7 Haziran 2002 21:00
Kırk katır mı, kırk satır mı?
GÜNÜN YAZILARI
Patronların, yıllardır karşı çıktıkları, kaldırılması ya da azaltılması için lobi faaliyetleri sürdürdükleri kıdem tazminatı konusunda isteği oluyor. 9 öğretim üyesi tarafından hazırlanan tasarı taslağı, kıdem tazminatlarında iki öneri getiriyor ki, bu işçilere "kırk satır mı kırk katır mı" seçeneğinden başka bir şey sunmuyor. Meclis'e gönderilmesi durumunda hemen yasalaşacağı söylenirken, o zaman işçilerin olmasa da patronların 48-50 yıllık rüyaları gerçek olacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan tarafından konunun taraflarına gönderilen taslak ile İş Güvencesi Yasası'na olmasa da kıdem tazminatının yok olmasına imza atacak. En kısa sürede tarafların görüşlerinin alınarak Bakanlar Kurulu'na sunulacağı belirtilen ve getirdiği her iki öneri açısından da işçilere hak kaybından başka seçenek sunmayan taslak, kıdem tazminatına iki 'seçenek' sunuyor.
22 maddelik tasarı "Kıdem Tazminatı Fonu Kanunu Tasarısı" başlığı altında yapılan 22 maddelik düzenleme, bugüne kadar hortumlanan fonlar yetmezmiş gibi şimdi yeni bir fon kurulmasını öngörüyor. Kurulacak olan fon, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işe girecekleri kapsarken, ayrıca öteden beri çalışanları da içine alıyor. Taslağın 2. maddesinde eski işçiler için, "yürürlük tarihinden önceki kıdem süreleri için işverenin kıdem tazminatı yükümlülüğü saklı tutulan işçiler hakkında da" uygulanacağı belirtiliyor. Devlet 'güvencesi' altında kurulduğu öne sürülen fonun, özerk olduğu ifade edilirken, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı" ibaresi kullanılarak aslında özerk olmadığı gözler önüne seriliyor. Fonun denetimi de yine yürütmenin kontrol ve denetiminde olan, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'na bırakılıyor. YDK'nun üç ayda bir fonun gelir ve giderlerini denetleyeceği, denetim raporlarının Resmi Gazete'de yayımlanacağı vurgulanan taslakta, fonun Muhasebe-i Umumiye Kanunu, Devlet İhale Kanunu ile Sayıştay'ın vize denetimi dışında olduğu da yer alıyor.
Bir işçi temsilcisi Taslağın asıl dikkat çeken yönü ise oluşturulan bu fonun 4 kişilik yönetiminden sadece birinin işçi kesiminden oluşması. Çalışma Bakanlığı'nın önerisi ile müşterek kararname ile atanacak bir temsilci başkanlığında ikisi en büyük işveren konfederasyonundan, biri en büyük işçi konfederasyonundan dört kişiden fon yönetiminde, oyların eşit olması halinde başkanın bulunduğu tarafın çoğunlukta sayılacağı belirtilmekle birlikte, oyların nasıl eşit olacağı muğlak bırakılıyor. Çünkü başkan dışında üç kişiden ikisi işveren temsilcisi olunca, işverenin işçiden yana oy kullanabileceği gibi bir düşünce egemen kılınmaya çalışılıyor. Yeni işe alınanlar işe başladıkları tarihten itibaren Kıdem Tazminatı Fonu'na tabi oluyorlar. İşveren de işçi veya hak sahiplerini kıdem tazminatına hak kazandıkları tarihten itibaren 7 gün içinde fona bildirmek zorunda. Taslakta, emekli olduğunda veya toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri; işverenin hizmet aktini feshetmesi; adına en az 15 yıl fona prim ödenen işçinin isteği ve işçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanılması düzenleniyor. Kıdem tazminatının 30 gün üzerinden ödenmesini getiren fonda, kıdem tazminatına esas ücretin, işçinin çalıştığı ve adına prim yatırılan son takvim yılının ortalaması olduğu, bir yıl dolmamış ise prim yatırılan ayların ortalamasının olacağı düzenleniyor.
