"Gazete ve televizyonculuk atölyesinden geleceğe"

2011 Türkiye Gençlik Kampı tüm güzellikleri ile geride kaldı. Türkiye’nin dört bir köşesinden binlerce genci buluşturan gençlik kampımız kolektif yaşam örneği olmaya devam etti. Paneller, konserler ve atölyeler ile dolu dolu dokuz günün geçtiği kampımızın en önemli atölyelerinden biriside Gazete ve Televizyon atölyemiz oldu. Vural Nasuhbeyoğlu ve Görkem Kınacı’nın sorumluluğunda dokuz gün istikrarlı şekilde devam eden atölyeye farklı şehirlerden yüzlerce genç katıldı. Haber yapma tekniklerinden, kamera kullanımına kadar haberciliğe ve muhabirliğe dair dokuz gün boyunca eğitim alan atölye katılımcıları bu eğitimlerin dâhilinde panelleri, konserleri, atölyeleri takip ederek günlük Evrensel gazetesine ve Hayat Televizyonuna kamptan haberler yaptılar. Artık gelenekselleşen kamp gazetesi “Kamp Ateşi” ve kamp televizyonu “Kamp TV” 10 gün geçirdiğimiz küçük ülkemizin ne kadar çok habere konu olabileceğini gösterdi. Kamptan döndüğümüzde kendi şehirlerimizin sokaklarında, okullarında, fabrikalarında neler yapabileceğimizi örnekledi.

Geleceğe Bırakılan İzler Oldu Yazılan Her Haber

Birçok arkadaşımızın haber yazmayı, kamera kullanmayı öğrendiği atölyenin önemini tekrardan anlamakta ve anlatmakta fayda var. İletişim araçlarının ne kadar önemli olduğunu son dönem gençlik hareketi içinde daha da iyi gördük. Farklı deneyimleri öğrenebileceğimiz, çeşitli taleplerle sokağa çıkan, farklı problemlerini gündeme taşımaya çalışan biz gençlerin bugün elindeki en önemli araçlar Evrensel Gazetesi ve Hayat Televizyonu. Çünkü, ana akım medyanın çoğu zaman görmezden geldiği bizlerin gerçek taleplerimizi anlatmaktan ne kadar uzak olduğunu her gün görüyoruz. Ne yaşadığımızı, nasıl yaşadığımızı, ne istediğimizi değil, onların nasıl bir gençlik istediğini tarif ediyorlar bize sürekli. Bizse onların karşısına koyabileceğimiz, bizlerin sözüne kıymet veren iletişim araçlarına sahibiz. Okullarımızda, yurtlarımızda, sokakta, eğlenirken, çalışırken, düşünürken biriktirdiğimiz, başka bir dünyanın arzusuyla biraraya geldiğimiz her yerin bilgisinin, haberinin, görüntüsünün yer aldığı bir gazete ve televizyon biz gençleri yaşadığımız sorunlar karşısında daha güçlü kılacak. Bunu daha kamp alanındayken gördük aslında. Daha önce yaşadığı şeyi önemli görmeyen, kendini ifade etmekte zorlanan arkadaşlarımızın atölyede öğrendikleriyle yazı yazmaya, haber kovalamaya başlaması pek çok şeyi değiştirebildi. Geleceğe bırakılan izler oldu yazılan her haber, çekilen her görüntü. Bulunduğumuz her ilde, geleceğe başka bir dünya bırakabilmek için tarihe kazıdığımız çentikler olacak haberlerimiz. Bugünü yarına taşımak için, yarını başka bir güne çevirmek için her yerden bizim gerçek sesimiz olan gazetemizi ve televizyonumuzu beslemeliyiz. Atölyeden öğrendiklerimizi yaşama geçirmek için bugün artık her birimiz gazetemizin ve televizyonumuzun doğal muhabirleri olarak yola koyulma zamanı, şimdi!