15 Haziran 2002 21:00

'İş hürriyetimize kasıt var!'

İzmir Güzelbahçe Su Ürünleri Kooperatifine üye balıkçılar, av esnasında Sahil Güvenlik Botları tarafından sık sık kontrollere tabi tutularak en küçük eksikliklerinden dolayı hapis ve para cezalarına çarptırılıyorlar. İş hürriyetlerinin kısıtlandığını dile getiren balıkçılar, teknelerinde bulundurmaları gerekli evraklarda, vize eksikliği bahane edilerek para ve hapis cezalarına çarptırıldıklarını belirtiyorlar. Yapılan kontrollerde küçük bir eksiği bulunan balıkçı, ilk defada para cezası alırken; eksikliğin tekrarında en az 6 ay hapis cezası alıyor. Para ve hapis cezası almayan balıkçının kalmadığı barınakta, kooperatif başkanı Ünal Görgün, minimaks (yangın söndürme tüpü) vizesi eksikliği için 78 gün cezaevinde yatanlar arasında. Altı ay ceza alan Görgün, cezaevine girmeden önce teknesini satmak zorunda kaldığını söylüyor. Tekne ve balıkçıya ait 18 evrakı yasa gereği, teknelerinde bulundurmak zorunda olan balıkçılara ikinci bir yük de Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan "rota çizme" zorunluluğu... Yürürlüğe girecek olan yasa gereği, balıkçılar teknelerinde "Bir metrekarelik bölge haritası, pergel, paralel, pusula, dürbün, radar reflektörü" bulundurmak zorunda olacaklar. Bu uygulamalar nedeniyle işlerini yapamaz hale gelen balıkçıların içinde Yunanistan'a iltica etmeyi düşünenler bile var. Balıkçılarla yaşadıkları sıkıntılar ve talepleri üzerine görüştük. Ünal Görgün (Güzelbahçe Su Ürünleri Kooperatif Başkanı): Balıkçıların hakkını hukunu koruyacak yasalar yok bu ülkede. Her geçen gün yakıt zamlarıyla beli bükülen balıkçı, kısa bir süre sonra denizden dönmeyecek. Çünkü yaşamına denizde son verecek. Artık o hale getirildik. Minimaks vizesi yüzünden 78 gün cezaevine girdim. Teknem parçalanmasın diye satmak zorunda kaldım. Bir başkasına verip balığa çıkartsam 1 milyar cezası var. Bugün Güzelbahçe'den çıkıp av yapıp Çeşme'ye yanaşsak, hemen sağlık vizesi yaptırmamız gerekli. Yaptırmazsak 2 yıl avcılıktan men cezası alıyoruz. Balıkçılar, salgın hastalık mı taşıyor? Avlanma teskeresinin vizesi bir gün geçsin yine 2 yıl balığa çıkamazsınız. Bu yasalar değişmedikçe ve balıkçıya transit mazot alma uygulaması başlatılmadığı sürece balıkçının da eylemleri çok büyük olacaktır. Engin Canbaz (34): Av dönüşüydü, bot çağırdı. Çıkar yangın tüplerini dedi. İki tane üç kiloluk olması gerekliymiş. Benim teknede de bir tane 6 kiloluk vardı. Minimaks yok diye zabıt tuttular. Mahkemeye çıktım. Hakim 550 milyon lira para, 5 ay hapis cezası verdi. Daha önceden bir suçum olmadığından, hakim hapis cezamı bir kereye mahsus erteledi. Erkan Şen (35): Dil balığı avına çıkıyorum. Sirkülerde uzatma ağlarıyla avcılık günbatımı ve günaçılımı yapılır diyor. Uzatma ağı denildiğinde hepsini kapsıyor. Dil ağını mecburen gündüz çekeceksin. Gündüz ağ çektim diye 142 milyon ceza yedim. Eksik evrak yüzünden ve teknemde bir yazı yok diye iki ayrı maddeden açılan mahkemede toplam 90 milyon ceza yedim. Erkan Öz (28): Minimaks'tan ceza aldım. 29 gün hapis yattım. Şimdi evrak vizesinden dolayı mahkeme 460 milyon lira ceza verdi. Bu para yatmazsa cezaevine gireceğim ya da teknem Turan'a çekilecek. Yani balığa çıkamayacağım. 460 milyon cezayı günlüğü 5 milyon 100 bin liradan cezaevinde yatarak ödeyeceğim. Coşkun Kurt (50): Işıklı balık avcılığı yapıyoruz. 4 bin vat ışık kullanmak serbest. TUBİTAK ve üniversitenin yaptığı araştırmalarla bu 8 bin vata çıkarıldı. Yeni sirküler basılmadığından şu an 8 bin vat ışık kullanmak yasak. Teknenin ışıkçısı yedek 500 vat ışık takmış. Biz kaçak bir iş yapıyor olsak önlemini alırdık. Bot geldi kontrol etti. Zabıt tuttu. Mahkemeye çıktık. Aldığımız ceza bir ampul için 6 ay hapis, 750 milyon para. Yılmaz Dalkıran (32): İş hürriyetimizi bağlayıcı cezalar yiyoruz. Bu verilen cezalar, karada hangi taşıt sürücüsüne uygulanıyor? Minimaks için 6 ay ceza aldım ve 72 gün cezaevinde yattım. 1380 sayılı yasaya göre de, bugüne kadar 4-5 milyar para cezası ödedim. Ama bunların hepsi ufak tefek eksikliklerden. Bir evrakın vizesi yok diye 660 milyon para cezasına çarptırıldım. Yatırmasak, teknemize el koyacaklar. Denizdeki denetçilerin kişisel yaklaşamları, önyargılı oluşları, balıkçıyı pasif ve hakir görmeleri, zor olan işimizi daha da zorlaştırıyor. Bir an önce Denizcilik Bakanlığı'nın kurulması.


