23 Ekim 2002 21:00
Türkiye çöl olmayacak
GÜNÜN YAZILARI
TEMA Vakfı, son yıllarda, ülkedeki çevre yıkımına karşı en yoğun mücadeleyi veren bir örgütmüş gibi piyasaya sürüldü. Doğal olarak birçok çevre dostu insanı da etkilemeyi başardı.
Ekim 1992'de kurulan TEMA, kuruluşundan birkaç yıl sonra Türkiye'nin gündemine oturdu. Medyada Türkiye'nin yaklaşık 50 yıl içinde çöl olacağı, bunun nedeninin erozyon olduğu ve ağaçlandırma çalışmaları yapmanın zorunluluğu yönünde uyarılar yapılmaya başlandı. Ufukta görünen kıyameti engellemenin tek yolu TEMA'ya destek vermek ve çalışmalarına aktif olarak katılmaktan geçiyordu.
TEMA'nın asıl ilgilendiği konu olan tarım alanlarının yok olması gerçekten önemli bir sorun. Ancak bunun tek nedeni erozyon değil, daha önemli başka nedenleri de var:
* Tarıma elverişli arazilerin üzerine kurulan sanayi tesisleri, turizm tesisleri, yazlık konutlar ve bu arazilerden geçen otoyollar buralardaki verimli toprağı yok ederken, sermaye sahiplerinin önemli paralar kazanmalarını sağlıyor.
* Endüstriyel atık sularla kirlenmiş akarsu ve göllerden tarımsal amaçla yapılan sulamalar toprakta önemli düzeyde iz element ve ağır metal birikimine neden olmaktadır. Bu durum toprağın fiziksel ve kimyasal niteliklerini değiştirerek verimliliğini azaltmakta ya da yetişen ürünlerin kapsamında bazı mikro besin maddeleri zehirleyici düzeylere ulaşabilmektedir.
* Tarımda verimliliği artırmak için kullanılan tüm kimyasal girdiler (bitki hormonları, tarım ilaçları, kimyasal gübreler vb.) toprağı kirletiyor. Tarım ilaçlarının büyük bir bölümü toprakta bozunmadan uzun süreler kalabilmekte, kirlenmelere yol açabilmekte ve besin zincirine taşınabilmektedir.
* Toprağın yok olmasının bir başka nedeni, ekolojik açıdan tam bir yıkım anlamına gelen genetik olarak bir örnek, monokültüre dayanan tarımsal üretimdir. Buna karşın TEMA, erozyonun nedeninin geleneksel tarım yöntemlerini uygulayan çiftçiler olduğunu, endüstriyel tarıma geçilmesi durumunda erozyonun önleneceğini vurgulamaktadır. Endüstriyel tarıma geçilmesi halinde, çokuluslu tarım sermayesine -tohum, gübre, ilaç, hormon satışı yoluyla- yeni alanlar açılacak, köylüler de işçilerin yabancılaşmaları gibi toprağa yabancılaşacaklardır.
Kurucular tekeller TEMA'nın kurucuları ve sponsorları gerek uluslararası gerekse yerli tekelci sermayenin en büyüklerinden oluşuyor. Kurucuları arasında Koç, Sabancı, Tekfen, Enka, Karaca, Altınyıldız, Bayındır; sponsorlarından ise Shell, Mercedes-Benz, Renault, Bosch, IBM, Siemens ilk akla gelenlerden. Yani vakfın kurucuları, üyeleri ve sponsorları gerek çeşitli yasal hilelerle gerekse zaten doğaya egemen olmaya ve ondan ekonomik çıkar sağlamaya yönelik olarak düzenlenmiş olan yasalara dayanarak ormanları yağmalamış kişi ve şirketlerden oluşuyor.
