16 Mayıs 2002 21:00
Kıbrıs sorununun çözümü iddiasıyla 1963 yılından bu yana, sayısız dolaylı veya yüz yüze görüşme yapıldı. Sorunu çözme iddiasında olanlar da, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve uluslararası ilişkilerde adanın meşru temsilcisi sayılan Güney Kıbrıs Lideri Glafkos Klerides'ten başka kimseyi muhatap almadı. "Doğal" olarak her iki lider de kendi halklarının isteklerini... Halbuki Kıbrıs sorununu en iyi bilen onlardı. Çünkü her iki toplumun halkı da, sorunun çözümsüzlüğe sürüklenmesinin bedelini ağır bir şekilde ödüyordu ve ödemeye devam ediyor. Bu nedenle, Kıbrıs görüşmelerinde gelinen süreci değerlendirmek ve sorunun çözümü konusundaki görüşlerini almak için adanın kuzeyinde belli bir kesimi temsil eden sendika, siyasi parti ve kurum temsilcileri ile görüştük. Adada yaşananları bu kez, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Örgütlenme Sekreteri Kaan Bahçeci, Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (TIB-İŞ) Genel Başkanı Erol Seherlioğlu, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS)'nden Ali Seylani, Kıbrıs Türk Devlet Çalışanları Sendikası (ÇAĞ-SEN) Genel Başkanı Cemaliye Volkan, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Yurtsever Birlik Hareketi (YBH) Dış İlişkiler Sekreteri Rasih Keskiner ile Kıbrıs'ta Sosyalist Gerçek Yazıişleri Müdürü Mustafa Onurer'in, yani sorunun asıl muhataplarının gazetemize aktardığı bilgi ve gözlemleri üzerinden okuyacaksınız.

Karartılan Kıbrıs Görüştüğümüz tüm Kıbrıslılar, yapılan görüşmeleri "çözümsüzlük oyunu ve zamana oynama" olarak değerlendiriyor. Her iki kesimin liderinin ve tabii ki Türkiye'nin ve Yunanistan'ın da bu çözümsüzlükte payı olduğunu söylüyorlar. ÇAĞ-SEN Genel Başkanı Cemaliye Volkan, görüşmelerin içeriğinin kamuoyuna açıklanmamasını, yani "karartma" uygulamasını eleştiriyor. Kimin ne söylediğinin şeffaf olarak ortada olmasını isteyen Volkan, "Yaşamının son yıllarını geçiren iki yaşlı insan Kıbrıslıların geleceğini karartacak kararları veremezler" diyor. KTAMS yöneticisi Ali Seylani de, kendi gelecekleriyle ilgili kapalı kapılar ardından neler konuşulduğunu sadece duyumlarla ya da önsezilerle anladıklarını ifade ediyor. Seylani'nin bu duyumlardan çıkardığı sonuç; Kuzey tarafının BM kararları veya federasyon temelindeki çözüm sürecine uzak olduğu ve Avrupa Birliği (AB)'nden 'üyeliğe alınacağı garantiymiş gibi' mesajlar alan Güney tarafının uzlaşmaz, katı tutumlar içine girdiği. Seylani, bu iki görüş ve tutumun birbirini beslediğini ifade ediyor ve ekliyor: "Burada kaybeden Kıbrıslılardır."

