Ekmek, peynir ve şiir...

Mamak'ın Tepecik mahallesinde "Onur market" isimli bakkalın duvarlarını şiirler süslüyor. Bakkalının dört bir tarafına kaleminden çıkan şiirleri asan Hasan Ali, isimlerini saygıyla andığı Nâzım Hikmet, Ahmet Arif, Can Yücel'in şiirlerini de müşterilerin ilgisine sunuyor. Bakkala, bir ekmek ve bir parça peynir almak için gelenler mutlaka fazladan 5-10 dakika oyalanıyor. Hasan Ali de her seferinde "Okuması bedava, okuyun okuyun" diyerek, şiirleri gösteriyor. "Sivas'tan uzun yıllar önce başkent Ankara'ya ekmek parası için geldik" diyen Hasan Ali, yoksul bir emekçi mahallesinde "mütevazı bir bakkal açarak" yaşamını sürdürdüğünü anlatıyor. Gittikçe büyüyen kentte yoksullaşan insanların artık mahallelerinde sıkışıp kaldığını belirten, Hasan Ali, "Onlar benim şiirlerimi seviyor. Benim dükkânımda mutlu oluyorlar. Çocuklar, gençler de okuyor şiirlerimi. Sonradan market yaptığım bu bakkalda yıllarca şiir yazdım. En güzel günlerim burada geçti. Şiirlerimi paylaşmayı ve gençlerin ilgisini seviyorum" diyor. Hasan Ali, şiirin gücüne inanıyor ve ekliyor; "Şiir güçlüdür, değiştirir, yeter ki okunsun. Okuyan mutlaka etkilenir. Haa, tabii anlaşılır olacak bütün bunlar için."

Dünyaya sevdalandım "Kendimi bırakırken gecenin gizemine/ Haykırmak geliyor içimden/ Tutsaklığa ve yaşama inat/ Sevda türküsü söylemek/ Özgürlüğe ve mutluluğa dair/ Şiirini okumak Nâzım'ın/ Güzel günler özlemine dair/ Uyku damlarken gözlerime/ Sabahı görüyorum gözlerinde/ Yarın ve aydınlık için..." Hasan Ali, şiirlerinde özgürlüğü, sevdayı yani "memleket ahvallerini" anlattığını söylüyor. Şiire başlamasını ise "sevdalanmasına" bağlıyor. Pek çok gencin yaptığı gibi, sevdiği kıza yakın olabilmek için ünlü şairlerin şiirlerini okuduğunu belirten Hasan Ali, önce yazdığı sevda şiirlerini sergilemiş dükkânında. Ama sonra boş gelmeye başlamış bu şiirler. Hasan Ali, şiir serüvenini şöyle anlatıyor; "Şimdi geriye doğru bakıyorum da iyi yapmışım. Nâzım Hikmet ile ve diğer ustalarla böyle tanıştım. Öyle çok sevmiştim, sevdiğime yakın olmak için şiir okudum. Okudukça, çok şey değişti bende." Hasan Ali böylece duygularını ve düşüncelerini kâğıda dökmeye başlamış. "İnsanın kardeşcesine emeği ve ekmeği paylaşarak, onurlu ve gururlu yaşayarak, yaşadım ve ardından yaşıyor denilerek daima ileriye, özgürlük ve mutluluk için..." Bu yazı marketin bir kenarında, satılan ürünlerin üstünde asılı duruyor ve niceleri... Müşterileri okuyor şimdi şiirlerini ve diğer yazılarını. Bazı müşterileri yakınlarına mektup göndereceklerinde Hasan Ali'nin şiirlerinden alıntılar yaparken, bazıları ise kendi yazdığı şiirleri ya da beğendiği şiirleri getirip bakkala asmalarını istiyorlarmış Hasan Ali'den. Hasan Ali bu olayları şöyle anlatıyor; "Müşterilerim şiirlerimi çok beğeniyor, hatta bazıları kendi şiirlerini getiriyor ama hepsini asmıyorum çünkü en çok gelen aşk şiirleri."

'Halka daha yakın olmalılar' Şairlere öldükten sonra sahip çıkılıyor diyor Hasan Ali. "Hatta, bazı şairlerin öldüğünü aylar sonra öğreniyoruz" diyerek sürdürüyor konuşmasını. "O kadar aydınımız var" diyor, "Şiirleriyle, türküleriyle, sazıyla, sözüyle insanlara bir şeyler vermeli yani biraz daha halka yakın olmalı". İnsanların daha duyarlı olması için aydınlara ihtiyaç bulunduğunu belirten Hasan Ali, "Bunun için halkın arasına inmelidirler" diyerek aydınlarla tanışmayı çok istediğini söylüyor. Ünlü şairlerden etkilendiğini söyleyen Hasan Ali'nin şiirlerinde de bu etkilenme şu dizelerde olduğu gibi göze çarpıyor; "Nerdesin mahzun kızı/ Yoksa Filistin'de cephede mi/ Yoksa yoksa Nâzım'ın şiirinde Zöhre misin/ Yoksa İstanbul'da Kız Kulesi'nde mi..." Kendisi gibi birçok kişinin gelişmeye açık olduğunu söyleyen Hasan Ali, "İnsanın kendini sosyal ve kültürel anlamda geliştireceği bir yer yok" diyor. Hasan Ali emekçilere de, "Zulüm mutlaka yenilecektir diyelim, yaşamak direnmektir diyelim, pes etmeden, yılan bana dokunmuyor, bırakın yaşasın mantığının karşısında olalım, yılanları büyütmeyelim" diyerek sesleniyor.