29 Mayıs 2002 21:00

İnsan hakları ayaklar altında

Uluslararası Af Örgütü, dünyadaki insan hakları ihlallerini kapsayan 2001 yılı raporunu yayınladı. Örgüt, geçtiğimiz yıl içinde insan hakları ihlallerinin azalmadığını, yargısız infaz, gözaltında kayıp, işkence ve yargılanmadan mahkûmiyetlerin devam ettiğini bildirdi. Merkezi Londra'da bulunan Af Örgütü'nün geçen yılı kapsayan raporunda, 47 ülkede yargısız infaz, 35 ülkede gözaltında kayıp, 111 ülkede işkence ve 56 ülkede de yargılanmadan mahkûmiyetin devam ettiği ve tüm bunların "buzdağının sadece görünen yüzü olduğu" belirtildi.

Türkiye 'bildiğiniz' gibi Af Örgütü raporunda, Türkiye'ye geniş yer ayrıldı. Bu bölümde, F tipi cezaevlerinde "uzun süreli izolasyon ve acımasız, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele"nin hüküm sürdüğüne değinilerek, binlerce insanın bu cezaevlerine atıldığı hatırlatıldı. İnsan hakları savunucuları, üzerindeki baskıların arttığını belirten örgüt, rapora şöyle devam etti: "İnsan hakları savunucuları taciz, ölüm tehditleri, gözaltı ve kovuşturmayla karşı karşıya kaldılar. Birçok insan, ifade özgürlüğünü kullandığı için cezaevine atıldı; özellikle de Kürt sorunu, F tipi cezaevleri veya İslam konusunda konuşanlar. Gözaltında işkence yaygın ve sistematik olarak sürdü; failler ise nadiren yargı önüne çıkarıldı."

Gözaltında tecavüz Ayrıca, tecavüze kadar varan gözaltında cinsel taciz olayları nedeniyle, 2001 sonuna dek 112'si Kürt olan 147 kadının başvuru yaptığı belirtildi. Bu kadınlardan 51'i tecavüze uğradıklarını, diğerleri ise çeşitli düzeylerde cinsel tacize maruz kaldıklarını anlattılar. Suçlananların ezici bir çoğunluğu polislerdi. Af Örgütü, HADEP üyeleri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in Silopi'de kaybolduğunu hatırlatarak, "bazıları yargısız infaz olabilecek onlarca siyasi cinayet"ten bahsetti. Raporda, olumlu tek nokta olarak, idam cezasını uygulamama kararının geçerliliğini koruması gösterildi.

Çarpıcı örnekler 2001 raporu, Türkiye'deki insan hakları tablosunu, bazı örnek vakalarla da ortaya koydu. Bu örnekler şöyle: l 23 Ocak gecesi Uşak'ta 11 köylü jandarma tarafından gözaltına alındı. Köylüler; gözlerinin bağlandığını, ellerinin kelepçelendiğini, soğuk betona oturtulduklarını söylediler. İkisi, falakaya çekildiklerini ve cinsel tacize uğradıklarını da anlattı. l 11 yaşındaki G.B., Bingöl'deki Yiğitler köyündeki jandarma karakolu önünde, jandarma köpeğinin saldırısına uğradı ve parçalanarak öldürüldü. Kurbanın kızkardeşi, askerlerden birinin köpeklere saldırı emri verdiğini söyledi. l 23 Haziran'da Diyarbakır'da gözaltına alınan Tekin Ülsen, işkenceye uğradığını anlattı. Ülsen, 20 Temmuz'a kadar gözaltında tutuldu. l Dr. Fikret Başkaya, 29 Haziran'da, 16 aylık hapis cezasını çekmek üzere Kalecik Cezaevi'ne atıldı. Başkaya, "basın yoluyla bölücü propaganda" suçlamasıyla mahkûm olmuştu. Af Örgütü, diğer ülkeler hakkında da ayrıntılı bilgiler verdi. Raporda, kıtalara göre değerlendirme şöyle yapılıyor:

