6 Mayıs 2002 21:00
Hep bir ağızdan, "Yusuf, Hüseyin, Deniz, sürüyor, sürecek mücadelemiz" diyen binler, aradan geçen 30 yıla rağmen Deniz'leri unutmadıklarını, bayrağı onların bıraktığı yerden devraldıklarını, asla bırakmayacaklarını duyurdular. Her biri inadına Deniz olmak, Yusuf, Hüseyin olmak gerektiğini haykırırken, dünyayı kana bulayan emperyalizme karşı mücadelenin de, Deniz'in, "Yaşasın Markizm-Leninizmin yüce ideolojisi" sözünü ilke edinmekten geçtiğini ilan ettiler.
Ankara'nın dört bir tarafından gelen genç, yaşlı, çocuk, kadın dört binin üzerinde emekçi Deniz'ler için Yükseliş Koleji'nin salonunu doldurdu. Sendikacılar, aydınlar, sanatçılar, Deniz'in mücadele arkadaşları, sıcak, güzel bir gün olmasına rağmen; onlar, kapalı salonda Deniz'leri anmayı, mücadele isteklerini, dayanışmayı sergilemeyi seçtiler. Salon ise tam da bu mücadele isteğine uygun, Deniz'leri anmanın nasıl olması gerektiğini gösteren sloganların yer aldığı pankartlarla bezenmişti. Filistin halkının İsrail Siyonizmine karşı verdiği mücadeleden, işçi ve emekçilerin sendikal mücadelesine, lise ve üniversite gençliğinin, bilimsel, parasız, demokratik eğitim talebinden, köylülerin kendi topraklarında üretme isteklerine kadar her kesimin sesinin, talebinin yansıdığı salonda, atılan sloganlar da bu talepleri içerdi.
Deniz'lerin umudunu bağladığı, bayrağı devrettiği gençlik adına Özlem Yıldızer ve Yusuf Metin Altuntaş bir sunuş yaparken, Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in idam sehpasındaki son sözlerini de Derya Şahin adlı bir genç okudu. Bu sözler "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm" sloganlarıyla karşılandı.
'Biz sadece köprüyü kurduk' Kürsüye ilk olarak çıkan, Deniz'lerin mücadele arkadaşı, 68 kuşağının öncülerinden Mustafa Yalçıner, oldukça etkili, bir konuşma yaptı. İngiltere'nin kendisine vize vermediğini, kendisinden mal varlığını sorduğunu belirten Yalçıner; salonu göstererek "Malvarlığım sizlersiniz, sizler bizim geleceğimizsiniz" diye ekledi. Deniz'in kararlığını, onbinleri arkasından sürüklemesini; Hüseyin'in çelikten iradesini, devrimin hamalı gibi çalışan Yusuf'un aldığı her işi sonuna kadar götürmesini, Sinan Cemgil'i, Alpaslan'ı, Kadir'i, Mahir'i, Kaypakkaya'yı anlatan Yalçıner'in, "Hüseyin bayrağını, o şerefle taşıdığı bayrağını arkasından gelenlere, yani sizlere devretti. En çok da gençlere" sözleri coşkuyla atılan "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm" sloganıyla karşılandı. Kendilerinin sadece köprüyü kurduklarını, ilerletecek olanın gençler olduğunu yineleyen Yalçıner, şenlikte umudunun tazelendiğini söyledi. "Kahrolsun emperyalizm" diyen Deniz'lerin sloganlarının geçmişte kalmadığını, bugün başını ABD'nin çektiği emperyalizmin daha bir pervasızlaştığını örnekler vererek anlattı. 1 Mayıs'ta dünyanın dört bir tarafından emekçilerin sömürüye, savaşa, zorbalığa karşı ayakta olduğunu hatırlatan Yalçıner, "Deniz'in bir sözünün izini sürmemiz gerekiyor. 'Yaşasın Marksizmin-Leninizmin yüce ideolojisi'. Bu ışığımız olmalı, daha çok dillendirmeliyiz. Sosyalizmi alınlarına daha bir güçlü vurmalıyız" derken, salon hep bir ağızdan atılan "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganıyla çınladı. Yalçıner, "Daha çok çalışmak, daha çok Marksizm-Leninizm, daha çok sosyalizm ve daha çok mücadele" çağrısı yaptı.
Gençlikte kök salıyorlar Emek Gençliği adına konuşan Merkezi Gençlik üyesi Şevket Akyol da bugün fabrikada, atölyede, okulda mücadele yürüten gençliğin faaliyetlerinin merkezinde Deniz'lerin mücadelesinin yer ettiğini söyledi. Akyol; "Onları idam edenler şerefsizce ölürken, Deniz'lerin, uğruna canları pahasına mücadele ettikleri sınıfsız, sömürüsüz bir dünya fikri her gün yeniden filizleniyor, partimizde yeşererek, işçi, emekçiler ve gençler içerisinde kök salıyor" diyerek, gençliğin bayrağı bırakmayacağını ifade etti. Tevfik Taş ise görevli olarak gittiği Paris'te antiemperyalist mücadelede Deniz'i tanımalarından duyduğu sevinci, mutluluğu paylaşıp, bunu okuduğu şiirle salona yansıttı. Rasim Yılmaz, Deniz için yazılan Şarkışla isimli türküyü söylerken; Grup Çığ, Fuat Saka türküleriyle salonu coşturdu. Artvin Kültür Derneği Halkoyunları ekibi ise salonu Karadeniz'e taşıdı, etkinliğe ayrı bir renk, tat kattı. Alattin Bilgi, "Antiemperyalist mücadelenin bu üç yiğit delikanlısını; Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i sevgiyle bağrıma basıyorum. Bugün savaş ve kan ortamından beslenen emperyalizm, özellikle Afganistan'da ve Filistin'de en acımasız biçimde kan dökmeye devam ediyor" diyerek, emperyalizmin başkomutanlığını yapan ABD'ye karşı Denizce, Yusufça, Hüseyince savaşan Filistin ve Afganistan halklarının mücadelesini selamladı. Türkiye Üretici Köylü Sendikası, köylü mücadelesine verdiği destekten dolayı EMEP'e teşekkür ederken, ambar işçileri de aradan geçen 30 yıla rağmen Deniz'lerin çoğalarak mücadeleyi yükselttiğini belirten mesajlarıyla etkinlikte yerlerini aldılar. Petrol-İş Sendikası Batman Şubesi üyeleri de etkinliğe katılarak, Deniz'leri andı.
