13 Eylül 2002 21:00
Bush BM'nin sonunu hazırlıyor
ABD Başkanı George W. Bush, Birleşmiş Milletler kürsüsünde yaptığı konuşmayla, Irak'a yönelik en ciddi tehdidini savurdu. Bush, önceki günkü konuşmasında, Irak yönetiminin "BM kararlarına uymayı reddetmesi" halinde, "harekete geçmenin kaçınılmaz olacağını" söyledi. Konuşma, farklı tepkilerle karşılandı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, Irak yönetimine "Güvenlik Konseyi kararlarına uyma" çağrısı yapması, Annan'ın ABD'ye destek verdiği şeklinde yorumlanıyor.
Konuşmada, BM'nin temel ilkeleri olan ulusal egemenlik ve "makul bir gerekçeye sahip güç kullanımı", tamamen göz ardı edildi. Gözlemciler, BM'nin son 10 yıl içinde giderek zayıfladığını hatırlatarak, Bush'un sözlerinin "tabuta çakılan son çivi" olduğu yolunda değerlendirmelerde bulundular.
Saat çalışmaya başladı ABD Başkanı, BM Genel Kurulu'na hitabında Irak'ın "kararlara uyması" için bir süre tanımadı. Ancak diplomatlar, konuşmayla birlikte "saatin çalışmaya başladığı" yorumlarını yaptılar. Diplomatik saldırı cephesinin açılmasıyla birlikte, ABD ordusunun Körfez bölgesindeki askeri hazırlıklarını da yoğunlaştırdığı yönünde haberler geliyor. ABD; bir süre önce, Florida'daki Merkez Karargâhı'nı "bir tatbikat için" kısmen Katar Emirliği'ne taşıma kararı almıştı.
BM'ye örtülü tehdit Amerikan başkanının konuşmasındaki en ilginç yön ise, Birleşmiş Milletler'in geleceğinin Washington'un elinde olduğunun ima edilmesi oldu. Bush, özetle, BM'nin Irak saldırısına onay vermek zorunda olduğunu, aksi takdirde "saygınlığının yok olacağını" söyledi ve şöyle devam etti: "BM, kuruluş ilkelerine hizmet edecek midir, yoksa geçersiz mi olacaktır? Biz, Güvenlik Konseyi'nde ilgili kararları çıkarmak için çalışacağız. Ancak ABD'nin amaçları hakkında kuşku duyulmamalıdır. Güvenlik Konseyi kararları uygulanacaktır ve böylece; barış ve güvenlik talepleri yerine getirilecektir. Aksi takdirde, harekete geçmek kaçınılmaz olur." ABD Başkanı, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini "derhal sona erdirmesini" isteyen onlarca Güvenlik Konseyi kararının uygulanması konusunda ise herhangi bir açıklama yapmadı.
Kanıt yine yok Bush, Irak'ın kitle imha silahları ürettiği suçlamasıyla ilgili olarak herhangi bir kanıt da sunmadı. Bu konudan özenle sakınan ABD lideri, bunun yerine, 11 yıl içinde Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararların, Irak tarafından sürekli çiğnendiğini ileri sürdü. Söz konusu kararlar arasında "azınlıkların durumu" ve "savaş tutsaklarının iadesi" de bulunuyor. ABD yönetimi, bir süre önce, Körfez Savaşı'nda kaybolan Amerikalı pilot Scott Speicher'in "Saddam'ın hapishanelerinde" olduğu iddiasını gündeme getirmişti. George W. Bush, Irak yönetiminin "terör destekçiliği yaparak BM iradesini çiğnediğini" de ileri sürdü. Bu kapsamda, El Kaide üyelerinin Irak'a sığındığı suçlaması yinelendi. Bush, Bağdat'ın "BM'ye uymayı reddetmesi" halinde olacakları ise şu tehditle ifade etti: "Meşruiyetini yitirmiş olan bu rejim, iktidarını da yitirecektir."
