28 Eylül 2002 21:00
Yok olan değerlerin peşinde
Pentagram, on beş yıl önce Türkiye'de rock müzik topluluklarının, çok da fazla olmadığı bir dönemde çıktı ortaya. Kayıt ve stüdyo gibi teknik olanakların sınırlı olduğu 1987 yılında bir araya gelip çalışmaya başlayan grup üyeleri, bir yıl sonra konserlerle kendini tanıtmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde yeni albümleri "Bir"i çıkartan Pentagram üyelerinden Hakan Utangaç, Tarkan Gözübüyük ve Cenk Ünnü yola çıktıkları günden bugüne gruplarını anlattı.
Bir araya gelmelerindeki en büyük payın, 12 Eylül ardından yaşanan ortama ait olduğunu anlatıyor Tarkan Gözübüyük ve Cenk Ünnü: "Bizim müziğe başladığımız yıllar, 12 Eylül darbesinin hemen sonrasıydı. Yani her şeyde olduğu gibi kültür sanat alanında da önümüzün kesildiği yıllar. Biz de yeni büyümeye başlayan gençler olarak kendimizi ifade etmeye çalışıyorduk. Baskıcı ve yasakçı yapıya karşıydık, yaptığımız müziğin kaliteli olmasını istiyorduk. Bunlar bizi bir araya getirdi."
Bir araya geldikleri dönem, ülkede kendilerine örnek alabilecekleri bir çalışma olmadığını söyleyerek, heavy metali seçtiklerini belirtiyorlar. Ancak şehrin sesleri, daha doğrusu heavy metal müziğin, daha çok sanayi kentlerinde görülen tarzda sesleri ve yaşantıyı yansıtmasından etkilenen grup, izleyeceği yolu belirlemiş: "Müziğin içindeki fantastik öğeler hepimizin ilgisini çeken şeylerdi. Yani mitolojik anlatımlar. Sound olarak, makine sesini andıran ve şehrin gürültüsünü yansıtan sesler... "
Piyasaya direnmek..
Grup olarak bir araya geldikten sonra, piyasa ilişkileri, Pentagram'ı bir hayli zorlamış. Tarkan Gözübüyük, yaşadıkları bu süreci şöyle anlatıyorlar: "1980 sonrası yaşanan, kolay yoldan para kazanma anlayışı, piyasa ilişkileri üzerinde bir hayli belirleyici oldu. Biz kayıtlarımızı yaparken, bununla da mücadele etmek zorunda kaldık. Çalışmalarımıza bakarken, yaptığımız işin kişiliğini dikkate almak yerine, nasıl daha kolay yoldan para kazanırızın peşinde koştular. Bu da bizim, müzik çevreleri içinde yalnız kalmamıza, pek çok konuda onlarla anlaşamamamıza neden oldu. İlk albümlerimizi kendi çabalarımızla oluşturduk. Ta ki 'Anatolia'ya kadar."
Grup, üçüncü albümleri olan "Anatolia" ile ilk kez istediği standartlarda kayıt yapma şansına sahip olmuş. Türkiye içinde de farklı bir etki yaratmış bu durum. Teknik olanakların gelişmesi ve Pentagram'ın bu albümle ilk kez Türkçe şarkılar yapmaya başlaması izleyici sayısına da yansımış. Başlarda dinleyenleri yokken ve bu müziği sadece yurtdışında yapabileceklerini düşünürken, bir anda dinleyici sayısı artmış. "Anatolia" ile başlayan Türkçe sözler yazma isteği, grubu, "Bir" albümüne dek getirmiş. "Bir" tamamen Türkçe sözlü bir çalışma.
"Türkiye'de de dinlenmesi bizi Türkçe şarkı yapmaya itti. Bizce rock müziğinin içeriği, onun ruhundaki muhalif tavır tanındıkça dinleyici sayısı da artacaktır. Çünkü bu müzik, dünyanın her yerindeki halk müziklerine çok yakın" diyerek anlatıyor, Gözübüyük bu gelişimi.
Hakan Utangaç, "Türkçe sözler, henüz heavy metal müziğe çok yabancı. İngilizce bu tarz müziğin ortak dili gibi. Ancak, bizim için de bir ihtiyaçtı bu. İlk başladığımız da uluslararası alana açılmayı hedeflemiştik. Bu alanda çalışmalarımızı hâlâ sürdürüyoruz. Buradaki dinleyici sayısının artması bizi Türkçe söz yazmaya itti" diyor.
