15 Mayıs 2002 21:00
'Uyuşturucu savaşı'
Peru'da da kaybedildi
ABD'nin Latin Amerika politikalarının en önemli unsurlarından biri, "uyuşturucuyla mücadele". Ancak "uyuşturucu kaynağı" olarak görülen yoksul ülkeler üzerindeki baskı ne kadar artarsa artsın, ABD'deki uyuşturucu tüketimi bir türlü azalmıyor. Talep ortada oldukça, 'mal' bir şekilde tüketiciye ulaştırılıyor. Üretim aşamasına dönük askeri baskıların tek sonucu, fiyatı artırmak. Fiyat artışı da, daha büyük bir kesimi uyuşturucu üretmeye yöneltiyor. Ve ABD, bu tehlikeli döngüyü kırabilecek ne yönteme, ne de mecale sahip değil. Perulu gazeteci Róger Rumrrill, ABD'nin uyuşturucu çıkmazını anlatıyor...
- Peru hükümetindeki son değişiklikler veya uygulanan son stratejiler, Peru'daki uyuşturucu kaçakçılığını azalttı mı?
Róger Rumrrill: İlk olarak, Başkan Paniagua'nın geçiş hükümeti ve şu anki Toledo hükümetinde, devrik lider Alberto Fujimori ve Vladimiro Montesinos tarafından formüle edilen anti-uyuşturucu stratejisinde bir değişiklik yapılmadı. Bu politikanın değişmemesi için sürekli çaba gösteren bir kurum var ise, o da ABD Büyükelçiliği. Neden ABD bu projeyi destekliyor? Çünkü bu siyasi bir mesele. Dahası ABD, Montesinos soruşturmaları ile ilgili olarak pek çok bilgiyi saklıyor. Bunun bir örneği, CIA'nın Montesinos'a örtülü operasyonlar için 10 milyon dolar verdiği yönündeki rapordu. Kimse bunu inkâr etmedi.
Son yıllarda koka üretimi artmış durumda. Devlet (devlet derken, ABD'yi kastediyorum. Peru devleti bu konuda herhangi bir önlem almış değil) ekinlerin uydu fotoğralarını alarak önlemler aldı. Fakat ben, uydu lenslerinden görülmemesi için ağaçların altına ekilen koka bitkileri gördüm. Diğer taraftan, Plan Kolombiya'nın ilk etkisi, son iki yılda fiyatların tırmanması oldu ve Peru'daki çiftçilerin yüzde 95-96'sı, tarlalarında koka yetiştirmeye döndüler. Ayrıca, uydu fotoğrafları, kokanın yetiştiği ekosistemleri (1.000 metreden 1500 metreye kadar olan yükseltilerde) izlemekte yetersiz kalıyor. Dolayısıyla, Peru'da ABD'nin belirttiğinden daha çok koka yetiştiğine inanıyorum.
İkinci olarak, kokain işlemek için daha teknik yöntemler kullanılıyor ve daha fazla üretim gerçekleştiriliyor. Artık, aynı miktarda koka bitkisi ile daha çok uyuşturucu üretilebilmekte. Kokanın en büyük bölümü (yılda 400-500 ton) sahillerdeki laboratuvarlarda rafine ediliyor ve uyuşturucunun yüzde 80'ine yakını, deniz yoluyla Meksika ve İspanya'ya gidiyor. Yalnızca yüzde 20-30'luk bir miktar Amazon rotası üzerinden Brezilya ve Afrika'ya, oradan da Avrupa'ya ulaşmakta. Bolivya ve Peru sahillerinde üretilen, genelde Meksika kartellerine gidiyor, oradan da ABD'ye... Sonuç olarak, ticaret canlılığını sürdürüyor. Paniagua ve Toledo hükümetleri döneminde azalmadı, aksine arttı.
- ABD'nin, artık iptal edilen Peru'da askeri üs kurma projesi hakkında bilgi verir misiniz? ABD, Peru Amazonu'nda bir askeri üsse sahip olmayı neden istiyordu?
- Bunda şaşıracak bir şey yok. Aslında, şu anda bile Amazon'da hareket halinde askeri üsler mevcut. İki yıldan beri ABD, Peru polisi ve ordusuyla bir anlaşma halinde bulunuyor. 10 bin kilometrelik Amazon Nehri'ni kontrol altında tutmak için, denizcilerin eğitildiği bir okul kurdu. Amerikalı ve Peru askerlerince ortak idare edilen üsler var.
Uchiza'da kurulmak istenen üsle ilgili olarak, 8 Mart tarihinde Uchiza yerel yetkililerinden bir protesto mektubu aldım. Bana, geçtiğimiz yıl toprak satın almak ve halkın arasına karışmak için üç kez bölgeye gelen, sivil giyimli askerlere dair bir video kaset gösterdiler.
6 Nisan'da Peru Kongresi'nin Alternatif Kalkınma Komisyonu ile Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu başkanları, Juan Manuel Figueroa ve Alvaro Pastor ile birlikte Uchiza'daydım. O gün, Uchiza Belediye Başkanı Juan Raymundo Navarro, ABD Güney Komutanlığı'nı, bölgede bir askeri kurmak istemekle suçladı. ABD yetkilileri ona, üste 300 civarında askerin konuşlandıracağını söylemişler. Belediye başkanının anlattıkları bunlar.
Elbette, Savunma Bakanı Carlos Loret de Mola ile Dışişleri Bakanı Diego García Sayán'ın da aralarında bulunduğu yetkililer, üssün varlığını inkâr ettiler. Bu doğru, çünkü halen bölgede bir üs yoktu, sadece bir proje söz konusuydu. Ancak belirttiğim gibi, suçlamalar kanıtlara sahip.