Tek sorun Rusya Amerikan yönetiminin, Avrupa'dan yükselebilecek tepkileri yatıştırma konusunda kendisine güvendiği belirtiliyor. Washington, "uğraşılması gereken tek güç" olarak Rusya'yı görüyor. ABD'nin eski BM Büyükelçisi Richard Holbrooke, bu konuda oldukça açık konuştu: "Bu işin anahtarı BM değil. Güvenlik Konseyi de değil. Anahtar tek bir ülke, o da Rusya ve bir adam, Vladimir Putin. Yakında, Bush-Putin ilişkisinin kıymet-i harbiyesini öğreneceğiz." ABD ve Rusya'nın dışişleri ve savunma bakanları, önümüzdeki hafta Washington'da bir araya gelecekler. Görüşmelerin, Rusya'nın Irak konusundaki tutumu açısından kilit önemde olduğu belirtiliyor. Bu görüşmelerin ardından, ABD'li temsilciler Moskova'ya bir ziyaret daha gerçekleştirecekler. Saldırının en ateşli savunucularından biri olan ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı John Bolton, halen Moskova'da temaslarda bulunuyor. Nihayet, önümüzdeki ay içinde İngiltere Başbakanı Tony Blair de Moskova'ya giderek Vladimir Putin ile görüşecek. Amerikan yönetimi, bu mekik diplomasisinin ardından Rusya'nın saldırıya ikna olmasını bekliyor.
40 milyar doların anlamı Bu arada, Putin'in dışişleri danışmanlarından Mikhail Margelov, dikkat çekici bir açıklama yaptı. Margelov, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in "terörist bir rejimin başında" olduğunu söyledikten sonra, Irak'ın "terör ihracından sorumlu olabileceği" suçlamasında bulundu. Moskova'dan Irak'a yönelik olarak ilk kez böylesi sert açıklamalar yapılıyor. Bugüne dek bazı çevreler, Rusya ile Irak arasında varılan 40 milyar dolarlık kapsamlı ticaret anlaşmasının, "Moskova'nın Irak'a yönelik bir saldırıyı kesin olarak önleyeceği"nin bir göstergesi olarak değerlendiriyorlardı. Oysa Amerikalı yetkililer, bu anlaşmaya oldukça farklı bakıyor. Saldırının önündeki diplomatik engelleri temizlemek için "kafa yoran" düşünce kuruluşlarına göre bu 40 milyar dolar, "Rusya'nın, Irak saldırısına destek olmak için talep ettiği fiyat". The Economist'ten Paul Lewis, "Bu program bizce, Rusya'nın, savaş sonrası bir anlaşma için talebini ortaya koymaktadır" diye konuştu. Gözlemciler, ABD'nin saldırısına onay vermesi halinde, Rus petrol şirketlerine Irak'ta önemli fırsatlar tanınacağını da belirttiler. ABD'nin Moskova Büyükelçisi Alexander Vershbow, "Saddam Hüseyin'in devrilmesi halinde, Irak'ın Rusya'ya olan 7 milyar dolarlık borcunun ödenmesi çok daha muhtemel hale gelecektir" diye konuştu. ABD yönetiminin, Rusya'yı razı etmek için "Amerikan piyasalarına erişim" ve "Dünya Ticaret Örgütü'ne girişte destek" gibi vaatlerde de bulunabileceği kaydediliyor.
'Üç ay içinde' Bush'un konuşması ile ilgili bir değerlendirme yapan ABD donanmasından emekli Amiral Stephen Baker, ABD kuvvetlerinin mart ayından önce saldırmayı tercih edeceğini söyledi. Baker, "Başkan'ın söylediklerine bakınca, tahminim odur ki, ya silah denetçileri Irak'a girecek, ya da önümüzdeki üç ay içinde savaş başlayacak" diye konuştu. Nitekim, Bush'un konuşmasından sonra, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın, silah denetçilerinin birkaç hafta içinde Irak'a girmesi için BM üyeleriyle temaslara başladığı öğrenildi. Powell; hepsi de BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olan İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya'nın temsilcileri ile bir araya gelecek. İngiltere'nin, önümüzdeki hafta sonuna kadar, Irak ile ilgili yeni bir Konsey kararı hazırlayabileceği de belirtiliyor.
Yeni dayatmalar Adını vermeyen bir Amerikalı diplomat, ültimatom niteliğinde olan bu kararın, "sadece silah denetçileri ile ilgili olmayacağını" söyledi. Diplomat, muhtemelen Bush'un konuşmasında dile gelen diğer konularla ilgili olarak da Irak'a dayatmalarda bulunulacağını dile getirdi. Böylelikle, Irak'ın BM'nin alacağı herhangi bir kararı kabul etmesi olasılığı iyice azaltılmış olacak. Amerikalı diplomat, "Irak ile görüşmeyeceğiz" diye de ekledi. ABD Başkanı'nın, BM kürsüsünden savurduğu tehditlerle ilgili en ilginç yorum, Amerikan gazetesi Christian Science Monitor'den geldi. CSM yazarı Peter Ford şunları yazdı: "Bush, dünyadan, 2. Dünya Savaşı sonrası uluslararası düzenin kurucu ilkelerini değiştirmesini talep etti. Irak, elinde olduğu öne sürülen kitle imha silahlarını kullanmadan önce bir askeri saldırıyı savunan Bush, böylelikle, üç nesil boyunca uluslararası ilişkileri şekillendiren egemenlik ve kabul edilebilir güç kullanımı gibi BM kurallarına meydan okumuş oluyor."
