22 Ekim 2002 21:00

Sağlıkçılar savaşa karşı eylem yaptı

SES, İzmir Üniversiteleri Öğretim Elemanları Derneği (İZÜNİDER), Eczacı Odası, Diş Hekimleri Odası ve İzmir Tabip Odası ortak yaptıkları basın açıklaması ile savaşa karşı çıktılar. Konak Meydanı'nda dün yapılan açıklamada konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Mustafa Vatansever, ABD'nin girişimlerini pervasızca sürdürdüğünü dile getirerek, "Irak'ın toprak bütünlüğüne müdahalenin adı savaş değil saldırıdır" dedi. Geçtiğimiz aylarda ABD Savunma Bakan Yardımcısı'nın ülkemizi ziyaretini hatırlatan Vatansever, savaşın ülkemiz açısından getireceği ekonomik kayıplar ve çıkar hesaplarının bir tarafa bırakılarak, kapımıza kadar dayanan ölüm çağrısının reddedilmesi gerektiğini dile getirdi. "Bu saldırının bir parçası olmak çocuklarımıza ve geleceğimize, ülkenin bağımsızlığına düşülmüş kara bir leke olacaktır" diyen Vatansever, ABD'ye verilecek en güzel yanıtın, "Bağmsızlığımızdan ve insani değerlerimizden taviz vermeyeceğiz, hayır savaş istemiyoruz" olacağını belirtti. İZÜNİDER Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömür Mavioğlu da, ülkelerin toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduklarını dile getirerek, yurtta sulh cihanda sulh ilkesini sonuna kadar savunacaklarını belirtti. Eylemde sık sık "ABD askeri olmayacağız", "Kahrolsun ABD emperyalizmi", "Savaşa değil halka bütçe" sloganları atıldı.
Sınır ticareti unutulmasın
Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD), Diyarbakır milletvekili adaylarından bölge için taleplerini dile getirdikleri bir rapor hazırladı. Hazırlanan raporda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin ekonomik sorunlarını başlıklar halinde sıralayan GÜNSİAD, raporda özellikle Habur Sınır Kapısı ve Irak ile olan ticarete değindi. Bölgenin ekonomik açıdan gelişmeyişinin sebeplerinin ele alındığı raporda, ilk olarak siyasi istikrarsızlığın bu gelişmenin önündeki engellerin başında olduğuna dikkat çekiliyor. Hükümetlerin ekonomik programları uygulayamamasından, altyapı yetersizliğinden, açıklanan ekonomik kalkınma paketlerinin pratikte uygulanamamasından, bölgenin ekonomik kalkınması için çıkartılan kanun ve kararnameler ile tebliğlerin arasında çelişki olması sebebiyle, pratikte uygulanmasında bürokraside sorunlar yaşanması ve sorunların çözülememesi, 30 yıldan beri bölgede, olağanüstü hal koşullarında yönetilmesinin bölgenin ekonomisinde ne kadar etki yaptığını belirtiliyor. Raporun "Bölgenin Ekonomik Açından Kalkınması"nın başlığıyla yer alan bölümünde GAP Projesi'nin ve Bölge Ekonomik Kalkınması'nın hükümetlerin insafına bırakılmadan devlet politikası haline getirilmesi, GAP projesinin bitirilmesi için gerekli finansal kaynağın yaratılması talep edildi. 4325 sayılı Olağanüstü Hal Bölgesi ve Kalkınmada Öncelikli Yöreler İçin Hazırlanan Teşvik Yasası'nın revize edilerek, süresinin uzatılmasını da içeren raporda, şunlara yer verildi: "Bölge ülkelerine ticaret ve sınır ticaretinin her türlü kaygıdan uzak olarak yürütülmesi ile bölgenin can damarı olan Habur Gümrük Kapısı'nın faaliyetinin artırılması, GAP Bölgesi'nin tamamının Serbest Ticaret ve Sanayi Bölgesi olması için kanun çıkartılması. Var olan büyük turizm potansiyeli için turistik projeler desteklenmeli ve özel teşvikler sağlanmalı." Bölgenin yatırım açısından potansiyel zenginlik taşıdığı ifade edilen raporda, bunun değerlendirilmesi isteniyor.