29 Haziran 2002 21:00
Haluk Levent
'Güçlüler zayıfları yok etme çabasında'
-Savaşa karşı yapılan bir festivale katıldınız. Bir sanatçı olarak savaş karşısında sanatçıların tutumunun nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Savaşa karşı çıkmak sadece sanatçıların işi değil. Herkesin, her insanın karşı çıkması gerekir. Sanatçı ise, bunu en iyi biçimde ifade edebilmelidir. Şarkısıyla, türküsüyle, resmiyle, heykeliyle, yani eseriyle bu karşı çıkışı yoğunlaştırmak durumundadır. Bu açıdan ben, halkların bağımsızlığı, özgürlüğü ve kendi kendini yönetmek için verdikleri savaşların dışındaki savaşlara karşıyım.
Halen kan dökmeye devam ediyorlar. Halen güçlünün zayıfları yok etme çabası var. Silah tekellerinin silahlarını satabilmeleri için savaşlar yaratılıyor. Geçmişte insanların kafası kesilirdi, şimdi bombalamaların yanı sıra, ekonomik ve siyasal olarak halkların üzerinde talan uygulanıyor. Bu sadece emperyalist güçlerin bir uğraşı değildir. İşbirlikçi ülkelerin politikacıları da kendi koltuklarını sağlamlaştırmak için halkına zulüm uyguluyorlar. Halkın milli duygularını da kullanarak medya aracılığı ile kendi iktidarlarının ömrünü uzatmaya çalışıyorlar. Bütün bunlardan dolayı, bu savaşlara sanatçılar olarak karşı durmak zorundayız.
- DAY-MER, bu festivalini de Nâzım'a adadı. Nâzım hakkındaki düşünceleriniz.
Benim gözümde Nâzım Hikmet, karanlıkta bir ışıktır. Nâzım, sosyalist bir insandı. Yaşadığı dönemde, yaşanan olumsuzluklar, savaşlar ve bunun karşısında Nâzım'ın bir şeyler yapma isteği onu komünist yapmıştı. Ezilen ve sömürülenlerin yanındaydı. Nâzım, hem bir dünya insanı ve büyük bir sanatçıydı hem de komünistti. Türkiye'de medyanın tutumu tamamen magazinleşti. Nâzım'ı da magazinleştirmeye çalışıyorlar. Ben bu tutumu, Nâzım'a ve onu okuyanlara ihanet olarak değerlendiriyorum.
- Sizi, diğer sanatçıdardan ayıran nedir?
Beni diğer birçok sanatçıdan ayıran özelliğim, benim ülkemi tanımamdır. 5 üniversite kazandım ve 3'ünü terk ettim. Bu ortam içinde, üniversite ve öğrenci gençliğin sorunlarına yoğunlaşmış bir şekilde buldum kendimi. Bu sorunlardan kurtulmak, aynı zamanda yaşama daha güzel gözle bakabilmek için kendimi geliştirdim. Bunları yaparken sanatçı olmayı düşünmüyordum. Ama bu durum beni diğer kimi sanatçılardan şanslı kıldı. Çünkü ben, ülkemin sorunlarını görebilen ve en azından bu sorunları dile getiren bir sanatçı olarak buldum kendimi. Birçok sanatçı gibi ben de Ferrari ile dolaşıp, başbakanlarla oturup kalkabilirim. Ama benim kişiliğim buna müsaade etmiyor. Binlerce tokat yemiş ve çocuğuna ne kadar harçlık verebileceğini ya da akşam eve bir ekmek getirebileceğinin hesabını yapan bir halkın karşısına ben Ferrari ile çıkamam.
- Çevre sorunları ile yakından ilgileniyorsunuz.
Evet, tepkilerimizi dile getirmeye çalışıyoruz. Çevre denince, ormanlar, hayvanlar ve çöpler düşünülmemeli. Asıl olarak, hangi milletvekilinin hangi santral üzerinde ne kadar payı vardır ya da hangi bakanın hangi santraldan ne çıkarı vardır? Öğrenmek gerekir. Duyarlı bir sanatçı olmaya çalışıyorum. Halkımızın sorunlarını daha fazla dile getirmeye çalışıyorum.
Evrensel'i Takip Et