Saat çalışmaya başladı ABD Başkanı, BM Genel Kurulu'na hitabında Irak'ın "kararlara uyması" için bir süre tanımadı. Ancak diplomatlar, konuşmayla birlikte "saatin çalışmaya başladığı" yorumlarını yaptılar. Diplomatik saldırı cephesinin açılmasıyla birlikte, ABD ordusunun Körfez bölgesindeki askeri hazırlıklarını da yoğunlaştırdığı yönünde haberler geliyor. ABD; bir süre önce, Florida'daki Merkez Karargâhı'nı "bir tatbikat için" kısmen Katar Emirliği'ne taşıma kararı almıştı.
BM'ye örtülü tehdit Amerikan başkanının konuşmasındaki en ilginç yön ise, Birleşmiş Milletler'in geleceğinin Washington'un elinde olduğunun ima edilmesi oldu. Bush, özetle, BM'nin Irak saldırısına onay vermek zorunda olduğunu, aksi takdirde "saygınlığının yok olacağını" söyledi ve şöyle devam etti: "BM, kuruluş ilkelerine hizmet edecek midir, yoksa geçersiz mi olacaktır? Biz, Güvenlik Konseyi'nde ilgili kararları çıkarmak için çalışacağız. Ancak ABD'nin amaçları hakkında kuşku duyulmamalıdır. Güvenlik Konseyi kararları uygulanacaktır ve böylece; barış ve güvenlik talepleri yerine getirilecektir. Aksi takdirde, harekete geçmek kaçınılmaz olur." ABD Başkanı, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini "derhal sona erdirmesini" isteyen onlarca Güvenlik Konseyi kararının uygulanması konusunda ise herhangi bir açıklama yapmadı.
Kanıt yine yok Bush, Irak'ın kitle imha silahları ürettiği suçlamasıyla ilgili olarak herhangi bir kanıt da sunmadı. Bu konudan özenle sakınan ABD lideri, bunun yerine, 11 yıl içinde Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararların, Irak tarafından sürekli çiğnendiğini ileri sürdü. Söz konusu kararlar arasında "azınlıkların durumu" ve "savaş tutsaklarının iadesi" de bulunuyor. ABD yönetimi, bir süre önce, Körfez Savaşı'nda kaybolan Amerikalı pilot Scott Speicher'in "Saddam'ın hapishanelerinde" olduğu iddiasını gündeme getirmişti. George W. Bush, Irak yönetiminin "terör destekçiliği yaparak BM iradesini çiğnediğini" de ileri sürdü. Bu kapsamda, El Kaide üyelerinin Irak'a sığındığı suçlaması yinelendi. Bush, Bağdat'ın "BM'ye uymayı reddetmesi" halinde olacakları ise şu tehditle ifade etti: "Meşruiyetini yitirmiş olan bu rejim, iktidarını da yitirecektir."
Tek sorun Rusya Amerikan yönetiminin, Avrupa'dan yükselebilecek tepkileri yatıştırma konusunda kendisine güvendiği belirtiliyor. Washington, "uğraşılması gereken tek güç" olarak Rusya'yı görüyor. ABD'nin eski BM Büyükelçisi Richard Holbrooke, bu konuda oldukça açık konuştu: "Bu işin anahtarı BM değil. Güvenlik Konseyi de değil. Anahtar tek bir ülke, o da Rusya ve bir adam, Vladimir Putin. Yakında, Bush-Putin ilişkisinin kıymet-i harbiyesini öğreneceğiz." ABD ve Rusya'nın dışişleri ve savunma bakanları, önümüzdeki hafta Washington'da bir araya gelecekler. Görüşmelerin, Rusya'nın Irak konusundaki tutumu açısından kilit önemde olduğu belirtiliyor. Bu görüşmelerin ardından, ABD'li temsilciler Moskova'ya bir ziyaret daha gerçekleştirecekler. Saldırının en ateşli savunucularından biri olan ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı John Bolton, halen Moskova'da temaslarda bulunuyor. Nihayet, önümüzdeki ay içinde İngiltere Başbakanı Tony Blair de Moskova'ya giderek Vladimir Putin ile görüşecek. Amerikan yönetimi, bu mekik diplomasisinin ardından Rusya'nın saldırıya ikna olmasını bekliyor.