Pazarlıklar ve kurtarıcılar Tartışmalara AB'nin genişleme süreci, yani Güney Kıbrıs'ın yaptığı üyelik başvurusunun Haziran ayında değerlendirilecek olması damgasını vuruyor. KTÖS Örgütlenme Sekreteri Kaan Bahçeci, Türkiye'nin takvimi 2002 sonuna kaydırmak istediğini belirterek, herkesin kozları elinde tutmak istediğini söylüyor. Türkiye-Yunanistan ve ABD-AB arasında büyük pazarlıklar döndüğüne dikkat çeken Bahçeci, Avrupa ve Washington'un, hem Kıbrıs'ı, hem de Ortadoğu'yu kendi çıkarları için kullandığı görüşünde. Bahçeci, "Herkes pazarlığını yapıyor, ancak Kıbrıs Türk halkı her şeyden habersiz" diyor. Ada, bu hakimiyet savaşı içerisinde bazen AB, bazen ABD, bazen de BM yetkililerini "ağırlamış." Kıbrıs'ta Sosyalist Gerçek Yazıişleri Müdürü Onurer, sanki Kıbrıs sorunu diye adlandırılan mesele Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlardan kaynaklanan ve kendilerinin çözemediği bir meseleymiş gibi, sürekli "dıştan" birilerinin müdahelesine tepkili. Bu 'kurtarıcı arama' mantığının, Kıbrıs halkını, 'anavatanlar' Türkiye ve Yunanistan'ın kucağına oturttuğu ve bugünlere getirdiği görüşünde Onurer. TIB-İŞ Genel Başkanı Seherlioğlu da, yaşananların ABD ile AB ve Türkiye ile Yunanistan gibi egemen güçlerin "danışıklı dövüşü" olduğunu söyleyerek, "Bugün Kıbrıs'ta, Yunanistan ve Türkiye'nin anlaştıkları bir tek nokta var. O da çözümsüzlük. Bu çözümsüzlüğü dayatan da aynı güçlerdir. Şu andaki yüz yüze görüşmeler de Türkiye, AB ve ABD'nin çıkarları doğrultusunda halkı oyalamaktan başka bir şey değil" diyor. Cemaliye Volkan'ın şu sözleri de aslında AB'nin niyetini ortaya koyma açısından fazla söze gerek bırakmıyor: "AB de, emperyalist ülkelerin birliğidir."

Büyük göç yaşanıyor Kuzey Kıbrıs'ta ekonomik durum Türkiye'den pek farklı değil. Para birimi olarak Türk Lirası'nı kullanan Kıbrıslı Türkler, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizleri daha ağır bir şekilde hissettiklerini belirtiyorlar. Yoksullaşma ve işsizlik ile birlikte Kıbrıslı Türkler'in çoğu şu anda kendi topraklarında yaşamıyor. Önceden Kanada, İngiltere, Avustralya ve Türkiye'ye göç veren Kuzey Kıbrıs'tan, artık Güney Kıbrıs'a da yoğun bir geçiş var. Ali Seylani, Kıbrıs sorunu olumlu bir sonuca doğru gitmezse en büyük bedeli Türkiye ve KKTC'nin ödeyeceğini kaydediyor. "Dünyadan tecrit edilmiş durumdayız" diyen Seylani, Güney Kıbrıs'ın ise ekonomik ve siyasi olarak kaybedecek bir şeyi olmadığını dile getiriyor. Adadaki göçün ardından yapılan "Gelen Türk, giden Türk" yorumlarına da tepki gösteren Seylani, bu mantıkla bir yere varılamayacağını söylüyor ve bir kez daha var olan gerçeğe dikkat çekiyor: "Herkes konuşuyor ama Kıbrıs Türk insanının görüşünü soran ya da dikkate alan yok."