Koç örneği 1985'ten bu yana aralarında özel vakıf üniversitelerinin de bulunduğu 35 üniversiteye ülkenin değişik yörelerinden toplam 54 bin dekar orman alanı tahsis edilmiştir. Bunlar arasında Özel Koç Vakfı Üniversitesi'ne yapılan tahsis ilginç bir örnek oluşturuyor. Sarıyer Mavromoloz ormanında söz konusu üniversiteye Bakanlar Kurulu'nca 1992 yılında 1920 dekarlık arazi tahsis edilmiştir. Hiçbir gelişmiş ülkede örneği olmayan bu uygulama Danıştay tarafından iptal edilmesine karşın inşaat için 350 dekar alanda yer alan ağaçlar kökleri bile bırakılmadan sökülmüştür. Daha sonra vakıf üniversitelerine orman tahsisini güvenceye bağlamaya yönelik yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir. Ancak Türkiye'nin en önemli orman alanlarından birinin yok edilmesine TEMA'nın karşı çıkması gerekirken vakıf "Buraları devlet koruyamıyor, vakfa verelim, vakıf korusun" bahanesiyle gelişmeleri desteklemiştir.
TEMA suskun kalıyor TEMA'nın orman yağması üzerine daha ilginç girişimleri de var. Enka otoyol yapımı için 1.5 milyon ağacı katlediyor. Şirketin sahibi TEMA kurucularından Şarık Tara! TEMA bu katliam konusunda suskun kalırken, otoyolun kenarlarını ağaçlandırma işini ihalesiz olarak üstleniyor. TEMA, insanları "Türkiye çöl olmasın" sloganıyla erozyona karşı mücadele etmeye çağırırken, vakfın kurucularının gerçekleştirdiği doğa katliamlarına oldukça duyarsız kalıyor. Kurucuları arasında bulunan Koç'un üniversite kurmak için orman alanını tahrip etmesiyle başlayan süreç TEMA'nın tekelci sermaye tarafından paravan şirket olarak kullanıldığı iddiaları ile sürüyor. Koç'tan sonra yine Sabancı'ya da üniversite için Tuzla'da 930 dekar ağaçlandırma alanı tahsis edildi. Sabancı'nın bir başka ekolojik tahribatı da 1. sınıf tarım arazisi üzerine kurulan Toyota-Sa fabrikası aracılığıyla gerçekleştirildi. Aynı şekilde TEMA kurucularından Tekfen ve Enka, Akkuyu Nükleer Santralı için ihaleye girdiler.
Sorun tekelci sermaye Doğayı yağmalayan ve kirleten; toplumsal, kültürel ve doğal erozyonun baş sorumlusu olan tekelci sermayenin "Türkiye çöl olmasın" sloganının arkasına odaklandığı paravan bir kuruluş olan TEMA kurucuları, yaptıkları tüm bu ekolojik tahribatı erozyon ve sonucunda meydana geleceğini iddia ettikleri çölleşme yalanının ve simgeleri olan yaprağın arkasına saklamaya çalışıyorlar. Öncelikle Türkiye'nin jeolojik ve ekolojik ortamı gereği hiçbir zaman çöl olmayacağını belirtmek gerekiyor. Türkiye olsa olsa bozkır olur, toprak tümüyle giderse o zaman da kayalık olur, yani çöl olmaz. O halde TEMA'nın "Türkiye çöl olmasın" sloganına yurtseverlerin, gerçek doğa dostlarının verecekleri yanıt, "Türkiye ne çöl olacak, ne de sizin çiftliğiniz" olmalıdır.
Kurucular tekeller TEMA'nın kurucuları ve sponsorları gerek uluslararası gerekse yerli tekelci sermayenin en büyüklerinden oluşuyor. Kurucuları arasında Koç, Sabancı, Tekfen, Enka, Karaca, Altınyıldız, Bayındır; sponsorlarından ise Shell, Mercedes-Benz, Renault, Bosch, IBM, Siemens ilk akla gelenlerden. Yani vakfın kurucuları, üyeleri ve sponsorları gerek çeşitli yasal hilelerle gerekse zaten doğaya egemen olmaya ve ondan ekonomik çıkar sağlamaya yönelik olarak düzenlenmiş olan yasalara dayanarak ormanları yağmalamış kişi ve şirketlerden oluşuyor.
