15 Ekim 2002 21:00
Bush-Rumsfeld doktrini
GÜNÜN YAZILARI
Pentagon, "askeri hedefleri" konusundaki ilkelerini açıkladı. Savunma Bakanı Donald Rumsfeld tarafından açıklanan ilkelerin en çarpıcı olanı, "müttefiklerin kaygıları veya kamuoyunun endişelerinin, ABD askeri hedeflerini belirlemekte etkili olmasına izin verilmemesi". Böylece, dünya kamuoyunun savaşa karşı duyduğu tepkinin "kaale alınmayacağı" ilan edilmiş oldu.
Siviller öldürülecek Rumsfeld, ikinci ilkeyi ise "ABD, bazı şeyleri yapmayacağına dair vaatler vererek, kendini frenlememelidir" sözleriyle ifade etti. Buradaki "vaatler"in, sivillerin öldürülmemesi veya Ramazan ayında bombardıman yapılmaması gibi hassas konular olduğu belirtiliyor. Kısacası ABD, sivilleri öldürmeyeceğine veya Ramazan ayı içinde saldırı düzenlemeyeceğine dair garanti verme ihtiyacı dahi hissetmiyor. Üçüncü ilke ise, "Amerikalılar veya başkalarının öldürülme riskinin olduğu durumların, askeri saldırı için gerekçe teşkil ettiği". Son olarak, "Askeri hare-kâtın riskleri elbette değerlendirilmelidir, ama eylemsizliğin riskleri için de aynı şey geçerlidir" deniliyor. Rumsfeld'in geliştirilmesinde şahsen çalıştığı bu "ilkeler", Amerikan saldırganlığının önümüzdeki dönemde sınır tanımayacağını da gösteriyor. İlkeler, 1991 Körfez Savaşı ile birlikte geliştirilen "Colin Powell ilkesi"nin doğal uzantısı. O sırada Genelkurmay Başkanı olan Powell, ABD'nin askeri ilkesini "Gerektiği anda ezici ölçüde kuvvet kullanmak" olarak açıklamıştı.
Ürdün'de tatbikat Körfez bölgesine Amerikan yığınağı sürerken, Ürdün'ün güneyinde dikkat çekici bir tatbikat başladı. Önceki gün başlayan tatbikata ABD ve İngiltere'nin yanı sıra, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden askerler katılıyor. Amerikalı diplomatlar, tatbikatın "Irak ile ilgisi olmadığını" öne sürdüler. Ürdün hükümeti, çöl manevralarını içeren tatbikatın kasım ayının ilk günlerine dek süreceğini bildirdi. Kuveyt'teki tatbikata katılan Amerikan askerlerine yönelik saldırılar nedeniyle, Ürdün tatbikatı hakkında hiçbir ayrıntı verilmiyor.
DB çok hevesli Irak'a yönelik olası bir saldırı, Batılı finans devleri ve tekelleri iştahlandırıyor. Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn, Irak savaşının ardından "ülkenin yeniden yapılandırılmasını finanse etmekte rol oynayacağını" ilan etti. Wolfensohn, Mısır'a gerçekleştirdiği dört günlük ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, "Biz barışı korumakla görevli bir kuruluş değiliz; Banka, normal olarak yeniden yapılanma işlerini yürütür" dedi. Bosna, Afganistan ve Doğu Timor'da bu rolü üstlendiklerini söyleyen Wolfensohn, "Çatışmalardan sonra Banka devreye girer ve yardım eder" diye konuştu. Daha önce de, IMF Başkanı Horst Koehler, "Irak'a yönelik bir savaşın dünya ekonomisi için olumlu sonuçlar doğurabileceğini" belirtmişti.
'Bizi üs yapmak istiyorlar' Öte yandan, Irak Devlet Başkanı Yardımcısı Taha Yasin Ramazan, ABD'nin Irak'a saldırdıktan sonra, bu ülkeyi bir üs olarak kullanmak istediğini söyledi. Ramazan, "ABD'nin amacı ne kitle imha silahları ne de başka bir şeydir. Amacı, Irak'ı Arap yurdunda bir temelli üs olarak kullanmak, petrolünü elinde tutmak ve tüm dünyayı da hegemonyası altına almaktır" dedi. BM silah denetçileriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Ramazan, Irak'ın denetçiler konusunda tutumunda bir değişikliğin olmadığını belirtirken, yapılan anlaşmaya göre, Irak'ın denetçileri karşılamaya hazır olduğunu söyledi. ABD'nin Irak'a saldırması halinde, Irak'ın Türkiye'ye karşı tutumunun ne olacağıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Ramazan, "Biz Türkiye'nin, ABD'nin Irak'a saldırması için bir üs olmaması konusunda, Türk yetkilileriyle görüşmelerimizi sürdürüyoruz" dedi.
