27 Haziran 2002 21:00

IMF suçunu örtbas etme çabasında

Arjantin'de yayımlanan El Clarin gazetesi, ABD'li iktisatçı Mark Weisbrot'a, ülkedeki ekonomik krizin gidişatını sordu. Weisbrot, Arjantin ekonomisinin başına gelenlerin sorumlusunun IMF olduğunu, şimdi de sorumluluğu atmaya çalıştığını söylüyor. El Clarin: Bize, Arjantin'deki durumu nasıl değerlendirdiğinizi özetler misiniz? Mark Weisbrot: Fernando de la Rua hükümetinin, ekonomik kriz yüzünden devrilmesinin üzerinden 6 ay, ülkede ekonomik bunalımın baş göstermesinin üzerinden ise yaklaşık 4 yıl geçti. Bu bunalım, IMF ve Dünya Bankası'nın istikrarlı bir büyüme sağlamaktan uzak, ekonomik politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Fakat bu kurumlar kendi hatalarını kabul etmeyi reddediyor, bütün olanlardan Arjantin'i ve Arjantin halkını sorumlu tutuyor, hatta ve hatta Arjantin'i, daha da zarar getirecek koşulları kabul etmeye zorlamak için uluslararası kredi üzerindeki kartellerini kullanıyorlar. Hükümet, ekonomide bir düzelme sağlayabilmek için IMF'den kurtulmanın yollarını aramak zorundadır. - Arjantin bu krizden nasıl çıkabilir? - En önemli ve acil hedef, ekonomik büyümenin yeniden sağlanmasıdır. IMF, yatırımcıların, özellikle de yabancı yatırımcıların güvenini yeniden sağlayabilmeyi ilk sıraya koyuyor ve bunu gerçekleştirmek için, hükümetin mali açığını azaltmayı ve borç ödemelerini en kısa zamanda yeniden başlatmayı öneriyor. Ancak bu politikalar ekonomiyi daha da batırarak tam tersi bir etki yapacaktır. Son dört senedir, hatta devalüasyondan bile önce yaşanan, kısmen budur. - Arjantin borç ödemelerini ertelemeyi sürdürmeli mi sizce? Öyleyse, ne kadar süre için? - Bu, hükümetin vereceği bir karar. Fakat biz, ekonominin büyümesi sağlanırken, en azından bir süreliğine Arjantin'in dış borçları hakkında resmi bir moratoryum kararı alınması çağrısında bulunduk ve bu çağrımız, Washington'daki pek çok iktisatçı tarafından bile makul bulundu. - Uluslararası baskıya karşı durmak imkânsız değil mi? - Hayır. IMF kendi baskısını uyguluyor, çünkü aralarında Dünya Bankası'nın, diğer hükümetlerin ve hatta özel sektörün de bulunduğu bir kredi verenler kartelini yönetiyor. Bu, şu anlama gelir: IMF, Arjantin gibi bir hükümete gidip, "Bizim söylediğimiz şeyleri yerine getirmek istemiyorsan, sadece bize değil, diğer herkese yapacağın kredi başvuruları da geri çevrilecektir" diyebilme gücüne sahip. Örneğin; Dünya Bankası yakın bir tarihte, hükümetin IMF ile anlaşmasını beklediğini söyleyerek, işsizlere yardım için kullanılacak 700 milyon doları vermeyi reddetti. IMF'den "yardım" uman diğer ülkeler arasında Arjantin'i üstün kılan şey, ülkenin ihracatının, ithalatını halen aşıyor olmasıdır, yani ticaret fazlasına sahip oluşudur. Bu anlamda Arjantin'in, borçlarını ödemek haricinde dış finansmana bağımlılığı yok. Ancak eğer borç ödemeleri ertelenirse, ülke, ihracat yolu ile ihtiyaç duyduğu dövize ulaşabilecektir. Şu nokta çok önemli: IMF "yapısal uyum"dan ve ülkelerin yaşam standartlarını sürdürülebilir bir düzeye çekmeleri gerektiğinden bahsederken, genellikle, ithalat için borç alan ülkeleri kastediyor. Ancak dört yıllık bir bunalımdan sonra, Arjantin hâlâ "uyumlu" ve dolayısıyla, ithalat yapmak için borç almasına gerek yok. IMF'nin bundan böyle yeni kredi önermediğini hatırlamak da önemli; yarın bir anlaşma yapılsa bile, Arjantin'in alacağı para sadece IMF, Dünya Bankası ve diğer resmi kreditörlerin borçlarını ödemeye harcanacak. Yani bunca acı boşuna çekilmiş olacak. - "Arjantin daha güçlü politik kurumlara sahip olmuş olsaydı, IMF kredilerini ve dayatılan koşulları reddedebilirdi" diyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz? - Arjantin, halkın çoğunluğunu arkasına almış güçlü bir politik liderliğe sahip olsaydı, Washington'dan gelen baskılara karşı koymak daha kolay olurdu. Asya krizi sırasında Malezya hükümetinin IMF'yle anlaşmayı reddetmesi buna bir örnektir. - Kamu harcamalarında yapılacak kesintiler durumu nasıl etkileyecektir? - Bu kesintiler, ekonomideki toplam talebi azaltacak, dolayısıyla ekonomik bunalımı uzatacak ve kötüleştirecektir. Ekonomi batağa saplandıkça diğer sorunlar da derinleşiyor. Küçülen ekonomi, kamu gelirlerinde kayba yol açar ve bu da hükümetin mali sorunlarını çoğaltır. - Eyalet yönetimlerinin açıkları konusunda ne düşünüyorsunuz? Asıl dert bu değil. Eyalet açıkları hiç bu kadar yüksek olmamıştı - geçtiğimiz birkaç yıl içinde, gayri safi milli hasılanın yüzde 1.5'undan azdı. Bu, ekonomik krizin bir sonucu; asla sebebi değil. Dört yıldır durgunluk yaşayan bir ekonomi için bu rakamlar öyle çok büyük açıklar da değil. IMF bu eyalet açıklarına dikkat çekmeye çalışıyor; çünkü bu, suçu Arjantin üzerine atmanın bir yolu. İki yıl önce eyalet açıklarının lafını bile etmezlerdi, fakat şu anda bunu başlıca bir sorun gibi göstermenin siyasi olarak faydalı olacağına inanıyorlar. Bu görüş, ülke içindeki siyasi kurumlardaki yozlaşmayı, Arjantin'in tüm sorunlarının nedeni olarak göstermeye çalışan tezleriyle de örtüşüyor. 1994'te Arjantin sosyal güvenlik sisteminde gerçekleştirilen özelleştirmenin tek başına, merkezi hükümeti ciddi biçimde gelir kaybına uğrattığını hatırlamakta yarar var. Bu gelir kaybı ve faiz bedeli, neredeyse, merkezi hükümetin 2001 yılı itibariyle yaptığı bütün bütçe açığına eşdeğer.

Evrensel'i Takip Et