40 milyar doların anlamı Bu arada, Putin'in dışişleri danışmanlarından Mikhail Margelov, dikkat çekici bir açıklama yaptı. Margelov, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in "terörist bir rejimin başında" olduğunu söyledikten sonra, Irak'ın "terör ihracından sorumlu olabileceği" suçlamasında bulundu. Moskova'dan Irak'a yönelik olarak ilk kez böylesi sert açıklamalar yapılıyor. Bugüne dek bazı çevreler, Rusya ile Irak arasında varılan 40 milyar dolarlık kapsamlı ticaret anlaşmasının, "Moskova'nın Irak'a yönelik bir saldırıyı kesin olarak önleyeceği"nin bir göstergesi olarak değerlendiriyorlardı. Oysa Amerikalı yetkililer, bu anlaşmaya oldukça farklı bakıyor. Saldırının önündeki diplomatik engelleri temizlemek için "kafa yoran" düşünce kuruluşlarına göre bu 40 milyar dolar, "Rusya'nın, Irak saldırısına destek olmak için talep ettiği fiyat". The Economist'ten Paul Lewis, "Bu program bizce, Rusya'nın, savaş sonrası bir anlaşma için talebini ortaya koymaktadır" diye konuştu. Gözlemciler, ABD'nin saldırısına onay vermesi halinde, Rus petrol şirketlerine Irak'ta önemli fırsatlar tanınacağını da belirttiler. ABD'nin Moskova Büyükelçisi Alexander Vershbow, "Saddam Hüseyin'in devrilmesi halinde, Irak'ın Rusya'ya olan 7 milyar dolarlık borcunun ödenmesi çok daha muhtemel hale gelecektir" diye konuştu. ABD yönetiminin, Rusya'yı razı etmek için "Amerikan piyasalarına erişim" ve "Dünya Ticaret Örgütü'ne girişte destek" gibi vaatlerde de bulunabileceği kaydediliyor.
'Üç ay içinde' Bush'un konuşması ile ilgili bir değerlendirme yapan ABD donanmasından emekli Amiral Stephen Baker, ABD kuvvetlerinin mart ayından önce saldırmayı tercih edeceğini söyledi. Baker, "Başkan'ın söylediklerine bakınca, tahminim odur ki, ya silah denetçileri Irak'a girecek, ya da önümüzdeki üç ay içinde savaş başlayacak" diye konuştu. Nitekim, Bush'un konuşmasından sonra, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın, silah denetçilerinin birkaç hafta içinde Irak'a girmesi için BM üyeleriyle temaslara başladığı öğrenildi. Powell; hepsi de BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olan İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya'nın temsilcileri ile bir araya gelecek. İngiltere'nin, önümüzdeki hafta sonuna kadar, Irak ile ilgili yeni bir Konsey kararı hazırlayabileceği de belirtiliyor.
Yeni dayatmalar Adını vermeyen bir Amerikalı diplomat, ültimatom niteliğinde olan bu kararın, "sadece silah denetçileri ile ilgili olmayacağını" söyledi. Diplomat, muhtemelen Bush'un konuşmasında dile gelen diğer konularla ilgili olarak da Irak'a dayatmalarda bulunulacağını dile getirdi. Böylelikle, Irak'ın BM'nin alacağı herhangi bir kararı kabul etmesi olasılığı iyice azaltılmış olacak. Amerikalı diplomat, "Irak ile görüşmeyeceğiz" diye de ekledi. ABD Başkanı'nın, BM kürsüsünden savurduğu tehditlerle ilgili en ilginç yorum, Amerikan gazetesi Christian Science Monitor'den geldi. CSM yazarı Peter Ford şunları yazdı: "Bush, dünyadan, 2. Dünya Savaşı sonrası uluslararası düzenin kurucu ilkelerini değiştirmesini talep etti. Irak, elinde olduğu öne sürülen kitle imha silahlarını kullanmadan önce bir askeri saldırıyı savunan Bush, böylelikle, üç nesil boyunca uluslararası ilişkileri şekillendiren egemenlik ve kabul edilebilir güç kullanımı gibi BM kurallarına meydan okumuş oluyor."
Evrensel'i Takip Et