Siviller öldürülecek Rumsfeld, ikinci ilkeyi ise "ABD, bazı şeyleri yapmayacağına dair vaatler vererek, kendini frenlememelidir" sözleriyle ifade etti. Buradaki "vaatler"in, sivillerin öldürülmemesi veya Ramazan ayında bombardıman yapılmaması gibi hassas konular olduğu belirtiliyor. Kısacası ABD, sivilleri öldürmeyeceğine veya Ramazan ayı içinde saldırı düzenlemeyeceğine dair garanti verme ihtiyacı dahi hissetmiyor. Üçüncü ilke ise, "Amerikalılar veya başkalarının öldürülme riskinin olduğu durumların, askeri saldırı için gerekçe teşkil ettiği". Son olarak, "Askeri hare-kâtın riskleri elbette değerlendirilmelidir, ama eylemsizliğin riskleri için de aynı şey geçerlidir" deniliyor. Rumsfeld'in geliştirilmesinde şahsen çalıştığı bu "ilkeler", Amerikan saldırganlığının önümüzdeki dönemde sınır tanımayacağını da gösteriyor. İlkeler, 1991 Körfez Savaşı ile birlikte geliştirilen "Colin Powell ilkesi"nin doğal uzantısı. O sırada Genelkurmay Başkanı olan Powell, ABD'nin askeri ilkesini "Gerektiği anda ezici ölçüde kuvvet kullanmak" olarak açıklamıştı.
Ürdün'de tatbikat Körfez bölgesine Amerikan yığınağı sürerken, Ürdün'ün güneyinde dikkat çekici bir tatbikat başladı. Önceki gün başlayan tatbikata ABD ve İngiltere'nin yanı sıra, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden askerler katılıyor. Amerikalı diplomatlar, tatbikatın "Irak ile ilgisi olmadığını" öne sürdüler. Ürdün hükümeti, çöl manevralarını içeren tatbikatın kasım ayının ilk günlerine dek süreceğini bildirdi. Kuveyt'teki tatbikata katılan Amerikan askerlerine yönelik saldırılar nedeniyle, Ürdün tatbikatı hakkında hiçbir ayrıntı verilmiyor.
DB çok hevesli Irak'a yönelik olası bir saldırı, Batılı finans devleri ve tekelleri iştahlandırıyor. Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn, Irak savaşının ardından "ülkenin yeniden yapılandırılmasını finanse etmekte rol oynayacağını" ilan etti. Wolfensohn, Mısır'a gerçekleştirdiği dört günlük ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, "Biz barışı korumakla görevli bir kuruluş değiliz; Banka, normal olarak yeniden yapılanma işlerini yürütür" dedi. Bosna, Afganistan ve Doğu Timor'da bu rolü üstlendiklerini söyleyen Wolfensohn, "Çatışmalardan sonra Banka devreye girer ve yardım eder" diye konuştu. Daha önce de, IMF Başkanı Horst Koehler, "Irak'a yönelik bir savaşın dünya ekonomisi için olumlu sonuçlar doğurabileceğini" belirtmişti.
'Bizi üs yapmak istiyorlar' Öte yandan, Irak Devlet Başkanı Yardımcısı Taha Yasin Ramazan, ABD'nin Irak'a saldırdıktan sonra, bu ülkeyi bir üs olarak kullanmak istediğini söyledi. Ramazan, "ABD'nin amacı ne kitle imha silahları ne de başka bir şeydir. Amacı, Irak'ı Arap yurdunda bir temelli üs olarak kullanmak, petrolünü elinde tutmak ve tüm dünyayı da hegemonyası altına almaktır" dedi. BM silah denetçileriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Ramazan, Irak'ın denetçiler konusunda tutumunda bir değişikliğin olmadığını belirtirken, yapılan anlaşmaya göre, Irak'ın denetçileri karşılamaya hazır olduğunu söyledi. ABD'nin Irak'a saldırması halinde, Irak'ın Türkiye'ye karşı tutumunun ne olacağıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Ramazan, "Biz Türkiye'nin, ABD'nin Irak'a saldırması için bir üs olmaması konusunda, Türk yetkilileriyle görüşmelerimizi sürdürüyoruz" dedi.
Evrensel'i Takip Et