Tazminat yükmüş! Taslakta, kıdem tazminatları prim oranlarının sözleşmelerle artırılıp, azaltılamayacağı da belirtiliyor ki, toplu iş sözleşmeleri ile yeni hak kazanımlarının önüne geçilmiş oluyor. Tazminatlarla ilgili "alternatif metin"de ise fon getirilmeyip, 30 günlük kıdem tazminatı süresi 15 güne indiriliyor. Alternatif metnin gerekçesinde, tazminatın işletmeler üzerinde ciddi bir yük olduğu öne sürülüyor. Ayrıca tazminatın zamanla işçinin işini koruması işlevini ve amacını yitirdiği, yüksek maliyeti nedeniyle işçi çıkarmanın bir nedeni haline geldiği belirtilen gerekçede, yeni düzenleme ile kıdem tazminatının düşürüldüğü, ancak hak kazanma olanaklarının genişletildiği iddia ediliyor. Bu düzenlemede tazminat süresinin sözleşmelerle azaltılıp, yükseltilebileceği belirtiliyor.
22 maddelik tasarı "Kıdem Tazminatı Fonu Kanunu Tasarısı" başlığı altında yapılan 22 maddelik düzenleme, bugüne kadar hortumlanan fonlar yetmezmiş gibi şimdi yeni bir fon kurulmasını öngörüyor. Kurulacak olan fon, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işe girecekleri kapsarken, ayrıca öteden beri çalışanları da içine alıyor. Taslağın 2. maddesinde eski işçiler için, "yürürlük tarihinden önceki kıdem süreleri için işverenin kıdem tazminatı yükümlülüğü saklı tutulan işçiler hakkında da" uygulanacağı belirtiliyor. Devlet 'güvencesi' altında kurulduğu öne sürülen fonun, özerk olduğu ifade edilirken, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı" ibaresi kullanılarak aslında özerk olmadığı gözler önüne seriliyor. Fonun denetimi de yine yürütmenin kontrol ve denetiminde olan, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'na bırakılıyor. YDK'nun üç ayda bir fonun gelir ve giderlerini denetleyeceği, denetim raporlarının Resmi Gazete'de yayımlanacağı vurgulanan taslakta, fonun Muhasebe-i Umumiye Kanunu, Devlet İhale Kanunu ile Sayıştay'ın vize denetimi dışında olduğu da yer alıyor.
Bir işçi temsilcisi Taslağın asıl dikkat çeken yönü ise oluşturulan bu fonun 4 kişilik yönetiminden sadece birinin işçi kesiminden oluşması. Çalışma Bakanlığı'nın önerisi ile müşterek kararname ile atanacak bir temsilci başkanlığında ikisi en büyük işveren konfederasyonundan, biri en büyük işçi konfederasyonundan dört kişiden fon yönetiminde, oyların eşit olması halinde başkanın bulunduğu tarafın çoğunlukta sayılacağı belirtilmekle birlikte, oyların nasıl eşit olacağı muğlak bırakılıyor. Çünkü başkan dışında üç kişiden ikisi işveren temsilcisi olunca, işverenin işçiden yana oy kullanabileceği gibi bir düşünce egemen kılınmaya çalışılıyor. Yeni işe alınanlar işe başladıkları tarihten itibaren Kıdem Tazminatı Fonu'na tabi oluyorlar. İşveren de işçi veya hak sahiplerini kıdem tazminatına hak kazandıkları tarihten itibaren 7 gün içinde fona bildirmek zorunda. Taslakta, emekli olduğunda veya toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri; işverenin hizmet aktini feshetmesi; adına en az 15 yıl fona prim ödenen işçinin isteği ve işçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanılması düzenleniyor. Kıdem tazminatının 30 gün üzerinden ödenmesini getiren fonda, kıdem tazminatına esas ücretin, işçinin çalıştığı ve adına prim yatırılan son takvim yılının ortalaması olduğu, bir yıl dolmamış ise prim yatırılan ayların ortalamasının olacağı düzenleniyor.
Tazminat yükmüş! Taslakta, kıdem tazminatları prim oranlarının sözleşmelerle artırılıp, azaltılamayacağı da belirtiliyor ki, toplu iş sözleşmeleri ile yeni hak kazanımlarının önüne geçilmiş oluyor. Tazminatlarla ilgili "alternatif metin"de ise fon getirilmeyip, 30 günlük kıdem tazminatı süresi 15 güne indiriliyor. Alternatif metnin gerekçesinde, tazminatın işletmeler üzerinde ciddi bir yük olduğu öne sürülüyor. Ayrıca tazminatın zamanla işçinin işini koruması işlevini ve amacını yitirdiği, yüksek maliyeti nedeniyle işçi çıkarmanın bir nedeni haline geldiği belirtilen gerekçede, yeni düzenleme ile kıdem tazminatının düşürüldüğü, ancak hak kazanma olanaklarının genişletildiği iddia ediliyor. Bu düzenlemede tazminat süresinin sözleşmelerle azaltılıp, yükseltilebileceği belirtiliyor.
Evrensel'i Takip Et