Çad'dan Liberya'ya, Demokatik Kongo Cumhuriyeti'nden Zimbabve'ye kıtanın hemen her ülkesinde çatışmaların ve siyasi baskıların sürdüğü belirtilen raporda, milyonlarca insanın kıtadaki çatışma ve siyasi çekişmelerden büyük sıkıntı çektikleri bildirildi. Örgüt, Zimbabve'de İngiltere ve ABD'ye direnen hükümetin "baskıcı" olduğunu da öne sürdü. Af Örgütü, mart ayında yapılan seçimlerden önce halk üzerindeki siyasi baskıların doruk noktasına ulaştığını iddia etti. Ancak bu ülkedeki siyah/beyaz eşitsizliğine, toprak sorununa değinmemeyi tercih etti. 5 milyon Sudanlının kendi ülkesinde ya da dışarıda mülteci durumunda olduğu belirtilen raporda, Nijerya'da ise bazı grupların ülkenin bazı bögelerinde hakimiyet sağladıkları ifade edildi. 11 Eylül'de ABD'de düzenlenen saldırılardan sonra "terörle mücadele" operasyonlarının tüm dünyada olduğu gibi ABD'de geniş kapsamlı olarak devam ettiği belirtilen raporda, bu ülkede saldırılardan sonra operasyonlar sırasında 1200'den fazla kişinin gözaltına alındığı, Müslüman ve Ortadoğu ülkesi vatandaşlarına karşı önyargılı davranıldığının altı çizildi. Kolombiya'da hem ordunun hem de paramiliterlerin sivil halka karşı insan hakları ihlalleri işlediği vurgulanan raporda, bu ülkede geçen yıl ordu ve desteklediği paramiliter güçlerin 4 bin sivili öldürdüğü, 1700 kişinin gerilla grupları tarafından kaçırıldığı ve 300 insanın ise kayıp olduğu bildirildi. Meksika ve Peru gibi ülkelerde güvenlik güçlerinin geçmiş yıllarda olduğu gibi geçen yıl da işkence olaylarına karıştıkları belirtilirken, Latin Amerika ülkelerindeki insan hakları savunucuları ve gazetecilere karşı kötü uygulamaların devam ettiği ifade edildi. Asya-Pasifik ülkelerinin bazılarında insan hakları ihlallerinin arttığı belirtilen raporda, özellikle bazı ülkelerde 11 Eylül'den sonra güvenlikle ilgili kanunların kötüye kullanıldığına dikkat çekildi. Raporda, geçen yıl tüm gözler Afganistan'da olmasına rağmen, Nepal'den Filipinler'e birçok ülkede şiddetin sürdüğü belirtilirken, geçen yılın son günlerinde Hindistan ile Pakistan arasındaki gerginliğin arttığı, Keşmir'deki şiddet olaylarında ayda ortalama 100 sivilin öldüğü ve bu bölgede nükleer savaş riski bulunduğu kaydedildi. Sri Lanka'da şiddetin durulmadığı, devlet görevlilerinin işkence ve tecavüz suçları işlediğine ilişkin haberler geldiği belirtilen raporda, Çin'de de suçla mücadele opeasyonları çerçevesinde yaklaşık 2500 kişinin idam edildiği yazıldı. Ortadoğu bölgesinde sistematik olarak insan haklarının ihlal edildiği belirtilen raporda, hem İsrail güvenlik güçlerinin hem de Filistinli grupların "büyük ihlaller yaptıkları" bildirildi. Raporda, Cezayir'de devlet güçleriyle şeriatçılar arasındaki çatışmalarda yüzlerce sivilin öldüğü, Mısır'da işkencenin olağan bir uygulama haline geldiği, Irak'ta rejim muhaliflerinin idam edildiği ve işkencenin de sürdüğü kaydedildi. İspanya'dan Litvanya'ya Avrupa'nın birçok ülkesinde işkencenin hâlâ yaygın bir uygulama olduğunun altı çizilen raporda, Çeçenya'daki Rus askerlerinin geniş kapsamlı ihlallerde bulunduğu kaydedildi. Balkanlar'da güvenlik sorunlarının devam ettiği belirtilen raporda, Bosna-Hersek'teki insanların hâlâ ciddi korku içinde oldukları, Makedonya'da ise Arnavut milislerin eylemlerinden sonra durumun hassas olduğu ifade edildi. Raporda, Avrupa'nın tamamında ırkçı hareketlerin yükseldiği de belirtilerek, Finlandiya'dan İtalya'ya Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde yaşayan azınlıklara yönelik ırkçı saldırılar olduğu kaydedildi.

Evrensel'i Takip Et