'Biz sadece köprüyü kurduk' Kürsüye ilk olarak çıkan, Deniz'lerin mücadele arkadaşı, 68 kuşağının öncülerinden Mustafa Yalçıner, oldukça etkili, bir konuşma yaptı. İngiltere'nin kendisine vize vermediğini, kendisinden mal varlığını sorduğunu belirten Yalçıner; salonu göstererek "Malvarlığım sizlersiniz, sizler bizim geleceğimizsiniz" diye ekledi. Deniz'in kararlığını, onbinleri arkasından sürüklemesini; Hüseyin'in çelikten iradesini, devrimin hamalı gibi çalışan Yusuf'un aldığı her işi sonuna kadar götürmesini, Sinan Cemgil'i, Alpaslan'ı, Kadir'i, Mahir'i, Kaypakkaya'yı anlatan Yalçıner'in, "Hüseyin bayrağını, o şerefle taşıdığı bayrağını arkasından gelenlere, yani sizlere devretti. En çok da gençlere" sözleri coşkuyla atılan "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm" sloganıyla karşılandı. Kendilerinin sadece köprüyü kurduklarını, ilerletecek olanın gençler olduğunu yineleyen Yalçıner, şenlikte umudunun tazelendiğini söyledi. "Kahrolsun emperyalizm" diyen Deniz'lerin sloganlarının geçmişte kalmadığını, bugün başını ABD'nin çektiği emperyalizmin daha bir pervasızlaştığını örnekler vererek anlattı. 1 Mayıs'ta dünyanın dört bir tarafından emekçilerin sömürüye, savaşa, zorbalığa karşı ayakta olduğunu hatırlatan Yalçıner, "Deniz'in bir sözünün izini sürmemiz gerekiyor. 'Yaşasın Marksizmin-Leninizmin yüce ideolojisi'. Bu ışığımız olmalı, daha çok dillendirmeliyiz. Sosyalizmi alınlarına daha bir güçlü vurmalıyız" derken, salon hep bir ağızdan atılan "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganıyla çınladı. Yalçıner, "Daha çok çalışmak, daha çok Marksizm-Leninizm, daha çok sosyalizm ve daha çok mücadele" çağrısı yaptı.
Gençlikte kök salıyorlar Emek Gençliği adına konuşan Merkezi Gençlik üyesi Şevket Akyol da bugün fabrikada, atölyede, okulda mücadele yürüten gençliğin faaliyetlerinin merkezinde Deniz'lerin mücadelesinin yer ettiğini söyledi. Akyol; "Onları idam edenler şerefsizce ölürken, Deniz'lerin, uğruna canları pahasına mücadele ettikleri sınıfsız, sömürüsüz bir dünya fikri her gün yeniden filizleniyor, partimizde yeşererek, işçi, emekçiler ve gençler içerisinde kök salıyor" diyerek, gençliğin bayrağı bırakmayacağını ifade etti. Tevfik Taş ise görevli olarak gittiği Paris'te antiemperyalist mücadelede Deniz'i tanımalarından duyduğu sevinci, mutluluğu paylaşıp, bunu okuduğu şiirle salona yansıttı. Rasim Yılmaz, Deniz için yazılan Şarkışla isimli türküyü söylerken; Grup Çığ, Fuat Saka türküleriyle salonu coşturdu. Artvin Kültür Derneği Halkoyunları ekibi ise salonu Karadeniz'e taşıdı, etkinliğe ayrı bir renk, tat kattı. Alattin Bilgi, "Antiemperyalist mücadelenin bu üç yiğit delikanlısını; Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i sevgiyle bağrıma basıyorum. Bugün savaş ve kan ortamından beslenen emperyalizm, özellikle Afganistan'da ve Filistin'de en acımasız biçimde kan dökmeye devam ediyor" diyerek, emperyalizmin başkomutanlığını yapan ABD'ye karşı Denizce, Yusufça, Hüseyince savaşan Filistin ve Afganistan halklarının mücadelesini selamladı. Türkiye Üretici Köylü Sendikası, köylü mücadelesine verdiği destekten dolayı EMEP'e teşekkür ederken, ambar işçileri de aradan geçen 30 yıla rağmen Deniz'lerin çoğalarak mücadeleyi yükselttiğini belirten mesajlarıyla etkinlikte yerlerini aldılar. Petrol-İş Sendikası Batman Şubesi üyeleri de etkinliğe katılarak, Deniz'leri andı.
Evrensel'i Takip Et