04 Mart 2011 12:29

İnsanı bizzat yaratan şey: Emek

Modern insanın diğer primatlardan en büyük farklarından birisi de dik olarak yürüyebilme özelliğine sahip olmasıdır. Dik olarak yürüyebilme özelliği birçok açıdan insana büyük özellikler kazandırmıştır. Dik yürüyüşün ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıkan avantajların en b&uu

İnsanı bizzat yaratan şey: Emek
Paylaş
Burak Kiraz


Bu yetenek diğer primatlarda da kendini oldukça sık gösteriyordu. Ambam iki ayak üzerinde durarak daha uzağı görebiliyor böylelikle bakıcısının yemek getirdiğini görerek diğer gümüş sırtlı gorillerden önce davranıyor. Bu özellik aynı zamanda kendi türlerinin saldırısını veya başka bir tehlikeyi önceden görüp onu bloke etmek için kendisine gereken zamanı veriyor. Vahşi yaşam parkının en iri cüsseli gorilinin de Ambam olması bu durumu açıklıyor. Modern insanın dik yürüyüş özelliği ona belli avantajlar da sağlamıştır. Bu özellikle birlikte dört ayak üzerindeyken desteklenen ve beslenen kaslar iki ayak üzerinde desteklenme durumundan çıkmıştır. Dört ayak üzerindeyken kafayı dengede tutmak için kasılan kaslar iki ayaklı formlarda bu görevden muaf olmuşlardır.

Dolayısıyla vücutta bu kasların kasılması sırasında harcanan enerjiden tasarrufa gidilmiştir. Vücut dört ayak üzerindeyken kafa dengesini sağlayan bir çok kası beslemekten kurtulacak, beyne daha fazla kan pompalanmasını sağlayacaktır. Bu özellikle birlikte beyin de daha fazla özellik kazanır, metabolik olarak tasarruf da edilmiş olur. Beyin kökünün daha dikey olmasına da neden olan iki ayaklılık, beyin kabuğunun belli frontal bölgelerinde de bilinçlilik düzeyiyle ilgili değişimlere yol açar. Elleri serbest hale gelen canlı, avcı-toplayıcı yaşam tarzı ile ilgili yeteneklerini ve becerilerini artırma şansı yakalar. Paleontologlar da insanımsı ilk canlıların taşları kırarak şekillendirdiğini ve savunma amacıyla kullandığını belirtiyorlar. Beynin evrimsel gelişimi ile  bu aletlerin işlevselliği de artıyor. Dik yürüyüş aynı zamanda gırtlağın daha verimli çalışmasını sağlayarak dilin çalışma kapasitesini artırır. Nefes alıp vermenin dik olarak daha kolay, verimli olması ses çeşitliliğinin artmasını sağlamıştır. Bu da insansılar arasındaki sosyal iletişimi kolaylaştırmıştır. Dik duruşun bir diğer önemli avantajı ise vücut yüzeyinin büyük ölçüde güneşe maruz kalmasını engellemesidir. Bu sayede geçmiş dönem insansıları ve günümüz insanı üretim ilişkilerinde daha verimli bir şekilde yer almaya başlamıştır.

Dik yürüyüş modern insandan önce Australopithecus grubu içerisinde görülmüştür, onların kalçaları büyük antropomorf maymunlarınkinden çok farklıdır ve bedenin dikey konumunun çok erken dönemde ortaya çıktığını gösterir. Küçük çalıların ve köklerin bu savanada daha geniş alanlarda yer bulmasından sonra antilop ve ceylan gibi canlıların bu bölgede yaşam sürmeleriyle atalarımızın avları ve yiyecekleri de farklılık kazanmıştır. Bu özellikleriyle dik yürüyüş durumunu gösteren ve etobur özellik kazanarak farklı av hayvanlarına yönelen ilk insansı Homo erectus oldu. Homo erectus’un diş yapısı diğer tüm insansılardan daha iridir ve hem kendin de hem de ileriki dönemlerde ki insansılarda beyin hacminde belirgin bir artış meydana gelmiştir. Dik yürüyüşe sahip olan ilk insansıdan sonra  alet kullanabilen ilk insan olan Homo habilis evrilmiştir. Homo habilis, Homo erectus ile günümüz insanı olan Homo sapiens arasında bir türdür. İnsansılarda gelişen özellikleri dikkate alırsak dik yürüyüş özelliğinden sonra evrimsel süreç daha büyük bir ivme kazanmış ve gelişim artmıştır.

