6 Ağustos 2002 21:00

ABD halkından itirazlar

ABD yönetiminin medya destekli propagandasına rağmen, Amerikan halkı Irak'a yönelik yeni bir saldırı düzenlenmesini istemiyor. New York Times gazetesi, ABD Başkanı George W. Bush'a yönelik desteğin güçlü olduğu bölgelerde dahi, yeni bir savaş ilanına yönelik ciddi bir muhalefetle karşılaştı. Bu durum, Bush'un Irak savaşını halka kabul ettirmekte zorlanabileceğini gösteriyor. Gazetenin muhabiri Neil A. Lewis; muhalefetteki Demokrat Parti'nin taraftarları ile kendisini "bağımsız" olarak adlandıranların savaşa zaten karşı olduğunu, ama cumhuriyetçilerin dahi Irak'a saldırılmasını istememesinin şaşırtıcı olduğunu belirtti.

'Neden Irak?' New York Times'ın bu "şaşırtıcı" görüşmelerinden ilki, "hayatı boyunca cumhuriyetçi" olan Tom Meaker ile oldu. Meaker; Arizona eyaletinde Bush'un seçim kampanyasında aktif olarak yer almış. Ancak kendisine Irak politikası sorulduğunda "cumhuriyetçiliği eriyip gidiyor". Meaker şöyle konuşuyor: "Dünyada kaç ülke var? Kaç tane diktatör? Kaç korkunç bölge? Sorun bu. Biz kendi kötülerimizi kendimiz seçiyoruz. Girilecek öyle çok yer var ki. Neden Irak olsun?" Siyasi gelişmeleri yakından takip eden Meaker, Bush'un "babasının oğlu olduğunu ve Baba Bush'un yarım bıraktığı işi tamamlamak istediğini" belirterek, 11 Eylül'ün bu istek için gerekçe yarattığını belirtiyor. Bush'a desteğin yoğun olduğu Arizona eyaletinde yapılan 24 ayrı görüşme sırasında, "Saddam'ın devrilmesi" taraftarları da çıktı. Ancak çoğunluk, saldırıya karşıydı. Birçok insan, yönetimin, Irak'a saldırılması için "makul bir gerekçe" sunamadığına dikkat çektiler.

'Başka bir yol olmalı' Bir başka Cumhuriyetçi olan Cindy Morrow, planlanan saldırının Ortadoğu'daki Amerikan karşıtlığını yaygınlaştıracağını belirtti. Ayakkabı dükkanı sahibi olan Morrow, "Savaşın ne getireceği belli olmaz. Bu işin nereye gideceğini bilmiyoruz, üçüncü dünya savaşı bile çıkabilir. Çocuklarımı neyin beklediğini düşünmek beni korkutuyor. Bu sorunlar nasıl çözülür bilmem ama savaş dışında bir yol olmalı" diye konuşuyor. Bir diğer Cumhuriyetçi olan satış yöneticisi Joe Ficklin, savaşı destekleyebileceğini ifade ettikten sonra, "Önce doğru dürüst bir gerekçe sunulmalı" diyor. Ficklin, "Sadece Irak'ın elinde kitle imha silahları olduğunu söylemek yetmez. Iraklıların doğrudan El Kaide'yi desteklediğine veya kitle imha silahlarını bize karşı kullanmaya niyetli olduklarına ikna olmamız gerek. Kamuoyuna, doğrudan ABD topraklarına karşı bir tehdit olduğunu söylemeleri gerek; şu ya da bu büyükelçiliğe değil" şeklinde konuşuyor. Bu sözler, birçok Amerikalının, Irak'ın "kitle imha silahına sahip olmasının" dahi, saldırı için yeterli gerekçe olmadığı kanısında olduğunu gösteriyor. Sınır nasıl aşılıyor? Emekli Tim Lindner de, dünyada bu kadar sorun dururken neden Saddam Hüseyin'e odaklanıldığını merak edenlerden. Oyunu Bush'a vermiş olan Lindner, 11 Eylül saldırısını düzenleyenlerin çoğunun Suudi Arabistan kökenli olduğunu, ama Washington'un Suudi yönetimine Irak muamelesi yapmadığını hatırlatarak bunun nedenini soruyor. "Saddam Hüseyin'in Kaddafi'den ne farkı var?" diye soran Lindner şöyle devam ediyor: "Kaddafi'ye tahammül ettik, hâlâ da ediyoruz. Benim anlamadığım, bu tolerans sınırının ne olunca aşıldığı." Cumhuriyetçi seçmenlerden Jim Garadis de, Irak'ın işgal edilmesi konusunda "henüz ikna edilemediğini" belirtiyor. Garadis, "Elimizde daha fazla bilgi olmalı; o zaman ne yapacağımıza karar veririz. Bilgi yokken nasıl harekete geçilebilir?" diye soruyor. Öğretmen Monica Pereira, soruna daha farklı bir açıdan bakıyor. Saddam Hüseyin'in devrilmesi halinde yerine geçirilecek kişinin "daha iyi" olacağının nasıl bilindiğini soran Pereira, "Bildiğin şeytanla uğraşmak, bilmediğin şeytanla uğraşmaktan yeğdir. Saddam'ın alternatifleri hakkında hiçbir şey bilmiyoruz" diye konuşuyor. Bir diğer cumhuriyetçi, Patricia Giordano, "Amerikalıların başka dertleri olduğunu" belirterek devam ediyor: "Neden bu mesele yine kurcalanıyor? Zaten biz ne yaparsak yapalım hiçbir şey değişmeyecek. Çözümün ne olduğunu bilmiyorum, ama orayı burayı bombalayıp işleri düzelttiğimizi zannetmemeliyiz." Arizona gibi "cumhuriyetçilerin kalesi" olarak bilinen bir eyalette dile getirilen bu görüşler, Amerikan halkının, "Irak'ın şeytanlığı"na ilişkin bütün propagandalara rağmen, Bush'a olan desteğinin giderek azaldığını gösteriyor.

Evrensel'i Takip Et