Akla, "Albümün adı 'Anatolia' değil de 'Anadolu' olsaydı, daha çok dinlenmez miydi?" sorusu geliyor. Hakan Utangaç, Anadolu'nun tüm dillerdeki ortak adının "Anatolia" olması nedeniyle, buna karar verdiklerini söylüyor. "Anatolia" aslında bir sahipleniş. "Anadolu'da yaşayan halkları düşünerek yaptığımız bir çalışmaydı bu. Tarih kitaplarında, Anadolu'nun geçmişi hep belli kalıplarla anlatılır. Oysa Anadolu içinde çok fazla kültürü barındıran bir derinliğe sahip" diyen Utangaç'tan sonra, Tarkan Gözübüyük ekliyor: "Orta Asya'dan gerçekleşen göçlerden önce de burada yaşayan kültürler olmuş. Hepsini sahiplenmek zorundayız."
Bugüne yanıt dünde Bütün bu çalışmalar dışında, pek çok insan Pentagram'ı başka bir vesile ile tanıdı: "Satanizm". Bu durumu, medyanın gündemi çarpıtması olarak değerlendiren grup üyeleri, söylentilere yanıtı "Bir" albümünde vermiş. "Şeytan Bunun Neresinde", Aşık Dertli'nin, 19. yüzyılda söylediği bir halk türküsü. İşte küçük bir alıntı: Telli sazdır bunun adı Ne ayet dinler, ne kadı Bunu çalan anlar kendi Şeytan bunun neresinde... Bugün yaşananlara, geçmiş yıllardan kaynak bulmayı, çalışmalarının keyifli yanı olarak niteleyen Pentagram, bu yüzden halk türkülerine yakın olduklarını söylüyor. Utangaç, "Bugün yaşanan çoğu şeye, geçmişte halk türkülerinde cevap verilmiş. Biz de bunları kendimize kaynak olarak alıyoruz." diyor. Son albümlerinde bu doğrultu da çalışmalar yapan grup, Aşık Dertli dışında, Aşık Veysel'in de "Bu Alemi Gören Sensin" adlı türküsünü almış. Albümün diğer parçalarının da sözlerine ve melodilerine halk müziği motifleri yansımış. Konserlerinde, toplumun her kesiminden insanları görmek istediklerini, ancak ülke koşullarının bunu zorladığını belirten Pentagram'ın şarkılarında, önümüzdeki zamanlarda neler olacak? Tarkan Gözübüyük buna ilişkin, "Küreselleşmeyle birlikte yok olan sosyal değerler, maddiyatın ön plana çıkması ve savaşlar bizim şarkılarımızda her zaman olacak" açıklamasını yapıyor. Son olarak da ekliyor Pentagram üyeleri, "Din, ırk, bölge ayrımı yaparak, dünyayı birtakım sınırlarla bölmeye çalışmak, artık geçmiş çağlarda bırakılmış bir düşünce olmalı."
Bugüne yanıt dünde Bütün bu çalışmalar dışında, pek çok insan Pentagram'ı başka bir vesile ile tanıdı: "Satanizm". Bu durumu, medyanın gündemi çarpıtması olarak değerlendiren grup üyeleri, söylentilere yanıtı "Bir" albümünde vermiş. "Şeytan Bunun Neresinde", Aşık Dertli'nin, 19. yüzyılda söylediği bir halk türküsü. İşte küçük bir alıntı: Telli sazdır bunun adı Ne ayet dinler, ne kadı Bunu çalan anlar kendi Şeytan bunun neresinde... Bugün yaşananlara, geçmiş yıllardan kaynak bulmayı, çalışmalarının keyifli yanı olarak niteleyen Pentagram, bu yüzden halk türkülerine yakın olduklarını söylüyor. Utangaç, "Bugün yaşanan çoğu şeye, geçmişte halk türkülerinde cevap verilmiş. Biz de bunları kendimize kaynak olarak alıyoruz." diyor. Son albümlerinde bu doğrultu da çalışmalar yapan grup, Aşık Dertli dışında, Aşık Veysel'in de "Bu Alemi Gören Sensin" adlı türküsünü almış. Albümün diğer parçalarının da sözlerine ve melodilerine halk müziği motifleri yansımış. Konserlerinde, toplumun her kesiminden insanları görmek istediklerini, ancak ülke koşullarının bunu zorladığını belirten Pentagram'ın şarkılarında, önümüzdeki zamanlarda neler olacak? Tarkan Gözübüyük buna ilişkin, "Küreselleşmeyle birlikte yok olan sosyal değerler, maddiyatın ön plana çıkması ve savaşlar bizim şarkılarımızda her zaman olacak" açıklamasını yapıyor. Son olarak da ekliyor Pentagram üyeleri, "Din, ırk, bölge ayrımı yaparak, dünyayı birtakım sınırlarla bölmeye çalışmak, artık geçmiş çağlarda bırakılmış bir düşünce olmalı."
Evrensel'i Takip Et