Koç örneği 1985'ten bu yana aralarında özel vakıf üniversitelerinin de bulunduğu 35 üniversiteye ülkenin değişik yörelerinden toplam 54 bin dekar orman alanı tahsis edilmiştir. Bunlar arasında Özel Koç Vakfı Üniversitesi'ne yapılan tahsis ilginç bir örnek oluşturuyor. Sarıyer Mavromoloz ormanında söz konusu üniversiteye Bakanlar Kurulu'nca 1992 yılında 1920 dekarlık arazi tahsis edilmiştir. Hiçbir gelişmiş ülkede örneği olmayan bu uygulama Danıştay tarafından iptal edilmesine karşın inşaat için 350 dekar alanda yer alan ağaçlar kökleri bile bırakılmadan sökülmüştür. Daha sonra vakıf üniversitelerine orman tahsisini güvenceye bağlamaya yönelik yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir. Ancak Türkiye'nin en önemli orman alanlarından birinin yok edilmesine TEMA'nın karşı çıkması gerekirken vakıf "Buraları devlet koruyamıyor, vakfa verelim, vakıf korusun" bahanesiyle gelişmeleri desteklemiştir.
TEMA suskun kalıyor TEMA'nın orman yağması üzerine daha ilginç girişimleri de var. Enka otoyol yapımı için 1.5 milyon ağacı katlediyor. Şirketin sahibi TEMA kurucularından Şarık Tara! TEMA bu katliam konusunda suskun kalırken, otoyolun kenarlarını ağaçlandırma işini ihalesiz olarak üstleniyor. TEMA, insanları "Türkiye çöl olmasın" sloganıyla erozyona karşı mücadele etmeye çağırırken, vakfın kurucularının gerçekleştirdiği doğa katliamlarına oldukça duyarsız kalıyor. Kurucuları arasında bulunan Koç'un üniversite kurmak için orman alanını tahrip etmesiyle başlayan süreç TEMA'nın tekelci sermaye tarafından paravan şirket olarak kullanıldığı iddiaları ile sürüyor. Koç'tan sonra yine Sabancı'ya da üniversite için Tuzla'da 930 dekar ağaçlandırma alanı tahsis edildi. Sabancı'nın bir başka ekolojik tahribatı da 1. sınıf tarım arazisi üzerine kurulan Toyota-Sa fabrikası aracılığıyla gerçekleştirildi. Aynı şekilde TEMA kurucularından Tekfen ve Enka, Akkuyu Nükleer Santralı için ihaleye girdiler.
Sorun tekelci sermaye Doğayı yağmalayan ve kirleten; toplumsal, kültürel ve doğal erozyonun baş sorumlusu olan tekelci sermayenin "Türkiye çöl olmasın" sloganının arkasına odaklandığı paravan bir kuruluş olan TEMA kurucuları, yaptıkları tüm bu ekolojik tahribatı erozyon ve sonucunda meydana geleceğini iddia ettikleri çölleşme yalanının ve simgeleri olan yaprağın arkasına saklamaya çalışıyorlar. Öncelikle Türkiye'nin jeolojik ve ekolojik ortamı gereği hiçbir zaman çöl olmayacağını belirtmek gerekiyor. Türkiye olsa olsa bozkır olur, toprak tümüyle giderse o zaman da kayalık olur, yani çöl olmaz. O halde TEMA'nın "Türkiye çöl olmasın" sloganına yurtseverlerin, gerçek doğa dostlarının verecekleri yanıt, "Türkiye ne çöl olacak, ne de sizin çiftliğiniz" olmalıdır.
Evrensel'i Takip Et