Sağlıkta da ayrımcılık

Maliye Bakanlığı’ndan açıklanan verilere göre bölgeler arasında en fazla kaynak aktarılan Doğu ve Güneydoğu Anadolu. Ancak, karşımızda yarıdan fazlası yoksulluk sınırının altında yaşayan 12.5 milyonluk bir nüfus, batıda ölen her 10 bebeğe karşılık doğuda ölen 27 bebek çıkıyor. Sonuç bölgede yapılan harcamaların savaşa aktarıldığının bir aynası.
SES’in raporuna göre, sağlık alanında bölgeler arası eşitsizlikler 2010’da da sürdü. Türkiye’nin doğu ve güneydoğusundaki 21 ilde yaşayan 12.5 milyon vatandaşın yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında geçinmeye çalışıyor. Bir ailenin Türkiye’deki ortalama geliri 8 bin 500 TL iken, bölgedeki bu rakam 3 bin 591TL.
EŞİTSİZLİK ANNELERİ ÖLDÜRÜYOR
Devletin kişi başına harcamanın en fazla gözüktüğü bölgede nüfusun yüzde 46’sın yeşil kartlı. Türkiye’de sağlık alanındaki en önemli eşitsizlik, anne ve bebek ölümlerinin bölgedeki artışı ile karşımıza çıkıyor.
Doğu Anadolu’nun en gelişmiş illerinden olan Van yüz binde 65,7 ile anne ölümlerinin en yüksek olduğu il. Raporda, anne ölümlerinin başlıca nedenleri “gelir düzeyinin düşüklüğü, eğitimsizlik, sık ve erken yaşta doğumlar, doğumların eğitimli personel olmadan uygunsuz koşullarda gerçekleşmesi ve anadilde hizmet sunulmaması” olarak gösteriliyor. Türkiye genelinde ehil olmayan ebe oranı yüzde 4.3 iken, bu oran Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yüzde 13.9’a kadar çıkıyor. Yine Türkiye genelinde evde doğum yüzde 9.7 iken bölgede yüzde 27.2 oranında.
YOKSULUN BEBEĞİNE DE ÖLÜM DÜŞÜYOR
Rapora göre sağlık hizmetlerine ulaşım ve hizmetten faydalanma eşitsizliğinin derinliğini ortaya koyan bir diğer göstergesi de bebek ölüm hızlarının Türkiye genelinde azalmasına rağmen, doğudaki yüksek seyri.
Doğuda doğan her yüz bebekten 16.7’si 2.5 kilodan az doğmakta olduğuna dikkat çeken rapor, çocuk ölümlerinin en az yüzde 50’sinin yetersiz beslenme ile ilişkili olduğunu gösteriyor.
Raporda bebeklerin doğumdan itibaren sağlık kontrollerinin yapılmasının bebek ölümlerinin önlenmesi bakımından çok önemli olduğu belirtilirken, refah düzeyinin yüksek hanelerdeki çocuk ölüm oranlarıyla refah düzeyi düşük ailelerdeki çocuk ölümlerinin üçte bir oranında olduğu ifade edildi.
KATKI PAYI SAĞLIĞA ERİŞİME ENGEL
Genel Sağlık Sigortası’yla birlikte katkı payı ve cepten ödemelerinin arttığına da dikkat çekilen raporda, bu durumun başta yoksul bölge halkı ve tüm halkın sağlığa erişim ve sağlık hizmetlerinden faydalanmasını olumsuz etkilediği kaydedildi. Türkiye ortalaması 26.3 olan on bin kişiye düşen hastane yatak sayısının güneydoğuda ise 15.5 olduğu belirtilen raporda, Türkiye genelinde on bin kişiye 2 olan yoğun bakım yatak sayısının da güneydoğuda on binde 1.4 olduğu aktarıldı. (Ankara/EVRENSEL)

PARASI OLMAYINCA ÖLÜME TERK EDiLDİ
‘SAĞLIKTA dönüşüm skandalı’ bir can daha aldı. İktidarın seçim propagandası olarak kullandığı “Artık parası olmayan hastane kapılarından dönmeyecek” sözlerine karşın sosyal güvencesi olmayan 24 yaşındaki Recep Taşkın, ailesi tarafından 6 hastane dolaştırıldı. “Cihaz yok”, “Para yoksa tedavide yok” denilerek geri çevrildi. Taşkın 7. hastaneye götürülürken yolda yaşamını yitirdi.
