiğini" duyurduğu belirtiliyor. Bu ilacın, aşırı dozda morfin veya eroin alanları komadan kurtarmak için kullanıldığı kaydedildi.
ABD-İngiltere işbirliği Biyolojik ve kimyasal savaş konularında uzman olan araştırmacıların açıklamasına göre; ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve İngiliz ordusu, bu konuda işbirliği içinde. İki devlet, Rusya tarafından Çeçenlere karşı kullanılan tipte, sözde "ölümcül olmayan" gazlar gibi silahlar üzerinde duruyor. Bilimciler, ABD'nin Irak'a saldırı düzenleme gerekçesinin, "kitle imha silahları" olduğunu hatırlatarak, ortada bir ikiyüzlülük olduğuna dikkat çektiler.
Halklara karşı İngiltere'deki Bradford Üniversitesi'nden uluslararası güvenlik profesörü Malcolm Dando ile ABD'deki California Üniversitesi'nden mikrobiyoloji uzmanı Mark Wheelis'in açıklamaları, yankı yarattı. İki bilimci, ABD'nin "biyolojik salkım bombaları, şarbon, halk kitlelerine karşı kullanılacak ölümcül olmayan silahlar" geliştirmeye çalıştığını ve bu faaliyetin, uluslararası silahsızlanma anlaşmalarına tamamen aykırı olduğunu dile getirdiler. İki akademisyenin raporu, önümüzdeki günlerde Atom Bilimcileri Bülteni'nde yayımlanacak. Rapor, 1972 tarihli Biyolojik Silahlar Konvansiyonu'nu geçersiz kılmaya yönelik son hamlelere odaklanıyor. ABD, geçen temmuz ayında bu konvansiyonun güçlendirilmesine karşı çıkarak büyük tepkiye sebep olmuştu.
Akıl almaz projeler Prof. Dando, Washing-ton'un bu tutumunun sebebinin, "ABD'nin biyolojik silah araştırmaları üzerindeki gizlilik perdesini korumak" olduğunu dile getirdi. Dando'nun açıklamalarına göre, araştırmalar şu konularda yoğunlaşıyor:
Yasalara aykırı ABD hükümeti, bugüne dek bütün bu projelerin "savunma" amacını taşıdığını öne sürdü. Ancak bu gerekçe, araştırmaların Biyolojik Silah Konvansiyonu'na aykırılığını değiştirmiyor.
Moskova ilk örnek Moskova'daki kanlı operasyon ile ilgili gelişmeleri "takip ettiğini" söyleyen Washington yönetimi, Rus timlerinin kullandığına benzer zehirli gazlar geliştirmekte de sakınca görmüyor. Bu silahlar arasında, "öldürmeden" etkisiz kılan ve halk kitlelerine karşı kullanılmak üzere üretilen "sakinleştiriciler" de var. Prof. Dando, "Moskova'da yaşananlar, yaklaşan felaketin habercisi. Yaşam bilimlerindeki devrim, savaş yöntemi haline getirilebiliyor. Moskova, belanın ilk örneklerinden biri" diye konuştu. Merkezi Washington'da bulunan Barış Enstitüsü'nden kimyasal silah uzmanı Jonathan Tucker ise, gizli araştırmaların ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı bir enstitü tarafından yürütüldüğünü, paranın da Pentagon'dan geldiğini kaydetti.
WASHINGTON'UN KİMYASAL GAZ BASKISI Moskova'daki tiyatroda rehine krizini sona erdirmek için düzenlenen kanlı operasyonu "kutlayan" ABD, yavaş yavaş tutum değiştirmeye başladı. Amerikalı yetkililer, Rus özel timlerinin kullandığı zehirli gazın mahiyetiyle ilgili Rusya'dan bilgi istedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, yine de, uluslararası anlaşmalara aykırı şekilde kimyasal silah niteliği taşıyan bir gazı kullandığı şüphelerini üzerine çeken Rusya'ya yüklenmekten kaçınarak, söz konusu gazın mahiyeti konusunda bilgi istediklerini söylemekle yetindi. Boucher, bu bilgi kendilerine ulaşana kadar yorum yapmasının doğru olmayacağını belirtti. Boucher ayrıca, Çeçen sorununun askeri yöntemlerle çözülemediğinin görüldüğünü belirterek, "siyasi uzlaşma" çağrısı yaptı. Diğer yandan, Moscow Times'ın dünkü haberine göre ABD'nin Moskova Büyükelçiliği, kullanılan gazın sinir gazları sınıfına girmeyen "opiat" olduğunu düşünüyor. Bu maddenin insan duyularını körelttiği veya öldürdüğü, ancak bununla da kalmayabileceği, solunum ve dolaşım sistemini çökerterek koma ve ölümlere neden olabileceği de kaydedildi. Doktorlar da, operasyon sonrasında rehineler üzerinde bu tür etkiler saptamıştı. Rusya'nın NTV televizyonunun da, operasyon bölgesinde çalışan ilk yardım ekiplerine, "gaz etkisinde bulunan rehinelere Nalaxone adlı ilacın enjekte edilmesi emri verildiğini" duyurduğu belirtiliyor. Bu ilacın, aşırı dozda morfin veya eroin alanları komadan kurtarmak için kullanıldığı kaydedildi.
Evrensel'i Takip Et