'YANGIN TÜPÜ VİZESİZ DİYE ZABIT TUTTULAR'

İbrahim Baran(50) Yirmi yıl önce teknemde yangın söndürücü yoktu ve 50 bin lira ceza ödedim. 2000 yılında yapılan kontrolde, minimaks (yangın Söndürücü tüpü) vizesiz diye zabıt tutttular. Mahkemeye çıktım. 20 yıl önceki suçu yeniden işlemişim diye para cezası vermedi, 5 ay hapis cezası verdi. Avukatım zaman kazanmak için davayı temyize gönderdi. Çok kısa bir süre içinde cezaevine gireceğim. Bu sırada ya teknemi emin bir yere bırakacağım ya da satacağım. Yoksa ben cezaevinde olduğum süre içinde teknem çürüyecek.


'6 AY CEZA ALDIM'

Abidin Arslan (46) Sahil Güvenlik yani tüm denetleyiciler, balıkçıya potansiyel suçlu gözüyle bakıyor. 5 yıl önceki denetimde, can simitlerim TSE'siz diye zabıt tuttular. Mahkemeye çıktım, suçlu bulundum. Temyiz davayı bozmadı. 6 ay ceza aldım. Şimdi 150 milyon para yatırıp, cezamı 4 ay tecil ettirdim. 3 ay sonra cezaevine gireceğim. Ben, dört kişilik bir aileye bakıyorum. Çocuğum üniversite öğrencisi. Bu olaya çocuklarım bile gülüyor. Ama elimizden bir şey gelmiyor. Biz balıkçılar devletten bugüne kadar ne istedik? Bütün görevlerimizi yerine getirdik. Bu cezamı da çektikten sonra Yunanistan'a iltica edeceğim. Borçlu iltica etmeyi düşünmüyorum. Sonuçta biz ekmeğimizi aslanın ağzından çıkaran insanlarız. Hortumcu değiliz.

Evrensel'i Takip Et