Üs konusu, And bölgesindeki uyuşturucuyla mücadele politikası ile bağlantılı, daha büyük bir stratejinin parçası. Bu açıkça jeopolitik bir strateji; uyuşturucuyla savaş, Amazon'un doğal kaynaklarını kontrol etmeyi ve bölgedeki ABD yatırımlarının güvenliğini sağlamayı amaçlayan düşük yoğunluklu savaşın gerçek hedefini gizleyen bir araç sadece.
- Plan Kolombiya'nın hedefinin de uyuşturucu ile savaş olmadığını, asıl amacın piyasa ve satışları kontrol altına almak olduğunu söyleyebilir miyiz?
- Varsayımlardan biri bu. Kolombiya devleti ve alanın uzmanları, Plan Kolombiya'nın, aslında, gerillaları durdurmayı hedefleyen bir karşı-isyan planı olduğunu belirtiyorlar. Devlet Başkanı Andres Pastrana'nın askeri yardım istemesiyle birlikte, başka bir varsayımı da hesaba katma gerekliliği doğdu.
Bir noktayı kavramak gerek: BM tahminlerine göre uyuşturucu geliri yılda 500 milyar doları buluyor. Bu da, bütün Latin Amerika ve Karayiplerin dış borcundan daha fazla. Bu yüzden ortada bir para akışı var; kapitalizme geçiş sürecinde Rusya gibi ülkelere akan bir para. Ve bu para akışı, sihirliymiş gibi gözden yitiveriyor. Şu anda dünya ekonomisi ve birçok ulusal ekonomiler, çöküşün eşiğinde. Uyuşturucu parasının ABD'ye 200 milyar dolar gelir sağladığı tahmin ediliyor. ABD bütçesi incelenecek olursa görülecektir ki, bütçenin bir kısmı uyuşturucu kaçakçılığından gelen parayla besleniyor. Mantıken biliyoruz ki onlar da bu işin bir parçası: Uyuşturucu gelirinin yüzde 1'inden azı üretici ülkelere kalıyor. Yüzde 5, yol üzerindeki duraklara gidiyor (bankalar ve döviz büroları gibi). Bir yüzde 5 uyuşturucu kaçakçılarına, geri kalanı ise, uyuşturucunun müşteri bulduğu tüketici piyasasına.
Örneğin, Peru'da bir kilo koka hamuru 200 dolara malediliyor. Bu hamurdan 900 gram kokain hidroklorid elde ediliyor. Pazardaki değeri 1200 dolar. Aynı mal, Chicago'da 700 bin dolara kadar çıkabiliyor. Demek ki ABD'nin talep ve tüketimi azaltma yönündeki çabaları aslında göstermelik. ABD'de uyuşturucu konusu üzerine çalışan 70 farklı devlet birimi var, artık Pentagon ve askeri aygıt da buna dahil oldu. Yani bu, postmodern ekonominin önemli parçaları için iş üreten büyük bir iş.
- Peru'ya dönecek olursak, uyuşturucu kaçakçılığı yapmakla suçlanan havayolu şirketinin sahibine ne oldu?
- Birkaç sene önce, AeroContinente'nin sahibi Fernando Ceballos'u servetini uyuşturucu parasından yapmakla suçladılar. Belirtmeliyim ki, 1970'ler ve 80'ler boyunca, yani uyuşturucu kaçakçılığındaki büyük tırmanış döneminde, uyuşturucu parası aklamayan tek banka yoktu. Buralardan büyük kârlar elde eden gruplardan biri de, Peru mali kapasitesinin yüzde 36'sını kontrol eden Banco de Credito'nun sahibi olan Romero Grubu. Eski istihbarat şefi Vladimiro Montesinos'un şu meşhur gizli kamera çekimlerinden birinde, Romero, Montesinos'dan bazı iyilikler istiyor. Peru'nun en zengin adamı, ülke tarihinin en büyük rüşvetçisinden yardım istemekte. Bu, Peru egemen sınıflarının özünü, ahlaki niteliğini yeterince gösteren bir örnek. Ceballos olayı ile ilgili bağlantı şu: Bu adamın uçağının, her hafta, Banco de Credito şubelerinden dolar toplamak için gezintiye çıktığına dair tanıklıklar var. Ve Peru mali sistemi, son yıllarda kara para aklamıştır.
Mevcut uyuşturucu politikaları ve bu savaşlar, ülkelerimize pahalıya maloluyor. Piyasanın yarattığını, yine piyasa yok etmekte. Paradigmaların bittiğinin ilan edildiği küresel bir krizin döngüsü içindeyiz. ABD'de, papazlar ve polislerden uyuşturucu bağımlılarına kadar herkesle görüştüm. Burada yapısal bir kriz içinde bir toplum söz konusu. Hapishanelerde 2 milyon kişi, 20 milyon orta düzeyde uyuşturucu tüketicisi, 3 milyon tedavi edilemez bağımlı ve dünyadaki en yüksek boşanma oranı. Bütün bunlar, ortada son derece hastalıklı bir toplum olduğunu gösteriyor.
ABD'li politikacılara bakılırsa, uyuşturucu kullanımı şiddet ve suç doğuruyor. Bence durum tam tersi: Söz konusu yapısal kriz uyuşturucu tüketimine yol açıyor ve o da durumu daha da ağırlaştırıyor. Belki de Amerikan imparatorluğunun sonu, ekonomik sebeplerden değil, kendi iç çelişkilerinden dolayı yaşanacak bir çöküş ile olacak.
(NarcoNews'ten çeviren Okay Deprem)
(NarcoNews'ten çeviren Okay Deprem)
Evrensel'i Takip Et