Friedrich Engels doğa tarihinin, diyalektik materyalizmin önemli bir ayağını oluşturduğunu vurguluyordu. “Maymundan insana geçişte emeğin rolü” adlı makalesinde emeği ve insanı tanımlarken; “emek, insanı bizzat yarattı diyebiliriz” diyerek doğanın sağladığı materyalleri zenginliğe çevirirken emeği bütün zenginliklerin kaynağı olarak nitelendiriyordu. “O halde el, yalnızca emeğin organı değildir, emeğin ürünüdür de” diyerek jeolojik olarak an diye geçebilecek uzun yıllar sonunda bu kalıtsal becerinin kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla “insan elini, Rafael’in, tablolarını, Thorwaldsen’in heykellerini, Paganini’nin müziğini yaratabilecek bu yüksek yetkinlik düzeyine kadar getirmiştir” demiştir. Modern insanın genetik yollarla dik yürüyüş ve el becerilerini kuşaktan kuşağa aktardığını söylemiştik ancak İskenderun'un Kırıkhan ilçesine bağlı Demirkonak Köyü'nde, uzak akraba evliliği yapmış bir ailenin 19 çocuğundan beşinde görülen bir sendrom Prof. Dr. Üner Tan tarafından tanımlanmıştı. Çocukluk döneminde iki bacak üzerinde yürüyüşe geçmeyip el ve ayak üzerinde yürüyüş şeklinde kalan 19-34 yaş arasındaki 5 kardeş üzerinde inceleme yapan Prof. Tan, dünya literatüründe şimdiye kadar tanımlanmamış bu sendromun belirtilerinin, el ve ayak yürüyüş, primitif konuşma (kendi aralarında ilkel konuşma) ve zeka geriliği belirtileri olduğunu açıklamıştı. Prof. Tan'ın buluşu, özelikle el ve ayak üzerinde yürüyüş şekli yönünden bilim çevrelerinde büyük ilgiyle karşılanmıştı. Çünkü, el ve ayak üzerinde yürüyüş şeklinden iki ayak üzerinde yürüyüş şekline geçiş, insan evriminin önemli bir aşaması olarak biliniyor ve bu sendrom insan evriminin araştırılması yönünden, canlı bir model olarak büyük bir önem taşıyor. İskenderunlu beş kardeş sadece el ve ayak üzerinde  yürüyüş şekli yönünden değil diğer özellikleriyle de geçmiş dönem atalarımıza ışık tutuyorlar. Gelecek yıllarda doğa tarihi yeni bulgularla insanlığın geçmişine doğru daha ayrıntılı ve daha heyecan uyandıracak bir maceraya çıkacak gibi görünüyor. 

Kaynaklar:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Homo_erectus
http://artsci.wustl.edu/~hpontzer/Courses/Sockol%20et%20al_PNAS.pdf
http://en.wikipedia.org/wiki/Human_evolution
http://www.youtube.com/watch?v=GxDI3s21yf8
http://www.news.ucdavis.edu/search/news_detail.lasso?id=8252
http://www.nationalgeographic.com/ngm/0607/feature5/multimedia.html
http://www.tuba.gov.tr/anasayfa/tr/haber/makale-38-Uner-Tan-Sendromu-Dunya-Basininda

ÖNCEKİ HABER

Belçika'da uyarı grevi

SONRAKİ HABER

Bir tek Zaman'la Sabah savundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...