26 Eylül 2002 21:00

TEKEL işçisi bloğu destekliyor

Cevizli TEKEL seçim gündeminin yakından takip edildiği, hararetli tartışmaların yaşandığı işyerlerinin başında geliyor. Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu'na desteğin her gün biraz daha büyüdüğü TEKEL'de işçiler, alternatifsiz olmadıklarını belirtiyorlar ve bloğun baraj sorunu olmayacağına inanıyorlar. Kapatılmak istenen kamu kuruluşlarının başında gelen TEKEL'in yaprak-tütün bölümünün çay salonunda bir araya geldiğimiz işçiler, en rahat ve tereddütsüz cümlelerini, seçim konusunda kurdular. Tek Gıda-İş 3 No'lu Şube Başkanı Mustafa Akyürek'in de katıldığı seçim sohbetinde TEKEL işçileri, bugüne kadar oy verdikleri partileri gözden geçirerek, 3 Kasım'da neden DEHAP'ı tercih edeceklerini açıkladılar.

'Aklımız başımıza geldi' TEKEL'e 1975'te giren Tevfik Sürekli, "Aklımız başımıza geldi" diyor. "Biz bugüne kadar 'oy verin size şunu yaparız, bunu yaparız' diyen partilere hep verdik. Aldandık, yanıldık. Belki cahilce belki acemice verdik ama herhalde bundan sonra uyandık. Biraz aklımız başımıza geldi" diyen Sürekli, tercihini bloktan yana kullanacağını belirterek, beklentilerini şöyle anlatıyor: "Bizim destekleyeceğimiz parti birlik beraberliğimizi bozmayacak, bu Kürt'tür, bu Laz'dır ayırımı yapmayacak, fakiri fukarayı herkesi eşit tutacak, hemşehricilik yapmayacak, millete boş yere eziyet çektirmeyecek. Biraz da bugüne kadar bizi bu hale getirenlere ders vermeyi düşünüyoruz hatta biz vereceğimiz gibi, başkalarına da tavsiye ediyoruz. Sözümüzün, nazımızın geçtiklerine de söylüyoruz." 25 yıldır TEKEL'de çalışan Ahmet Tanrıverdi, "Halkın kafası karışık. Kime oy vereceğini bilmiyor" gibi söylemlerin doğru olmadığını söylüyor. Bloğa oy vereceğini belirten Tanrıverdi, fabrikalarının kapatılacağını anımsatarak "Bizim iş sorunumuz var. İşyerimiz kapanacak, işten atılacağız. İşçinin hakkını kim savunuyorsa, oylarımızı ona vereceğiz" diyor.

Tercihleri blok Bayram Akgün, oy kullanmamayı düşündüğünü ifade ediyor. Meclis'teki partileri Amerika'nın sözünden çıkmamakla suçlayan, ama Meclis dışındakilerden de bir şey beklemeyen 20 yıllık TEKEL işçisi Akgün, umutsuz. Salonda öfkeli ses çok ama kararsız olan başka işçi yok. 23 yıldır TEKEL'de çalışan Polat Küçükokur, "Bu seçimlerde emekten, barıştan yana olan partiye oy verilmesini istiyorum" diye başladığı heyecanlı ve kararlı konuşmasına şöyle devam ediyor: "İşyerlerinde emeğin ne olduğunu 40 yaşından sonra öğrenmeye başladım. Yemekhanemizin özelleştirilmesine karşı mücedele ettik ve orada özelleştirmenin ne demek olduğunu öğrendik. Bir işçinin özelleştirmeci partilere oy vermesi düşünülemez. Kahrolsun IMF diyen partiye, bloğa oyumu vereceğim. Bütün emekçilerin de bloğa oy vermesini istiyoruz." TEKEL'e 24 yıldır emek veren Bahri Bağcık da kısa ama net konuşuyor: "Yeni bloğa oy vereceğim, onu destekliyorum, o kadar."

Sadece söylem yetmez Solcu söylemler ve "sol parti biziz" iddiaları... Şişirilen CHP "sol" olabilir mi ya da solcu parti nasıl olmalıdır sorusuna Fahrettin Kahraman, "IMF'ye karşı gelmeyen, yoksulluğu ortadan kaldırmayan, özgürlükleri savunmayan bir anlayış sol olamaz" yanıtını veriyor. Derviş'in ve Bayram Meral'in CHP'ye katılmasıyla, işyerlerinde "sol" kavramını tartıştıklarını söyleyen Kahraman, "hangisine vereyim" kararsızlığının bugün geçmişten daha az yaşandığını belirtiyor. TEKEL'de Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu'na ilginin arttığını söyleyen Kahraman, "IMF'ye, savaşa karşı gelen, yoksulluğu ve işsizliği ortadan kaldırma vaadini sadece söylemde değil, programda da ortaya koyan bloğu destekleyeceğim" diyor. Çay salonuna daha sonra giren 20 yıllık işçi Hüseyin Aykaç, "Oyumu bu sefer CHP'ye vermek istiyorum" diyor. Atatürk'ün partisi olması ve yeni insanların yer alması gerekçeleriyle bu tercihi yapacağını söyleyen Aykaç, "Derviş'i nereye koyacaksınız?" sorusuna ise iyi niyetli bir yanıt veriyor: "Bir kişi için şey yapamayız. Belki o da değişir."

'Meral bizi çok sattı' 27 yıldır TEKEL'de çalışan Ali Koloş, seçimlerin IMF'ye karşı çıkan partiler ile IMF güdümünde olan partiler arasında yaşanacağını belirterek, sandık başına gidecek emekçilerin de tercihlerini bunu gözeterek yapmalarını istiyor. "Bazı IMF'ci partiler birinci ya da ikinci parti olabilirler. Ama ben işçi olarak şunu çok rahat görüyorum. O partilere çok isteyerek oy verilmediğini görüyorum. Çevrenin etkisi, barajı aşar aşmaz tereddütleri, bilinç seviyesi gibi nedenlerle oy veriyorlar. Ama insanların artık IMF'yi istemedikleri bir gerçeklik" diyen Koloş, bir işçi olarak Bayram Meral'in, Derviş'le yan yana olmasından utanç duyduğunu ifade ediyor. Abdullah Ballı ise 23 yıldır TEKEL işçisi. Meral'in CHP'den aday olmasına çok şaşırmamış. "Bayram Meral bizi çok sattı. Zaten gelen giden hep işçileri satıyor. Demokratik bir memlekette yaşamıyoruz. Dört parti birlik oldu ben onu destekliyorum" diyen Ballı, bloğun seçimlerden başarıyla çıkacağına inanıyor.

Evrensel'i Takip Et