AB daha iyi asker bulamazmış
Kuşkular var Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, ay sonunda İspanya'nın Sevilla kentinde gerçekleştirilecek olan AB Zirvesi'nden, "Türkiye'nin önüne daha net bir perspektif koymasını" beklediklerini söyledi. Yılmaz, Belçika'da, tüm Avrupa'daki Türklere yönelik olarak yayımlanan "Anadolu" dergisine verdiği özel demeçte "Bizim açımızdan Hedef, Kopenhag Zirvesi'nde, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlatılması kararının alınmasıdır" dedikten sonra ekledi: "Ama önümüzdeki süre içerisinde bu hedefe ulaşılıp ulaşılamayacağı konusunda ciddi kuşkularımız var." Bunun, kısmen Türkiye içinden, kısmen de dışındaki faktörlerden kaynaklandığını belirten Yılmaz, "Türkiye'de bazı çevreler AB'nin son tahlilde Türkiye'yi üyeliğe hiçbir zaman kabul etmeyeceğini, mümkün olduğu kadar süreci zamana yayarak zaman kazanmayı deneyeceğini düşünüyorlar. Bu nedenle, kültürel haklara ilişkin Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesini veya Kıbrıs sorununun çözümünde ciddi adımlar atılmasını, AB ile ilişkiler açısından sonuç getirmeyecek, ama Türkiye'yi riske sokacak adımlar olarak değerlendiriyorlar" dedi. Bu yüzden, AB'den, önlerine net bir perspektif koymalarını istediklerini belirten Yılmaz, Sevilla'da yapılacak olan zirvenin bunun için fırsat olacağını savundu: "AB eğer Sevilla'da, 'kriterlerin yerine getirilmesi halinde tam üyelik müzakerelerinin önümüzdeki yıl başlamasının önünde herhangi bir engel olmadığını' açıkça ifade ederse, bu bizim hem geri kalan reformları tamamlamız için, hem de Kıbrıs'taki çözüme yönelik katkılarımızı artırmamız için çok önemli bir teşvik unsuru olur."
Para gelecekmiş Mesut Yılmaz, dergiye yaptığı açıklamada, geçen dönemlerde Yunanistan'ın engeli yüzünden Türkiye'ye yeterince "mali yardımda" bulunmayan AB'nin, bu "hatasını" düzelteceğini de iddia etti. "Komisyon yetkilileri bize, önümüzdeki yıl yapılacak olan yeni bütçe çalışmasında Türkiye için çok daha fazla kaynak, fon ayrılabileceğini ifade ediyorlar" diyen Yılmaz, bunun için, "Ama bütün bunlar, Türkiye-AB ilişkilerinin Kopenhag zirvesinde yeni bir ivme kazanmasına bağlı" şartını koştu.
AB'ye kefil oldu AB'nin sözlerini tutacağına inandığını, ancak Türkiye'de bazı çevrelerin, AB'nin, "birtakım önyargılar nedeniyle" Türkiye kriterleri yerine getirse dahi üyeliği kabul etmeyeceğini düşündüğünü belirten Yılmaz, "AB'nin kurumsal olarak böyle bir zafiyeti göstermeyeceğine inanıyorum" dedi. AB'nin Türkiye ile ilgili değerlendirmesinin zaman içinde statik olmadığını belirten Yılmaz'ın, Ankara'nın Avrupa için önemini anlatırken kullandığı ifadeler dikkat çekti. "Avrupa, soğuk savaş döneminde Türkiye'ye farklı bakıyordu; soğuk savaş sonrasında farklı baktı; 11 Eylül'den sonra daha da farklı bakıyor" diyen Başbakan Yardımcısı, AB'nin geleceğinin tartışıldığı Avrupa Konvansiyonu toplantılarından örnekler vererek, "ekonomik kazanımlarından memnuniyet duyan AB'nin, uluslararası ilişkiler ve güvenlik alanındaki pasifliğinden rahatsız olduğunu" söyledi. Türkiye hükümeti adına birkaç kez Konvansiyon toplantılarına katılan Yılmaz, "Zannediyorum ki AB'nin geleceğe ilişkin yapılanmasında, AB'nin dünyada ekonomik bir güç olduğu kadar siyasi bir güç oluşturması da temel hedeflerden birisi olacaktır. Böyle bir konsept değişikliği, AB'nin Türkiye'ye bakışını da temelden etkileyecektir" dedi. "Dünya çapında bir güç olmaya soyunmuş bir AB"nin, Türkiye'ye mutlak ihtiyaç duyacağını savunan Mesut Yılmaz, "Bu stratejik değerlendirme sonucunda, AB'nin Türkiye'ye desteğinin zaman içeresinde giderek artacağına inanıyorum" diye konuştu.
Kıbrıs itirafı Sürkeli olarak, Kıbrıs sorununun Türkiye'nin AB'ye üyelik şartı olmadığını vurgulayan ANAP Genel Başkanı'nın, yine de Kuzey Kıbrıs tarafından "yumuşama" talep etmesi dikkat çekti. "Tam üyelik müzakereleri 2003'te başlamazsa neler olabilir?" sorusunu yanıtlayan Yılmaz, "Eğer AB Güney Kıbrıs'ı, adanın tümünü temsil edecek bir biçimde üye olarak kabul eder, Türkiye'yle de tam üyelik müzakerelerini başlatmazsa, bu Türkiye'ye karşı çok yanlı, hiç dostça olmayan bir tutum olur ve ilerde, AB ile ilişkilerimizi, belki de telafi edilmesi güç bir mecraya sokabilir" sözleriyle, Kıbrıs sorununun, Türkiye-AB ilişkileri açısından önemini ortaya koydu.
Evrensel'i Takip Et