Halkın ortak mücadelesi TIB-İŞ Genel Başkanı Seherlioğlu, son zamanların en büyük göçünü yaşayan toplumun yok oluşu karşısında hiçbir vaatte bulunmayan Rauf Denktaş'ın, Kıbrıs Türk halkının geleceği için umut vaat etmediğinin ortada olduğunu kaydediyor. Sorunların kaynağı olan emperyalist ülkelerin, başta Amerika güdümündeki BM'nin, Kıbrıs'taki durumdan sorumlu olması nedeniyle, sürecin Kıbrıs halkının çıkarına bir anlaşma ile sonlanamayacağını vurgulayan Seherlioğlu, buradan şu sonuca varıyor: "Her iki tarafın da beyanatlarında sertleşme var. 'Herkes kendi yoluna' diyorlar ama dünyada o kadar çok yol yok. Kıbrıs'taki gerçek çözüme, Kıbrıs'ın her iki kesiminde yaşayan emekçilerin kendi sorunlarına, kendi iradelerine sahip çıkarak tüm güçlere karşı verecekleri mücadele sonucunda ulaşılacaktır. Güney'le Kuzey'deki emekçilerin birlikte mücadele vermesi, İngiltere sömürgesi dönemindeki aynı güçler tarafından engellenmektedir. Bu nedenle süreci etkileyecek düzeyde birlikte mücadele ortamı mevcut değildir. Her iki kesimde de bu gerçekleri kavrayıp mücadele etmeye ve örgütlemeye çalışan unsurlar mevcuttur. Bağımsız Kıbrıs'a bu unsurların birlikte verecekleri mücadeleyle ulaşabileceğimize inanıyoruz."

Tek çözüm federasyon Gazeteci Mustafa Onurer, halkın kurtuluşunu kendi elleriyle hazırlamak zorunda olduğunu söyleyerek, "Gerisi, Kıbrıs'a yeni bir ayar yapmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Şimdiye dek yapılan hiçbir yeni ayarın yaramadığı gibi, bunun da halkın yararına olmadığı görülmeli ve gereği yapılmalı artık. Kıbrıs sorununu çözmek isteyenler öncelikle 'anavatan'larıyla ve AB-ABD ile olan sorununu çözmek zorundadır. Yani ada üzerindeki emperyalist tahakküme son verecek antiemperyalist bir Kıbrıs yaratmak zorundadır. Gerisi emperyalist planlara hizmettir." Görüştüğümüz Kıbrıslı yöneticiler, son olarak kendilerine yönelttiğimiz "Kıbrıs'taki gerçek çözüm nedir?" sorusuna verdikleri yanıtta da ortaklaşıyorlar. Kıbrıs'ta iki halkın barış içinde yaşaması için onların önerdiği yönetim biçimi aynı. O da, "federasyon."

10 Temmuz 2025 06:52

Ege Denizi’nde 4.6 büyüklüğünde deprem

Ege Denizi’nde 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Ege Denizi’nde 4.6 büyüklüğünde deprem

Fotoğraf: AA

İçerik yükleniyor...

(DHA)
10 Temmuz 2025 07:04

Meteoroloji: Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesindeki bazı illerde sağanak

Düzce, Bolu, Zonguldak, Bartın, Ardahan, Kars ve Iğdır çevreleri ile Van’ın doğu, Artvin, Trabzon ve Rize’nin iç kesimlerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

Meteoroloji: Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesindeki bazı illerde sağanak

Fotoğraf: DHA

10 Temmuz 2025 07:35

Beykoz sahillerinde denize girmek yasaklandı

Beykoz sahillerinde dalga yüksekliği nedeniyle bugün denize girmenin yasaklandığı duyuruldu.

Beykoz sahillerinde denize girmek yasaklandı

Fotoğraf: AA/ Arşiv

İçerik yükleniyor...

(AA)
10 Temmuz 2025 06:47

Şile Belediyesi'ne operasyon: Başkan Kabadayı gözaltına alındı

Sabah saatlerinde Şile Belediyesi'ne yönelik operasyonda belediye başkanı Özgür Kabadayı ve belediyeden bazı kişiler gözaltına alındı.

Şile Belediyesi'ne operasyon: Başkan Kabadayı gözaltına alındı

Fotoğraf: DHA

İçerik yükleniyor...

(DHA)
10 Temmuz 2025 07:49

TBMM’de kabul edildi: Emekli maaşı ve çok sayıda düzenleme yürürlükte

En düşük emekli maaşının 16 bin 881 TL olmasını da içeren torba kanun teklifi kabul edildi.

TBMM’de kabul edildi: Emekli maaşı ve çok sayıda düzenleme yürürlükte

Fotoğraf: AA

İçerik yükleniyor...

(ANKA)

Evrensel'i Takip Et