İddialara göre olay şöyle gelişti: İstanbul’un Sultangazi İlçesi Yayla Mahallesi’nde ikamet eden Taşkın yaklaşık iki hafta önce sol böbrek kısmında ağrı ve nefes darlığı şikayeti ile ailesi tarafından Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastane acil servisinde muayeneye alınan Taşkın’a asistan doktorlar “Kansızlık var, yemesine dikkat etsin geçer” diyerek geri gönderdi. Şikayetleri devam eden Taşkın’ın ailesi yeniden aynı hastaneye getirdi. Bu defa röntgeni çekilen Taşkın’a “Kalpte büyüme var” teşhisi konuldu. Ancak hastane görevlileri ayın zamanda obezite hastası olduğu için uygun cihazın bulunmadığını bildirdi.
‘PARAN YOKSA TEDAVİ DE YOK’
Ailenin itirazı üzerine bu defa yatış işlemleri yapılmak istendi. Taşkın’ın sosyal güvencesinin olmadığı ortaya çıkınca, bu defa “Parayı ödeyin ancak öyle yatış işlemini yaparız, yoksa hastanızı alın gidin” denildi. Aile Taşkın’ı alarak eve götürmek zorunda kaldı. Şikayetleri devam eden Taşkın’ı aile bu defa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürdü, sosyal güvencesi olmadığı için tedavisi burada kabul edilmedi. Aile son iki hafta içinde sırayla Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giderek, günden güne kötüleşen çocuklarının tedavisinin yapılmasını istedi. Başvurdukları her hastanede “Cihazımız 120 kiloya kadar olan hastalar için geçerli sizin hastanız obez kabul edemeyiz. Dışardan cihaz gelmesi için para lazım, sosyal güvencesiniz yok, hastanızı yatıramayız” yanıtını aldı.
MÜDAHALE EDİLMEDEN 4 SAAT BEKLETİLDİ
Günden güne durumu kötüleşen Taşkın son olarak dün akşam Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne götürüldü. Ancak gece yarısı ağır hasta olduğu halde ambulans dahi verilmeden “Cihaz yok” denilerek, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Hastanenin acil servisinde müdahale edilmeden 4 saat bekletilen Taşkın yakınlarının “ölüyor” feryatlarına rağmen sosyal güvencesi olmadığı için kabul edilmedi ve sabaha karşı saat 05.00’te Taksim İlkyardım Hastanesi’ne sevk edildi. Taşkın ambulansla sevk edildiği Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne gelemeden yolda yaşamını yitirdi. Taşkın Taksim İlkyardım Hastanesi Morguna kaldırıldı. Aile ise Sağlık Bakanlığı’nda davacı olacaklarını belirterek çocuklarının cenazesine otopsi yapılmasını istiyor.
‘YOKSULUZ DİYE OĞLUMU ÖLDÜRDÜLER’
Taşkın ailesi şimdi acı içinde göz göre göre öldürülen 24 yaşındaki çocuklarının “Parasızlık yüzünden ölüme terk edilmesine” isyan ediyor. Anne Hamize Taşkın, konuşmakta güçlük çekerek, “Yoksuluz diye oğlumu öldürdüler. Bir aydır İstanbul’da gezmediğimiz hastane kalmadı” dedi. Ağabey Gökmen Taşkın ise “Bütün hastanelere götürdük, hiçbiri ilgilenmedi, doğru düzgün sevk bile vermediler. Oraya götürün buraya götürün. Makine yok, paranız yok. Bu sözlerle oyaladılar ve kardeşim öldü. Bunun hesabını birilerinin vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu. (İstanbul/DİHA)