18 Haziran 2002 21:00

Televizyon dizileri de
   derde derman olmuyor

Tiyatroların art arda kapanması ve bu alanda yaşanan sıkıntılar nedeniyle, oyunculara "çözüm olarak" televizyon dizileri önerildi hep. Oysa, kazın ayağı hiç de öyle değil. Şatafatlı reklamların ardında oyuncuların, özellikle de "medyatik" olamayan oyuncuların yaşadığı ciddi sıkıntılar yatıyor. Ercüment Balakoğlu da bu oyunculardan biri. 35 yıllık oyuncu olan Ercüment Balakoğlu, televizyon izleyicisi ile "Çılgın Bediş"' dizisindeki "tonton bakkal amca" tipiyle tanışmış. Oysa, oyunculuk geçmişi çok daha eski. Liseyi bitirdikten sonra özel bir tiyatroda ders görmeye başlayan Balakoğlu, o dönem çok şanslı olduklarını ve birçok değerli hocayla çalıştıklarını söylüyor. Bunlar arasında Ayla Algan, Muhsin Ertuğrul, Melih Cevdet Anday, Seyit Mısırlı, Haldun Taner, Nurettin Selim gibi tiyatroya yıllarını vermiş değerli isimlerin olduğunu anlatıyor Balakoğlu. Gülsen Tuncer'den de pandomim dersi almış. Tiyatro dalında birçok ünlü sanatçı yetiştiren Ulvi Uraz'la çalışma fırsatı bulduğunu dile getiren Balakoğlu, daha sonra Zafer Diper'le Bizim Tiyatro, Ankara Birlik Tiyatrosu, en son Abdullah Şahin'le Nokta Tiyatrosu'nda sahneye çıkmış. Fabrikadaki işçi gibi... Tiyatroların perde kapatmalarını en ağır yaşayanların oyuncular olduğunu vurgulayan Ercüment Balakoğlu, oyuncuların sosyal güvencesi olmadığının altını çiziyor. Kendilerini savunacak örgütlerinin olmamasından da yakınan Ercüment Balakoğlu, oyuncuların telif hakkı paralarını ödenmemesi ya da zamanında ödenmemesi gibi sorunlar ortaya çıktığını söylüyor. Televizyon dizilerinden esas olarak yapımcıların para kazandığını, yönetmenlerin bile para kazanamadığını anlatan Balakoğlu, "Nasıl fabrikadaki işçi sömürülüyorsa, oyuncuların alınteri de öyle sömürülüyor. Bu sistemin getirdiği bir sorun ve her alanda bu yaşanıyor" diyor.

Niteliksiz diziler "Çılgın Bediş", "Çocuklar Duymasın", "Koçum Benim" gibi dizilerde rol alan; televizyonlar için dublaj yapan, Yeşim Ustaoğlu'nun yönettiği "Güneşe Yolculuk" filminde oynayan Balakoğlu, bu dizilerden parasını zamanında alamadığını dile getiriyor. Ercüment Balakoğlu, dizilerin niteliğinden de memnun değil. "Kaliteli diziler çok az, yeni çıkan sit-com'lar da bizim kültürümüzden uzak. Kamera arkasından gülme efekti veriliyor. Nasrettin Hoca'nın torunlarının bunlara ihtiyacı var mı?" diyen Balakoğlu, kaliteli dizilerin yapımcılar tarafından kaldırıldığını söylüyor. Son alkış... Tiyatrolarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle başka geçim kaynakları olmadığını, bu sıkıntılar da üzerine binince daha fazla mağdur duruma düştüklerini anlatan Ercüment Balakoğlu, sanatçılara öldükten sonra değer verildiğini belirterek, "Biz acaba son alkışı duyabilecek miyiz?" diye soruyor.

Evrensel'i Takip Et