13 Temmuz 2002 21:00
Deniz, çocuğu çekince...
Balat ve çevre semtlerde yaz aylarının kavurucu sıcağından bunalan birçok insan soluğu Haliç kıyısında alıyor. Özellikle ev kadınlarının rağbet gösterdikleri Haliç adeta piknik alanına dönmüş durumda. Bizim ise bu alanı gezerken dikkatimizi ilk çeken şey onca hastalık ve mikrop barındıran bu koyda bana mısın demeden denize giren çocuklar oluyor. Denizdeki yüksek kolibasili değerlerinden, yakalanabilecekleri deri hastalıkları ve diğer hastalıklardan habersiz yüzüyorlar...
Görece daha temiz olduğu söylenebilecek Boğaz'ın birçok yerinde her gün benzer manzaralar görsek de Haliç'te karşımıza çıkan bu tablo dikkat çekiciydi.
'Dersler mükemmel' Suda eğlenen çocukları kıyıya davet ediyoruz ve en büyükleri olan Necdet'e 'usuldendir' diyerek derslerini soruyoruz. "Mükemmel" diyen Necdet bu sene orta üçe geçmiş. Bu tatil günü sabahtan yollara düştüklerini belirten Necdet ve arkadaşlarının son durağı Balat olmuş. Sıcaktan fazlaca bunaldıklarına değinerek, "Aslında biz buraya yüzmeye gelmedik Mersin'den misafirimiz gelmişti, onu gezdiriyorduk. Biliyoruz çok kirli fakat dayanamadık attık kendimizi suya" sözleriyle bu kirli mi kirli suya neden girdiklerini anlatıyor. Yaz okulları güzel fakat! "Doktorlukta gözüm var" sözleriyle geleceğe dair umutlarını açıklayan Necdet ile konuşurken yazın gelişiyle sıklaşan yaz okulları haberlerini düşünüyoruz. Ücreti yüz elli milyon liradan başlayan yaz okullarında, "Tenis, basketbol, futbol ve en önemlisi de yüzme gibi sporları yapma imkânları bulan çocuklar yaz tatillerini gün boyu eğlenerek geçirebiliyor" şeklindeki davetkâr haberler hakkında ne düşündüğünü soruyoruz Necdet'e... Buralara gitmeyi isteyeceğini ancak markette çalışan babasının buna gücünün yetmediğini belirtiyor.
Mersinli misafir Mehmet Reşit ise Necdet'in dayısının oğlu. "Önce ayaklarımızı soktuk denize ardından dayanamadık daldık" diyor o da. Bu sene beşinci sınıfa geçen Reşit'in dersleri de fena değilmiş. Babası Zeytinburnu'nda bir fabrikada işçi olan Reşit daha önce Yeşilköy tarafına bir kereliğine de olsa denize gittiklerini söylüyor. Denizin ve kumsalın Haliç'ten çok farklı ve daha eğlenceli olduğunu söyleyen Reşit de Necdet gibi yaz okullarına gitmeyi istediğini söylüyor. Geçenlerde Yenikapı'da da bir deniz macerası yaşadığını anlatan Recep'in yanında oturan ve diğerlerinden farklı olarak denize girmeyen Mehmet ise sözü edilen, "Mersin'den gelen misafir". Haliç'e alışık olmadığı belli olan Mehmet yüzme bilmediği için denize girmiyor. Uğruna Haliç turuna çıkılan 'misafir Mehmet' onları bıraktığımızda kıyıda kazağını bile çıkarmadan oturmaya devam ediyor, tekrar denize atlayan ev sahiplerine uymamaya kararlı...
'Dersler mükemmel' Suda eğlenen çocukları kıyıya davet ediyoruz ve en büyükleri olan Necdet'e 'usuldendir' diyerek derslerini soruyoruz. "Mükemmel" diyen Necdet bu sene orta üçe geçmiş. Bu tatil günü sabahtan yollara düştüklerini belirten Necdet ve arkadaşlarının son durağı Balat olmuş. Sıcaktan fazlaca bunaldıklarına değinerek, "Aslında biz buraya yüzmeye gelmedik Mersin'den misafirimiz gelmişti, onu gezdiriyorduk. Biliyoruz çok kirli fakat dayanamadık attık kendimizi suya" sözleriyle bu kirli mi kirli suya neden girdiklerini anlatıyor. Yaz okulları güzel fakat! "Doktorlukta gözüm var" sözleriyle geleceğe dair umutlarını açıklayan Necdet ile konuşurken yazın gelişiyle sıklaşan yaz okulları haberlerini düşünüyoruz. Ücreti yüz elli milyon liradan başlayan yaz okullarında, "Tenis, basketbol, futbol ve en önemlisi de yüzme gibi sporları yapma imkânları bulan çocuklar yaz tatillerini gün boyu eğlenerek geçirebiliyor" şeklindeki davetkâr haberler hakkında ne düşündüğünü soruyoruz Necdet'e... Buralara gitmeyi isteyeceğini ancak markette çalışan babasının buna gücünün yetmediğini belirtiyor.
Mersinli misafir Mehmet Reşit ise Necdet'in dayısının oğlu. "Önce ayaklarımızı soktuk denize ardından dayanamadık daldık" diyor o da. Bu sene beşinci sınıfa geçen Reşit'in dersleri de fena değilmiş. Babası Zeytinburnu'nda bir fabrikada işçi olan Reşit daha önce Yeşilköy tarafına bir kereliğine de olsa denize gittiklerini söylüyor. Denizin ve kumsalın Haliç'ten çok farklı ve daha eğlenceli olduğunu söyleyen Reşit de Necdet gibi yaz okullarına gitmeyi istediğini söylüyor. Geçenlerde Yenikapı'da da bir deniz macerası yaşadığını anlatan Recep'in yanında oturan ve diğerlerinden farklı olarak denize girmeyen Mehmet ise sözü edilen, "Mersin'den gelen misafir". Haliç'e alışık olmadığı belli olan Mehmet yüzme bilmediği için denize girmiyor. Uğruna Haliç turuna çıkılan 'misafir Mehmet' onları bıraktığımızda kıyıda kazağını bile çıkarmadan oturmaya devam ediyor, tekrar denize atlayan ev sahiplerine uymamaya kararlı...
Evrensel'i Takip Et